Hukuk dışına çıkmak artık yasak

Ottomanzo

Doçent
Katılım
25 Temmuz 2008
Mesajlar
746
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0
02trfs01gul01.jpg


Cumhurbaşkanı Gül, sıfatı ve konumu ne olursa olsun hiç kimsenin hukuk dışına çıkamayacağını söyledi. Meclis açılışında konuşan Gül, ‘ulusal çıkar’ kavramının hukuksuzluk için kullanılamayacağını söyledi: Devleti ve rejimi korumak için hukuk dışına sapmak en büyük tehlikedir. Devletin derin yüzü olamaz. Devletin tek yüzü hukuktur... DTP’yi protesto için iki yıldır Obama dışında Meclis’e gitmeyen komutanlar yerlerini aldı. CHP lideri, Gül’ün sözlerini ‘Yüreğim karardı’ diye yorumladı. MHP lideri Bahçeli ise, “Farklılıklar ülkesinin cumhurbaşkanı gibi konuştu” dedi

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeni yasama yılının açılışı nedeniyle TBMM’de yaptığı konuşmada demokrasiye vurgu yaptı. Kürt açılımına değinen, muhalefet partilerine uzlaşma çağrısı yapan Cumhurbaşkanı Gül’ün mesajları şöyle:

Farklı olanı tek kalıpta eritemeyiz
Demokratik devlet, millet olmanın esası olan ‘birlik’ fikrini ve düzenini güçlü bir biçimde geleceği taşırken, sosyal ve kültürel farklılıkları ortadan kaldıran değil, onları zenginlik olarak kabul edip geliştirilmesine imkan sağlayan devlettir. Nihayet demokratik devlet, farklı olanı tek bir kalıp içerisinde eritmez ve ötekileştirmez, her bir bireyi var olan değerleriyle birlikte koruması altına alır. Ülkemize, milletimize, devletimize tarihi tecrübemizin ışığında ‘biz’den bir gözle bakarsak varolan farklılıklarımızın birer zenginlik, ‘yabancılaşmış’ bir göz ile bakarsak tehdit olduğunu düşünürüz. Yüzlerce yıllık bir tarihin ve devlet geleneğinin varisi olan bizler, farklılıklarımızın birlikte yaşadığımız uzun asırlar içerisinde birbirimize sağladığımız katkılar ve milli birliğimizi pekiştiren unsurlar olduğunu düşünmeliyiz.

Kürt açılımı bizi güçlendirir
Bugün devletimizin temel nitelikleri ve üniter yapısı korunarak, devlet ve çeşitlilik arz eden etnik, dini, kültürel gruplar arasındaki ilişkilerin çağın ruhuna uygun bir biçimde geliştirilmesi amacına dönük bir tartışma sürecinden geçiyoruz. Bu süreç, millet olma bilincimizin güçlenmesine hizmet edecektir. Milletimizden gelen demokratik taleplerin doyurucu bir biçimde karşılanması devletin var oluş sebebidir. Anadolu’nun tüm tarihi mirasını korumak devletin anayasal görevidir.
Siyasi açıdan da birliğimizi ve dirliğimizi güçlendirecek bir yenilenmedir. Demokrasinin geliştirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olma duygusunu ve milletimize aidiyet bilincini güçlendirmenin tek yoludur.

Muhalefete açılım eleştirisi
Birlik ve beraberlikten herkesin tek tip bir kalıp içinde erimesini anlayanlar da çağın ruhuna aykırı davranıyorlar demektir. Siyasi bilincin ve demokrasinin yetkin olduğu bir toplumda, çeşitlilik içinde birlik ilkesi, o ülkenin kuvvet kaynağı olur. Birliğimiz ve dirliğimiz farklı nehirlerle beslenen ve güçlenen bir okyanus haline gelir. Kendi vatandaşlarını tek bir kalıp içinde erimeye zorlayan ülkelerin en başta kendi birlik ve dirliklerine zarar verdikleri gibi, dünya sahnesinde de ciddiye alınmadıklarını görüyoruz.

Partilere ‘uzlaşın’ çağrısı
Uzlaşmak var olan fikirlerin ortalamasını almak anlamına gelseydi, demokratik rejimin sağlıklı işlemesi açısından muhalefetin vazgeçilmezliğinin ve yüklendiği denetleme işlevinin de önemi olmazdı. Devlet ve millet hayatının temel meselelerinde gerçek uzlaşma kültürünün hakim olması, geleceğe yön vermenin tek yoludur.
Herkesi ilgilendiren siyasi meselelerde ‘partili’ olmakla ‘partizan’ olmak arasındaki çizgi kalın bir şekilde çizilmelidir. Devletin ve milletin bekasını ilgilendiren bütün milli sorunlarda aynı hedef kilitlenmenin yolları aranmalıdır. Çözülmesi beklenen sorunların özü hakkında bilgi sahibi olmak, çözüm için izlenecek yöntemin doğru seçilmesi için gereklidir.

DTP’lilere uyarı
Şunu da hatırlatmak isterim ki, hiç kimse farklılıkların varlığını millet içinde yeni millet adacıkları oluşturmak şeklinde anlamamalıdır. Böyle anlayanlar, toplum içinde derin fay kırıkları oluşturarak toplumsal mutabakata zarar verirler.

Devletin derin yüzü olamaz
Konum ve sıfatı ne olursa olsun, hiç kimse hiçbir nedenle hukukun dışına çıkamaz. Devletin bekası veya ulusal çıkar gibi kavramlar da hukuksuzluğu ve keyfiliği haklılaştırmak için kullanılamaz. Kimse, devleti ve rejimi korumak bahanesiyle hukuk dışına çıkamaz. Devleti ve rejimi koruma bahanesiyle hukuk dışı yollara başvurmak, devletin güvenliği ve rejim için en büyük tehlikedir. Geçmişte bu alanda yaşanmış bazı yanlışlıkların faturasını bugün hepimiz ödüyoruz. Devletin bir yüzeyde görünen bir de derin ve görünmeyen yüzü olamaz. Devletin tek yüzü hukuktur. Hiç kimse kendini devletin yetkili organlarının yerine koyarak tasarrufta bulunamaz, eylem yapamaz.

Güçlü ordu değil güçlü demokrasi
Güvenlik anlayışı, dünyada kaydedilen dinamik gelişmeler ışığında kapsam ve içerik değiştirmiştir. Milli güvenlik kuşkusuz güçlü bir orduyu zorunlu kılar. Türkiye’nin güçlü bir ordusu vardır. Ancak kapsam ve içerik değiştiren, dinamik milli güvenlik anlayışı sadece ordunun imkan ve kabiliyetleriyle sağlanan bir çerçeve olmayı aşmıştır, imkan ve kabiliyetleri yüksek bir ordunun yanında, bir ülkedeki, demokrasinin gelişmişliği, ekonominin sağlamlığı, entelektüel bakımdan ve her açıdan nitelikli insan gücü enerjiye hakimiyeti veya ulaşabilirliği, her alandaki üretim faaliyetleri, Ar-Ge çalışmaları ve bilgi-teknoloji üretebilme yeteneği bugünün dünyasında milli güvenliğin önemli unsurlarıdır.

Muhalefet, Gül’e yabancı kaldı
Cumhurbaşkanı Gül’ün Meclis’teki konuşması CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve MHP lideri Bahçeli’yi üzdü.
Baykal Meclis’te gazetecilere yaptığı değerlendirmede, Cumhurbaşkanı Gül’ün konuşmasının bazı bölümlerinin Türkiye’de büyük gerginliklere yol açan, toplumu çok ciddi şekilde tedirgin eden bir politikayı, ‘hükümet adına savunma, sahiplenme anlayışı’ içinde hazırlandığını savundu.
Gül’ün konuşmasının bu bölümlerini dinleyen milyonlarca kişinin kendisini Cumhurbaşkanı’nın konuşmasının dışında hissettiğini de savunan Baykal, “Konuşmasının temeli, insanların ezici çoğunluğunu dışlayan, yaklaşımlarını, kaygılarını hiçbir şekilde paylaşmayan, geçersiz, anlam taşımayan, Türkiye’nin dinamiklerinden, ihtiyaçlarından ortaya çıkmamış, Türkiye’ye dayatılan bir yaklaşımın savunması söz konusu. Eğer ‘bu konuları çözemezsek, gelirler bizim adımıza çözerler’ anlamına gelen, bir cumhurbaşkanının ağzına yakışmayan, kabul edilemez, düşünülemez, bir yaklaşımı Gül’ün ağzından dinlerken yüreğim karardı” dedi.
Baykal, Gül’ün, TBMM Genel Kurulu’na gelişinde ayağa kalkmamalarını, pek çok kişinin yadırgadığını kaydederek Gül’ün konuşmasının bitmesinden sonra, ayağa kalkmamalarının ne kadar doğru olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını söyledi.

Bahçeli: Bizi çok üzdü
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise, Cumhurbaşkanı Gül’ün konuşmasını, “Sayın Cumhurbaşkanının konuşmasını çok dikkatlice takip ettim. Sayın Cumhurbaşkanı, farklılıklar ülkesinden gelen konuk cumhurbaşkanı gibi konuştu. Metnin hiçbir yerinde Türk kavramına yer vermemesi ayrıca bizi çok üzdü” şeklinde değerlendirdi. Gül’e muhalefetten tek destek ise DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ten geldi. Türk, “Farklılıkları zenginlik sayan sözleri önemliydi. Halkın beklentisi de budur” dedi.

Hayırdır paşalar
DTP’lilerin Meclis’e girmesinin ardından, Meclis açılış törenlerine katılmayan askerler iki yıl aradan sonra açılış törenine katıldı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve kuvvet komutanları açılışta hazır bulundu. Başbakan Erdoğan, “Olması gereken buydu” dedi. Cumhurbaşkanı Gül’ün özellikle Kürt açılımı ve muhalefete yönelik eleştiri konuşmaları sık sık başta Bakanlar Kurulu sıraları olmak üzere AKP ve DTP’li milletvekillerinin alkışlarıyla kesildi. Cumhurbaşkanı Gül’ün konuşması bittiği anda AKP ve DTP’liler ayakta alkışladılar.

Meclis’ten günlük notları
»
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, yaklaşık 15 dakika süren konuşmasının ardından, açış konuşmasını yapmak üzere Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü, Genel Kurul’a takdim etti.

»
Gül’ün Genel Kurula girişini, CHP dışında diğer milletvekilleri ayakta alkışlayarak karşıladı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve CHP’li milletvekilleri, İstiklal Marşı’nın okunmaya başlanmasıyla ayağa kalktı.

»
Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasının ilk bölümünde, yanında kendisine ayakta eşlik eden TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil’e dönerek, isterse oturabileceğini söyledi ancak Pakdil ayakta durmayı tercih etti.

»
Milletvekilleri, Gül’ün konuşmasını konuşma kitapçığından takip etti. Gül, 28 sayfalık konuşma metnini 47 dakikada tamamladı.

»
Cumhurbaşkanının konuşmasını tamamlamasının ardından Gül’ü, AKP ve DTP’li milletvekilleri ayakta alkışladı.

»
Gül’ün konuşmasının bitiminde MHP’liler yalnızca ayağa kalkarken, CHP’liler oturmayı sürdürdü.

»
Bağımsız Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Cumhurbaşkanı’nın konuşması sırasında sık sık laf attı. Gül’ün konuşmasında üniversitelerden söz etmesi üzerine Genç, “Üniversiteleri medreselere çevirdiniz” diye bağırdı.

»
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Devlet parasıyla umreye gidilir mi?” eleştirileri üzerine söz alarak, Suudi Arabistan’a davetli olarak gittiklerini söyledi.

http://www.taraf.com.tr/haber/41618.htm
 
Üst