Haber Hırsızlar Cenneti - Fantastik Kurgu - 4. Bölüm

Bu konuyu okuyanlar

Penetrator God

Doçent
Katılım
14 Ocak 2020
Mesajlar
864
Çözümler
1
Reaksiyon puanı
527
Puanları
93
Yaş
26


1630770461470.png


2 AY SONRA...

"Elinde iş var mı.?" diye sordum. "Alabileceğimiz her türlü yardıma ihtiyacımız var." dedi. "Özellikle istediğin bir yardım var mı.?" diye sordum. "Buradaki kanun kaçakları gizleniyorlar, ama kirli işlerini yürütmeye devam diyorlar." dedi.

"Bunu duymuştum. Hırsızlar Loncası." dedim. "Tam üstüne bastın. Neredeyse bu kasabadaki her pisliğin onlarla bir ilgisi vardır. Kötümser Vekel'in de hala Brynjolf'un adamı olduğuna eminim ama o bütün gününü bir bankın üzerinde oturarak geçiriyor." dedi. "Yani?" dedim. "Vekel bir aziz değil. Eskiden burada bir haraç işi yürütüyordu, Dirge burayı terk etmeden önce." dedi. "Bütün gün bir bankın üzerinde oturuyorsa bu dediğini yapıyor olamaz." dedim. "Ağında oturan bir örümceğin aklında sadece avı vardır... Bir şey planlıyor, ama onu durdurmak için kanıta ihtiyacım var." dedi ve ekledi.

"Sen Riften'de yenisin, onunla konuşup güvenini kazanabilirsin belki. Bak bakalım burada yaptığı pis işlere dair delil elde edebilecek misin.?" "Neler yapabilirim bir bakarım." dedim. "Güzel, güzel." dedi.

Mevkibeyinin Kahyası Anuriel, Kötümser Vekel ile konuşup güvenini kazanmamı ve ona karşı kullanabileceği bir kanıt bulup götürmemi istedi.

"Hayır, sana bir şey vermeyeceğim." dedi. "Bir şey istiyormuş gibi mi görünüyorum.?" dedim. "Herkes bir şeyler istiyor. Genellikle, septim." dedi. "Sen Hırsızlar Loncasının adamlarından biri misin.?" diye sordum. "Senden hiçbir şey kaçmıyor, değil mi.?" dedi. "Eee, neler yapıyorsun buralarda.?" diye sordum. "Pek bir şey olduğu yok. O b@k yiyen muhafızlar beni gözlerinin önünden ayırmadığı sürece daha fazla iş yapamıyorum." dedi. "Neden seni izliyorlar.?" diye sordum. " "Çünkü Mevkibeyinden nefret ettiğimi biliyorlar. Ayrıca benim bir hırsız olduğumu düşünüyorlar." dedi. "Peki öyle misin.?" diye sordum. "Elbette değilim. Ben eskiden Hancıydım." dedi ve ekledi.

"Peki ya şimdi? Mevkibeyi beni kasabadan atması için bir neden vereyim diye bekliyor. Fakat ona bu şansı vermeyeceğim." dedi. "Sana yardım edebilirim." dedim. "Ha, nasıl.?" dedi. "Sana katılmama izin ver. Senin için çalışayım." dedim."Niye? Sana neden güveneyim ki? Kasaba casus ve işbirlikçi dolu." dedi. "Çünkü sana kazık atarsam beni bulur ve bağırsaklarımı deşersin." dedim. "Hmm... İçine bulaşacağın şeyi biliyor musun.?" dedi sonra devam etti.

"Brynjolf onu kandırmaya çalışan insanlardan nefret eder ve ben de, o yüzden başarısız olursan dediğin gibi seni buluruz ve fena benzetiriz. Bu bölge besili kedilerin kaldığı yer. Öylece kapı kapı dolaşıp haraç kesemezsin. Muhafızlar her yerde ve her şeyi görürler."

"O halde işler nasıl yürüyor.?" diye sordum. "Sana numaraları göstermeden önce, benim için başka bir şey yapman gerekiyor." dedi. "Ne istiyorsun.?" diye sordum. "Skyrim üzerindeki Skooma işinin çoğunu Brynjolf kontrol ediyor. Şehirde dikkat çekmemek için balıkçı kılığında takılan adamlarımız var. Ay şekeri hasadını simyacı Tythis Ulen işliyor. Sonra da asistanı Wujeeta onları bize getiriyor." dedi ve ekledi.

"Ama son zamanlarda malların bazıları kaybolmaya başladı." "Birisi bunu çalıyor olmalı." dedim ve ekledim. "Ay şekeri kasabaya nasıl giriyor.?" "Bunu bilmen gerekmiyor." dedi tersleyerek. "Peki ya mallar içeri giriş yolunda kayboluyorsa.?" dedim."Hayır. Tythis Ulen malları aldığında Brynjolf bizzat eksiksiz olduğundan emin oluyor." dedi. "Şüphelendiğin biri var mı.?" diye sordum. "Sanırım bu işin arkasında lanet olası kertenkele Wujeeta var." dedi.

"Neden ona cezasını vermiyorsun.?" diye sordum. "O zebani kılıklı muhafızların bunu öğrenmesi riskini alamam ve her ne kadar Wujeeta korkak olsa da, dayağın onu konuşturacağından da emin değilim." dedi. "Sana paketleri getirirsem karşılığında ben ne alacağım.?" diye sordum. "Altın. Asıl mesele her zaman altındır." dedi ve ekledi. "Bana istediğim şeyi getir ve ben de sana zengin tüccarları nasıl özel eşyalarından ayıracağını göstereyim.!"

"Hepsi bu mu.?" diye sordum. "Ayrıca sana daha fazla güvenmeye de hazır olacağız. Muhafızlar beni enselemeye kararlı. Paketler onların eline geçmemeli. Domuz çobanları." dedi. "Paketleri muhafızlar alacak olursa ne olur.?" diye sordum. "Kokuşmuş ayılar sonsuza kadar peşimi bırakmaz. Kasabadaki herkes şeker ticaretini bizim kontrol ettiğimizi biliyor ve paketler de bunun kanıtı olursa... Mevkibeyinin adamları bataklık sineği gibi üzerime çöreklenir. Güzel bir düşünce değil. İşte bu yüzde paketleri bulmalı ve bana vermelisin." dedi

"Benden neyi araştırmamı istiyorsun.?" diye sordum. "Wujeeta bu işi kendi başına yapamayacak kadar salaktır. Birisiyle çalışıyor olmalı." dedi ve ekledi. "Skooma paketlerini teslim ederken Wujeeta'yı takip edeceksin ve ortağı ile buluştuğunda, ikisini de suç üstü yakalayacaksın." "Bunu tek başıma yapmamı mı istiyorsun.?" diye sordum. "Onların kemiklerini seninle birlikte memnuniyetle kırardım. Fakat muhafızlar gözlerinin önünden kaybolmama izin vermez." dedi. "Göreve başlamadan önce yapacak birkaç işim var." dedim. "Elini çabuk tut." dedi.

Simyacı Tythis Ulen'nin Hırsızlar Loncası için işlediği Skooma kayıp. Vekel benden onların nereye gittiğini öğrenmemi istedi. Ortadan kaybolan Skoomaların arkasında Wujeeta'nın olduğunu düşünüyor.

Wujeeta'yı takip edip ona emirleri kim veriyormuş öğrenmemi istiyor.

"Riften'deki Skooma satıcısını keşfettim." dedim. "Kim.?" dedi. "Vekel." dedim. "Neden şaşırmıyorum acaba ? Peki bu bilgiyi nasıl ondan aldın.?" dedi. "Vekel kaybolan birkaç Skooma paketinin izini sürmeye çalışıyor ve benden yardım istiyor." dedim. "O paketleri ele geçirecek olursak bu tam da ihtiyacımız olan kanıt olur." dedi ve ekledi. " Araştırmana devam etmelisin, senden her ne istiyorsa yap ve aradığımız kanıta ulaş." dedi.

Kahya Anuriel'in, Vekel'in yasadışı iş yaptığına dair kanıta ihtiyacı var. Skooma paketlerini bulmak ona gereken şeyi verecektir.

"Wujeeta'yı takip etmeye hazırım." dedim. "Buranın karşısında Vadikent Balıkçısında çalışıyor. Helga'nın misafirhanesinde de kalıyor. Bırak biraz önden gitsin. Mesafeni koru ama gözünün önünden kaybolmasına da izin verme. Ancak ürkek bir tiptir seni fark ederse kaçar. Bir şeyler ters giderse, geri dön. Anladın mı. " dedi.

"Hey, tatlı şey, senden gerçek bir adam yapmama ne dersin.? " dedi hayat kadını önümü keserek." "İşim var. İlgilenmiyorum." dedim. "Hadi ama aşkım, yanında sıcak bir beden yatmamasından bu yana ne kadar zaman geçti.?" dedi."İlgilenmiyorum'un hangi kısmını anlamadın.?" diye sordum. "Tamam, tamam. Denedi diye bir kızı suçlayamazsın." dedi.

"Aa... sıçtım. Burada ne arıyorsun. ?" dedi sonra ekledi. "Sen, sen beni mi takip ediyordun.?" "Çok da zor olmadı." dedim. "Hey sen. Evet sen. Buralarda gördüğüm kadarıyla herkesin işine burnunu sokuyorsun." dedi. "Sen kimsin be.?" dedim. "Bana Sarthis ıdren derler bu da ortağım Orini Dral. Biz insanların başka insanların işlerine burnunu sokmasından hoşlanmayız. Bu tarz meraklı insanlara dayak atarız." dedi. "Aldığınız paketleri teslim edin." dedim. "Üçe karşı tek başınasın, gerçekten bunu yapmak istediğine emin misin.?" dedi. "Kesinlikle." dedim. "O halde bana seçme şansı bırakmıyorsun. Orini! Wujeeta! Yakalayın şunu! Düşük çenesini kapayın.! " "O zaman küçük bir ders zamanı patron.!" dedi Orini Dral sonra ekledi. "Seni öyle bir döveceğim ki sonrasında pişman olacak kadar bile hayatta kalamayacaksın."

"Şimdi gerçekleri duyalım." dedim. "Bu onların suçuydu ! Beni yapmaya zorladılar ! Kenara sadece birazcık şeker ayırmamı istedi." dedi. "Sana bunun için ne verdiler.?" diye sordum. "Et ve biraz da sikke. Ama çok bir şey değildi ve elimde hiç kalmadı.!" dedi ve sonra ekledi. "Lütfen Mevkibeyine söyleme. Beni zindana attırır. " "Sadece çık git buradan.!" dedim. "Teşekkürler.!" dedi. "Orini'yi öldürüp beni neden hayatta bıraktın ? İşkence etmek için mi.?" dedi. "Kapa çeneni ve konuşmaya başla.!" diye bağırdım. " Hırsızlar Loncasının ayağına basma niyetimiz yoktu." dedi.

"Onların malını çaldın ve sattın. Bu daha çok ayaklarının üzerinde tepinmen demek.!" dedim ve ekledim. "Ama ben buraya Lonca için değil Mevkibeyi adına geldim. Bu kadar Skooma'yı şehirde kime satacaktın.?" "Ben, ben bunları Riften'de satmayacaktım." dedi. "O zaman nerede.?" dedim. "Sadece, ee... sadece Khajiit seyyar tüccarlara. Onlarda biraz Ay Şekeri herkesin hoşuna gidiyor." dedi. "Bunun yasadışı olduğunu unutmamalısın." dedim "Bu kediler zengin! Tonla altın veriyorlar.!" dedi.

"Skooma dedikleri şey nedir.?" diye sordum. "Neyden yapıldığına emin değilim. Hakkında diyebileceğim sadece şu bir defa tadarsan bir daha asla başka bir şey yemek ya da içmek istemeyeceksin." dedi sonra ekledi. "Bulunması çok zor ve bir o kadar da değerli. Ne yazık ki bağımlılık yaptığı için kullanımı ve satışı yasaklanmış."

"Bu Ay Şekeri kaçakçılığı işinin içinde başka kimler var.?" diye sordum. " Orini Dral, ben ve şu Wujeeta." dedi. "Ve ben de buna öylece inanayım, öyle mi.?" dedim. "Neye istiyorsan ona inan. Sana neden yalan söyleyeyim ki ? Zaten kaybedecek başka birşeyim de kalmadı canımı saymazsak." dedi. "Neyse hazır hatırlattın madem sıra onu almaya gelmişti. Geberme zamanı." dedim "BEN BUNDAN DAHA FAZLASINI HAK ETMİŞTİM.!" diye bağırdı.

"Bunlar ilgini çekebilir." dedim. "Bu da nedir...? Şuraya bakın hele. Burada bir ton Ay Şekeri var." dedi. "Bu paketler Vekel'e ait. Kanıt istemiştin. Bu yeterli olmalı." dedim. " Bu yeter de artar bile." dedi. "Yani, o şimdi Molgrom gibi muhafızlara mı gönderilecek.?" diye sordum. "Vekel'i asker yapmak mı? Böyle bir durumda herkesin sırtını kollaması gerekir.!" dedi ve ekledi. "Hayır, Riften'i terk etmesi daha yararlı olur. Bırakalım da sürünerek lağımına geri dönsün.! Kanıtı sen buldun. Umarım onun burayı terk ettiğinden emin olmak için de sana güvenebiliriz."

"Paketleri Mevkibeyi aldı." dedim. "Ne? Brynjolf bunu duyunca gerçekten küplere binecek.! Ama bundan haberi nasıl oldu da ele geçirdi.?!" dedi. "Ben ihbar ettim ve paketleri teslim ettim." dedim ve ekledim. "Kasabayı terk et. Sana tek bir şans verilecek" "Bu benim kasabam. Bizim kasabamız. Hırsızlar Loncasından asla kurtulamayacaksınız. Geri döneceğiz.!" dedi.

"Kötümser Vekel Riften'i terk edecek." dedim. "Bir sıçan daha eksildi ! İyi iş." dedi. "Şimdi ne olacak.?" diye sordum. "Mevkibeyine Vekel'in Ay Şekeri işinden ve senin nasıl yardımcı olduğundan bahsettim. Unutmadan bu ödülü al. Sonuna kadar hak ettin. Akıllıca harca ve Mevkibeyi Laila seninle görüşmek istiyor. Yerinde olsam onu bekletmezdim." dedi.

"Demek Vekel'in bölgedeki Ay Şekeri ticaretinden sorumlu olduğunu ortaya çıkardın ve buna bir son verdin.?" dedi. "Evet leydim." dedim. "İşi gizli tuttun ve özen göstererek zehir tacirleri daha ne olduğunu anlamadan onları şaşırttıp planlarının önüne geçtin." dedi. "Evet leydim." dedim. "O halde adanmışlığını ödüllendirme vakti geldi." dedi ve ekledi. "Konuşmamızın devamını özel olarak yatak odamda devam edelim." "Tabi ki leydim! Derhal." dedim.
 
Üst