tugbagaleri
Müdavim
- Katılım
- 13 Mayıs 2006
- Mesajlar
- 2,224
- Reaksiyon puanı
- 46
- Puanları
- 48
Vatan Parça Parça Bugün "Hasankeyf Yok Olmasın" diyenler bölücüdür diyorlar. Oysa asıl bölücülük doğayı ve bizden önceki uygarlıkların izlerini yok etmektir. Çünkü doğa ve uygarlık bir vatanı bütün halinde tutan en önemli değerlerdir.
Vatana bağlılık, yalnızca onun siyasi sınırlarını korumakla kazanılabilecek bir erdem değildir.
Aslolan, o sınırların içindeki her karış toprağı korumak, değerine değer katmaktır.
Oysa bugüne kadar hiç böyle olmadı...
İki milyon yaşındaki Tuz Gölü'nü haritadan sildiler. Aksaray'da susuz kalan köyler birer ikişer boşalıyor. Orta Anadolu doğası ve uygarlığı paramparça oldu.
Belek'in ormanlarını satıp golf sahası yaptılar. Akdeniz'in ormanları bin parçaya bölündü.
Karadeniz'in derelerini parça parça sattılar. Her birini bir başka şirket aldı.
Memleketimin dağlarını didik didik kazdırdılar. Birileri altın bulup zengin olsun diye.
Orman arazilerinin adım adım işgaline göz yumdular. Şimdi parsel parsel satacaklar.
Bundan sonra da Hasankeyf'i, Ortaçağ'ın en önemli İslam başkentlerinden birini, sular altında bırakmak istiyorlar. Ilısu Barajı ile son doğal nehirlerimizden biri, Dicle, paramparça olacak. Türkiye geçmişini ve köklerini kaybedecek. Tüm bunun karşılığında Alman, Avusturyalı, İsviçreli ve Türk şirketler tirilyonlar kazanacak.
Doğa Derneği, Türkiye doğasının ve kadim uygarlıklarının parça parça yok edilişine dur demek için var. Hiçbir güç, bu toprakların bütünlüğünü korumak için yürüttüğümüz çalışmalara gölge düşüremez.
Bugün "Hasankeyf Yok Olmasın" diyenler bölücüdür diyorlar. Oysa asıl bölücülük doğayı ve bizden önceki uygarlıkların izlerini yok etmektir. Çünkü doğa ve uygarlık bir vatanı bütün halinde tutan en önemli değerlerdir.
Bölücülük, yalnızca bir ülkenin topraklarını parçalama isteği değildir. Bir ülkenin bugününü geçmişinden koparmak da aynı derecede tehlikelidir. Bu nedenle on bin yıllık Hasankeyf uygarlığını ve toptekün Dicle Vadisi'ni sular altında bırakma kararını veren bir Türkiye, aynı zamanda kendi köklerini parçalama kararını vermiş olacaktır.
Türkiye, kendi doğasına ve uygarlığına, yani köklerine sahip çıktığı sürece yaşamaya devam edecektir.
Bu gerçeği görmezden gelmek, yaşadığımız topraklara ve gelecek nesillere yapılabilecek en büyük ihanettir.