Dünyanın en zengin petrol yataklarından bir bölümünü bünyesinde barındıran Nijerya’da, insanlar her zamankinden yoksul. Toprak ve su kirleniyor, şiddet artıyor...
Petrol, güney Nijerya'daki her şeyi kirletiyor. Boru hatlarından sızan petrol, toprağı ve suyu zehirliyor. Petrolden sağlanan kârı hortumlayan politikacıların ve generallerin ellerini kirletiyor. Ve yine bu sıvı servetten pay almak adına -silah kullanmaktan, boru hattına sabotaj düzenlemeye, yabancı petrol çalışanlarını kaçırmaya kadar- her yola başvurabilecek gençlerin geleceğini karartıyor.
Güney Nijerya'daki Port Harcourt, petrolle 50 yıl önce tanıştı, ama kokusu ve görüntüsüyle hâlâ bir gecekondu bölgesinden farksız.
Kamplarının yakınında silahlarını havaya kaldıran Nijer Deltası'nı Özgürleştirme Hareketi savaşçıları, kaynakların yerel kontrolü yolundaki çağrıları yanıtsız kalırsa petrol akışını kesmeye kararlı.
Port Harcourt'taki mezbahada bir keçiyi parçalara ayrılmak üzere kesim tezgâhına taşıyan işçinin etrafında, hayvan derilerini gevşetmek için yakılan lastiklerden çıkan zehirli dumanlar yükseliyor. Kirlilik nedeniyle deltada balık tüketimi yerini artık ete bırakmış.
egi halkının geleneksel lideri Kingdom Elenwa, Akabuka'da her yıl kutlanan tatlı patates festivalinin ardından torunu ile dinleniyor. Mobilyaların parasını Total ödemiş.
kaynak:national geographic
