Kadir gecesi yaklaşırken[gece hakkındaki herşey]

quasimodo

Profesör
Katılım
20 Aralık 2008
Mesajlar
1,929
Reaksiyon puanı
57
Puanları
0
Kadir Gecesi

En nurlu ve feyizli geceyi Kadir Gecesinde idrak ederiz. Kur'ân'da adı geçen tek ay Ramazan ayıdır; tek gece de Kadir Gecesidir. Bu bereketli saatlerin şeref ve kıymetini Kâinatın Rabbi Sevgili Habibine haber vermektedir. Bu gecenin faziletine o kadar değer verilmektedir ki, o vakitlerde tecelli edecek rahmetin ve ruhanî hâdiselerin anlatılması için müstakil bir sûre inmiştir. Bu sûre Kadr Süresidir.

Yine Cenâb-ı Hak bu gecenin kudsiyetini bildirmek için beş âyetli bir sûrede üç defa "Leyletü'1-Kadr" ifadesini açıkça zikretmektedir:
"Şüphesiz, o Kur'ân'ı Kadir Gecesinde indirdik. Bilir misin, Kadir Gecesi nedir? Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır."
Ulvî hâdiseler de sûrenin sonunda şöyle ifade buyurulur :

"O gecede melekler ve Cebrail Rablerinin izniyle her iş için arka arkaya iner. O gece, tan yerinin aydınlanmasına kadar bir selâmettir."
Kadir Gecesinin en önemli özelliği, cin ve insanlara iki cihan saadeti bahşeden, kâinat kitabının ezelî bir tercümesi olan yüce kitabımız Kur'ân-ı Kerimin bu gecede ilk olarak dünya semasına indirilmesidir. Daha sonra ise ihtiyaca göre âyet âyet veya sûreler halinde vahyin mazharı Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselama Cebrail (a.s.) vasıtasıyla takdim edilmiş olmasıdır.
Yine bu mübarek gecede insanlığın ebedî refahına sebep olacak, ona bereketli bir ömrü kazandıracak bir fırsat verilmektedir. Bu geceyi dua, zikir ve ibadetle geçiren kişi, ancak seksen sene gibi uzun bir ömürde kazanabileceği ecir ve sevabı bir gecede elde etme bahtiyarlığına ermiş olacaktır.

Bu gecedeki İlâhî ziyafete ve Kur'ânî sofraya başta Kur'ân-ı Mübini Resulullah Aleyhissalâtü Vesselama vahiy yoluyla getiren Cebrail olmak üzere melekler de inerek şenlendirirler. Kalb ve basîreti açık olan mü'minlere uhrevî âlemden manzaralar sergilenir. Meleklerin pey der pey inmesiyle yeryüzü manevî bir tazyike maruz kalır. Dünya adetâ onlara dar gelmeye başlar. Mü'minlerin etrafını kuşatarak onlara Rablerinin bağış ve rahmetini müjdelerler. Tan yeri ağarıncaya kadar devam eden bu ulvi tecelli, ümmet-i Muhammed'in gönüllerine engin bir huzur ve saadet dalgası estirir.
Kadir Gecesinde böyle nurlu hâdiselerin yıldönümlerini idrak ederiz. Onun kadrini bilmekle de feyiz ve bereketinden, dünyayı kuşatan nuranî havasından istifade etmiş oluruz.

Hadislerde Kadir Gecesi


- Ubâde b. Sâmit (r.a) şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem, Kadir Gecesi'ni haber vermek üzere Hâne-i Saâdetinden çıktı. Derken Müslümanlardan iki kişi kavga ettiler. Buyurdular ki: Ben, size Kadir Gecesi'ni haber vermek üzere çıkmıştım. Filân ile filân kavga ettiler de ona dâir olan bilgi kaldırıldı. İhtimâl ki hakkınızda bu daha hayırlıdır. Artık siz, Kadir Gecesi'ni yirmiden sonraki yedinci veya dokuzuncu veya beşinci gecelerde arayınız
- İbn-i Abbâs (r.a)’dan rivâyet edildiğine göre, Nebî salla'llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Ashâb'ım! Siz leyle-i Kadr'i Ramazan'ın aşr-ı ahîrinde arayınız!. Leyle-i Kadir, ya Ramazan’ dan dokuz gece kala, yâhut yedi gece kala, yâhut da beş gece kaladır
- Âişe (r.a)’dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Ramazan'ın son on günü girince, Nebî salla'llâhu aleyhi ve sellem ibâdet konusunda daha da ciddî bir sa'y ü içtihâd arz ederlerdi. Gecesini ihyâ eder, ehl ü âilesini de ibâdet için uyandırırdı.
- Ebû Hüreyre radiyallâhu anh'den: Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Her kim, imânından dolayı ve mükafatını yalnız Allâh'tan umarak Kadir Gecesi'ni ihya ederse, geçmiş günahları affedilir.

Bin aydan hayırlıdır denmesinin hikmeti nedir?

"Bin ay" seksen üç sene dört aylık bir süreye tekabül eder. Geçmişteki salih kimselerin bir ömür boyu kazandıkları manevi mertebeyi bir gece içinde elde etme fırsatıdır. Resulullah (a.s.m.) sahabilere İsrailoğullarından bir kimsenin Allah yolunda bin ay boyunca silâhlı olarak cihat ettiğini anlatmıştı. Sahabiler bunu duyunca şaşırdılar ve kendi amellerini az, gördüler. Bunun üzerine Kadir Suresi indirildi.

Başka bir rivayette Peygamberimiz Sahabilere İsrailoğullarından dört kişinin seksen sene boyunca hiç günah işlemeden ibadet ettiklerini anlattı. Sahabiler bunu hayretle karşıladı. Cebrail Aleyhisselâm geldi, "Yâ Muhammed, ümmetin o birkaç kişinin seksen sene ibadetinde hayrete düştüler. Allah sana ondan daha hayırlısını indirmiştir" diyerek Kadir Suresini okudu ve, "İşte bu senin ve ümmetinin hayran kalışından daha hayırlıdır" buyurdu.(1)
Diğer bir rivayette Resulullah’a bütün ümmetlerin ömürleri gösterilmişti. Kendi ümmetinin ömrünü kısa görünce, ömrü uzun olan ümmetlerin amellerini düşündü. Kendi ümmetinin bu kısa ömürlerinde yaptıkları amellerle onlara ulaşamayacakları endişesi içinde üzüldü. Yüce Allah da Habibine, bu üzüntüsüne mukabil Kadir Gecesini vererek diğer ümmetlerin bin yılından daha hayırlı kıldı. (2)

Kadir Suresi bu hadiseler üzerine nazil olmuştur.
Bu sure, Sahabilerin üzüntüsünü hafifleten bir suredir.

Kadir Gecesinin Bu Kadar Faydalı Olmasını Nasıl Açıklarsınız?
Evet bir tek Ramazan, seksen sene bir ömür semeratını kazandırabilir. Leyle-i Kadir ise, Kur'an’ın bildirmesiyle bin aydan daha hayırlı olduğu bu sırra kat’i bir delildir. Evet nasılki bir padişah, saltanatında belki her senede, ya tahta geçme merasimi namıyla veyahut başka bir şaşaalı cilve-i saltanatına mazhar bazı günleri bayram yapar. Halkını, o günde umumî kanunlar dairesinde değil; belki hususî ihsanatına ve perdesiz huzuruna ve has iltifatına ve fevkalâde icraatına ve doğrudan doğruya lâyık ve sadık milletini, has teveccühüne mazhar eder. Öyle de: Ezel ve Ebed Sultanı olan onsekiz bin âlemin Padişah-ı Zülcelal'i; o onsekiz bin âleme bakan, teveccüh eden ferman-ı âlîşanı olan Kur'an-ı Hakîm'i Ramazan-ı Şerifte indirmiş. Elbette o Ramazan, mahsus bir bayram-ı İlahî ve bir meşher-i Rabbanî ve bir meclis-i ruhanî hükmüne geçmek, Cenab-ı Hakkın hikmetinin muktezasıdır. Madem Ramazan o bayramdır; elbette bir derece, adî ve hayvanî meşguliyetten insanları çekmek için oruca emredilecek.

Sure neden Kadir Gecesinde indi?

Peygamber (a.s.m.) her şeyden önce bir uyarıcıdır. Bu ikaz görevini doğrulukla yapması için emri önce kendi nefsinde uygulaması lazımdı. Nefsine uygulamanın en uygun vakti de gece vaktidir.
Neden "Kadir" Gecesi?
Kadir Gecesi hüküm gecesi demektir. Duhan Suresinde açıklandığı üzere İlâhi takdirce belirtilen hükümler Kadir Gecesinde ayırd edilir. Bu anlamda Kadir Gecesine takdir gecesi diyenler de vardır. Aslında eşyanın, işlerin ve hükümlerin miktar ve zamanları ezelde takdir edildiği için burada söz konusu olan takdir, önceden tespit edilen kader programının yerine getirilmesiyle ilgili planların hazırlanmasıdır. (3)
"Kadr" kelimesinde "tazyik" manası da vardır. Buna göre o gece yeryüzüne o kadar çok melek iner ki, dünya onlara dar gelir.
Bir hadiste, "O gece yeryüzüne inen meleklerin sayısı çakıl taşlarının sayısından çok daha fazladır" buyurularak buna işaret edilir. (4)

Kadir Gecesinin Ramazan'ın hangi gecesine rastladığı hususunda pekçok rivayet olmakla birlikte, Ramazan'ın son on gününde aranması tavsiye edilmiştir. Bazı hadis-i şeriflerden de 27. gecesine denk geldiği bildirilmektedir. "Onu yirmi yedinci gecede arayınız" mealindeki hadis bu hususa işaret etmektedir. (5)

Bu rivayetlerin ışığında, İslâm âlimleri Kadir Gecesinin Ramazan'nın yirmi yedinci gecesi olarak kabul etmiş ve böylece Müslümanlar o geceyi Kadir Gecesi niyetiyle ihya edegelmişlerdir.
Bunun için mü'minler mümkün mertebe, vakit ve imkânları ölçüsünde Kadir Gecesini değerlendirmeye çalışırlar. Uyku ve istirahatla geçirmemeye gayret ederler. Çünkü bu gecede herbir Kur'ân harfine otuz bin sevap verilmektedir. Diğer ibadetlerin sevabı da o nisbette artış göstermektedir.

Kadir Gecesini değerlendirmek ve o vaktin feyiz ve bereketinden istifadeyi arttırmak için namaz kılınır, Kur'ân okunur, Kur'ân tefsirleri mütâlâa edilir. Zikredilir, salavat-ı şerife getirilir. Dualar edilir, Allah'a niyaz ve tazarruda bulunulur. Fakir ve kimsesizler doyurulur, bol bol sadaka verilir. Hâsılı her vesileyle vakit nurlandırılır. Kadir Gecesinin getireceği büyük kazanç hakkında rivayet edilen hadisler en güzel teşvik mahiyetini taşımaktadır.
"Kim inanarak, sevabını ancak Allah'tan bekleyerek Kadir Gecesinde kıyam üzere olursa (uyanık kalıp ihya ederse) geçmiş günahları affedilir." (6)

Bu gecede nasıl dua edelim?

Bunu da Hazret-i Âişe (r.a.) vasıtasıyla yine Peygamberimizden, öğrenelim:
"Dedim ki, 'Yâ Resulallah, Kadir Gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim?’
Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam "Allahümme inneke afüvvün tuhibbü'l-afve fa'fu annî (Allah’ım, Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle) dersin' buyurdu"

Kaynaklar
1) Hak Dini Kur an Dili. 6:4592
2) Muvatta. İtikâf:6
3) Duhan Suresi, 3.
4) Hak Dîni Kur'ân Dili, 9:5970.
5) Müsned, 2:27.
6) Buhari, Siyam: 71, İbni Mâce, Dua


O Öyle Bir Gece Ki
Cebrail adlı büyük melekle diğer bir çok melekler yeryüzüne inerek Yüce Allah'ın ismini zikreden ve ibadete devam eden her müslümana selam verir. Onlarla sohbet eder, onlara dua ve istiğfarda bulunurlar.
Evet o gece kadir gecesidir. O gece selam gecesidir.O Gece meleklerin yerleri gökleri doldurduğu gecedir.
O gece dünya gecelerinden bir gece değil, ahiret gecelerinden bir gecedir.
O gece Hak gecelerinden bir gecedir. O gece dünya ve ahiret arasında ki mesafesinin birbirine buluştuğu gecedir
O gece meleklerle sohbet edeceğin bir gecedir
O gece rabbimizden gelen hediyeleri toplayacağın gecedir.
Öyle ise gafil olma, uyuma kalk meleklerle görüş. Meleklerin Mevladan getirdikleri hediyeleri al. Bu hediyeler Halk'ın değil Hakk'ındır. O GECE SOHBET EDECEĞİN , DÜNYA İNSANI DEĞİL, sitreyi münteha melekleridir. Onlarla sohbet edecek, elbiseni giyin. Maddi varlığını unut, Hakk'a tam bir teslimiyetle teslim ol. Yoksa meleklerle sohbet edemezsin. Çünkü meleklerle sohbet edebilmek için melek gibi olmak lazımdır.
Hulasa kadir gecesisinin Hak Tealanın ahiret günlerinden lütuf etmiş olduğu birgün olduğunu bil.
Bu gece kimlerle karşılaşıyorsun, iyi düşün ona göre hareket et.
Efendimiz (
sav.gif
):
Her kim kadir gecesinin hayrından mahrum olursa, bütün hayırlardan mahrum kalır.
Resulullah (
sav.gif
) şöyle buyuruyor
'' kadir gecesi olduğu vakit Allah (cc) Cebrail A.S emreder. O da meleklerden bir cemaatle yere iner. Beraberinde yeşil bir sancak vardır. Onu Kabe'nin üzerine dikerler. Cebrail A.S'IN ALTIYÜZ KANADI VARDIR. Bunlardan ikisini kadir geceden başka bir gecede açmaz. Bunları sadece kadir gesinde açar. O kanatları doğudan batıya geçer. Her tarafı kuşatır.Cebrail A.S melekleri inmeleri için davet eder. Onlarda inip yer yüzünde bir ayakta ve oturarak ibadet, namaz kılana Mevla'yı zikredene her ibadet ehline selam verirler. Onlarla Musafaha yaparlar, dularına amin derler ve şafak sökünceye kadar bu hal üzerine devam eder.
Şafak söftüğü vakit Cebrail A.S meleklere haydin haydin diye seslenir. Melekler derler ki: Ya Cebrail A.S Allah (cc) ümmeti Muhammedin arzu ve ihtiyaçları hakkında ne yaptı. Oda der ki Allah (cc) onlara bu gece rahmet nazarı ile baktı. Onların kusurlarını bağışladı. GÜNAHLARINI MAĞRİFET ETTİ. Ancak DÖRT kimse hariç. Onlarda şarap içen, anne babasına eziyet eden akraba hakkını kesen birde kin besleyenler buyurdu.
Rabbim razı olduğu şekilde ihyayı ihsan buyursun. Amin




Kur’ân-ı Kerîm’de medhedilen en kıymetli gecedir. Kadir gecesinin fazîleti, üstünlüğü (bin aydan daha fazîletli, kıymetli, hayırlı olduğu), bizzât Allahü teâlâ tarafından, Kadir sûresinde açıkça bildirilmiştir.Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hak, bu mübarek gecenin kıymet ve faziletini şöyle beyan buyurmaktadır:

"Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Tâ fecrin doğuşuna kadar."
(Kadir Suresi )

Resul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz buyuruyor:

"Kim Kadir Gecesi'nde inanarak, ihlas ile o geceyi ibadetle geçirirse, geçmiş günahları bağışlanır."

"Kadir Gecesi yatsı namazında cemaatte hazır bulunan, ondan nasibini almıştır."

Müminlerin annesi Hz.Aişe (r.a.) şöyle diyor :

-Dedim ki: Ya Resullullah, Kadir Gecesi'ni bilirsem onda ne şekilde dua edeyim? Şöyle buyurdu:

- Allahümme inneke afüvvün kerîmün tuhibbül afve fa'fü anni. (Allah'ım sen affedicisin, affı seversin, beni affeyle.)

Peygamberimiz (sav) buyuruyor:

"Kadir gecesinde bir defa, Kadir sûresini okumak, (başka zamanda) Kur’ân-ı kerîmi hatmetmekten daha sevâptır. Bu gece koyun sağma müddeti kadar namaz kılmak, ibâdet etmek, bir ay her geceyi ibâdetle geçirmekten daha kıymetlidir."

Bu mübarek gecede dua sünnettir. O icabet vakitlerinden birisidir. Süfyan-ı Sevrî demiştir ki, o gece dua etmek, namaz kılmaktan daha sevaptır. Kur'ân okuyup da dua ederse güzel olur.

İbnü Hacer Heytemî Tuhfetü'l-Muhtâc'da der ki:

"Kadir gecesini görene, saklaması sünnettir. Onun kemâliyle faziletine ancak Allah Teâlâ'nın bildirdiği kimseler nail olur."

Kadir Gecesi Geçmişmidir Yoksa Tekrar Etmekte midir?
Kadir gecesi, meşhur olduğu üzere, Kur'ân'ın nazil olduğu veya sabahında Bedir zaferinin vuku bulduğu gece olduğuna göre o bir defa olmuş geçmiştir. Her sene Ramazan'da olacak olan onun şeref ve hatırasıdır, demek olur. Nitekim bazıları onun bir defa olup kalktığını kabul etmişlerdir. Fakat Kadir gecesi onlardan dolayı değil, onlar Kadir gecesine rastlamış olduğuna göre de Kadir gecesi bütün sene içinde gizli olup, en çok Ramazan'da ve en çok son onunda ve en çok yirmi yedinci veya sonuncu gece olması ihtimali en galip bulunan mübarek bir takdir gecesi olarak tekrar eder ki, bilinen, çoğunluğun görüşü de budur.

Kadir Gecesi Her Sene Ramazanın Aynı Gününe mi Geliyor?


Hayır. Allahü teâlâ, Kadir gecesini gizlemiş, yani Ramazan ayının çeşitli günlerine koymaktadır. Bu sene Ramazanın birine koyarsa öteki sene Ramazanın yedisine koyabilir, Kadir gecesi o gece olur. Diğer geceler gibi falanca ayın belli bir günü yapmamış, bu geceyi gizlemiştir. Bu gecenin aylarla ilgisi yok, gece ile ilgisi var. Kadir gecesi Ramazanın 27. gecesinde Kur'an-ı kerim inmiş ise, bu sene de Kadir gecesi Ramazanın üçüne alınmış olabilir. Demek ki bu mübarek gece Ramazanın üçüne geldi. Ay mefhumundan sıyrılmak gerekir. Diğer geceler ayla ilgili, Kadir gecesi ayla ilgili değil, gece ile ilgilidir. Allahü teâlâ dileseydi her aya bir tane koyardı ve her ayda Kadir gecesi olabilirdi. Kur'an-ı kerimin indiği bu geceyi de her ay kutlardık.

İlk defa Kur’an-ı kerimin nazil olduğu gecenin hususiyetini, faziletini ve bereketini Allahü teâlâ her sene başka bir geceye veriyor. Yani her sene değişik bir gecenin o kıymet ve fazileti taşımasını irade buyuruyor. Kur’an-ı kerimin nazil olduğu o mübarek gecenin her sene-i devriyesinde aynı gecenin o fazileti taşıması icap etmiyor. Başka bir gece o fazileti taşıyabiliyor. (4)
ve bir müjde ile noktalıyalım:
"Kadir gecesine rastlamış olan bir geceyi ihyâ eden, Kadir gecesini ihyâ etmiş gibi sevâb kazanır"
hadîs-i şerîfini düşünülerek, sık sık vâki olan 27. gece ihyâ edilirse, o gece Kadir gecesi olmasa bile, büyük sevâba kavuşulur. (5)

RAMAZAN AYINDA İTİKÂF ve KADİR GECESİNİ ARAMA



Ebû Saîd el-Hudrî (r.a) şöyle anlatmıştır:

Resûl-i Ekrem (s.a.v) ramazan ayının ikinci on gününde itikâfa girdi, onunla birlikte herkes itikâfa girdi. Yirmi birinci gecenin sabahı olunca Resûl-i Ekrem (s.a.v) itikâftan çıktı ve şöyle dedi: “Kim benimle itikâfa girdiyse ramazanın son on gününde de itikâfa girsin!” [1]

Kadir gecesinin ramazan ayının ikinci on gününden herhangi biri olabileceğine dair rivayetler vardır. Özellikle on yedi ve on dokuzuncu gece hakkında rivayet edilen hadisler vardır.

Ashaptan bazıları rüyalarında Kadir gecesinin ramazanın son yedi gecesinde bulunduğunu gördüler. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.v),

“Rüyalarınızın, Kadir gecesinin ramazanın son yedi gecesinde bulunduğuna ilişkin olduğunu görüyorum. Buna göre Kadir gecesine kavuşmak isteyen, onu ramazanın son yedi gecesinde arasın.”[2]

Resûlullah (s.a.v), ramazan ayında Kadir gecesinin faziletini elde etmek için araştırıyordu. Bir keresinde ramazan ayının ilk on gününde itikâfa girmişti. Sonra Kadir gecesini ramazanın ikinci on gününde aramış ve bu şekilde birkaç defa yapmıştı. Sonunda Kadir gecesinin ramazanın son on gününde aranması konusunda karar kılmış ve son on günde araştırılmasını emretmişti. Konuyla ilgili olarak Hz. Âişe’den (r.ah) rivayet edilen bir hadis şöyledir:

“Kadir gecesini ramazanın son on gününde arayın.”[3]

Buhârî’nin bir rivayetinde de şöyledir:

“Kadir gecesini ramazanın son on gününün tek gecelerinde arayın.”

Bu mânada birçok hadis vardır.

Hz. Ebû Bekir (r.a) diyor ki: “Ben Resûlullah’tan (s.a.v) Kadir gecesinin ramazan ayının son on günü dışında herhangi bir zamanda araştırılmasına dair bir şey duymadım. Resûl-i Ekrem (s.a.v) şöyle buyurdu:

“Kadir gecesini ramazanın bitimine ya dokuz ya yedi ya beş ya üç gece kala ya da son gecesinde arayın.”[4]

Hz. Ebû Bekir (r.a) ramazanın ilk yirmi gününde senenin diğer günlerinde kıldığı kadar namaz kılıyordu. Son on gün girdiğinde çok fazla ibadet etmeye başlıyordu. Hz. Ebû Bekir (r.a) Kadir gecesinin ramazanın son yedi gecesinde araştırılmasını tavsiye etmiştir.

Ebû Zer (r.a) anlatıyor: “İnsanlara Kadir gecesinin ne zaman olduğunu sorardım. Bir gün Resûl-i Ekrem'e (s.a.v),

"Ey Allah’ın Resûlü! Kadir gecesi ramazan ayında mı yoksa başka bir ayda mı?" diye sordum; Peygamber Efendimiz (s.a.v),

"Ramazan ayındadır" buyurdu. Ben,

"Kadir gecesi, Peygamberimiz hayatta iken olur, onun vefatı ile birlikte kaldırılır mı yoksa kıyamete kadar devam edecek mi?" diye sorduğumda, Resûlullah Efendimiz (s.a.v),

"Kıyamete kadar devam edecek" cevabını verdi. Ben,

"Ramazanın hangi gecesinde?" diye sordum; Peygamber Efendimiz (s.a.v),

"Onu son on günde arayın. Bundan sonra bana bu konuyla ilgili başka soru sorma!" buyurdu. Sonra Resûl-i Ekrem (s.a.v) konuşmaya devam etti. Ben bir boşluk bulup tekrar,

"Ey Allah’ın Resûlü! Senin üzerindeki hakkım için söyler misin, son on günün hangisinde arayalım?" diye sordum; bunun üzerine Resûlullah (s.a.v) bana o kadar sinirlendi ki o zamana kadar bana hiç böyle sinirlenmemişti. Sonra şöyle buyurdu:

"Son yedi günden birinde arayın. Bundan sonra bana daha bu konuyla ilgili soru sorma!"[5]

Bu hadise göre Kadir gecesi, ramazan ayının son yedi gecesinden birindedir.

Ayın yirmi üçünün hangi gün olduğu konusunda görüş ayrılığı vardır. Kimileri son yedi günün başlangıcının ayın yirmi üçü olduğunu söylemişlerdir. Bilâl’den (r.a) rivayet edilen ve bu görüşü destekleyen bir hadis şöyledir:

“Ramazanın yirmi üçü son yedi günün başlangıcıdır.” [6]

Eyyûb es-Sahtiyânî (rah) ramazanın yirmi üç ve yirmi dördüncü gecelerinde gusül alır, kokular sürünür ve şöyle derdi: “Yirmi üçüncü gece Medineliler’in gecesidir. Yirmi dördünce gece ise bizlerin gecesidir. Yani Basralılar’ın.”

Kimileri de ramazanın son yedi gününün başlangıcının ayın yirmi dördü olduğunu söylemişler ve özellikle yirmi dördüncü gecede daha fazla ibadet etmişlerdir. Hz. Enes (r.a) ve Hasan-ı Basrî’nin de (rah) bu görüşü savunanlardan olduğu rivayet edilmiştir. Yine bir rivayete göre Hasan-ı Basrî (rah) şöyle demiştir:

“Yirmi sene boyunca ramazanın yirmi dördüncü gecesinde güneşin doğuşunu takip ettim ve güneşin bu günde etrafına ışık yaymadan sakin bir vaziyette doğduğunu gördüm.”

Câbir (r.a) diyor ki: "Abdullah b. Üneys (r.a) Resûl-i Ekrem'e (s.a.v), Kadir gecesinin hangi gün olduğunu sordu. Bu soruyu sorduğunda ramazan ayından yirmi iki gece bitmişti. Peygamber Efendimiz (s.a.v),

“Kadir gecesini bu aydan geride kalan bu yedi günden birinde arayın”[7] buyurdu.

Ebû Hüreyre’nin (r.a) rivayet ettiği bir hadis şöyledir:

Resûl-i Ekrem (s.a.v), “Bu aydan kaç gün geçti?” diye sordu. Biz yirmi iki gün geçti, sekiz gün kaldı dedik. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v),

“Hayır, bilakis bu aydan yirmi iki gün geçti, yedi gün kaldı. Kadir gecesini bu günde arayın” [8] buyurdu.

Âlimlerin çoğunluğu Kadir gecesinin ramazanın son on gününden birinde olduğunu söylemiştir; ama hangi gece olduğu hususunda farklı görüşler vardır. Hasan (rah) ve Mâlik (rah), Kadir gecesinin ramazanın son on gecesinin hem tek hem de çift olanlarında aranması gerektiğini söylemişlerdir. Bu görüşlerine de Resûl-i Ekrem’in (s.a.v) şu hadisini delil olarak getirmişlerdir:

“Onu (Kadir gecesini) ramazan ayının bitimine ya dokuz ya yedi ya da beş gün kala arayın.”

Bu hadiste geçen günler, ramazanı otuz gün olarak hesaplarsak çift günlere denk gelmektedir. Ramazanı otuz gün değil de yirmi dokuz gün olarak hesaplarsak hadiste geçen bu günler, tek günlere rastlamaktadır.

Kadir gecesinin ramazanın on yedi, yirmi dört ve yirmi yedinci geceleri olduğuna dair görüşler de vardır.

Bir grup da Kadir gecesinin ramazan ayının yirmi yedinci gecesi olduğunu söylemiştir. Süfyân-ı Sevrî (rah) bunu Kûfeliler’den rivayet etmiştir.

Rivayete göre Hz. Ömer (r.a), Huzeyfe (r.a) ve ashâb-ı kirâmdan birçoğu Kadir gecesinin ayın yirmi yedinci gecesi olduğu hususunda hiç şüphe etmiyorlardı.”[9]

Kadir gecesinin ayın yirmi yedinci gecesi olduğunu söyleyenlerin delillerinden biri de Übeyye b. Kâ‘b’ın (r.a) bu gece üzerine yemin etmesidir. O şöyle diyordu:

“Resûl-i Ekrem (s.a.v) bize açıkça bildirdi ki, o günün (yirmi yedinci gecenin) sabahında güneş etrafa ışık yaymadan doğar.” [10]

Kadir gecesinin ayın yirmi yedinci gecesi olduğuna dair İbn Ömer’den (r.a) rivayet edilen bir hadis şöyledir: Resûl-i Ekrem (s.a.v) şöyle buyurdu:

“Kim Kadir gecesini araştırıyorsa, onu yirmi yedinci gecede arasın.”[11]

Hz. Ömer (r.a) ashabı topladı ve onlara Kadir gecesinin ne zaman olduğunu sordu. Ashabın hepsi ramazanın son on günü içinde olduğu konusunda görüş birliğine vardılar.

İbn Abbas (r.a) diyor ki: Ben Ömer’e (r.a),

"Ben Kadir gecesinin hangi gece olduğunu biliyorum" dedim. Ömer (r.a),

"Hangi gece?" diye sordu. Ben de,

"Ramazanın bitimine ya yedi gün kala ya da ramazanın son on gününden yedi gün geçtikten sonra” dedim. O da,

"Bunu nereden anladın?" dedi. Ben de,

"Muhakkak ki yüce Allah, yedi kat gök, yedi kat yer ve yedi gün yarattı. Zaman, yedi günün üzerinde akıp gitmekte. Allah insanı yedi merhalede yarattı. İnsan yedi uzvu üzerine secde eder. Beytullah’ı tavaf yedi şavttan oluşur. Şeytan taşlamada yedi taş atılır. İşte bunlardan anladım” dedim. O da,

"Bizim farkında olamadığımız bir konuda bizi aydınlattın" dedi.

Daha sonraki âlimlerin bir kısmı, iki değişik yorumla Kadir gecesinin ramazan ayının yirmi yedinci gecesi olduğunu, Kur’an’dan çıkarmışlardır.

Birinci yorum şudur: Yüce Allah Kadr sûresinde “Kadir gecesi” kelimesini üç kere zikretmiştir. Arapça “Kadir gecesi” mânasını ifade eden kelimelerdeki harflerin sayısı da dokuzdur. Bu iki rakamı çarptığımızda sonuç yirmi yedi çıkmaktadır.

İkinci yorum ise şudur: Yüce Allah, “O gece esenlik doludur” buyurmuştur. “O” kelimesi yirmi yedinci kelimedir. Kadr sûresindeki kelimelerin tamamı ise otuz tanedir.





--------------------------------------------------------------------------------

[1] Buhârî, Fazlü Leyleti’l-Kadr, 2; Müslim, Sıyâm, 213.

[2] Buhârî, Fazlü Leyleti’l-Kadr, 2 ; Müslim, Sıyâm, 205.

[3] Buhârî, Fazlü Leyleti’l-Kadr, 3 ; Müslim, Sıyâm, 219.

[4] Tirmizî, Savm, 72; Ahmed, Müsned, 5/36, 39.

[5] Ahmed, Müsned, 5/171; İbn Hibbân, Sahîh, 5/274; Hâkim, el-Müstedrek, 1/437.

[6] Buhârî, Megâzî, 89.

[7] Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 3/175.

[8] Ahmed, Müsned, 2/251.

[9] İbn Hibbân, Tehzîbü’t-Tezhîb, 1/384.

[10] Müslim, Müsâfirîn, 179; Ahmed, Müsned, 5/130; İbn Hibbân, es-Sahîh, nr. 3689.

[11] Ahmed, Müsned, 1/240; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 3/176.

KADİR GECESİNİ İHYA ETMEK




İyi bilinmelidir ki zamanın kıymetini bilen için her gün Kadir gecesidir. Bu ulvî geceyi ibadet ve taatle geçirmeye, bu gecenin feyzini elde etmeye gayret edilmeli, niyetler kontrol edilmeli ve bu işleri sırf Allah rızâsı için yapmaya gayret edilmelidir. Ebû Hüreyre’den (r.a) rivayet edilen bir hadiste, Resûl-i Ekrem (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

“Kim inanarak ve sevabını yüce Allah’tan umarak Kadir gecesini ihya ederse geçmiş günahları bağışlanır.”[1]

Bu geceyi değerlendirmek, çokça zikir, fikir, dua, Kur'an okumak ve namaz ile yapılır.

Süfyân-ı Sevrî (rah) şöyle demiştir: “Bu gecede dua etmek, bana namaz kılmaktan daha sevimli geliyor.” O, namaz kıldığında da Kur’an okurken bol bol dua eder ve bütün kalbiyle yüce Allah’a yönelirdi.

Süfyân-ı Sevrî’nin (rah) bu sözle kastettiği şey şudur: İçerisinde hiç dua edilmeden namaz kılmaktansa, çokça dua etmek daha güzeldir. Eğer namazda da çokça dua ederse tabii ki namaz kılmak daha güzel olur.

Resûl-i Ekrem (s.a.v) ramazan ayında teheccüd namazı kıldığında âyetleri tertille (yavaş yavaş) okur, rahmetle ilgili bir âyet geçtiğinde yüce Allah’a yalvarır, ondan rahmet ister; azapla alâkalı bir âyet geçtiğinde ise O’na sığınırdı. Peygamber Efendimiz (s.a.v), namazı, Kur’an okumayı, duayı ve tefekkürü birlikte yapardı. Böyle yapmak amellerin en güzeli ve en faziletlisidir.

İmam Şâfiî (rah) şöyle demektedir: “Kadir gecesinin gündüzünü de gecesi gibi ihya etmeyi çok hoş görüyorum.”

Hz. Âişe (r.ah) anlatıyor: Resûl-i Ekrem'e (s.a.v), “Ey Allah’ın Resûlü! Eğer Kadir gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim?” diye sordum. Peygamber Efendimiz (s.a.v), "Şöyle dua et" buyurdu:

“Allahım! Sen affedensin, affetmeyi seversin. Benim de günahlarımı affet!”[2]

Bu duayı sıkça söylemelidir.

Afüv, yüce Allah’ın isimlerinden biridir. Affetmek, kulların hata ve günahlarını bağışlamak, amel defterini tertemiz etmek demektir. Yüce Allah affetmeyi, kullarının günahlarını silmeyi çok sever. Aynı şekilde kullarının da affetmesini sever. Kullardan biri diğerini affettiği zaman, Cenâb-ı Hak da onlara aynı şekilde muamele eder.

Resûl-i Ekrem (s.a.v) bir dualarında şöyle söylemişlerdir:

“Allahım! Senin gazabından rızâna, azabından affına sığınırım.”[3]





--------------------------------------------------------------------------------

[1] Buhârî, Savm, 2; Müslim, Müsâfirîn, 173.

[2] Beyhakî, Şuabü’l-İmân, nr. 3700-3701.

[3] Müslim, Salât, 222; Ebû Davud, Salât, 152; Tirmizî, Daavât, 74; İbn Mâce, Duâ, 3.

http://irsadforum.net/forum/mubarek-gun-ve-geceler/kadir-gecesi-anlam-onemi-mahiyeti-genel/


 
Üst