Köleymiş...!

maxxdump

Dekan
Katılım
2 Nisan 2008
Mesajlar
6,377
Reaksiyon puanı
6
Puanları
218
Yaş
40
Konum
Kıbrıs
Hemen şunu belirtmek isterim ki Cristiano Ronaldo hakkında ki bu yazıdan "deve yüküyle para kazanıyor, bi de kendine köle diyor" gibi bir anlam çıkartılmasını istemem.

Bir iş ne kadar kazançlı olursa olsun, çalışanların insanlık dışı koşullarda çalışmasını haklı kılmaz. Ancak Portekizli oyuncunun kendini köle ilan etmesi ne kadar hakkaniyetli o da bir soru işareti.

Cristiano Ronaldo, Manchester United ve Real Madrid arasındaki transfer hikayesi, dünya futbol gündemi için iyice kabak tadı vermeye başladı. Takımına her şeyi kazandırdığı muhteşem bir sezonun ardından, George Best ve Eric Cantona'yla birlikte Old Trafford efsaneleri arasına giren futbolcu, daha Moskova'daki Chelsea maçından sonra teri bile kurumadan Real Madrid'e gidebileceğini ima etti. Bütün yaz iki kulüp arasında süren çekişme ise FIFA başkanı Sepp Blatter'in açıklamalarıyla yeni bir boyut kazandı. Blatter, "futbolcular köle değildir, uzun süreli sözleşmelere bir son verilmeli" diyerek, Portekizli oyuncunun Bernabeu'ya gidiş isteğine destek oluyordu. Blatter için "kayın biraderi bilmem ne firmasında çalışıyor o firma da Real Madrid'in sponsoru" türünden bir komplo kuracak değilim. FIFA başkanın özgürlükçü ve insan haklarından yana bir tutumu olabilir. Peki tüm dünyada yabancı sınırlaması olmasını öngören 6+5 kuralını yürürlüğe koymak için Avrupa Birliği'ni karşısına alırken dayanağı neydi? "Futbol herhangi bir meslek değildir, uzun süre aynı takımda oynayıp sembol haline gelen futbolcuların sayısı giderek azalıyor" Blatter bunu bir tehlike olarak görüyordu. Şimdi sırf işine gelmediği için birden hippi olan ve "tüm sınırlamalara karşıyım" diyerek kendisine karşı çıkan Arsene Wenger'den ne farkı kaldı. Ortada o kadar çelişkili bir durum var ki Pele bile konu hakkında konuştuğunda mantıklı olmayı başardı. "Ronaldo, bir sözleşmeye imza attıysa yükümlülüklerini yerine getirmeli".

Cristiano Ronaldo açısından durumu ele aldığımızda hikayenin başına dönmemiz gerekiyor. Sporting'den Manchester United'a geldiğinde, sadece topla dribling yapabilen ve varteye yatkın bir yetenekten fazlası değildi. Ancak Alex Ferguson, Giggs ve Cantona gibi oyunculara gösterdiği sabrı Portekizli'ye de gösterdi. Üstelik 2006 Dünya Kupası'ndan sonra Ada’da istenmeyen adam ilan edilmesine ve Old Trafford dışındaki tüm stadlarda büyük tepki görmesine karşın Cristiano Ronaldo galiba pek vefakar bir insan değil. Olabilir, sonuçta profesyonel bir futbolcudur, Manchester United da bunu bildiği için Portekizli'ye astronomik bir haftalık ücret için uzun süreli bir sözleşme sundu. Ve tabii ki köle olmadığı için kimse, imzalasın diye Cristiano Ronaldo'nun kafasına silah dayamadı Şimdi ise Sepp Blatter'den yüz buluyor ve diyor ki "ben köleyim".

Uzun süreli sözleşmeler, Bosman kuralları sonrasında kulüplerin binbir emek sarfederek yetiştirdikleri futbolculardan gelir elde edebilmeleri için son şans, Dinamo Zagreb, transfer sezonu öncesinde Luca Modric'i elinde tutamayacağını biliyordu. Ancak her türlü sınıra karşı olmasına rağmen sınırların hep tek taraflı açıldığını görmek işine gelmeyen Arsene Wenger gibilerden en azından para kazanabildi. Peki bu başka bir tip kölelik değil mi? Dinamo Zagreb, Premier lig için oyuncu yetiştirmekle mi yükümlü? Futbolun yöneticilerinin nasıl bir kafa yapısında olduğunu anlamak için Cristiano Ronaldo olayını iyi incelemek gerekiyor. Dinamo Zagreb, geçen yıl Eduardo Silva'yı bu sene de Modric'i Premier Lig'e kaptırmasa, Şampiyonlar Ligi'nde Avrupa'nın devlerinin başına bir hayli iş açabilirdi. Ancak her yıl devler liginden inanılmaz paralar kazanan Arsene Wenger'in Arsenal'i için bu pek hoş bir durum olmazdı sanırım. Aynı şeyler Partizan, Steaua Bükreş, Dinamo Kiev ve hatta Ajax için de geçerli. Futbolda para ve endüstrinin sözü geçerken, Sepp Blatter'in yaptığı çıkış ise tek kelimeyle komik.


Deniz Ülkütekin


kaynak: NTVSpor.net
 
Üst