wwhirlwind
Profesör
- Katılım
- 21 Aralık 2006
- Mesajlar
- 2,313
- Reaksiyon puanı
- 2
- Puanları
- 0
ERGENEKON iddianamesi, yazılmadığı ve dava açılmadığı için birçok insan bir yıldır hapiste yargılanmayı bekliyor.
Ve sadece bu bile Türkiye’de kimin gerçek demokrat, kimin sadece kendine demokrat olduğunu ortaya koymaya yeterli.
Hükümet çevreleri, bu sürenin uzamış olmasından şikáyetçi değil.
Hatta akıl hocaları içinde "Türkiye 50 yıllık geçmişiyle hesaplaşırken 1 yılın sözü mü olur" diyenler bile var.
Öte yandan bugün bu sürenin uzamasından çok yakınır gibi görünenlerin neredeyse tümü geçmişte solcu gençler, sendikacılar bir iddianame yazılmadan yıllarca hapiste tutulurken çıtlarını bile çıkarmamışlardı.
Yarın aynı şeyi bugünün iktidar sahiplerine hatırlatmak zorunda kalmayız umarım.
Bu olay gösteriyor ki temel insan hakları herkes için gerekli, demokrasi ve bağımsız yargı herkese lazım.
Emekli General Eruygur ile ilgili birkaç soru
GAZETELERE yansıyan haberler, emekli Orgeneral Şener Eruygur’un, darbe planı yapma alışkanlığı olduğunu düşündürtüyor.
Jandarma Genel Komutanı olarak görevde olduğu sırada Sarıkız, Ayışığı ve "isimsiz" olmak üzere üç darbe planı hazırlanmış.
Haberlerden ve emekli Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen anılardan anlaşıldığı kadarıyla Eruygur, o dönemde birlikte görev yaptığı kuvvet komutanlarını bile darbe işine ikna edememiş.
Sarıkız’da da, Ayışığı’nda da, "isimsiz planda" da işin içinde ne Genelkurmay Başkanı var, ne de Jandarma Genel Komutanı’ndan daha kıdemli olan Kara Kuvvetleri Komutanı var. Deniz Kuvvetleri Komutanı da bu işten kendini uzak tutmaya çalışmış.
Görevdeyken, en yakın mesai arkadaşlarını bile bir darbe için harekete geçirmeyi başaramayan bir komutan, üstelik emekli olduktan sonra nasıl bir darbe yapabilir? Konunun bu kısmı gerçekten açıklanmaya muhtaç.
Bu ülkede yedek subaylık yapan herhangi bir kişi bile bilir ki Türk ordusunda, emekli komutan, sadece bir emekli komutandır. Evet, saygı gösterilir, kışlaya geldiğinde kendisine itibar edilir, selam durulur ama hepsi o kadar!
Öte yandan "biz ortalığı karıştıralım da nasıl olsa darbe yapacak birisi bulunur" gibi bir düşünce, bütün yaşamını "plan ve program üzerine kurmuş bir kurmay subayın" işi olamaz.
Bu durumda Şener Eruygur’un bir darbe planına sahip olması için, o planın muvazzaf bir komutanı olması gerekiyor.
Birisinin ona "Sen ortalığı karıştır, gerisini bana bırak" demiş olması gerekiyor.
Ve o "muvazzaf"ın hangi konumda olması gerektiği de Türk darbe gelenekleri dikkate alınırsa bir sır değil.
Tuhaf bir durum var ortada: Darbeye zemin oluşturmak için kargaşa çıkartacağı iddia edilen kişi içerde, darbeyi yapmak için bu kişiyi görevlendiren dışarıda!
"Göğsünü askeri darbeye siper etmiş kahraman" rolünü kim oynamaya hevesleniyorsa, lütfen bu sorunun yanıtını da versin.
Gizli polis, iyi gizlenmiş!
AKP medyasının dünkü manşetleri Ergenekon iddianamesinden sızdırılan bir bölüme dayanıyordu.
Manşetler şöyleydi: Yeni Şafak: "Kanlı Plan", Bugün: "İki generalin darbe planı" Star: "7 Temmuz’da kaos planı", Sabah: "7 Temmuz kaos planı". (Sabah ile Star’ın aynı manşeti atmış olmasının üzerinde durmuyorum, haberin içeriğinden kaynaklanan bir durum olmalı bu. Bir talimat eseri değildir bence.)
Haberlerin içeriği, sızdırmanın tek bir kaynak tarafından yapıldığını ortaya koyuyor. Hatta buna "sızdırma" yerine "servise konma" demek daha doğru, çünkü ortada adeta bir haber ajansı faaliyeti var!
Haberleri dikkatle okudum. Öyle anlaşılıyor ki iddianamenin bir bölümü ile karşı karşıyayız.
Ve eğer gerçekten böyleyse, Savcı Bey’e kötü bir haberim var:
Sızdırılan haberde Emekli Orgeneral Şener Eruygur’un başını çektiği grubun "Milli Egemenlik Hareketi" isimli bir grup kurarak, ülkede kaos çıkarma planları yaptığını, örgüte sızan bir sivil polis ortaya çıkarmış. Şunu söyleyebiliriz: Sivil polisin amirleri gazete okumuyorlarmış, ya da sivil polis iyi bir gazete okuyucusuymuş.
Okuduğu "açık istihbaratı", "gizli bilgi" diye amirlerine yutturmayı iyi başarmış!
Böyle olmasaydı, bu "gizli örgütün" yapacağı faaliyetlerin ve toplantıların tam planını 29 Şubat 2008 tarihli Sabah gazetesinde, Yavuz Donat’ın köşesinde bulabilirlerdi.
AKP iddianamesi, "google iddianamesi" diye eleştirildi. Ortaya çıkıyor ki bu işte google adresinin üzeri hiç tıklanmamış!
Mehmet Y.YILMAZ
Ve sadece bu bile Türkiye’de kimin gerçek demokrat, kimin sadece kendine demokrat olduğunu ortaya koymaya yeterli.
Hükümet çevreleri, bu sürenin uzamış olmasından şikáyetçi değil.
Hatta akıl hocaları içinde "Türkiye 50 yıllık geçmişiyle hesaplaşırken 1 yılın sözü mü olur" diyenler bile var.
Öte yandan bugün bu sürenin uzamasından çok yakınır gibi görünenlerin neredeyse tümü geçmişte solcu gençler, sendikacılar bir iddianame yazılmadan yıllarca hapiste tutulurken çıtlarını bile çıkarmamışlardı.
Yarın aynı şeyi bugünün iktidar sahiplerine hatırlatmak zorunda kalmayız umarım.
Bu olay gösteriyor ki temel insan hakları herkes için gerekli, demokrasi ve bağımsız yargı herkese lazım.
Emekli General Eruygur ile ilgili birkaç soru
GAZETELERE yansıyan haberler, emekli Orgeneral Şener Eruygur’un, darbe planı yapma alışkanlığı olduğunu düşündürtüyor.
Jandarma Genel Komutanı olarak görevde olduğu sırada Sarıkız, Ayışığı ve "isimsiz" olmak üzere üç darbe planı hazırlanmış.
Haberlerden ve emekli Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen anılardan anlaşıldığı kadarıyla Eruygur, o dönemde birlikte görev yaptığı kuvvet komutanlarını bile darbe işine ikna edememiş.
Sarıkız’da da, Ayışığı’nda da, "isimsiz planda" da işin içinde ne Genelkurmay Başkanı var, ne de Jandarma Genel Komutanı’ndan daha kıdemli olan Kara Kuvvetleri Komutanı var. Deniz Kuvvetleri Komutanı da bu işten kendini uzak tutmaya çalışmış.
Görevdeyken, en yakın mesai arkadaşlarını bile bir darbe için harekete geçirmeyi başaramayan bir komutan, üstelik emekli olduktan sonra nasıl bir darbe yapabilir? Konunun bu kısmı gerçekten açıklanmaya muhtaç.
Bu ülkede yedek subaylık yapan herhangi bir kişi bile bilir ki Türk ordusunda, emekli komutan, sadece bir emekli komutandır. Evet, saygı gösterilir, kışlaya geldiğinde kendisine itibar edilir, selam durulur ama hepsi o kadar!
Öte yandan "biz ortalığı karıştıralım da nasıl olsa darbe yapacak birisi bulunur" gibi bir düşünce, bütün yaşamını "plan ve program üzerine kurmuş bir kurmay subayın" işi olamaz.
Bu durumda Şener Eruygur’un bir darbe planına sahip olması için, o planın muvazzaf bir komutanı olması gerekiyor.
Birisinin ona "Sen ortalığı karıştır, gerisini bana bırak" demiş olması gerekiyor.
Ve o "muvazzaf"ın hangi konumda olması gerektiği de Türk darbe gelenekleri dikkate alınırsa bir sır değil.
Tuhaf bir durum var ortada: Darbeye zemin oluşturmak için kargaşa çıkartacağı iddia edilen kişi içerde, darbeyi yapmak için bu kişiyi görevlendiren dışarıda!
"Göğsünü askeri darbeye siper etmiş kahraman" rolünü kim oynamaya hevesleniyorsa, lütfen bu sorunun yanıtını da versin.
Gizli polis, iyi gizlenmiş!
AKP medyasının dünkü manşetleri Ergenekon iddianamesinden sızdırılan bir bölüme dayanıyordu.
Manşetler şöyleydi: Yeni Şafak: "Kanlı Plan", Bugün: "İki generalin darbe planı" Star: "7 Temmuz’da kaos planı", Sabah: "7 Temmuz kaos planı". (Sabah ile Star’ın aynı manşeti atmış olmasının üzerinde durmuyorum, haberin içeriğinden kaynaklanan bir durum olmalı bu. Bir talimat eseri değildir bence.)
Haberlerin içeriği, sızdırmanın tek bir kaynak tarafından yapıldığını ortaya koyuyor. Hatta buna "sızdırma" yerine "servise konma" demek daha doğru, çünkü ortada adeta bir haber ajansı faaliyeti var!
Haberleri dikkatle okudum. Öyle anlaşılıyor ki iddianamenin bir bölümü ile karşı karşıyayız.
Ve eğer gerçekten böyleyse, Savcı Bey’e kötü bir haberim var:
Sızdırılan haberde Emekli Orgeneral Şener Eruygur’un başını çektiği grubun "Milli Egemenlik Hareketi" isimli bir grup kurarak, ülkede kaos çıkarma planları yaptığını, örgüte sızan bir sivil polis ortaya çıkarmış. Şunu söyleyebiliriz: Sivil polisin amirleri gazete okumuyorlarmış, ya da sivil polis iyi bir gazete okuyucusuymuş.
Okuduğu "açık istihbaratı", "gizli bilgi" diye amirlerine yutturmayı iyi başarmış!
Böyle olmasaydı, bu "gizli örgütün" yapacağı faaliyetlerin ve toplantıların tam planını 29 Şubat 2008 tarihli Sabah gazetesinde, Yavuz Donat’ın köşesinde bulabilirlerdi.
AKP iddianamesi, "google iddianamesi" diye eleştirildi. Ortaya çıkıyor ki bu işte google adresinin üzeri hiç tıklanmamış!
Mehmet Y.YILMAZ
