Ottomanzo
Doçent
- 25 Temmuz 2008
- 746
- 7
- 0
Doğu’dan en fazla göç alan şehirlerin başında gelen ve laik-ulusalcı kimliğiyle öne çıkan İzmir’de DTP konvoyu taşlandı, 11 kişi yaralandı
İzmir’de DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ü karşılamak üzere oluşturulan araç konvoyuna ülkücülerin başını çektiği kalabalık bir grup tarafından taşlı sopalı saldırı düzenlendi. Biri ağır, dördü polis 11 kişinin yaralandığı olaylarda saldırganlar, Üçyol kavşağını ulaşıma kapatıp Kürt olduğunu düşündükleri şoförleri araçlarından indirerek sözlü ve fiili tacizde bulundu.
İzmir’e sürpriz bir ziyaret gerçekleştiren Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk’ün konvoyu dün saldırıya uğradı. Türk’ü saat 12. 00’da İzmir Adnan Menderes Havaalanı’nda karşılayan 2 bin kişilik araç konvoyu Basmane’de bulunan DTP İl binasına gitmek üzere yola çıktı. Konvoy, Eşrefpaşa Semti ile Hatay Üçyol mevkiinde, ellerinde Türk bayrakları taşıyan bir grubun taşlı ve sopalı saldırısına uğradı. Çok sayıda aracın camları kırılırken, biri ağır 11 kişi yaralandı. Saldırının konvoydakilerin PKK bayraklarını açmaları üzerine geliştiği iddia edildi. Ancak olayların çıktığı caddenin MHP Karabağlar ilçe teşkilatı ile Ülkü Ocakları Üçyol Dergi Temsilciliği’nden çıkan ve Türk bayrağı taşıyan ülkücü gençlerle bir anda dolması, saldırının önceden planlandığı konusunda kuşku yarattı. Araçlara yapılan saldırıda kullanılan kaldırım taşlarının çokluğu da dikkat çekti.
Polis ateş açtı
Olaylar sırasında saldırgan grubu dağıtmak için polis havaya ateş açtı. DTP’liler polisin saldırganlara müdahelede geç kaldığını belirterek, kafalarına camlardan piknik tüpü, lavabo taşı ve ağır cisimler atıldığını ifade etti. DTP konvoyunun Üçyol mevkiinden ayrılmasının ardından dağılmayan grup, yolu ulaşıma kapatarak İstiklal Marşı okudu. Çevre binalarda oturan vatandaşlar da evlerinin camları ile balkonlarına Türk bayrakları astı. Saldırganlar, yolun ulaşıma kapandığı sırada Kürt olduğunu düşündükleri araç sahiplerini araçlarından indirip sözlü ve fiili tacizde bulundu. Konvoyun tekrar geçmesini bekleyen saldırganlar, konvoyun gelmeyince dağıldı.
Anadolu Ajansı’nın ‘sözde vatandaşları’
İzmir’de DTP konvoyuna yönelik saldırılarıyla ilgili Anadolu Ajansı’nın abonlerine geçtiği haberde kullandığı dil dikkat çekiciydi. Devletin resmi ajansı, DTP’lilere yönelik taşlı saldırıyı “Terör örgütünün simgesi bez parçasını açan konvoydakilere vatandaşların tepki göstermesi” olarak ifade etti. Taşlı saldırı için “kavga” diyen ajansa göre olayları başlatan da “Terör örgütünü simgeleyen bez parçasını açan partililere, vatandaşların tepki göstermesi ve bir aracın, 1 vatandaşa çarpması”ydı. AA’nın haberinde, saldırıya uğrayan DTP’li vatandaşlar için “konvoydakiler”, “partililer” gibi sözcükleri uygun bulup, saldırıyı yapanlar için ise ısrarla “vatandaşlar” demesi de gözlerden kaçmadı.
Kürtlerden korkan İzmirli olamaz
Star Gazetesi Yazarı Ergun Babahan’ın İzmir’deki saldırılarla aynı güne denk gelen “Kürtlerden Korkan İzmirli olamaz” başlıklı yazısının özeti şöyle: “Başlıktaki söz Dinç Bilgin’e ait. Yeni Asır’la bir dönem sadece İzmir’e değil, tüm Ege’ye damgasını vuran Dinç Bilgin’le benim teşhisim aynı, değişime ayak uyduramayan İzmir, şimdi değişimden korkuyor. Çoğunluğunu göçmenlerin oluşturduğu kent, yeni gelenlerden korkuyor.
Gelenlerin Kürt kökenli olması veya başörtüsü takmasından rahatsız oluyor. Bu yapısıyla da faşizan bir renge bürünüyor.
Cem Uzan’ın Genç Partisi’nin İzmir’de oy patlaması yapması tesadüf değildi. Tıpkı Ergenekon mitinglerine katılımın en yüksek oranda İzmir’de olması gibi. Bu hava sadece İzmir’e has değil, Ege’nin göç alan tüm merkezlerinde de hakim.
3-5 yıl önce gittiğim Cunda’da Kürtlerle ilgili bir duvar yazısı görmüştüm.
Beni şaşırttığı kadar utandıran da bir yazıydı, hani 1960’ların Amerikası’nda siyahlar için kullanılan cinsten. Sanayiye dayalı tarımın giderek önemini yitirmesi sonucu önemini kaybeden İzmir, bunun yerine bir şey koyamadı. Kendini hala önemli bir sanan yaşlı aristokratlar gibi, farklı olanlara öfke duymaya başladı. Bugün CHP ve MHP demokratik açılım konusundaki tavırlarıyla mevcut öfkeyi nefrete dönüştürüyorlar.
Bu üslup ve siyasetin kesin sonucu, Türkiye’nin Doğusu ile Batısı’nın bir daha birleşmeyecek şekilde kopması olur.
Birlikte yaşama karşı çıkanlar şaşırtıcı bir şekilde Doğu’dan değil ama Batı’dan çıkabilir. İzmir kaybettiklerinin acısını Kürtler’den ve muhafazakarlardan çıkarmaya çalışıyor.”
Ölen Türk mü Kürt mü
Konvoyun saldırıya uğradığı olayda ilginç ayrıntılar da vardı. Kargaşa sırasında bir kişinin öldüğü haberi çıkınca, bir kadının “Ölen Türk mü, Kürt mü?” diye sorması, insanlığın İzmir’de hangi noktaya geldiğinin göstergesi oldu.
Kalabalık grubun içindeki bir kadın ise “Ciplerle şov yapıyorlar. Ben Türk’üm binemiyorum onlar neden biniyor” derken, bir başka vatandaş da, “İzmir düşmana ilk kurşunun sıkıldığı yerdir. Bu da onlara ilk kurşun olsun işte” ifadelerini kullandı.
Meraklı vatandaşların katılımıyla büyüyen grup, Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelere giden belediye otobüslerine taşlı saldırıda bulundu. Bunun üzerine şoförler araçlarını terk etti.
Vatan için dağılın
İzmir Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz, olayların yaşandığı Üçyol Kavşağı’nda toplanan grubu sakinleştirmeye çalıştı. Ercüment Yılmaz, “Her şey vatan için’’ diye slogan atan vatandaşlara, “Lütfen vatan için dağılın’’ dedi. Olay yerindeki ekipleri koordine eden Yılmaz, gazetecilere bilgi verirken, saldırıda dördü polis olmak üzere toplam 11 kişinin yaralandığını söyledi.
Bu fitili biz ateşlemeyelim
MHP İzmir İl Başkanı Müsavat Dervişoğlu, olayların hemen ardından yaptığı açıklamada ilginç değerlendirmelerde bulundu. Dervişoğlu, Türkiye’nin büyük bir problemle karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, bu provokasyon karşısında bütün ülkücülerin duyarlı davranmak zorunda olduğunu söyledi. Dervişoğlu, “İzmir içinde bu yaşananlar Türkiye’de bir fitili ateşlemek gibi gösterilmeye çalışabilir. Buna alet olmayacağız. Buna izin vermeyeceğiz” dedi.
TSK güvenlikle sınırlı kalmalı
Eski Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, “Ordunun iç ve dış güvenliğe ilişkin görevleriyle sınırlı kalması herkes için önemli” dedi.
Heinrich Böll Stiftung Türkiye Temsilciliği’nce düzenlenen “Türkiye Siyasetinde Ordunun Rolü: Asker-Sivil İlişkileri, Güvenlik Sektörü ve Sivil Denetim” başlıklı konferansta konuşan Lagendijk, “Türkiye’deki sivil-asker ilişkilerinde, askerin politik söylemlerinin azaltılmasının AB’nin temel isteklerinden biri olduğunu” belirterek, Türkiye ile ilgili tüm raporlarda, ordunun kendi yetki alanının dışındaki konularda açıklama yapmayı bırakması gerektiğini söyledi. Lagendijk, “Genelkurmay Başkanı’nın, televizyona çıkıp, ordunun işlevleriyle, görevleriyle ilişkisi olmayan konularda düşüncelerini söylemesi çoğu Avrupalı için yanlıştır” dedi.
kaynak
İzmir’de DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ü karşılamak üzere oluşturulan araç konvoyuna ülkücülerin başını çektiği kalabalık bir grup tarafından taşlı sopalı saldırı düzenlendi. Biri ağır, dördü polis 11 kişinin yaralandığı olaylarda saldırganlar, Üçyol kavşağını ulaşıma kapatıp Kürt olduğunu düşündükleri şoförleri araçlarından indirerek sözlü ve fiili tacizde bulundu.
İzmir’e sürpriz bir ziyaret gerçekleştiren Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk’ün konvoyu dün saldırıya uğradı. Türk’ü saat 12. 00’da İzmir Adnan Menderes Havaalanı’nda karşılayan 2 bin kişilik araç konvoyu Basmane’de bulunan DTP İl binasına gitmek üzere yola çıktı. Konvoy, Eşrefpaşa Semti ile Hatay Üçyol mevkiinde, ellerinde Türk bayrakları taşıyan bir grubun taşlı ve sopalı saldırısına uğradı. Çok sayıda aracın camları kırılırken, biri ağır 11 kişi yaralandı. Saldırının konvoydakilerin PKK bayraklarını açmaları üzerine geliştiği iddia edildi. Ancak olayların çıktığı caddenin MHP Karabağlar ilçe teşkilatı ile Ülkü Ocakları Üçyol Dergi Temsilciliği’nden çıkan ve Türk bayrağı taşıyan ülkücü gençlerle bir anda dolması, saldırının önceden planlandığı konusunda kuşku yarattı. Araçlara yapılan saldırıda kullanılan kaldırım taşlarının çokluğu da dikkat çekti.
Polis ateş açtı
Olaylar sırasında saldırgan grubu dağıtmak için polis havaya ateş açtı. DTP’liler polisin saldırganlara müdahelede geç kaldığını belirterek, kafalarına camlardan piknik tüpü, lavabo taşı ve ağır cisimler atıldığını ifade etti. DTP konvoyunun Üçyol mevkiinden ayrılmasının ardından dağılmayan grup, yolu ulaşıma kapatarak İstiklal Marşı okudu. Çevre binalarda oturan vatandaşlar da evlerinin camları ile balkonlarına Türk bayrakları astı. Saldırganlar, yolun ulaşıma kapandığı sırada Kürt olduğunu düşündükleri araç sahiplerini araçlarından indirip sözlü ve fiili tacizde bulundu. Konvoyun tekrar geçmesini bekleyen saldırganlar, konvoyun gelmeyince dağıldı.
Anadolu Ajansı’nın ‘sözde vatandaşları’
İzmir’de DTP konvoyuna yönelik saldırılarıyla ilgili Anadolu Ajansı’nın abonlerine geçtiği haberde kullandığı dil dikkat çekiciydi. Devletin resmi ajansı, DTP’lilere yönelik taşlı saldırıyı “Terör örgütünün simgesi bez parçasını açan konvoydakilere vatandaşların tepki göstermesi” olarak ifade etti. Taşlı saldırı için “kavga” diyen ajansa göre olayları başlatan da “Terör örgütünü simgeleyen bez parçasını açan partililere, vatandaşların tepki göstermesi ve bir aracın, 1 vatandaşa çarpması”ydı. AA’nın haberinde, saldırıya uğrayan DTP’li vatandaşlar için “konvoydakiler”, “partililer” gibi sözcükleri uygun bulup, saldırıyı yapanlar için ise ısrarla “vatandaşlar” demesi de gözlerden kaçmadı.
Kürtlerden korkan İzmirli olamaz
Star Gazetesi Yazarı Ergun Babahan’ın İzmir’deki saldırılarla aynı güne denk gelen “Kürtlerden Korkan İzmirli olamaz” başlıklı yazısının özeti şöyle: “Başlıktaki söz Dinç Bilgin’e ait. Yeni Asır’la bir dönem sadece İzmir’e değil, tüm Ege’ye damgasını vuran Dinç Bilgin’le benim teşhisim aynı, değişime ayak uyduramayan İzmir, şimdi değişimden korkuyor. Çoğunluğunu göçmenlerin oluşturduğu kent, yeni gelenlerden korkuyor.
Gelenlerin Kürt kökenli olması veya başörtüsü takmasından rahatsız oluyor. Bu yapısıyla da faşizan bir renge bürünüyor.
Cem Uzan’ın Genç Partisi’nin İzmir’de oy patlaması yapması tesadüf değildi. Tıpkı Ergenekon mitinglerine katılımın en yüksek oranda İzmir’de olması gibi. Bu hava sadece İzmir’e has değil, Ege’nin göç alan tüm merkezlerinde de hakim.
3-5 yıl önce gittiğim Cunda’da Kürtlerle ilgili bir duvar yazısı görmüştüm.
Beni şaşırttığı kadar utandıran da bir yazıydı, hani 1960’ların Amerikası’nda siyahlar için kullanılan cinsten. Sanayiye dayalı tarımın giderek önemini yitirmesi sonucu önemini kaybeden İzmir, bunun yerine bir şey koyamadı. Kendini hala önemli bir sanan yaşlı aristokratlar gibi, farklı olanlara öfke duymaya başladı. Bugün CHP ve MHP demokratik açılım konusundaki tavırlarıyla mevcut öfkeyi nefrete dönüştürüyorlar.
Bu üslup ve siyasetin kesin sonucu, Türkiye’nin Doğusu ile Batısı’nın bir daha birleşmeyecek şekilde kopması olur.
Birlikte yaşama karşı çıkanlar şaşırtıcı bir şekilde Doğu’dan değil ama Batı’dan çıkabilir. İzmir kaybettiklerinin acısını Kürtler’den ve muhafazakarlardan çıkarmaya çalışıyor.”
Ölen Türk mü Kürt mü
Konvoyun saldırıya uğradığı olayda ilginç ayrıntılar da vardı. Kargaşa sırasında bir kişinin öldüğü haberi çıkınca, bir kadının “Ölen Türk mü, Kürt mü?” diye sorması, insanlığın İzmir’de hangi noktaya geldiğinin göstergesi oldu.
Kalabalık grubun içindeki bir kadın ise “Ciplerle şov yapıyorlar. Ben Türk’üm binemiyorum onlar neden biniyor” derken, bir başka vatandaş da, “İzmir düşmana ilk kurşunun sıkıldığı yerdir. Bu da onlara ilk kurşun olsun işte” ifadelerini kullandı.
Meraklı vatandaşların katılımıyla büyüyen grup, Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelere giden belediye otobüslerine taşlı saldırıda bulundu. Bunun üzerine şoförler araçlarını terk etti.
Vatan için dağılın
İzmir Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz, olayların yaşandığı Üçyol Kavşağı’nda toplanan grubu sakinleştirmeye çalıştı. Ercüment Yılmaz, “Her şey vatan için’’ diye slogan atan vatandaşlara, “Lütfen vatan için dağılın’’ dedi. Olay yerindeki ekipleri koordine eden Yılmaz, gazetecilere bilgi verirken, saldırıda dördü polis olmak üzere toplam 11 kişinin yaralandığını söyledi.
Bu fitili biz ateşlemeyelim
MHP İzmir İl Başkanı Müsavat Dervişoğlu, olayların hemen ardından yaptığı açıklamada ilginç değerlendirmelerde bulundu. Dervişoğlu, Türkiye’nin büyük bir problemle karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, bu provokasyon karşısında bütün ülkücülerin duyarlı davranmak zorunda olduğunu söyledi. Dervişoğlu, “İzmir içinde bu yaşananlar Türkiye’de bir fitili ateşlemek gibi gösterilmeye çalışabilir. Buna alet olmayacağız. Buna izin vermeyeceğiz” dedi.
TSK güvenlikle sınırlı kalmalı
Eski Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, “Ordunun iç ve dış güvenliğe ilişkin görevleriyle sınırlı kalması herkes için önemli” dedi.
Heinrich Böll Stiftung Türkiye Temsilciliği’nce düzenlenen “Türkiye Siyasetinde Ordunun Rolü: Asker-Sivil İlişkileri, Güvenlik Sektörü ve Sivil Denetim” başlıklı konferansta konuşan Lagendijk, “Türkiye’deki sivil-asker ilişkilerinde, askerin politik söylemlerinin azaltılmasının AB’nin temel isteklerinden biri olduğunu” belirterek, Türkiye ile ilgili tüm raporlarda, ordunun kendi yetki alanının dışındaki konularda açıklama yapmayı bırakması gerektiğini söyledi. Lagendijk, “Genelkurmay Başkanı’nın, televizyona çıkıp, ordunun işlevleriyle, görevleriyle ilişkisi olmayan konularda düşüncelerini söylemesi çoğu Avrupalı için yanlıştır” dedi.
kaynak