- Katılım
- 29 Haziran 2007
- Mesajlar
- 64,457
- Reaksiyon puanı
- 530
- Puanları
- 0
Hz. Muhammed'in birden fazla evlilik yapması her zaman tartışılmış bir konudur. Güncelliğini yitirmeyen konuya farklı bir bakış açısı için bazı sorulara da yanıt verilmesi gerekiyor.
"Bu konuyu doğru bir şekilde ve yeterli olarak izah edebilmek için, aşağıdaki beş soruya sırasıyla cevap vermek gerekir:
I-Hz. Muhammed (s.a.v.)in çok evlenme sebepleri neler değildir?
II-Hz. Muhammed (s.a.v.), yirmi beş yaşından elli yaşına kadar niçin tek hanımla evli kalmıştır?
III-Hz. Muhammed (s.a.v.), ömrünün son on yılında niçin çok evlenmiştir?
IV-Hz. Muhammed (s.a.v.)in evliliklerinden her birinin fayda ve hikmetleri nelerdir?
V-Hz. Muhammed (s.a.v.), ömrü boyunca sınırsız evlenme yetkisine sahip olmuş mudur?
Şimdi sırasıyla bu beş sorunun cevabını vermeye çalışalım.
I-Hz. Muhammed (s.a.v.)in çok evlenme sebepleri neler değildir?
Hz. Muhammed (s.a.v.)in çok evlenme sebebi, kesinlikle dünya zevki değildir; bunun kabul edilmesi için şu delillerin sıralanması yeterli olacaktır:
*Mekkenin en asil, en yakışıklı ve en güvenilir gençlerinden olan Hz. Muhammed (s.a.v.), isteseydi ilk evliliğini kendinden genç ve çok güzel olan bir hanımla yapabilirdi. Hâlbuki o, ilk evliliğini kendinden on beş yaş büyük olan ve daha önce başından iki evlilik geçen Hz. Hatice ile yapmıştır.
*Gene Hz. Muhammed (s.a.v.), İsteseydi yirmi beş yıl boyunca sadece Hz Hatice ile evli kalmaz, başka evlilikler de yapabilirdi; ancak o, ilk eşi vefat edinceye kadar başka biriyle evlenmemiş, elli yaşına kadar sadece Hz. Hatice ile evli kalmıştır.
*Hz. Peygamber, ilk eşi Hz. Hatice vefat ettikten sonra da hemen evlenmemiş, birkaç yıl bekâr kalmıştır. Eğer evliliklerinde dünya zevki düşüncesi olsaydı, yeniden evlenmek için birkaç yıl beklememesi gerekirdi.
*Hz. Peygamber, Hz. Haticenin vefatından birkaç yıl sonra kendisinden üç yaş büyük olan Hz. Sevde ile evlendi. Eğer Resulullahın evliliklerinde dünya zevki düşüncesi olsaydı, en azından ikinci evliliğini genç ve güzel bir kadın ile yapar, elli beş yaşındaki Hz. Sevde ile evlenmezdi.
*Hz. Muhammed (s.a.v.)in, Hz.Aişe dışında evlendiği bütün kadınlar dul idi. Eğer Resulullahın çok evlenme sebepleri arasında dünya zevki bulunsaydı, evlendiği kadınlardan çoğunun dul olmaması gerekirdi.
*Hz. Muhammed (s.a.v.), Hz. Hatice dışında evlendiği on kadınla ve Mukavkıs tarafından hediye olarak gönderilen cariye Maria ile ömrünün son on yılında evlenmiştir. Eğer Resulullahın evliliklerinde dünya zevki isteği bulunsaydı, ömrünün son on yılında değil gençliğinde çok evlenirdi.
Görüldüğü gibi, hangi yönden bakarsak bakalım, Hz. Muhammed (SAV)in çok evlenmesini dünya zevki ile izah etmek asla mümkün değildir.
II-Hz. Muhammed (s.a.v.), yirmi beş yaşından elli yaşına kadar niçin tek hanımla evli kalmıştır?
*Hz. Muhammed (s.a.v.)in gençliğinde ve ilk orta yaşlılık döneminde, kendisinden on beş yaş büyük olan Hz. Hatice ile evli kalarak başka bir hanımla evlenmemesi, onun ileriki yıllarda ilahi hikmetlere binaen çok evlenmesinde dünya zevki gibi art niyet arayacak olanlara peşinen verilmiş, reddi kabil olmayan tokat gibi bir cevaptır.
*Hz. Muhammed, peygamberliğinin en zor yıllarını Hz. Hatice ile evli olarak geçirmiştir. Güngörmüş, zengin ve olgun bir kadın olan Hz. Hatice, bu zor yıllarda Hz. Muhammed (s.a.v.)e hem feraset ve olgunluğuyla, hem de mal varlığıyla yardımcı olmuştur. Hz. Muhammed (s.a.v.), İlk vahyin gelişinden sonra, endişe içinde, Hıra mağarasından evine döndüğünde, Hz. Haticenin sergilediği olgunluk, bu evliliğin hikmetini anlatmaya yeter.
Eğer o sırada Hz. Haticenin yerinde yeterli olguluğa sahip olmayan genç bir kadın bulunsaydı, Resulullahı bırakıp annesinin evine gitmesi işten bile değildi.
III-Hz. Muhammed (s.a.v.), ömrünün son on yılında niçin çok evlenmiştir?
Hz. Muhammed (s.a.v.)in ömrünün son on yılında yaptığı her evliliğin ayrı ayrı hikmet ve faydaları vardır. İşin bu yönünü dördüncü sorunun cevabında anlatmaya çalışacağım.
Resulullahın çok evlenmiş olmasının fayda ve hikmetlerinden bir kısmını toplu halde şu şekilde saymak mümkündür:
*Aile hukuku ve kadınların değişik halleri ile ilgili bütün ayrıntıların ortaya çıkıp cevaplandırılması için, Resulullahın çok evlenmesi bir ihtiyaçtı. Müslüman kadınlar, bir erkeğe sormaktan çekinecekleri değişik halleri konusunda, Hz. Peygamberin hanımlarına müracaat ederek bilgi sahibi olmuşlardır. Bu açıdan Resulullahın her hanımı, bir başöğretmen görevi ifa etmiştir.
*Hz. Peygamberin eşleri, herkesin şahit olamayacakları ortamlarda öğrendikleri söz ve uygulamaları (hadis ve sünnetleri) naklederek ashabı ve tabiini bilgilendirmişler böylece akait, fıkıh ve tefsir bilimlerinin gelişimine büyük katkılarda bulunmuşlardır. Bilindiği gibi Hz. Aişe (r.a.), 2100den fazla hadis rivayet etmiş ve en çok hadis rivayet eden sahabeler (el-Müksirûn) arasında yer almıştır.
*Hz. Muhammed (s.a.v.), yaptığı evlilikler ile akrabalık bağları oluşturmuş, bu sayede İslam destekçilerinin çoğalmasına vesile olmuştur.
*Hz. Peygamberin evlendiği bazı kadınların kabileleri meydana gelen akrabalık nedeniyle Müslüman olmuşlar böylece İslamiyetin yayılması hız kazanmıştır.
*Dini açıdan zor durumda kalan bir hanım ile evlenerek hem onu içinde bulunduğu sıkıntıdan kurtarmış, hem de bu konuda arkadaşlarına örnek olmuştur.
*Bir cariyeyi satın alıp azad ederek, sonrada satın alma bedelini mehir sayıp kadının kendi isteği ve Müslüman olma şartına bağlı olarak kendisiyle evlenmiş ve bu konuda da arkadaşlarına örnek olmuştur.
*Bir evliliği ile İslamiyete göre evlatlığın boşanmış hanımının gerçek oğlunun hanımı gibi sayılamayacağı kuralını yerleştirmeye vesile olmuştur.
Bu bölümde isim verilmeden genel anlamda nakledilen bazı hikmetler, dördüncü sorunun cevaplandırılası ile birlikte ismen anlatılacaktır.
IV-Hz. Muhammed (s.a.v.)in evliliklerinden her birinin fayda ve hikmetleri nelerdir?
Hz. Muhammed (s.a.v.)in her evliliği, ilahi kader boyutuyla, çeşitli hikmetlere mebnidir. Resulullahın evlendiği müminlerin anneleri olan zevcât-ı tahirât (temiz eşler) ve bu evliliklerle ilgili hikmetler hakkında şu açıklamaları yapabiliriz:
1.Hz. Hatice: Kureyş kabilesinden olup babası Huveylid, annesi Fatmadır. Hicretten 68 yıl önce doğmuştur. Hz. Muhammed (s.a..) ile evlendiğinde kendisi kırk, Hz. Muhammed 25 yaşındaydı. Hz. Hatice hem çok zengindi, hem de yüksek bir ahlaka sahipti; bu özellikleriyle, Hz. Muhammed peygamber olduktan sonra, ona çok yardımcı olmuştur. İkinci sorunun cevabında anlatıldığı gibi bu evlilik büyük hikmetlere mebnidir. Hz. Peygamber, bu evlilik sayesinde hem risalet görevinin zor yıllarında eşinden maddi manevi çok yardım gömüş, hem de sonraki evliliklerinin yanlış yorumlanmasının önü kesilmiştir.
2.Hz. Sevde: Hz. Sevde validemizin kocası, Habeşistana hicretten sonra vefat etmiş ve kendisi kimsesiz kalmıştır. Hz. Sevde, Resulullahın eşi olma şerefine kavuşma dışında hiçbir istek taşımadan peygamberimizle evlenmeye talip olmuş ve bu isteğinin kabul edilmesi üzerine, elli beş yaşında iken evlenme akdi yapılmıştır. Hz. Peygamber bu evlilikle hem Hz. Sevdeyi içinde bulunduğu zor durumdan kurtarmış, hem de ikinci evliliğini de gene kendinden daha yaşlı bir kadınla yaptığı için, evliliklerinin yanlış yorumlanmasının önü bir kere daha kesilmiştir.
3.Hz. Aişe: Hz. Ebubekirin kızı olan Hz. Aişe validemiz, Resulullahın evlendiği tek dul olmayan kadındır. Önceleri Cübeyr ile nişanlanmış, Cübeyrin İslamiyeti kabul etmemesi üzerine bu nişan bozulmuştur. Bu nişanın bozulması Hz. Ebubekiri üzmüş, Hz. Peygamberin onunla evlenmeyi kabul etmesi, yaşanan üzüntüyü ziyadesiyle mutluluğa çevirmiştir. Hz. Aişenin dokuz veya on bir yaşında evlendiğine dair rivayetler şöhret bulmakla birlikte, onun 1718 yaşlarında evlendiğine dair kuvvetli deliller vardır. Hz. Aişe, ablası Esmadan on yaş küçüktür.
Esma ise hicretin yapıldığı yıl 27 yaşındadır. Önce nişanlı olup bu nişanın bozulması da, onun evlenme yaşının dokuz veya on bir olamayacağını göstermektedir. Küçük yaşta evlenmesiyle ilgili rivayetlerin, ilk nişanlandığı tarih ile karıştırılmış olma ihtimali de vardır. Hesaplamalara göre Hz. Aişe risaletten üç yıl önce doğmuş ve 18 yaşından yedi ay aldığı sırada evlenmiştir. Dokuz yıl evli kalan Hz. Aişe, Hz. Peygamberden sonra 48 yıl daha yaşamış ve 74 yaşında vefat etmiştir. Hz. Aişe validemiz 2100den fazla hadis rivayet ederek, çok hadis rivayet eden sahabeler (el-Müksirûn) arasında yer almıştır. Bu kadar çok hadis rivayet etmesinde zeki ve bilgili olmasının yanı sıra Resulullahtan sonra uzun süre yaşamasının payı da vardır. Resulullahın Hz. Aişe ile genç yaşında evlenmesi ve onun Hz. Peygamberden sonra uzun süre yaşamaya devam etmesi, böylece hadislerin günümüze kadar ulaşmasında ciddi anlamda katkı sahibi olması ilahi bir hikmet olarak düşünülmelidir.
4.Hz. Hafsa: Hz. Ömerin kızı olan Hz. Hafsa validemiz, kocası Huneysin Bedir savaşından dönerken hastalanıp Medinede vefat etmesi üzerine dul kalmıştı. Hz. Ömer, kızının evlenmesini arzu ediyordu. O günün geleneklerine göre, bir baba kızını evlendirmek istediğinde sevdiği ve güvendiği birine teklifte bulunurdu. Hz. Ömer kızı ile evlenmesi için önce Hz. Osmana, daha sonra Hz. Ebubekire teklifte bulundu; ancak ikisi de mazeret bildirip bu teklifi kabul etmedi. Bu gelişmeler üzerine Hz. Ömerin çok üzüldüğünü gören Resulullah, dul ve hasta bir kadın olan Hz. Hafsa ile evlenmeyi kabul ederek arkadaşı ve İslam Kahramanı olan Hz. Ömerin üzüntüsünü sevince gark etti.
5.Hz. Zeynep Binti Huzeyme bin Haris: Kocası Bedir savaşında şehit olan Huzeyme kızı Zeynep Validemiz, Resulullah ile evlendiği zaman 60 yaşındaydı; evlendikten iki ay sonra vefat etmiştir. Bu evliliğin, kocasının şehit olması üzerine yalnız kalan yaşlı bir kadını koruma altına alma niyeti taşıdığı meydandadır.
6.Hz. Ümmü Seleme: Kocası Uhud savaşında şehit düşen Ümmü Seleme validemiz, dört çocuğuyla birlikte yalnız kalınca, Hz. Peygamber, onun çocuklarının bakımını da üstlenerek kendisiyle evlenmiştir. Resulullahın, dört çocuğu bulunan 60 yaşındaki bakıma muhtaç bir kadınla evlenmesinin hikmeti, başka bir izaha gerek kalmayacak şekilde açıktır.
7.Hz. Zeynep Binti Cahş: Hz. Peygamberin halası Ümeyyenin kızı olan Hz. Zeynep validemiz, önce Resulullahın evlatlığı Hz. Zeyd ile evlenmiş ve aralarındaki uyumsuzluk nedeniyle boşanmıştır. Arap geleneklerine göre evlatlığın boşanmış eşi, gerçek oğlun boşanmış eşi gibi kabul ediliyordu. Oysa İslamiyet hem evlat edinmeye son vermiş, hem de evlatlığın boşanmış eşinin gerçek oğlu gibi sayılma geleneğini ortadan kaldırmıştı. Ancak Araplar bu yeni hükmü kabul etmekte zorlanıyorlardı. Cenab- Hak, Hz. Zeynepin Resulullah ile evlenmesini murat etti: Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki evlatlıkları, karılarıyla ilişkilerini kestiklerinde (o kadınla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasın. Allahın emri yerine getirilmiştir. (33.Ahzâb37) Ayetten de anlaşıldığı gibi Resulullah, bu evliliğe istekli olmadığı halde, Allahın muradı bu şekilde tecelli etmiş ve yanlış bir gelenek Hz. Peygamberin yaşantısı ile sona erdirilmiştir. Bu evlilikteki hikmetlerden biri de, evliliklerde denklik (küfüv) prensibine riayet edilmesi gereğidir.
8.Hz Cüveyriye: Müreysi gazvesinde Müstalikoğullarından esir alınan 700 kadar esir arasında bulunan Hz. Cüveyriye, Resulullaha müracaat ederek mükâtebe yoluyla kölelikten azad edilmek için yardım istedi. Hz. Peygamber, parasını ödeyerek onu esirlikten kurtardıktan sonra kendisiyle evlendi. Bu evlilikten sonra Müslümanlar, ellerinde bulunan bütün esirleri serbest bıraktılar, onlarda toptan İslamiyeti seçtiler. Bu evlilik neticesinde hem barış sağlandı hem de İslamiyet kuvvet kazanmış oldu.
9.Hz. Ümmü Habibe: Ebu Sufyanın kızı olan Ümmü Habibe, kocası Abdullah bin Cahş ile birlikte Müslüman olarak Habeşistana göç etmiş; ancak kocası Habeşistanda Hıristiyan olunca zor durumda kalmıştır.
Bunun üzerine Hz. Peygamber Necaşiye elçi göndererek Ümmü Habibeyi kendisine eş olarak istedi. Necaşi, bu isteği kabul etti. Hicri yedinci yılda gerçekleşen bu evlilik ile hem samimi bir Müslüman olan elli yaşındaki Ümmü Habibe zor durumdan kurtarılmış, hem de babası Ebu Sufyanın İslamiyete karşı olan düşmanlığı yumuşama ve yok olma sürecine girmiştir.
10.Hz. Safiye: Nadir oğullarının reisi Huyey bin Ahtabın kızı olan Hz. Safiye, Harun bin İmranın soyundandır. Hz. Peygamber, onu cariye olarak satın alıp azad ettikten sonra şöyle buyurdu: İstersen serbestsin, mallarını al ve git, istersen sana evlenme teklif ediyorum, Müslüman ol ve yanımda kal. Hz. Safiye ikinci teklifi kabul etti.
Resulullah, onu cariyelik bedelini mehir sayarak kendisiyle evlendi. Bunun üzerine ashap, Hz. Safiyenin akrabalarını serbest bıraktı ve onlar da Müslüman oldular. Bu evlilik ile hem birçok kişinin Müslüman olması sağlanmış, hem de bir cariyeyi satın alarak cariyelikten kurtardıktan sonra ödenen bedeli mehir sayma konusunda ashabına örnek olmuştur. Ayrıca Hz. Safiyenin Yahudi asıllı olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Hz. Peygamberin insanlar arasında ırklarına göre bir ayrım yapmadığı açıkça görülmektedir.
11.Hz. Meymune: Hz. Peygamberin evlendiği son kadın olan Hz Meymune, Hz. Abbasın baldızıdır. Hz. Meymune, Hz. Abbas aracılığıyla Resulullaha evlilik teklifinde bulunmuş ve bu teklif kabul edilmiştir. Resulullahın Hz Meymune ile evlenmesi, Mekkelileri sevindirmiş ve Hz. Muhammed ile dostluklarının devam edebileceği fikrini canlandırmıştır.
Hz Peygamber, bu on bir kadın dışında, Mısır Mukavkısının kendisine cariye olarak gönderdiği Hz. Maria ile de evlenmiş ve bu evlilikten oğlu İbrahim doğmuştur. Böylece Hz. Maria çocuk annesi (ümmül-veled) olarak hür statüsüne kavuşmuştur.
Görüldüğü gibi, Hz Muhammed (s.a.v.)in evlilikleri, ilahi takdirin bir tezahürü olarak, nübüvvet görevinin tam anlamıyla ifa edilebilmesi için, yapılan evlilikledir; bu evliliklerden hiçbirini şahsi istek ve dünya zevki ile yorumlamak mümkün değildir.
V-Hz. Muhammed (s.a.v.), ömrü boyunca sınırsız evlenme yetkisine sahip olmuş mudur?
Bu konuda şu bilgilere sahip olmak gerekir:
Ahzâb suresinin 28. ve 29. ayetleri ile Resulullahın hanımlarının isterlerse ondan ayrılmaları değilse onunla birlikte kalmaları izni verilmiş; validelerimiz, Resulullaha eş olarak kalmayı tercih etmişlerdir. Bunun ardından Hz. peygamber, eşlerinden vefat etmeyen dokuz tanesi ile evli iken nazil olan şu ayet ile bundan sonra yeni bir evlilik yapması yasaklanmıştır:
Bundan sonra sana kadınlar helal olmaz; mülkiyetin altında bulunanlar dışında kadınlarını, güzellikleri hoşuna gitse bile başka eşlerle değiştirmen de helâl olmaz. Allah, her şeyi görüp gözetmektedir. (33.Ahzâb52)
Hz. Peygamberin hanımları, müminlerin anneleri sayılmışlar ve Resulullahın vefatından sonra da onun eşi olma şerefi ile yaşayıp toplumu aydınlatmaya devam etmişlerdir.
Son söz olarak şöyle diyebiliriz:
Hz. Peygamberin yaptığı evlilikler, şartları ve hikmetleriyle birlikte göz önünde bulundurulduğunda, hiçbir yanlış anlamaya yer olmadığı bilakis Resulullahın bu evlilikleri yaparak fedakârlıkta bulunduğu açıkça görülmektedir."
Ali Bozkurt

"Bu konuyu doğru bir şekilde ve yeterli olarak izah edebilmek için, aşağıdaki beş soruya sırasıyla cevap vermek gerekir:
I-Hz. Muhammed (s.a.v.)in çok evlenme sebepleri neler değildir?
II-Hz. Muhammed (s.a.v.), yirmi beş yaşından elli yaşına kadar niçin tek hanımla evli kalmıştır?
III-Hz. Muhammed (s.a.v.), ömrünün son on yılında niçin çok evlenmiştir?
IV-Hz. Muhammed (s.a.v.)in evliliklerinden her birinin fayda ve hikmetleri nelerdir?
V-Hz. Muhammed (s.a.v.), ömrü boyunca sınırsız evlenme yetkisine sahip olmuş mudur?
Şimdi sırasıyla bu beş sorunun cevabını vermeye çalışalım.
I-Hz. Muhammed (s.a.v.)in çok evlenme sebepleri neler değildir?
Hz. Muhammed (s.a.v.)in çok evlenme sebebi, kesinlikle dünya zevki değildir; bunun kabul edilmesi için şu delillerin sıralanması yeterli olacaktır:
*Mekkenin en asil, en yakışıklı ve en güvenilir gençlerinden olan Hz. Muhammed (s.a.v.), isteseydi ilk evliliğini kendinden genç ve çok güzel olan bir hanımla yapabilirdi. Hâlbuki o, ilk evliliğini kendinden on beş yaş büyük olan ve daha önce başından iki evlilik geçen Hz. Hatice ile yapmıştır.
*Gene Hz. Muhammed (s.a.v.), İsteseydi yirmi beş yıl boyunca sadece Hz Hatice ile evli kalmaz, başka evlilikler de yapabilirdi; ancak o, ilk eşi vefat edinceye kadar başka biriyle evlenmemiş, elli yaşına kadar sadece Hz. Hatice ile evli kalmıştır.
*Hz. Peygamber, ilk eşi Hz. Hatice vefat ettikten sonra da hemen evlenmemiş, birkaç yıl bekâr kalmıştır. Eğer evliliklerinde dünya zevki düşüncesi olsaydı, yeniden evlenmek için birkaç yıl beklememesi gerekirdi.
*Hz. Peygamber, Hz. Haticenin vefatından birkaç yıl sonra kendisinden üç yaş büyük olan Hz. Sevde ile evlendi. Eğer Resulullahın evliliklerinde dünya zevki düşüncesi olsaydı, en azından ikinci evliliğini genç ve güzel bir kadın ile yapar, elli beş yaşındaki Hz. Sevde ile evlenmezdi.
*Hz. Muhammed (s.a.v.)in, Hz.Aişe dışında evlendiği bütün kadınlar dul idi. Eğer Resulullahın çok evlenme sebepleri arasında dünya zevki bulunsaydı, evlendiği kadınlardan çoğunun dul olmaması gerekirdi.
*Hz. Muhammed (s.a.v.), Hz. Hatice dışında evlendiği on kadınla ve Mukavkıs tarafından hediye olarak gönderilen cariye Maria ile ömrünün son on yılında evlenmiştir. Eğer Resulullahın evliliklerinde dünya zevki isteği bulunsaydı, ömrünün son on yılında değil gençliğinde çok evlenirdi.
Görüldüğü gibi, hangi yönden bakarsak bakalım, Hz. Muhammed (SAV)in çok evlenmesini dünya zevki ile izah etmek asla mümkün değildir.
II-Hz. Muhammed (s.a.v.), yirmi beş yaşından elli yaşına kadar niçin tek hanımla evli kalmıştır?
*Hz. Muhammed (s.a.v.)in gençliğinde ve ilk orta yaşlılık döneminde, kendisinden on beş yaş büyük olan Hz. Hatice ile evli kalarak başka bir hanımla evlenmemesi, onun ileriki yıllarda ilahi hikmetlere binaen çok evlenmesinde dünya zevki gibi art niyet arayacak olanlara peşinen verilmiş, reddi kabil olmayan tokat gibi bir cevaptır.
*Hz. Muhammed, peygamberliğinin en zor yıllarını Hz. Hatice ile evli olarak geçirmiştir. Güngörmüş, zengin ve olgun bir kadın olan Hz. Hatice, bu zor yıllarda Hz. Muhammed (s.a.v.)e hem feraset ve olgunluğuyla, hem de mal varlığıyla yardımcı olmuştur. Hz. Muhammed (s.a.v.), İlk vahyin gelişinden sonra, endişe içinde, Hıra mağarasından evine döndüğünde, Hz. Haticenin sergilediği olgunluk, bu evliliğin hikmetini anlatmaya yeter.
Eğer o sırada Hz. Haticenin yerinde yeterli olguluğa sahip olmayan genç bir kadın bulunsaydı, Resulullahı bırakıp annesinin evine gitmesi işten bile değildi.
III-Hz. Muhammed (s.a.v.), ömrünün son on yılında niçin çok evlenmiştir?
Hz. Muhammed (s.a.v.)in ömrünün son on yılında yaptığı her evliliğin ayrı ayrı hikmet ve faydaları vardır. İşin bu yönünü dördüncü sorunun cevabında anlatmaya çalışacağım.
Resulullahın çok evlenmiş olmasının fayda ve hikmetlerinden bir kısmını toplu halde şu şekilde saymak mümkündür:
*Aile hukuku ve kadınların değişik halleri ile ilgili bütün ayrıntıların ortaya çıkıp cevaplandırılması için, Resulullahın çok evlenmesi bir ihtiyaçtı. Müslüman kadınlar, bir erkeğe sormaktan çekinecekleri değişik halleri konusunda, Hz. Peygamberin hanımlarına müracaat ederek bilgi sahibi olmuşlardır. Bu açıdan Resulullahın her hanımı, bir başöğretmen görevi ifa etmiştir.
*Hz. Peygamberin eşleri, herkesin şahit olamayacakları ortamlarda öğrendikleri söz ve uygulamaları (hadis ve sünnetleri) naklederek ashabı ve tabiini bilgilendirmişler böylece akait, fıkıh ve tefsir bilimlerinin gelişimine büyük katkılarda bulunmuşlardır. Bilindiği gibi Hz. Aişe (r.a.), 2100den fazla hadis rivayet etmiş ve en çok hadis rivayet eden sahabeler (el-Müksirûn) arasında yer almıştır.
*Hz. Muhammed (s.a.v.), yaptığı evlilikler ile akrabalık bağları oluşturmuş, bu sayede İslam destekçilerinin çoğalmasına vesile olmuştur.
*Hz. Peygamberin evlendiği bazı kadınların kabileleri meydana gelen akrabalık nedeniyle Müslüman olmuşlar böylece İslamiyetin yayılması hız kazanmıştır.
*Dini açıdan zor durumda kalan bir hanım ile evlenerek hem onu içinde bulunduğu sıkıntıdan kurtarmış, hem de bu konuda arkadaşlarına örnek olmuştur.
*Bir cariyeyi satın alıp azad ederek, sonrada satın alma bedelini mehir sayıp kadının kendi isteği ve Müslüman olma şartına bağlı olarak kendisiyle evlenmiş ve bu konuda da arkadaşlarına örnek olmuştur.
*Bir evliliği ile İslamiyete göre evlatlığın boşanmış hanımının gerçek oğlunun hanımı gibi sayılamayacağı kuralını yerleştirmeye vesile olmuştur.
Bu bölümde isim verilmeden genel anlamda nakledilen bazı hikmetler, dördüncü sorunun cevaplandırılası ile birlikte ismen anlatılacaktır.
IV-Hz. Muhammed (s.a.v.)in evliliklerinden her birinin fayda ve hikmetleri nelerdir?
Hz. Muhammed (s.a.v.)in her evliliği, ilahi kader boyutuyla, çeşitli hikmetlere mebnidir. Resulullahın evlendiği müminlerin anneleri olan zevcât-ı tahirât (temiz eşler) ve bu evliliklerle ilgili hikmetler hakkında şu açıklamaları yapabiliriz:
1.Hz. Hatice: Kureyş kabilesinden olup babası Huveylid, annesi Fatmadır. Hicretten 68 yıl önce doğmuştur. Hz. Muhammed (s.a..) ile evlendiğinde kendisi kırk, Hz. Muhammed 25 yaşındaydı. Hz. Hatice hem çok zengindi, hem de yüksek bir ahlaka sahipti; bu özellikleriyle, Hz. Muhammed peygamber olduktan sonra, ona çok yardımcı olmuştur. İkinci sorunun cevabında anlatıldığı gibi bu evlilik büyük hikmetlere mebnidir. Hz. Peygamber, bu evlilik sayesinde hem risalet görevinin zor yıllarında eşinden maddi manevi çok yardım gömüş, hem de sonraki evliliklerinin yanlış yorumlanmasının önü kesilmiştir.
2.Hz. Sevde: Hz. Sevde validemizin kocası, Habeşistana hicretten sonra vefat etmiş ve kendisi kimsesiz kalmıştır. Hz. Sevde, Resulullahın eşi olma şerefine kavuşma dışında hiçbir istek taşımadan peygamberimizle evlenmeye talip olmuş ve bu isteğinin kabul edilmesi üzerine, elli beş yaşında iken evlenme akdi yapılmıştır. Hz. Peygamber bu evlilikle hem Hz. Sevdeyi içinde bulunduğu zor durumdan kurtarmış, hem de ikinci evliliğini de gene kendinden daha yaşlı bir kadınla yaptığı için, evliliklerinin yanlış yorumlanmasının önü bir kere daha kesilmiştir.
3.Hz. Aişe: Hz. Ebubekirin kızı olan Hz. Aişe validemiz, Resulullahın evlendiği tek dul olmayan kadındır. Önceleri Cübeyr ile nişanlanmış, Cübeyrin İslamiyeti kabul etmemesi üzerine bu nişan bozulmuştur. Bu nişanın bozulması Hz. Ebubekiri üzmüş, Hz. Peygamberin onunla evlenmeyi kabul etmesi, yaşanan üzüntüyü ziyadesiyle mutluluğa çevirmiştir. Hz. Aişenin dokuz veya on bir yaşında evlendiğine dair rivayetler şöhret bulmakla birlikte, onun 1718 yaşlarında evlendiğine dair kuvvetli deliller vardır. Hz. Aişe, ablası Esmadan on yaş küçüktür.
Esma ise hicretin yapıldığı yıl 27 yaşındadır. Önce nişanlı olup bu nişanın bozulması da, onun evlenme yaşının dokuz veya on bir olamayacağını göstermektedir. Küçük yaşta evlenmesiyle ilgili rivayetlerin, ilk nişanlandığı tarih ile karıştırılmış olma ihtimali de vardır. Hesaplamalara göre Hz. Aişe risaletten üç yıl önce doğmuş ve 18 yaşından yedi ay aldığı sırada evlenmiştir. Dokuz yıl evli kalan Hz. Aişe, Hz. Peygamberden sonra 48 yıl daha yaşamış ve 74 yaşında vefat etmiştir. Hz. Aişe validemiz 2100den fazla hadis rivayet ederek, çok hadis rivayet eden sahabeler (el-Müksirûn) arasında yer almıştır. Bu kadar çok hadis rivayet etmesinde zeki ve bilgili olmasının yanı sıra Resulullahtan sonra uzun süre yaşamasının payı da vardır. Resulullahın Hz. Aişe ile genç yaşında evlenmesi ve onun Hz. Peygamberden sonra uzun süre yaşamaya devam etmesi, böylece hadislerin günümüze kadar ulaşmasında ciddi anlamda katkı sahibi olması ilahi bir hikmet olarak düşünülmelidir.
4.Hz. Hafsa: Hz. Ömerin kızı olan Hz. Hafsa validemiz, kocası Huneysin Bedir savaşından dönerken hastalanıp Medinede vefat etmesi üzerine dul kalmıştı. Hz. Ömer, kızının evlenmesini arzu ediyordu. O günün geleneklerine göre, bir baba kızını evlendirmek istediğinde sevdiği ve güvendiği birine teklifte bulunurdu. Hz. Ömer kızı ile evlenmesi için önce Hz. Osmana, daha sonra Hz. Ebubekire teklifte bulundu; ancak ikisi de mazeret bildirip bu teklifi kabul etmedi. Bu gelişmeler üzerine Hz. Ömerin çok üzüldüğünü gören Resulullah, dul ve hasta bir kadın olan Hz. Hafsa ile evlenmeyi kabul ederek arkadaşı ve İslam Kahramanı olan Hz. Ömerin üzüntüsünü sevince gark etti.
5.Hz. Zeynep Binti Huzeyme bin Haris: Kocası Bedir savaşında şehit olan Huzeyme kızı Zeynep Validemiz, Resulullah ile evlendiği zaman 60 yaşındaydı; evlendikten iki ay sonra vefat etmiştir. Bu evliliğin, kocasının şehit olması üzerine yalnız kalan yaşlı bir kadını koruma altına alma niyeti taşıdığı meydandadır.
6.Hz. Ümmü Seleme: Kocası Uhud savaşında şehit düşen Ümmü Seleme validemiz, dört çocuğuyla birlikte yalnız kalınca, Hz. Peygamber, onun çocuklarının bakımını da üstlenerek kendisiyle evlenmiştir. Resulullahın, dört çocuğu bulunan 60 yaşındaki bakıma muhtaç bir kadınla evlenmesinin hikmeti, başka bir izaha gerek kalmayacak şekilde açıktır.
7.Hz. Zeynep Binti Cahş: Hz. Peygamberin halası Ümeyyenin kızı olan Hz. Zeynep validemiz, önce Resulullahın evlatlığı Hz. Zeyd ile evlenmiş ve aralarındaki uyumsuzluk nedeniyle boşanmıştır. Arap geleneklerine göre evlatlığın boşanmış eşi, gerçek oğlun boşanmış eşi gibi kabul ediliyordu. Oysa İslamiyet hem evlat edinmeye son vermiş, hem de evlatlığın boşanmış eşinin gerçek oğlu gibi sayılma geleneğini ortadan kaldırmıştı. Ancak Araplar bu yeni hükmü kabul etmekte zorlanıyorlardı. Cenab- Hak, Hz. Zeynepin Resulullah ile evlenmesini murat etti: Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki evlatlıkları, karılarıyla ilişkilerini kestiklerinde (o kadınla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasın. Allahın emri yerine getirilmiştir. (33.Ahzâb37) Ayetten de anlaşıldığı gibi Resulullah, bu evliliğe istekli olmadığı halde, Allahın muradı bu şekilde tecelli etmiş ve yanlış bir gelenek Hz. Peygamberin yaşantısı ile sona erdirilmiştir. Bu evlilikteki hikmetlerden biri de, evliliklerde denklik (küfüv) prensibine riayet edilmesi gereğidir.
8.Hz Cüveyriye: Müreysi gazvesinde Müstalikoğullarından esir alınan 700 kadar esir arasında bulunan Hz. Cüveyriye, Resulullaha müracaat ederek mükâtebe yoluyla kölelikten azad edilmek için yardım istedi. Hz. Peygamber, parasını ödeyerek onu esirlikten kurtardıktan sonra kendisiyle evlendi. Bu evlilikten sonra Müslümanlar, ellerinde bulunan bütün esirleri serbest bıraktılar, onlarda toptan İslamiyeti seçtiler. Bu evlilik neticesinde hem barış sağlandı hem de İslamiyet kuvvet kazanmış oldu.
9.Hz. Ümmü Habibe: Ebu Sufyanın kızı olan Ümmü Habibe, kocası Abdullah bin Cahş ile birlikte Müslüman olarak Habeşistana göç etmiş; ancak kocası Habeşistanda Hıristiyan olunca zor durumda kalmıştır.
Bunun üzerine Hz. Peygamber Necaşiye elçi göndererek Ümmü Habibeyi kendisine eş olarak istedi. Necaşi, bu isteği kabul etti. Hicri yedinci yılda gerçekleşen bu evlilik ile hem samimi bir Müslüman olan elli yaşındaki Ümmü Habibe zor durumdan kurtarılmış, hem de babası Ebu Sufyanın İslamiyete karşı olan düşmanlığı yumuşama ve yok olma sürecine girmiştir.
10.Hz. Safiye: Nadir oğullarının reisi Huyey bin Ahtabın kızı olan Hz. Safiye, Harun bin İmranın soyundandır. Hz. Peygamber, onu cariye olarak satın alıp azad ettikten sonra şöyle buyurdu: İstersen serbestsin, mallarını al ve git, istersen sana evlenme teklif ediyorum, Müslüman ol ve yanımda kal. Hz. Safiye ikinci teklifi kabul etti.
Resulullah, onu cariyelik bedelini mehir sayarak kendisiyle evlendi. Bunun üzerine ashap, Hz. Safiyenin akrabalarını serbest bıraktı ve onlar da Müslüman oldular. Bu evlilik ile hem birçok kişinin Müslüman olması sağlanmış, hem de bir cariyeyi satın alarak cariyelikten kurtardıktan sonra ödenen bedeli mehir sayma konusunda ashabına örnek olmuştur. Ayrıca Hz. Safiyenin Yahudi asıllı olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Hz. Peygamberin insanlar arasında ırklarına göre bir ayrım yapmadığı açıkça görülmektedir.
11.Hz. Meymune: Hz. Peygamberin evlendiği son kadın olan Hz Meymune, Hz. Abbasın baldızıdır. Hz. Meymune, Hz. Abbas aracılığıyla Resulullaha evlilik teklifinde bulunmuş ve bu teklif kabul edilmiştir. Resulullahın Hz Meymune ile evlenmesi, Mekkelileri sevindirmiş ve Hz. Muhammed ile dostluklarının devam edebileceği fikrini canlandırmıştır.
Hz Peygamber, bu on bir kadın dışında, Mısır Mukavkısının kendisine cariye olarak gönderdiği Hz. Maria ile de evlenmiş ve bu evlilikten oğlu İbrahim doğmuştur. Böylece Hz. Maria çocuk annesi (ümmül-veled) olarak hür statüsüne kavuşmuştur.
Görüldüğü gibi, Hz Muhammed (s.a.v.)in evlilikleri, ilahi takdirin bir tezahürü olarak, nübüvvet görevinin tam anlamıyla ifa edilebilmesi için, yapılan evlilikledir; bu evliliklerden hiçbirini şahsi istek ve dünya zevki ile yorumlamak mümkün değildir.
V-Hz. Muhammed (s.a.v.), ömrü boyunca sınırsız evlenme yetkisine sahip olmuş mudur?
Bu konuda şu bilgilere sahip olmak gerekir:
Ahzâb suresinin 28. ve 29. ayetleri ile Resulullahın hanımlarının isterlerse ondan ayrılmaları değilse onunla birlikte kalmaları izni verilmiş; validelerimiz, Resulullaha eş olarak kalmayı tercih etmişlerdir. Bunun ardından Hz. peygamber, eşlerinden vefat etmeyen dokuz tanesi ile evli iken nazil olan şu ayet ile bundan sonra yeni bir evlilik yapması yasaklanmıştır:
Bundan sonra sana kadınlar helal olmaz; mülkiyetin altında bulunanlar dışında kadınlarını, güzellikleri hoşuna gitse bile başka eşlerle değiştirmen de helâl olmaz. Allah, her şeyi görüp gözetmektedir. (33.Ahzâb52)
Hz. Peygamberin hanımları, müminlerin anneleri sayılmışlar ve Resulullahın vefatından sonra da onun eşi olma şerefi ile yaşayıp toplumu aydınlatmaya devam etmişlerdir.
Son söz olarak şöyle diyebiliriz:
Hz. Peygamberin yaptığı evlilikler, şartları ve hikmetleriyle birlikte göz önünde bulundurulduğunda, hiçbir yanlış anlamaya yer olmadığı bilakis Resulullahın bu evlilikleri yaparak fedakârlıkta bulunduğu açıkça görülmektedir."
Ali Bozkurt