- Katılım
- 6 Ağustos 2008
- Mesajlar
- 20,603
- Reaksiyon puanı
- 493
- Puanları
- 7,263
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevgi Kolaylı, kestane balının değerinin tespiti amacıyla tecrübe hayvanları üzerinde yaptıkları araştırmalarda karaciğer hastalarını tedavi ettiğini, hepatit hastaları için de alternatif ilaç potansiyeli taşıdığını belirlediklerini dedi.
Kolaylı, kestane balının, tıbbı niteliği yüksek ballar kategorisinde dünya çapında öne çıktığını anlattı.
Gevşek kıvamlı ve koyu renkli balın antioksidan ve antimikrobiyal açısından varlıklı olduğuna dikkati çeken Kolaylı, "Kestane balının değerlerinin belirlenmesi amacıyla tecrübe hayvanları üzerinde yaptığımız araştırmalarda, karaciğer hasarlarını tedavi ettiğini, hepatit hastaları için alternatif ilaç potansiyeli bulunduğunu tespit ettik. Şu lahza bu türün başka tıbbi değerlerini ortaya çıkartacak bilimsel araştırmalarımız devam etmektedir. İnanıyorum ki bu kestane balı, kanserden korunmak için de alternatif olacaktır" diye konuştu.
Kolaylı, türün kendine has kokusu ve aromasıyla tanındığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bir kaşık kestane balı tüketimi, başka balların 3-4 kaşık tüketimine eşdeğer. Araştırmalar, Yeni Zelanda'nın ünlü Manuka balından daha yüksek antimikrobiyal sıfata sahip olduğunu göstermiştir. Kestane balı kahvaltılık olarak ya da gün içerisinde müsait dozlarda tüketilebilir. 'Bal tüketmeyin, baldan ırak durun' söylemleri fazla yanlış tutumdur. Arı ürünleri, tanrı'ın helal kıldığı besin ürünleridir. Tüm enerji kaynağı gıdalar gibi balda dengeli şeklide tüketildiğinde insanlar için şifadır. Biyolojik olarak başka emsallerine göre konsantre bir mahsul olan kestane balı, yara ve yanıkların tedavisi gibi birçok hastalığın alternatif tabiat ilacıdır. Bundan ötürü 'tabii antibiyotik' olarak da adlandırılmaktadır."
"Kestane kanseriyle mücadele edilmeli"
Kolaylı, nihayet senelerde kestane ağaçlarında kanser tehlikesi olduğuna dikkati çekerek, ağaç zararlılarıyla mücadele konusunda çalışılması gerektiğini dile getirdi.
Kestane balına ilginin her geçen sene arttığını belirten Kolaylı, şöyle devam etti:
"Kestane ormanlarının gerek korunması ve gerekse de ağaç sayısının artırılması konusunda toplumda farkındalık oluştu. Bunun daha da çoğalması gerektiğini düşünüyorum. Kestane, sadece balıyla değil, ürünü, ağacı ve peyzajıyla da fazla değerlidir. Ülkemizde kestane balıyla ilgili yapılan bilimsel çalışmalar desteklenmelidir. İnanıyorum ki bu bal, dünyada mühim tıbbı ballar arasında yerini alacaktır. Ürünün istikbal nesillere sağlıklı aktarılabilmesi için bu konuda mutlaka çalışmalar yapılmalıdır. Bu konuda ilgili birimlere ve arıcılıkla uğraşanlara ağırbaşlı görevler düşüyor. Üretim yapılan bölgelere yeni fidanlar dikilmeli ve üretimin arttırılması sağlanmalıdır."
Arı yetiştiriciliği yapan Yalçın Erdoğan da kestane balına vatan içi ve dışından tüketicilerin alaka gösterdiğini aktardı.
İlçedeki bin 500 dönümlük kestane ormanında üretim yaptıklarını belirten Erdoğan, "Kestane ormanının yoğunluğu, balın kalitesini üst düzeye çıkarmaktadır. Geçmiş senelerde arıların saf kestane çiçeklerinden ürettiği bal, yara ve yanıklarla amansız hastalıkların tedavisinde kullanılırmış. Bu bal tanrı'ın bir mucizesi ve kaynaklara göre de şifası oldukça çok" ifadesini kullandı.
YeniŞafak
![kestane-bali-kanserden-koruyor.png](/proxy.php?image=http%3A%2F%2Fwww.aktifmedya.com%2Fimages%2Fhaberler%2Fkestane-bali-kanserden-koruyor.png&hash=5236425f221fff8b498877dc781fffd0)
Kolaylı, kestane balının, tıbbı niteliği yüksek ballar kategorisinde dünya çapında öne çıktığını anlattı.
Gevşek kıvamlı ve koyu renkli balın antioksidan ve antimikrobiyal açısından varlıklı olduğuna dikkati çeken Kolaylı, "Kestane balının değerlerinin belirlenmesi amacıyla tecrübe hayvanları üzerinde yaptığımız araştırmalarda, karaciğer hasarlarını tedavi ettiğini, hepatit hastaları için alternatif ilaç potansiyeli bulunduğunu tespit ettik. Şu lahza bu türün başka tıbbi değerlerini ortaya çıkartacak bilimsel araştırmalarımız devam etmektedir. İnanıyorum ki bu kestane balı, kanserden korunmak için de alternatif olacaktır" diye konuştu.
Kolaylı, türün kendine has kokusu ve aromasıyla tanındığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bir kaşık kestane balı tüketimi, başka balların 3-4 kaşık tüketimine eşdeğer. Araştırmalar, Yeni Zelanda'nın ünlü Manuka balından daha yüksek antimikrobiyal sıfata sahip olduğunu göstermiştir. Kestane balı kahvaltılık olarak ya da gün içerisinde müsait dozlarda tüketilebilir. 'Bal tüketmeyin, baldan ırak durun' söylemleri fazla yanlış tutumdur. Arı ürünleri, tanrı'ın helal kıldığı besin ürünleridir. Tüm enerji kaynağı gıdalar gibi balda dengeli şeklide tüketildiğinde insanlar için şifadır. Biyolojik olarak başka emsallerine göre konsantre bir mahsul olan kestane balı, yara ve yanıkların tedavisi gibi birçok hastalığın alternatif tabiat ilacıdır. Bundan ötürü 'tabii antibiyotik' olarak da adlandırılmaktadır."
"Kestane kanseriyle mücadele edilmeli"
Kolaylı, nihayet senelerde kestane ağaçlarında kanser tehlikesi olduğuna dikkati çekerek, ağaç zararlılarıyla mücadele konusunda çalışılması gerektiğini dile getirdi.
Kestane balına ilginin her geçen sene arttığını belirten Kolaylı, şöyle devam etti:
"Kestane ormanlarının gerek korunması ve gerekse de ağaç sayısının artırılması konusunda toplumda farkındalık oluştu. Bunun daha da çoğalması gerektiğini düşünüyorum. Kestane, sadece balıyla değil, ürünü, ağacı ve peyzajıyla da fazla değerlidir. Ülkemizde kestane balıyla ilgili yapılan bilimsel çalışmalar desteklenmelidir. İnanıyorum ki bu bal, dünyada mühim tıbbı ballar arasında yerini alacaktır. Ürünün istikbal nesillere sağlıklı aktarılabilmesi için bu konuda mutlaka çalışmalar yapılmalıdır. Bu konuda ilgili birimlere ve arıcılıkla uğraşanlara ağırbaşlı görevler düşüyor. Üretim yapılan bölgelere yeni fidanlar dikilmeli ve üretimin arttırılması sağlanmalıdır."
Arı yetiştiriciliği yapan Yalçın Erdoğan da kestane balına vatan içi ve dışından tüketicilerin alaka gösterdiğini aktardı.
İlçedeki bin 500 dönümlük kestane ormanında üretim yaptıklarını belirten Erdoğan, "Kestane ormanının yoğunluğu, balın kalitesini üst düzeye çıkarmaktadır. Geçmiş senelerde arıların saf kestane çiçeklerinden ürettiği bal, yara ve yanıklarla amansız hastalıkların tedavisinde kullanılırmış. Bu bal tanrı'ın bir mucizesi ve kaynaklara göre de şifası oldukça çok" ifadesini kullandı.
YeniŞafak