Kazak sistemi çocuklara yük

[Edirneli]

Eğitimdeki ‘açık uçlu sınav sistemi’ çocukları test cenderesinden kurtaracak mı?

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Çocukları test cenderesinden kurtaracak bir sistem üzerinde çalışıyoruz" bilgisini verdi. Eğitim sistemini silbaştan değiştirecek olan yeni sistem, bu yıla yetişmese de ayrıntıları netleşmeye başladı. Kazak Eğitim Sistemi'ne benzeyen sistem; öğrencinin, ortaokulda 4 yıl boyunca gittiği sinemadan, gezdiği sergiye her şey puanlamada etkili olacak. İlk kez çoktan seçmeli test sisteminin terkedilerek, açık uçlu soru sistemi üzerinde duruluyor. Peki ama yeni sistem nasıl olacak? Bakan Avcı'nın da dediği gibi açık uçlu soru sistemi çocukları test cenderesinden kurtarabilecek mi? Eğitim uzmanları değerlendirdi.

'Çocuklar için çözüm olabilir'
Eğitim Bir Sen Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Özer:

Bakanlık bu konuyla ilgili eğitimdeki paydaşlarla mutlaka görüş alışverişinde olmalı. Biz daha önce de ortaokul ve lisedeki 4 yıllık sürelerde sınavlara etki edebilecek Türkçe, Matematik gibi temel derslerin öğrenci yerleştirmede etkili olması gerektiğini söyledik. Öğrencinin temel derslerde 4 yıllık ortalamasının alınması, hatta her ilin il genelinde bir sınav yapılması sağlanmalı. Çocukların, projelere-faliyetlere katılımı da öğrenci puanına etki etmelidir. Çocuklarımız test ile tost arasına sıkışmış durumdadır. Onları bu durumdan kurtarabilmemiz için açık uçlu sınav bir çözüm olabilir. Çocuklarımızı daha çok düşünmeye yöneltecek bir sistem de böylece kurulmuş olacaktır.

'Test sistemine göre daha iyi'
Kültür Dershaneleri Rehberlik Koordinatörü/Eğitim Uzmanı Salim Ünsal:

Testi asıl cendere haline sokan sınav sonrası tablodur. Öğrenci, iyi bir liseye gidebilmesi için tek sınav hakkını da doğru değerlendiremezse, telafisi olmayan bir tablo ortaya çıkıyor. Çocuklarımızı, test ile sınırlı bir alana hapsediyoruz. Sınavlarda, açık uçlu soruların olması yıllardır bekleniyordu. Şimdiye kadar hiç uygulanmadı. Ölçme-değerlendirme tekniği açısından hazırlıklar eksiksiz yapılırsa, açık uçlu sorularla yapılacak olan bir sınav, test sistemine göre daha başarılı olabilir. Ancak yinede açık uçlu sorular da test sisteminin getirdiği negatiflikleri ortadan kaldırmaya yetmez. Okullardaki klasik sınavlar ile açık uçlu sınav sistemindeki soruları, soru tekniği açısından karşılaştırmak imkansız. Okullarımız, öğretmen ve öğrencilerimiz açık uçlu soru sistemine hazırlıksız. Geçiş süreci sıkıntılı olacaktır. Bu sistemle dershanelerin etkinliği daha da artar.

'Sorun, eğitimin bütünlüğünde'

Türkiye Kamu Sen Genel Başkanı ve Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk:
Bakan Nabi Avcı'nın kafa karışıklığı netleşmelidir. Önce 'SBS tamamen kaldırılacak' sonra 'Yok daha vakit var' diyor. SBS'nin açık uçlu sorularla yapılması, ölçme-değerlendirmede çok ciddi problemler yaratır. Açık uçlu sorunun cevabı da açık uçlu olabilir. Önemli ölçme-değerlendirme hatalarına yol açma riski yüksek. Test tekniğini ortadan kaldırmak mümkün değil. Yoksa başarılı öğrenci hangi kritere göre ayırt edilecek? Yeni sistem her açıdan masaya yatırılmadan hayata geçirilmesin. Aksi halde son 10 yılda olduğu gibi 4-5 kez daha sistem değiştirilmek zorunda kalınır. Asıl sorun, test tekniği değil eğitim sisteminin bütünündedir.
'Okulların notları şişirme riski var'

Anadolu Eğitim Sen Genel Başkanı Cansel Güven:

Bakanlığımız, Kazakistan'a sormuş ama Türkiye'deki öğretmenlere yine sormadı. Yine bir parlak fikir ve acele bir kararla karşı karşıyayız. Bitirme sınavlarının her okul tarafından ayrı ayrı değerlendirilecek olması, notların güvenilirliğine ciddi gölge düşürür. Okulların notları şişirmesi riski çok yüksek. Bu da adil elemeyi engeller. Sistemdeki aksaklıklar giderilmeden, sınav sisteminin değiştirilmesi de öğrenciyi yeni bir cendereye sokar. Canlarını daha da yakar. Büyükler bir karar verene kadar çocuklar malesef deneme tahtası olmaya devam edecek. Bu sistem de tutmazsa, 3-5 yıl sonra iptal edilir. Ya sonra?.. Bakan haklı, 'test sistemi bir cendere' ama açık uçlu sınav sisteminin cendere olmayacağının da garantisi yok.

'Dersaneden kurtulamazlar'
Kültür Üniversitesi Genel Sekreteri ve Eğitim Uzmanı Burak Kılanç:

Türkiye şu anda 2023'de dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedeflerken, bunu başaracak olan insan kaynağını en iyi yetiştirme yöntemini arıyor. Tartışmaların temelinde bu var. Sistemin adaletli olması çok önemli. Her öğrenciye bir portfolyo-dosya açılması öngörülüyor. Öğrencinin, ders dışı başarıları da yer alacak. Gittiği sinema-tiyatro-konser de bu dosyada yer alacak. Bu da yerleştirmeyi etkileyecek. İstanbul-Kadıköy'deki çocukla, köy okulundaki çocuğun koşulları eşit mi? Özel okullarla, devlet okulları imkanlar açısından aynı mı? Adil kıyaslama için öncelikle tüm öğrenciler için eşit koşullar olmalıdır. Dünya üzerinde ne kadar ülke varsa, o kadar model var. Kazak Modeli yerine niye kendi koşullarımıza uygun Türk Modeli oluşturulmuyor? Eleme amaçlı sınav oldukça, ne cendereden ne de dershanelerden kurtulabiliriz.

'Kazak sistemi çocuklara yük'
Türkiye Özel Okullar Derneği Eş Başkanı Yusuf Tavukçuoğlu:

MEB, yeni sistemle ilgili çalışıyor. Ayrıntılar netleşmedi. İlk bilgilere göre; Öğrencinin okuldaki diğer etkinliklere katılımı dışında, açık uçlu sorular da, öğrenci seçiminde etkili olacak. Öğrencilerin, yeteneklerini keşfetme ve başarılı oldukları alanları belirlemede bu sistem de yetmeyecek. Çocuklar yine test cenderesinden kurtulamayacak. Açık uçlu soruların nasıl geleceği yeni stres kaynağı olacak. Kazak Eğitim Modeli'nden söz ediliyor. Kazak Sistemi de sınav yorgunu çocuklarımızın sırtındaki yükü azaltmaya yetmeyecektir. Mutlaka başarıyı ölçen bir sistem olmalıdır.

Kaynak

 

[Jomolocco]

gorucegiz boyle torpiller varken her sistemin bir hilesi cikar merak etmeyin