Küreselleşme ve GNU/Linux

realmanager

Profesör
Katılım
31 Ekim 2009
Mesajlar
3,927
Reaksiyon puanı
99
Puanları
0
Açık Parmak 1 – 3G ve Türkiye
Daha önce bir iki kez yazılarda değinmiştim. 3G olayına tamamen takılmış durumdayım. Hayır, takıntım 3G’nin kendisi değil. Türkiye’de olması. Niye mi?
NTV’in Turkcell 3G reklamlarında geçen bir cümleye hiç dikkat ettiniz mi? Cümle aynen şu; “Elektrik kesintilerinden bile . . .” Yahu arkadaş biz daha elektrik kesilmesi olayını normal bir olaymış gibi gören ve bunu fazlasıyla benimseyen bir milletken neyimize 3G ? Düşünsenize “Dünyanın teknolojisi”, “teknolojinin çığır aştığı nokta” diye lanse edilen 3G’yi satmaya çalışırken elektrik kesintilerinden pay çıkarmaya çalışılıyor. Yahu 3G gelse ne gelmese ne? Elektriği olmayan köye çamaşır makinası vermenin mantığı ne kadarsa 3G’nin mantığı da o kadar.
Açık Parmak 2 – Sigara ve Sonrası
Ankara’nın Dikmen’inde oturuyoruz (: Bilen bilir yokuşlarıyla ünlüdür. Her neyse bundan yaklaşık 11 sene evvel Dikmen’in ünlü yokuşlarından birini çıkarken babam, paketini her zaman taşıdığı gömlek cebinden sigarasını çıkardı ve attı. O gün bugündür sigarayı eline almamıştır. Ailede yumurta popoya dayamadan hareket edememe hastalığı var herhalde. Geçen hafta pazar günü gece uyuyamadım. Öksürmekten boğazlarım acıyor, göğsüm ağrıyordu. Nefes bile alamıyordum. Bir anda kalktım ve masamın üzerindeki paketi alıp çöpe şutladım. Bir haftadır sigara içmiyorum. Gün içerisinde zorlandığım tek bölüm var. O da kahvaltı sonraları (: Daha önce sigaraya yeni başladıktan 1 ay sonra bırakmıştım ama daha kendimi yıpratmadığımdan sigaralı ve sigarasız hayatın farklılıklarını anlayamamıştım. Artık çok daha iyiyim. Bir haftalık süreç bile bunu fark etmemi sağladı.
Açık Parmak 3 – Muayene Olmak ya da Olmamak / Bir e-devlet hikayesi
Sigarayı bıraktık madem geri başlamamak için ne gibi önlemler almak lazım öğrenmek için hastaneye gittim. Üniversiteden dolayı babamın sigortasını kullanabiliyorum ancak hastaneye gittiğimde bir gerçekte karşılaştım. Her üç ay da bir yenilenmesi gerekiyormuş! Gidip ellerimle belge göstermem lazım anlayacağınız. Kısacası, yemişim e-devleti kimi kandırıyorsunuz?
Her neyse hastanedeki görevli öğrenci kimliğiyle hallolacağını söyleyince SGK’ nın merkezine gittim. Tahmin edilebileceği gibi öğrenci kimliğiyle olmuyordu. Kampüsün yolları gözükmüştü. Öğrenci işlerinden “öğrenci olduğuma dair belge”yi ve SGK onayını aldıktan sonra sonunda muayene olabildim. Zaten kuru öksürük tutmuştu onun içinde hekim sağ olsun ilaç yazdı ( Kuru öksürük ne kötü bir şeymiş ) . Sabah 8′de evden çıktığında kendini gayet iyi hisseden ben oldukça yorgun hissediyordum. Dolmuşa atlayıp Meydan’a ( Trabzon-Merkez) geldim. Eczaneye girdiğimde şansız gün devam diyordu. Evet, reçetede kaşe yoktu! 9 vasıta değiştirmiştim, 2 tanesini daha göze almayıp eve geçtim. Geçtim ama süpriz mi dersiniz kötü talih mi dersiniz her ne zıkkımsa yakamı bırakmamıştı. Anahtarımı unutmuştum! Hayır, hayır bu olmamalıydı (: Yan komşum sürekli anahtarını unuttuğundan kartla kapıyı açmada uzmanlaşmıştı. İzleye izleye öğrenmişim herhalde 15 dakikalık uğraştan sonra eski tip tahta kapıyı açtım (:
Sonuç: Yatak-yorgan yatıyorum. Grip olmuşum. Bir daha hastane mi? Allah korusun.
Açık Parmak 4 – Küreselleşme ve GNU/Linux 1
Öncelikle bir haftalık gecikmeden dolayı özür dilerim. Geçen hafta “küreselleşme ve Teknoloji” konusuna bir küçük yazı daha eklemiştim. Artık Linux ve Küreselleşmeyi konuşabiliriz.
Küreselleşmenin tanımını koymak oldukça güç. Daha ne olduğu tam olarak belli olmayan; görüşlerden görüşlere, düşünürlerden düşünürlere, siyasetçilerden siyasetçilere, iktisatçılardan iktisatçılara değişkenlik gösteren bir olgunun tanımını koymak, deveye hendek attırmaktan bile zor.
Bildiğimiz üzere küreselleşme ve teknoloji, iletişimi sınır tanımaksızın hayatımızın odak noktası haline getirdi. Bundan payını alan bir diğer oluşum ise Linux. Linux’ün herkesçe bilinen hikayesi; Yaratıcısı Linus Torvalds’ın ürünü olması ve tüm dünyaya bir şekilde yayılması. Buraya kadar her şey bir şekilde anlamlandırılabilir. Ancak yaratıcısının gelişmesine senelik sadece %0.6′lık bir katkı yaptığı bir sistem nasıl olur da bu kadar sahiplenilebilinir?
“Linux’e neden geçiş yaptınız” sorusunda sunulabilecek seçeneklerden biri de kesinlikle “politik görüş” . Salt geçiş sebebi elbette bu değil. Hatta seçeneklerin çok alt sıralarında. Ancak işin içine GNU kavramı girdiğinden Linux kullananları birbirine kenetleyen, itici güç haline gelen nokta da aksine “politik görüş” . Belirtmek gerekir ki Linux kullananların çoğu aynı görüşte demek büyük bir yanılgı olur. Fakat hepsinin buluştuğu bir nokta var; Özgürlük!
Şimdi biraz küreselleşme ve küreselleşme karşıtlarına değinelim. Basit anlamda küreselleşme, Liberalizm’in ( Aslında neo-liberalistler dersek daha doğru olur ) Dolayısıyla kapitalizmin bir ürünü veya modifiye edilmiş devamı. Ürkütücü olmasının yanında cesaret verici olması da bir gerçek. Şimdi bu şartlar artında Küreselleşme karşıtlarını anlamaya çalışalım. Kendilerini kadrolu eylemciler olarak tanımlayan bir grup dünyanın her yerinde küreselleşme karşıtı eylemlere katılmaktalar. Bu eylemcilerin profillerine baktığımızda göze çarpan ilk gerçek; Maddi olarak doyurucu bir gelire sahip olmaları! Hatta bir çoğu bu eylemleri bir hobi olarak gördüklerini dile getiriyorlar. ( Bunları Küreselleşme karşıtlarını küçümsemek, gerçek dışı bulmak adına yazmadığımı belirtmek isterim ) Şöyle küçük bir sonuç yazmak gerekirse; Küreselleşme karşıtlığı alt tabakanın değil, “İşi bilen” üst tabakanın sahiplendiği bir görüş. Burada ülkemizden de bir örnek vermek isterdim ama her şey de olduğu gibi burada da tanımsısız. Örneğin; Dünya’da sol görüş eylemlerde sol elini kaldırır bizdekiler sağ elini. Siyaset sahnesinde bizi biz bile anlamıyoruz.
Özgür Yazılım veya Linux ya da GNU/Linux, küreselleşmenin karşısında duran bir güç müdür? Açık Kaynak yazılımları destekleyen, kullanan, tanıtmaya çalışan, hatta savunan insanlar küreselleşmeye karşı mıdırlar? Yoksa yanında mı?
Küreselleşme karşıtlarının, karşıtlık için sunduğu en büyük dayanaklardan birisi, Küreselleşmenin vadettiği özgürlük yerine baskı, dayatma, izlenme-dinlenme ( 1984 – George Orwell ) gibi özgürlüğün tam zıttı eylemlerde bulunması. Yani bir taraftan bakıldığında sanal alemdeki Özgür Yazılım kullanıcıların kapalı kaynak yazılımları kullanmamasındaki sebeplerden bir kaçı. Kısaca bağlamak gerekirse, gerçek dünyadaki küreselleşme karşıtları ve küreselleşmeciler arasındaki kavganın bir benzeri hatta paraleli, sanal alemde özgür yazılım ve Microsoft arasında gerçekleşiyor. Özgür yazılım destekçilerini yakından takip eden biri olarak gözlemlediğim bir paralellik mevcut. İki tarafta ( küreselleşme karşıtları ve özgür yazılım destekçileri ) karşı oldukları olgunun aslında vadettiği şeyleri vermemesinden şikayetçi. En azından özgür yazlıma/küreselleşme karşıtlığına sempati duyulmasının sebebi vadettiklerin hayal mahsulu olması.


Tamamı Alıntı
Kaynak:http://www.teknovole.com/sizin-icin-sectiklerimiz/kuresellesme-ve-gnulinux/
 
Üst