Güzel ahlak

Bu konuyu okuyanlar

dergah yolu

Asistan
Katılım
10 Şubat 2009
Mesajlar
216
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Emir Deniz Kardeşimizin gönderdiği "Güzel Ahlak" isimli yazıyı aşağıda bulabilirsiniz.
GÜZEL AHLÂK
Güzel ahlâka nasıl sahip olunur
İyi müslüman olmak için güzel ahlâklı olmak gerektiğini bildirdiniz. Güzel ahlâka nasıl sahip olunur?
CEVAP
Evet iyi bir müslüman olmak için Ahlâk-ı hamideye [güzel ahlâka] sahip olmak, Ahlâk-ı zemimeden [kötü ahlâktan] uzak durmak gerekir. Ancak bununla dünya ve ahiret saadeti elde edilir.
Güzel ahlâk, ilim ve edep öğrenmekle, iyi insanlarla arkadaşlık etmekle elde edilir. Kötü ahlâk da bunun tersidir. Yani cahil kalmak, edepsiz olmak, kötü insanlarla arkadaşlık etmekten hasıl olur. Cenâb-ı Hak, Peygamber efendimizi överken (Gerçekte sen büyük bir ahlâk üzeresin) buyuruyor. (Kalem 4)
İyi insan, iyi ahlâklı insan demektir. Dinimiz iyi huylar edinmemizi, kötü huylardan kaçınmamızı emretmektedir.
Güzel ahlâka sahip kimselere gıpta etmek, onlar gibi olmaya gayret etmek gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Nimete kavuşmuş olanlardan, tevazu gösterene ve kendini hep kusurlu bilene, helalden kazanıp, hayırlı yerde sarf edene, fıkıh bilgileri ile hikmeti [tasavvufu] birleştirene, helale harama dikkat edene, fakirlere acıyana, işlerini Allah rızası için yapana, huyu güzel olana, kimseye kötülük yapmayana, ilmi ile amel edene ve malının fazlasını dağıtıp, lafının fazlasını saklayana müjdeler olsun) [Taberani]
Güzel sözler
Ahlâk hakkında İslam âlimleri buyuruyor ki:
"Kötü ahlâklı, parçalanmış testiye benzer. Ne yamanır, ne de eskisi gibi çamur olur."
"Her binanın bir temeli vardır. İslamın temeli de güzel ahlâktır."
"Kötü ahlâk, öyle bir fenalıktır ki, onunla yapılan birçok iyilikler fayda vermez. Güzel ahlâk, öyle bir iyiliktir ki, onunla yapılan günahlar affa uğrar."
"Yükselen bütün insanlar ancak güzel ahlâkları sayesinde yükselmişlerdir."
"Güzel ahlâk güler yüzlülük, cömertlik ve kimseyi üzmemek demektir."
"Güzel ahlâk, kimseyle çekişmemek ve kimseyi çekiştirmemektir."
"Güzel ahlâk, eziyet vermemek ve meşakkatlere katlanmaktır."
"Güzel ahlâk, genişlikte ve darlıkta insanları razı etmeye çalışmak demektir."
"Güzel ahlâk, Allahtan razı olmak demektir. Yani hayrı ve şerri Allahtan bilmek, nimetlere şükür, belalara sabretmektir."
"Güzel ahlâkın en azı, meşakkatlara göğüs germek, yaptığı iyiliklerden karşılık beklememek, bütün insanlara karşı şefkatli olmaktır."
"Güzel ahlâk, haramlardan kaçıp helalı aramak, diğer insanlarla olduğu gibi aile efradıyla da iyi geçinip onların maişetlerini temin etmektir."
"Güzel ahlâk, Yaratanı düşünerek, yaratılanları hoş görmek, onların eziyetlerine sabretmektir."
Bir müslümana çatık kaşla bakmak haramdır. Güler yüzlü olmayan kimse mümin sıfatlı değildir. Herkese karşı güler yüzlü olmalıdır.
Hadis-i şerifte, Allaha ve ahiret gününe iman edenin, misafirine ve komşusuna ikram etmesi, ya hayır söylemesi veya susması emredilmiştir. (Buhari)
Başkasının kötü ahlâkından şikayet eden kimsenin kendisi kötü ahlâklıdır. Başkalarının kötülüklerinden bahsediyorsak, bu kendimizin kötü olduğunun alametidir. Güzel ahlâk, eziyetleri sineye çekmektir.
Güzel ahlâklı olmanın alameti şunlardır:
İnsaflı olmak, arkadaşlarının hatasını görmemek, hüsnü zan etmek, suizandan [kötü zandan] kaçınmak, arkadaşlarının eziyetlerine göğüs germek, onlardan şikayetçi olmamak, hep kendi ayıp ve kusurlarıyla meşgul olmak, kendi nefsini kınamak, güler yüzlü olup, herkesle yumuşak konuşmaktır.
Güzel ahlâklı kimse, edeplidir az konuşur, hatası azdır, gıybet etmez, Allah için sever, Allah için buğzeder, emanete riayet eder, komşu ve arkadaşını korur. Bütün hasletlerin başı ise hayâdır.
Güzel ahlâklı bir kimsenin kötü huylu bir hanımı vardı. Gayet iyi geçiniyorlardı. Kötü huylu hanımla nasıl iyi geçindiği sorulunca, iyi ahlâklı kimse şöyle cevap verdi. İyilerle herkes geçinir. Marifet kötü ile geçinebilmektir. Onun kötü huyuna sabredemezsem benim iyi huylu olduğum nereden belli olacaktır?
Hz. Hızır buyurdu ki: (Güler yüzlü ol, hiddetlenme! Hep faydalı iş yap, az da olsa zararlı iş yapma! Lüzumsuz dolaşma, boş yere gülme, hiç kimseyi kusurundan dolayı ayıplama, günahların için ağla!)
Büyüklerden Ebu Osman El-Hayrii ziyafete davet ettiler. Davet yerine vardığı zaman kendine (Kusura bakma, çok insan geldi seni kabul edemeyeceğiz) dediler. Az gidince tekrar çağırdılar. Gelince tekrar, kabul edemeyeceklerini bildirdiler. Böyle birkaç defa çağırıp geri döndürdükten sonra (Biz seni denemek için bunu yaptık. Gerçekten güzel ahlâklıymışsın) dediler. Cevabında buyurdu ki: (Bu ahlâk o kadar güzel midir? Bir köpeği de çağırsanız gelir, kovsanız gider.)
Ahlâkı güzelleştirmek
Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Ahlâkınızı güzelleştiriniz) [İbni Lal]
(Sizin imanca en güzeliniz, ahlâkça en güzel olanınızdır.) [Hakim]
(Ya Rabbi senden, sıhhat, afiyet ve güzel ahlâk dilerim.) [Haraiti]
(Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.) [Beyheki]
(Güzel ahlâk, büyük günahları, suyun kirleri temizlemesi gibi temizler. Kötü ahlâk ise, salih amelleri, sirkenin balı bozduğu gibi bozar.) [İ. Hibban]
(Allahü teâlâ indinde, kötü ahlâktan büyük günah yoktur. Çünkü, kötü ahlâklı, bir günahtan tövbe edip, kurtulursa, bir başka günaha düşer. Hiçbir vakit günahtan kurtulamaz.) [İsfehani]
(Bir kimse tövbe ederse, tövbesini Allahü teâlâ kabul eder. Kötü ahlâklı kimsenin tövbesi makbul olmaz. Zira bir günahtan tövbe ederse kötü ahlâkı sebebiyle, daha büyük günah işler.) [Taberani]
(Güzel ahlâk, senden kesilen akrabanı ziyaret etmek, sana vermeyene vermek, sana zulmedeni affetmektir.) [Beyheki]
(Din, güzel ahlâktır.) [Deylemi]
(Müminlerin iman yönünden en faziletlisi ahlâkça en iyi olanıdır.) [Tirmizi]
(Mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz. Güler yüz ve tatlı dil ile, güzel ahlâkla memnun etmeye çalışınız!) [Hakim]
(Şüphesiz güzel ahlâk, güneşin buzu erittiği gibi günahları eritir.) [Haraiti]
(Bir müslüman güzel ahlâkı sayesinde, gündüzleri oruç tutan, geceleri ibadet eden kimselerin derecesine kavuşur.) [İ. Ahmed]
(Bir insan az ibadet etse de, güzel ahlâkı sayesinde en yüksek dereceye kavuşur.) [Taberani]
(Yumuşak davran! Sertlikten sakın! Yumuşaklık insanı süsler, çirkinliği giderir.) [Müslim]
(Yumuşak davranmayan, hayır yapmamış olur.) [Müslim]
(En çok sevdiğim kimse, huyu en güzel olandır.) [Buhari]
(Yumuşak olan kimseye, dünya ve ahiret iyilikleri verilmiştir.) [Tirmizi]
(Cehenneme girmesi haram olan ve Cehennemin de onu yakması haram olan kimseyi bildiriyorum. Dikkat ediniz! Bu kimse insanlara kolaylık, yumuşaklık gösterendir.) [İ. Ahmed]
(Yumuşak olanlar ve kolaylık gösterenler, hayvanın yularını tutan kimse gibidir. Durdurmak isterse hayvan ona uyar. Taşın üzerine sürmek isterse hayvan oraya koşar.) [Ebu Davud]
(Müminlerin iman yönünden en faziletlisi, ahlâkça en iyi olanıdır.) [Tirmizi]
(Cennete götüren sebeplerin başlıcası, Allahü teâlâdan korkmak ve iyi huylu olmaktır. Cehenneme götüren sebeplerin başlıcası da, dünya nimetlerinden ayrılınca üzülmek, bu nimetlere kavuşunca sevinmek, azgınlık yapmaktır.) [Tirmizi]
(İmanı en kuvvetli kişi, ahlâkı en güzel ve hanımına en yumuşak olandır.) [Tirmizi]
(İnsan, güzel huyu ile, Cennetin en üstün derecelerine kavuşur. [Nafile] ibadetlerle bu derecelere kavuşamaz. Kötü huy, insanı Cehennemin en aşağısına sürükler.) [Taberani]
(İbadetlerin en kolayı, az konuşmak ve iyi huylu olmaktır.) [İbni Ebiddünya]
(Söz veriyorum ki, münakaşa etmeyen, haklı olsa da, dili ile kimseyi incitmeyen, şaka ile veya yanındakileri güldürmek için, yalan söylemeyen, iyi huylu olan müslüman Cennete girecektir.) [Tirmizi]
(Allahü teâlâ buyuruyor ki: “Size gönderdiğim islam dininden razıyım, [bu dini kabul edip, bu dinin emir ve yasaklarına riayet edenlerden razı olur, onları severim.] Bu dinin tamam olması, ancak cömertlikle ve iyi huylu olmakla olur. Dininizin tamam olduğunu her gün, bu ikisi ile belli ediniz!) [Taberani]
(Sıcak su buzu erittiği gibi, iyi huylu olmak, günahları eritir, yok eder. Sirke balı bozup yenilmez hâle soktuğu gibi, kötü huylu olmak, ibadetleri bozup yok eder.) [Taberani]
(Hak teâlâ yumuşak huyluya yardım eder, sert ve öfkeliye yardım etmez.) [Taberani]
(Yumuşak olan, kızmayan müslümanın Cehenneme girmesi haramdır.) [Tirmizi]
(Yavaş, yumuşak davranmak, Allahın kuluna verdiği büyük bir ihsandır. Aceleci olmak, şeytanın yoludur. Allahü teâlânın sevdiği şey, yumuşak ve ağırbaşlı olmaktır.) [E.Yala]
(Kişi, yumuşaklığı, tatlı dili ile, gündüzleri oruç tutanın ve geceleri namaz kılanın derecesine kavuşur.) [İ. Hibban]
(Kızınca, öfkesini yenerek yumuşak davrananı Allahü teâlâ sever.) [İsfehani]
(Güler yüzle selam veren, sadaka verenin sevabına kavuşur.) [İ.E.dünya]
Bir kimse Resulullahtan nasihat istedikçe (Kızma, sinirlenme), buyurdu. Birkaç kere sordukta, hepsine de (Kızma, sinirlenme) buyurdu. (Buhari)
İyi insan olmak için yapmak gerekir
İyi insan olmak için ne yapmak gerekir?
CEVAP
İyi insan olmak için kâmil yani olgun müslüman olmak gerekir. Zaten müslüman, iyi insan demektir.
Allah indinde mümin çok kıymetlidir. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki:
(Müminler, öyle kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri titrer, Allahın âyetleri okununca, imanları kuvvetlenir ve yalnız Rablerine dayanıp güvenirler, namazı doğru kılar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden [Allahın razı olduğu yerlere] harcarlar.) [Enfal 2-3]
(Müminler, muhakkak kurtuluşa ermiştir. Namazlarını huşu içinde kılar, boş ve lüzumsuz şeylerden yüz çevirir, zekatlarını verir, iffetlerini korur, emanet ve ahidlerine riayet ederler.) [Müminun 1-8]
(Onlar, Allahın ahdini yerine getirir, verdikleri sözü bozmaz, Rablerinin rızasını isteyip sabreder ve kötülüğü iyilikle savarlar.) [Rad 20-22]
(Büyük günahlardan ve hayâsızlıktan sakınır, öfkelendikleri zaman da kusurları bağışlar ve işlerini aralarında istişare ederler.) [Şura 37,38]
(İnanıp hayırlı iş işleyen [mümin]lerin kötülüklerini, and olsun, örteriz, onları yaptıklarının en güzeli ile mükâfatlandırırız.) [Ankebut 7]
(Allah onların [müminlerin] kötülüklerini örter, onlara işledikleri şeylerin en güzellerinin karşılığını verir.) [Zümer 35]
(Allah, inanıp emirlerini yapan müminlere mağfiret ve büyük ecir vâd etmiştir.) [Feth 29]
(Elbette müminler kardeştir.) [Hucurat 10]
Müminlerle ilgili hadis-i şeriflerden bazıları da şöyle:
(Müslüman, elinden ve dilinden müslümanların emin olduğu kimsedir.) [Buhari]
(Mümin akıllı, basiretli, uyanıktır. Her işte Allahın rızasını gözetir. Acele etmez, ilim sahibidir, haramlardan kaçar.) [Deylemi]
(Mümin, koku satan kimse gibidir. Yanında otursan için açılır. Onunla gezsen veya ortak iş yapsan faydasını görürsün. Onun her işi faydalıdır.) [Taberani]
(Müminler, birbirine karşı sevgi ve merhamette, bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut huzursuz olup onun tedavisi ile meşgul olunduğu gibi, müslümanlar da böyle birbirine yardıma koşmalıdır.) [Buhari]
(Mümin ülfet eder [iyi geçinir], ülfet etmeyen ve ülfet edilmeyende hayır yoktur.) [Beyheki]
(Müminin yanına giren, güzel bir bahçeye girmiş gibi ferahlık duyar.) [Deylemi]
(Mümin lanet etmez, kötülemez, müstehcen konuşmaz ve hayâsız olmaz.) [Hakim]
(Mümin arıya benzer; konduğu dalı kırmaz, oraya zarar vermez. Toplayıp bıraktığı eseri de güzeldir.) [Beyheki]
(Mümin, yumuşaktır, hafiftir. Munis bir deve gibi boyun eğer, "Ih" denince, yer sert olsa da çöker.) [Beyheki]
(Mümin sert değildir. Yumuşaklığından dolayı ahmak zannedilir.) [Deylemi]
(Mümin geçim ehlidir. Arkadaşına rahatlık verir. Münafık ise geçimsizdir, arkadaşına sıkıntı verir.) [Dare Kutni]
(Halkın elindekine göz dikmemek, müminin alametlerindendir.) [Dare Kutni]
(Komşusu kötülüğünden emin olmayan, mümin olamaz.) [Buhari]
(Çevrendekilerle güzel komşuluk et ve kendin için sevdiğini, başkaları için de sev ki müslüman olasın.) [Haraiti]
Kime dinin emirlerini yapmak kolay gelirse, onun salih biri olduğu anlaşılır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ahirete ait istediğine kolayca kavuşur, dünyaya ait olana kavuşman zorlaşırsa, bil ki sen iyi bir hâl üzerindesin. Bunun tersi olursa kötü haldesin!) [Beyheki]
Müslümanın vasıfları nelerdir
Allahtan korkan müslümanın vasıfları nelerdir?
CEVAP
Allahtan korkan bir kimse, Onun emirlerini yapmaya, yasaklarından sakınmaya titizlikle çalışır. Hiç kimseye kötülük yapmaz. Kendine kötülük yapanlara sabreder. Yaptığı kusurlara tövbe eder. Sözünün eri olur. Her iyiliği Allah için yapar.
Kimsenin malına, canına, namusuna göz dikmez. Çalışırken, alış veriş ederken, kimsenin hakkını yemez. Herkese iyilik eder. Şüpheli şeylerden kaçınır. Makam sahiplerine, zalimlere yaltaklanmaz. İlim ve ahlâk sahiplerine saygı gösterir.
Arkadaşlarını sever ve kendini sevdirir. Kötü kimselere nasihat verir. Onlara uymaz. Küçüklerine merhametli ve şefkatli olur. Misafirlerine ikram eder. Kimseyi çekiştirmez. Keyfi peşinde koşmaz. Zararlı ve hatta faydasız bir şey söylemez. Kimseye sert davranmaz. Cömert olur. Malı ve mevkii herkese iyilik etmek için ister.
Riyakârlık, iki yüzlülük yapmaz. Kendini beğenmez. Allahü teâlânın her an gördüğünü ve bildiğini düşünerek hiç kötülük yapmaz. Onun emirlerine sarılır. Yasaklarından kaçar. İşte, Allahtan korkanlar milletine, ülkesine faydalı olur.
Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimde, inananları şöyle tarif etmektedir:
(Rahim olan Allahü teâlânın kulları, yeryüzünde gönül alçaklığı ile vakar ve tevazu ile yürürler. Cahiller, onlara sataşacak olursa, bunlara [sağlık ve selamet sizin üzerinize olsun gibi] güzel söz söyler, [büyük bir yumuşaklık gösterirler.] Onlar geceleri secde yapar ve kıyâmda dururlar [namaz kılarlar.] Onlar, “yâ Rabbi, Cehennem azabını bizden uzaklaştır. Cehennem azabı devamlıdır ve çok şiddetlidir. Orası şüphesiz kötü bir yer ve kötü bir duraktır” derler. Bir şey verdikleri zaman, israf etmez, cimrilik de yapmazlar, ikisi ortası bir yol tutarlar. Kimsenin hakkını yemez, Allaha şerik koşmaz, O’ndan başkasına yalvarmazlar. Allahın dokunulmasını haram ettiği cana kıyıp, haksız olarak kimseyi öldürmez, zina etmezler. Bunlardan birini yapanın Kıyamette azabı kat kat olur, orada zelil ve hakir olarak ebedi bırakılır. Ancak, Allah, tövbe eden ve doğru iman eden ve ibadet ve faydalı iş yapanların kötülüklerini iyiliğe çevirir. Allah, af ve merhamet sahibidir. Tövbe edip, amel-i salih işleyen, Allahü teâlâya [tövbesi makbul ve O’nun rızasına kavuşmuş olarak] döner. Onlar yalan yere şahitlik yapmaz, faydasız ve zararlı işlerden kaçınırlar. Kendilerine âyetler okunduğu zaman, kör ve sağır davranmazlar, [dikkat ile dinleyip bu âyetlerle kendilerine yapılması emredilen şeyleri yaparlar.]) [Furkan 63-73]

Müslüman, kusurları gizleyici olmalıdır
Bir arkadaşın kusurlarını gizlemek gerekir mi?
CEVAP
Müslüman, kusurları gizleyici olmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kim, müslümanın aybını örterse, Allah da onun dünya ve ahirette aybını örter. Kişi, arkadaşına yardımcı olduğu müddetçe, Allah da onun yardımcısı olur.) [Müslim]
(Arkadaşının aybını gizleyeni Allahü teâlâ, Cennete koyar.) [Taberani]
(Arkadaşının aybını örtenin aybını Allah da kıyamette örter. Onun aybını açığa vuranın aybını da Allah açığa vurur. Hatta evinde bile onu rezil eder.) [İbni Mace]
(Ayıp araştırmayın! Bir müslümanın aybını araştıranın aybı da ortaya çıkar ve nereye gizlenirse gizlensin, rezil olur.) [Tirmizi]
(Müslümanın aybını araştıran, ona kötülük etmiş ve onu kötülüğe itmiş olur.) [Ebu Davud]
(Tövbe ettiği bir günahtan dolayı birini ayıplayan, aynı günaha müptela olmadan ölmez.) [Tirmizi]
(Kişinin dini, arkadaşının dini gibidir, kiminle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin.) [Hakim]
(Kendine reva gördüğünü, sana reva görmeyenin arkadaşlığında hayr yoktur) [İ. Adiy]
(Bir müslüman, arkadaşının gıyabında dua edince, bir melek de ona, "Aynen bir mislini de Allah sana versin" diye dua eder.) [Müslim]
(Bir kimsenin arkadaşının gıyabında yaptığı dua reddedilmez.) [Haraiti]
(Arkadaşının mazeretini kabul etmemek günahtır.) [İbni Mace]
(Özrü kabul etmeyen, özür dileyenin günahını yüklenmiş olur.) [İbni Mace]
(Bir kimseye bir arkadaşı ikramda bulunursa, onu kabul etsin! Çünkü o Allahın ikramıdır. Allahın ikramını da reddetmeyin!) [Ebu Nuaym]
(Arkadaşının evine gelip de, önüne konulanı yememek cefadır.) [Deylemi]
Gıybet etmemeli
Gıybet, kendi ayıp ve kusurlarını bırakıp başkalarının ayıp ve kusurlarını araştırmaya çalışmaktır ki, bir müslüman için bundan daha kötü ve zararlı bir şey yok gibidir.
Biz, kendi ayıplarımızın ortaya dökülmesini, rüsvay olmamızı istemediğimiz gibi, başkaları da ayıplarının açıklanmasını istemez. Sen arkadaşının aybını örtersen, Allah da senin aybını örter. Sen başkasının aybını açarsan, senin ayıplarını da açan çıkar. Elâleme rüsvay olursun. Bu husus hadis-i şerifle bildirilmiştir.
Kendi kusurlarını araştıran ve bunların çaresini düşünerek başkasının kusurlarını göremeyen çok iyi insandır. Hadis-i şerifte de, (Kendi aybını gören, Allahın hayır dilediği kimsedir) buyuruluyor. Kişi kendi noksanını bilmek gibi irfan olmaz. (İmad-ül islam)
Nefsimizi gıybet, söz taşımak ve diğer günahlardan temizlemeye çalışmak "Cihad-ı ekber" olarak bildirilmiştir. Ne mutlu kendi kusurunu görebilenlere.
İyi huylu olmanın ve bunu muhafazanın yolu
İyi huylu olmak ve bunu muhafaza edebilmek için ne yapmalı?
CEVAP
İyi huylu olmak için ve iyi ahlâkını muhafaza edebilmek için, salih kimselerle, iyi huylularla arkadaşlık etmelidir. İnsanın ahlâkı, arkadaşının huyu gibi olur. Hadis-i şerifte, (İnsanın dini, arkadaşının dini gibi olur) buyuruldu. Ahlâkı bozan, şehveti harekete getiren kitapları okumamalı, böyle radyo ve TVden sakınmalıdır.
İyi huyların faydaları ve haramların zararları ve Cehennemdeki azapları, hep hatırlanmalıdır. Mal, mevki arkasında koşanlardan hiçbiri muradına kavuşamamıştır. Malı, mevkii hayır için arayan ve hayır işlerde kullanan, rahata, huzura kavuşmuştur.
Allahü teâlâdan korkmak, bu deryanın gemisidir. Hadis-i şerifte, (Dünyada, kalıcı değil, yolcu gibi yaşa! Öleceğini hiç unutma) buyuruldu.
Faydasız şeylerden, oyunlardan, zararlı şakalaşmak ve münakaşa etmekten sakınmalıdır. İlim öğrenmeli ve faydalı işler yapmalıdır. Vaktin kıymetini bilip gece-gündüz ilim öğrenmelidir! İlim, ibadet içindir. Kıyamette işten, ibadetten sorulur, çok ilim öğrendin mi diye sorulmaz. İş ve ibadet de ihlas elde etmek içindir. (İslam Ahlâkı)
İyilerle beraberlik
İyilerle, Allahı unutmayan, her zaman hatırlayan kimselerle beraber olmak büyük nimettir.
Büyük zat oğluna buyurdu ki:
(Oğlum, Allahı anan bir topluluk görürsen, onlarla beraber ol! Eğer ilim sahibi isen ilmin onlara faydalı olur. İlim sahibi değilsen, onlardan bir şeyler öğrenirsin. Allahı hatırlamayan kimselerle beraber olma ilim ehli de olsan, ilmin onlara faydası olmaz. İlim ehli değilsen, daha çok zarara girersin. Eğer Allah onlara gazap ederse, sen de helak olursun. İyilerle beraber iken, Allah onlara rahmetle nazar ederse, layık olmasan bile, sen de o rahmetten istifade edersin.)

Melekler, Allahı anan bir toplulukla karşılaşırlar. Allahü teâlâ meleklere, (Şahit olun ki ben bunların hepsini affettim) buyurur. Melekler, (Ey Rabbimiz, bunların içinde başka bir iş için gelen günahkar biri var. Onu da mı affettin?) diye sorarlar. Allahü teâlâ, (Evet onu da affettim. Salihlerle beraber olan kötülerden olmaz) buyurdu. (Buhari, Müslim)
Arşın altında şöyle yazılıdır:
(Bir kimse, salihler gibi amel işlese; fakat günahkarlarla düşüp kalksa, iyi amelleri boşa gider, kıyamette kötülerle beraber haşrolur. Bir kimse de, kötüler gibi amel işlese; fakat salihleri sevse, onlarla beraber olsa, günahları iyiliğe çevrilir, iyi kimselerle beraber haşrolur.) [Kab-ül-Ahbar]
Bir kimse, salih kimselerle beraberliğinde onlardan hiçbir şey öğrenemese bile, yedi ikrama kavuşur:
1- İlim talebesinin faziletine nail olur.
2- İlim ehli ile kaldığı müddetçe günahlardan uzak olur.
3- Evinden çıkışından itibaren rahmete girmiş olur.
4- İlim ehline inen rahmetten o da istifade eder.
5- Onları dinlediği müddetçe kendine sevap yazılır.
6- Melekler ondan memnun olur.
7- Attığı her adım, günahına kefaret olur.

Allahü teâlâ, ona altı ikramda daha bulunur:
1- İlim ehliyle bulunmayı ona sevdirir.
2- Âlime uyanlar gibi sevaba kavuşur.
3- O toplulukta bulunanların birisi affa uğrarsa, buna da şefaat eder.
4- Kötülerin, günahkarların gittiği yerlerden kalbi soğur.
5- Allah yolunda olanların, salihlerin yoluna girmiş olur.
6- Allahın emrini yerine getirmiş olur. (Ebulleys)
Bir kimse, peygamber efendimize, kıyametin ne zaman kopacağını sordu. Ona (Kıyamet için ne hazırladın?) buyurdu. O kimse (Fazla ibadetim yok. Fakat Allah ve Resulünü seviyorum) dedi. Peygamber efendimiz ona, (Kişi sevdiği ile beraber olur. Sen de ahirette sevdiğinle beraber olacaksın) buyurdu. (Buhari)
Bir kimse şunlarla beraber olursa:
1- Âlimlerle beraber olanın ilmi artar.
2- Salihlerle beraber olanın, ibadete rağbeti ve günahlardan kaçma arzusu artar.
3- Fasıklarla [açıktan günah işleyenlerle] düşüp kalkanın günah işleme cüreti artar.
4- Zenginlerle düşüp kalkanın dünya sevgisi artar.
5- Fakirlerle beraber olanın şükrü artar.
Bir kimse, âlimlerle, salihlerle beraber olsa, hiçbir şey istifade edemese bile, onların yüzüne bakması onun için büyük bir nimettir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Âlimin yüzüne, Kâbe’ye ve Mushafa bakmak ibadettir.) [Ebulleys]
Tatlı dil ve güler yüzün önemi
Güler yüz ve tatlı dilin önemi hakkında bilgi verir misiniz?
CEVAP
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Müslüman güler yüzlü, münafık asık suratlı olur.
Tebessüm, bedavadır, alanı mutlu eder, vereni üzmez.
Huzurun anahtarı tebessümdür.
Tebessüm edemeyen zavallıdır.
Tebessüm ateşinde erimeyen maden bulunmaz.
Gülümsemesini bilmek, iki cihan mutluluğuna sebep olur.
İslamiyet, sevgi, güler yüz, tatlı söz, dürüstlük ve iyilik dinidir.
Dostlara doğru söylemeli, düşmanları güler yüzle ve tatlı dil ile idare etmelidir.
Başarının sırrı, güler yüz, tatlı dil ve güzel siyasettir. Güzel siyaset, herkesin memnun olması demektir.
Düşmanınıza iyilik edin, hediye verin. Kırıldığınız arkadaşınıza iyilik edin, sıkıldığınız insana güler yüz gösterin. Bunları yaparsanız rahat edersiniz.
Bir kimsenin veli olduğu; tatlı dili, güzel ahlâkı, güler yüzü, cömertliği, münakaşa etmemesi, özürleri kabul etmesi ve herkese merhamet etmesi ile anlaşılır.
Güzel ahlâklı kimse, edeplidir, az konuşur, hatası azdır, gıybet etmez, Allah için sever, Allah için buğzeder, emanete riayet eder, komşu ve arkadaşını korur. Güzel ahlâklı bir zata, kötü huylu hanımı ile nasıl iyi geçindiği sorulunca, (İyi huylu ile herkes geçinir. Marifet kötü huylu ile geçinebilmektir. Onun kötü huyuna sabredemezsem benim iyi huylu olduğum nereden belli olacaktır) dedi.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Mümin kardeşinin yanında suratı asık durana melekler lanet eder.) [Hatib]
(İyiliği, güzel yüzlü kimselerden talep ediniz.) [Beyheki]
(Mümin kardeşinin yüzüne tebessüm etmek sadakadır.) [C. Sagir]
(Mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz. Güler yüz ve tatlı dil ile, güzel ahlâkla memnun etmeye çalışınız!) [Hakim]
(Din kardeşine güler yüz göstermek, iyi şeyler öğretmek, kötülük yapmasını önlemek birer sadakadır.) [Tirmizi]
(Selam verirken gülümseyen, sadaka sevabına kavuşur. ) [İ.E.dünya]
(Hayrı, iyiliği, güzel yüzlülerin yanında arayınız!) [Buhari]
(Huyu ve yüzü güzel olan dünya, ahiret iyiliğine kavuşur.) [İbni Şahin]

İnsanlarla iyi geçinebilmenin şartları
Karşılaştığımız insanların kimisi iyi, kimisi kötüdür. Herkesle iyi geçinebilmek için ne yapmak gerekir?
CEVAP
İnsanlarla iyi geçinebilmenin iki şartı vardır:
1- İyi bir insan olmak,
2- İnsanları iyi tanımak.
Bu iki şarta malik olan, herkesle iyi geçinir. İyi insan olmak için, dinimizin emir ve yasaklarına riayet etmek kâfidir. İnsanları tanımak için de şunları bilmek gerekir:
İnsanlar üç kısımdır: Birinci kısımdakiler, gıda gibidir, her zaman gerekir. İkinci kısımdakiler, ilaç gibidir, bazan gerekir. Üçüncü gruptakiler hastalık gibidir, istenmez, fakat musallat olur. Bunlara müdara edilir.
Kendisine veya başkalarına zarar gelme korkusundan dolayı iyiliği emretmek ve haramı men etmek mümkün olmazsa, böyle durumlarda fitneye mani olmak için susmaya, müdara etmek denir. Müdara, dini veya dünyayı zarardan kurtarmak için, dünya menfaatinden vermektir. Kalben nefret edip, haramı men etmek istediği halde, müdara yapmak caizdir. Hatta sadaka sevabı hasıl olur. Ancak akıllı kimse, iyi geçinir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İyi geçinmek aklın başıdır.) [Beyheki]
(İyi geçinmek aklın yarısıdır.) [Deylemi]
(Allahü, farzları emrettiği gibi, müdara etmemi de emretti.) [Deylemi]
Müdara ederken tatlı dilli ve güler yüzlü olmak gerekir. Herkesle müdara ederek sohbet etmelidir! Yani, hep tatlı dilli ve güler yüzlü olmalıdır. İyi ve kötü, herkes ile karşılaşınca, böyle olmalıdır. Fakat, kötülere ve sapıklara müdahene etmemeli, onun sapık yolundan razı olduğunu zan ettirmemelidir. (Hindiyye)
[Müdara, islamiyetin dışına çıkmadan, gönlünü almaktır. Müdahene, birinin gönlünü alırken, islamiyetin dışına çıkmak, günaha girmektir.]
(İyi geçinmek aklın başıdır) hadis-i şerifi, ancak akıllı kimsenin insanlarla iyi geçineceğini bildirmektedir. (Beyheki)
İbrahim Hakkı hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, insanlarla iyi geçinmemizi emrederek hadis-i kudside, (Kötülük edene iyilik eden, gelmeyene giden, uzak durana yaklaşan, yemek vermeyene yemek veren, en üstün olandır. Affedin, ayıp örtün, merhamet edin ki merhamete kavuşun! İnsanlara karşı iyi huylu olanı severim ve insanlara onu sevdiririm) buyurdu.
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Selam verirken gülümseyen, sadaka sevabına kavuşur. ) [İ.E.dünya]
(Kim, bir müslümanın sıkıntısını giderip, onu sevindirse, Allahü teâlâ, kıyamette en sıkıntılı anlarda, onu sıkıntılardan kurtarır.) [Buhari]
(İmanı en kuvvetli olan, ahlâkı en güzel ve hanımına karşı en yumuşak olandır. ) [Tirmizi]
(Söz veriyorum, tartışmayan, haklı da olsa, kimseyi incitmeyen cennete girer.) [Tirmizi]
Edep ehli buyuruyor ki:
Cömertlik insanın süsüdür. Af, en güzel bir ihsandır. Kerim aza şükreder, adi kimse, çoğu beğenmez. Kerim, sözünde durur, sözünde durmayanı da affeder. Herkesin verdiği eziyete, sıkıntıya katlanır, fakat hiç kimse ondan incinmez. Kendine söylenince razı olmayacağın sözü başkalarına söyleme! Başkalarının seninle nasıl konuşmasını istiyorsan, sen de onlarla öyle konuş! Özür dileyenin özrünü kabul et! Seni üzeni affet, ona iyi davran! Verdiğin sözü tut, ettiğin iyiliği gizle, başa kakıcı olma! Başkası için kuyu kazan kendi düşer. Halka ihsan eden, Haktan ihsan görür. Sana söz getiren, senden de söz götürür. (M.Name)
Dosta, düşmana, iyi, kötü, herkese, tatlı dil ve güler yüz göstermeli, fitne çıkarmamalı, düşman kazanmamalıdır. İnsanlara yapılacak en faydalı ihsan, en kıymetli hediye, tatlı dil ve güler yüzdür. İneğe tapanları görünce, ineğin ağzına ot vererek, düşmanlıklarına mani olmalıdır! Hafız-ı Şirazinin, (Dostlara doğru söylemeli, düşmanları güler yüzle ve tatlı dil ile idare etmelidir) sözüne uymalı, af dileyenleri affetmelidir! Herkese karşı iyi huylu olmalı, yumuşak söylemeli, sert söylememelidir! Kimse ile münakaşa etmemelidir! Münakaşa, dostluğu azaltır, düşmanlığı artırır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Haklı iken de, münakaşayı terk edene, Cennette bir köşk verilir) [Taberani]
(Haklı da olsa, münakaşayı terk etmeyen, hakiki imana kavuşamaz) [İ.Ebiddünya]
Sert mizaçlı olmak
Haksızlık olunca dayanamıyorum. Çok sert mizaçlıyım. Sert mizaçlı olmak dinen kusur mudur?
CEVAP
Sert mizaçlı olmak kusur değildir. Ancak dine aykırı olarak sertlik yapmak kusurdur. Hz. Ömerin sert mizacı övülmüş, takdir edilmiştir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İki melek var, biri sert, biri yumuşak mizaçlıdır. Bunlar, Cebrail ile Mikaildir. Peygamberlerden biri yumuşak, diğeri sert mizaçlıdır. Bunlar İbrahim ile Musadır. Benim de iki arkadaşımdan biri yumuşak, diğeri sert mizaçlıdır. Bunlar, Ebu Bekir ile Ömerdir.) [Taberani]

Özrü reddetmek
Kusur işleyenin özrünü kabul etmek gerekir mi?
CEVAP
Müslümanın özrünü reddetmek mekruhtur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Müslüman kardeşinin özrünü kabul etmemek, günah olur.) [Berika]
Özrü kabul etmek ve kusurları affetmek, Allahü teâlânın sıfatlarındandır. Böyle olmayan kimseye, Allahü teâlâ gadap ve azap eder.

Kâfirlere karşı da iyi huylu olmalı
İslamiyetin güzel ahlâkını göstermek için, kâfirlere karşı da iyi huylu olmak ve onları incitmemek gerekmez mi?
CEVAP
Müslümanların kâfirlere karşı da iyi huylu olmaları, onları incitmemeleri gerekir. Böylece İslam dininin, iyi huylu olmayı, kardeşçe yaşamayı, çalışmayı emrettiği onlara da gösterilmiş olur. Böylece iyiliği seven insanlar, seve seve müslüman olurlar. Cihad etmek farzdır. Cihadı devlet topla, silahla yapacağı gibi, soğuk harp ile, propaganda, neşriyat ile de yapar. Her müslüman da, iyi huyları ile, iyilik yapmakla cihad yapar. Çünkü cihad etmek, insanları müslüman yapmaya davet etmek demektir. Görülüyor ki, kâfirlere karşı da, iyi huylu olmak, onları incitmemek, cihad etmek oluyor. Cihad ise her müslümana gücü nispetinde farzdır.
Sevilmenin kısa yolu
Sevilmenin kısa yolu nedir?
CEVAP
Sevilmenin yolu sevmesini bilmektir. Başka bir tabirle, iyi insan, herkes tarafından sevilir. Dinimizin bildirdiği esaslara uyan müslüman iyi insan demektir.
Hemen herkes, kendisiyle ilgilenilmesini, kendisinden, işlerinden bahsedilmesini ister. Çok kimsenin bir dakikalık telefon konuşmasında 5-10 defa (Ben) dediği tespit edilmiştir. Çok kimseyi, hükümet kurulmasından çok, kendi meselesi ilgilendirir. Başkasına yaklaşabilmek için onun sevdiği, ilgilendiği konuları bilmek gerekir.
Hemen her insan, en az bir bakımdan kendini çok insandan üstün görür. (Ben bakan olsam, ben başbakan olsam şöyle yaparım) dediği görülür. Belki böyle konuşan kimselerin çoğunun müdür olacak kabiliyeti bile yoktur. Çünkü insanın nefsi, daima yükselmeyi, şef olmayı, başkalarının kendisine tabi olmasını ister. Bu, nefsin arzusudur. Herkeste de nefs olduğunu düşünerek, ona göre hareket edilirse, çetin meseleleri çözmek zor olmaz.
Bir kimsenin sevdikleri, kendini beğenip takdir edenlerdir. O halde sevilmek için başkalarını takdir edip sevmek gerekir. İnsanın nefsi takdirden hoşlanır, tenkitten hoşlanmaz. Tenkid, düşmanlığa yol açar.
Başkalarının bize nasıl muamele etmelerini istiyorsak, biz de onlara aynı şekilde davranmalıyız! Mesela gülerek karşılanmayı, bir çay, bir kahve ikram etmelerini istiyorsak, biz de başkalarını güler yüzle karşılamalıyız, onlara gerekli ikramda bulunmalıyız!

Sevilmek, takdir kazanmak için, herkese samimi bir alâka göstermek, gülümseyerek selam vermek, hâl ve hatır sormak gerekir. Yapmacık hareketlerden de kaçınmalıdır! Yapmacık hareketler, fayda yerine çok zaman zarar verir. Kendimize "Samimiyetsiz" dedirtmemeliyiz. Samimi olmaya kendimizi alıştırmalıyız! Mesela birisi bizi telefonla aramış ve kendinin kim olduğunu bildirmemişse, (İnsan önce kendini tanıtır) diyerek tenkitle söze başlamamalıdır! (Buyurun efendim, kiminle müşerref oluyorum) diyerek karşımızdakinin kendisini takdim etmesine fırsat vermelidir! Daha sonra, (Efendim, size yardımcı olmak benim için bir şereftir) dersek, karşımızdakinin kalbini fethetmeye giden yolu keşfetmişiz demektir.
Kendini sevdirmenin yolu, iyi insan olmaktır. İyi insan da güzel ahlâklı olandır. Güzel ahlâk nedir? Güzel ahlâkla ilgili hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Kendinden uzaklaşanlara yaklaşmak, zulmedenleri affetmek, kendini mahrum edenlere [Kendine bir şey vermeyenlere] ihsan etmek, güzel huylu olmaktır.) [İ.Süyuti]
(İyi huyları tamamlamak, yerleştirmek için gönderildim.) [Hakim]
(Sureti ve huyu güzel olanı Cehennem ateşi yakmaz.) [Taberani]
(İyi huylu olan, dünya ve ahiret saadetine kavuşur.) [Taberani]
(İnsana verilen en hayırlı şey, güzel ahlâktır.) [İbni Hibban]
(Güzel ahlâklı olmak, kişinin saadetindendir.) [Beyheki]
(Mallarınızla bütün insanlara yardım edemezsiniz, malınız kâfi gelmez. Fakat onları güler yüz ve güzel huy ile hoşnut edebilirsiniz.) [Bezzar]
(Güzelin güzeli, güzel ahlâktır.) [İbni Asakir]
(En iyiniz, ahlâkı en güzel olanınızdır.) [Buhari]
(Mümin güzel ahlâkı ile, gündüzleri oruç tutan, geceleri ibadet edenlerin derecesine yükselir.) [Tirmizi]
(Kıyamette, terazide güzel ahlâktan daha ağır gelen başka şey yoktur.) [Tirmizi]

Allahın ahlâkı ile ahlâklanmak
İyi bir müslüman olmak için Allahın ahlâkı ile ahlâklanmak gerekiyormuş. Bu nasıl olur?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Bir kimse, bir zat ile konuşunca, eğer kalbinde, dünya sevgisi azalıp, Allahü teâlâya bağlılığı artarsa, onun keramet sahibi, evliyadan bir zat olduğu anlaşılır. Eğer böyle olmazsa, o zatın istidrac gösteren bir yalancı olduğu meydana çıkar. (Evliya olmak için Allahü teâlânın ahlâkı ile ahlâklanmak gerek) buyurulmuştur. Yani Allahü teâlânın sıfatlarına uygun sıfatlar, evliyada hasıl olur. Fakat bu benzerlik sadece isimdedir. Yoksa sıfatların özelliğinde beraberlik olmaz. (Allahü teâlânın ahlâkı ile ahlâklanın) emrini anlatırken Hace M. Parisa hazretleri, (Tahkikat) kitabında buyuruyor ki:
"Allahü teâlânın bir sıfatı (Basir)dir. Yani Allahü teâlâ her şeyi görür. Bir kimsenin kalp gözü açılır, firaset ışığı ile, kendi ayıplarını ve başkalarının iyi huylarını görürse, yani başkalarını kendinden üstün görürse ve Allahü teâlânın her an gördüğünü göz önünde bulundurarak hep Onun beğendiği şeyleri yaparsa, bu sıfatla huylanmış olur.
Allahın bir sıfatı da (Mümit)tir. Yani öldürücü demektir. Bir kimse, sünnetler yerine yerleşmiş olan bid'atleri yok ederse, bu sıfatla sıfatlanmış olur. Bütün sıfatlar, bunlar gibidir."
Cahiller, bu ahlâklanmayı başka türlü anlamış ve yoldan çıkmıştır. Evliyanın ölüleri dirilteceğini, kaybolan şeyleri bileceğini sanmışlar, günaha girmişlerdir.) [Müj. Mekt. 107]
Allahü teâlânın sıfatlarından biri (Settar)dır. Yani günahları örtücüdür. Müslüman da, din kardeşinin kusurunu örtmelidir.

Allahü teâlâ (Kerim)dir. (Rahim)dir. Yani lütfu, ihsanı bol ve merhameti çoktur. Müslüman da, cömert ve merhametli olmalıdır!
Allahü teâlâ, (Gaffar)dır, yani kullarının günahlarını affedicidir. Müslümanlar da birbirlerinin kusurlarını affetmelidir!
Af, hak ettiği bir şeyi almayıp sahibine bağışlamak demektir. Allahü teâlâ affedicidir, affedenleri sever. Kur'an-ı kerimde mealen, (Affet, marufu emret ve cahillerden yüz çevir!) buyuruluyor. (Araf 199)
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Affedin ki, Allah da sizi affetsin ve şerefinizi yükseltsin!) [İsfehani]
(Allah için affedeni Allah yükseltir, aziz eder.) [Berika]
(Kendinden uzaklaşanlara yaklaşmak, zulmedenleri affetmek, kendini mahrum edenlere ihsan etmek, güzel huylu olmaktır.) [İ.Ebiddünya]
(Sana zulmedeni affet, sana gelmeyene git, sana kötülük edene sen iyilik et, aleyhine de olsa mutlaka doğru konuş.) [Ruzeyn]
(Musa aleyhisselam, "Ya Rabbi, senin indinde en aziz kimdir?" diye sordu. Allahü teâlâ da, "İntikam almaya gücü yeterken affedendir" buyurdu.) [Haraiti]
(Allah, merhameti olmayana merhamet etmez, affetmeyeni affetmez.) [İ.Ahmed]
(Affedin ki affa kavuşasınız!) [İ.Ahmed]
En makbul amel
En makbul amel nedir?
CEVAP
Peygamber efendimiz, en makbul amelin güzel ahlâk olduğunu bildirmiş, (İman yönünden müminlerin en faziletlisi, ahlâkı güzel olanlardır) buyurmuştur. (Hakim)
Bir kimse Peygamber efendimizden nasihat istedi. Dedi ki:
- Ya Resulallah bana öğüt ver!
- Nerede olursa olsun Allahtan kork!
- Yine buyur ya Resulallah!
- Her kötülüğün akabinde bir iyilik yap! İyilikler günahları giderir.
- Yine buyur!
- Herkesle güzel geçin! (Tirmizi)

Oğlu, Lokman aleyhisselama sorar:
- En iyi haslet nedir?
- Dindar olmaktır.
- Peki babacığım, bu haslet iki olursa?
- Dindarlık ve mal sahibi olmak.
- Üç olursa?
- Dindarlık, mal ve hayâ.
- Dört olursa?
- Dindarlık, mal, hayâ ve güzel ahlâk.
- Beş olursa?
- Dindarlık, mal, hayâ, güzel ahlâk ve cömertliktir.
- Altı olursa?
- Oğlum bu beş haslet kimde olursa, o kimse takva ehli, temiz bir kimsedir, Allahü teâlânın dostudur, şeytandan uzaktır.
Kur'an-ı kerimde ise mealen buyuruluyor ki:
(Allah indinde en şerefliniz, takva ehli olanınızdır.) [Hücurat 13]
Bir kimse, asil bir aileye mensup olmasa da, güzel huylu ise, onun için güzel huyu, iyi bir asalettir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Güzel huy gibi asalet, tedbirli olmak gibi akıllılık olmaz.) [İbni Mace]
Güzel huylu kimse, insanların takdirini kazanır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz. Güler yüz ve tatlı dil ile, güzel ahlâkla memnun etmeye çalışınız!) [Hakim]
Mümin müminin aynasıdır
Güzel ahlâka sahip olmak için ne yapmak gerekir?
CEVAP
Güzel ahlâka sahip olmak için iyi ve kötü huyları bilmek gerekir. Ayrıca kendi kötü huylarını teşhis etmek gerekir. Bu teşhisi kendi yapar. Yahut bir âlimin, rehberin bildirmesi ile anlar. İnsan kendi kusurlarını zor anlar. Güvendiği arkadaşına sorarak da, kusurunu öğrenir. Sadık olan dost onu tehlikelerden, korkulardan koruyan kimsedir. Düşmanlarının kendisine karşı kullandıkları kelimeler de, insana ayıplarını tanıtmaya yarar. Çünkü düşman, insanın ayıplarını arayıp, yüzüne çarpar. Arkadaş ise, insanın ayıplarını pek görmez.
Birisi İbrahim Ethem hazretlerine, aybını, kusurunu bildirmesi için yalvarınca, seni dost edindim. Her halin bana güzel görünüyor. Aybını başkasına sor, dedi.
Başkasında bir ayıp görünce, bunu kendinde aramak, kendinde bulursa, bundan kurtulmaya çalışmak gerekir. (Mümin müminin aynasıdır) hadis-i şerifinin manası budur. Yani, başkasının ayıplarında, kendi ayıplarını görür. Isa aleyhisselama, bu güzel ahlâkını kimden öğrendin, dediklerinde, (Birinden öğrenmedim. İnsanlara baktım. Hoşuma gitmeyen şeylerinden sakındım. Beğendiğimi ben de yaptım) buyurdu. Hz. Lokmana, (Edebi kimden öğrendin) denince, (Edepsizden) dedi.
Selef-i salihinin, Eshab-ı kiramın, evliyanın menkıbelerini okumak da, iyi huylu olmaya sebep olur. Kendinde kötü huy bulunan kimse, buna yakalanmanın sebebini araştırmalı, bu sebebi yok etmeye, bunun zıttını yapmaya çalışmalıdır. Kötü huydan kurtulmak, bunun zıttını yapmak için çok uğraşmak gerekir. Çünkü, insanın alıştığı şeyden kurtulması güçtür. Kötü şeyler nefse tatlı gelir.
Çocukları ihmal etmeyelim
Bugün, bütün hıristiyan ülkelerinde, bir çocuk dünyaya gelir gelmez, buna bozuk dinlerinin icaplarını yapıyorlar. Her yaştaki insanlara, yahudiliği ve hıristiyanlığı titizlikle aşılıyorlar. Müslümanların imanlarını, dinlerini çalmak ve yok etmek ve onları da, hıristiyan yapmak için, İslam ülkelerine paket paket kitap, broşür ve sinema filmleri gönderiyorlar.
O halde müslümanlar, din cahillerinin hilelerine, yalanlarına aldanmamalı, bize emanet edilen çocuklarımıza sahip olmalıyız. Onlara sahip olmak da, dinimizin emirlerine uygun olarak yetiştirmekle olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ahlâkınızı güzelleştirin!)
En vahşi hayvan bile terbiye ile ehlileştiriliyor. Hiçbir zaman elma çekirdeğinden portakal olmaz. Fakat elma fidanını büyüterek, lüzumlu aşı ve kültürel tedbirlerle kaliteli elma veren bir ağaç olarak yetiştirmek mümkündür. Bunun gibi insan tabiatında bulunan bazı arzular yok edilemez, fakat terbiye edilebilir.
Her şeyi, zıttı kırar. Kötü huyları, iyi huylar yok eder. Bu bakımdan kendini zorla da olsa iyi işler yapmaya alıştırmalı, onları âdet haline getirmelidir. Çocuk, işleri ve ahlâkı iyi olan insanlarla arkadaşlık ettirilirse, güzel huylar kendiliğinden onun tabiatı olur. Bu esaslar dahilinde çocuklar yetiştirilirse dünya ve ahiret saadeti elde edilir. Kıyamet günü, ana-baba, çocuğuna öğretmesi gereken ilimlerden mesul olacak, vazifesini yapmamış ise, yahut kusur etmiş ise cezaya çaptırılacaktır. Çocuklarını İslam terbiyesi üzerine yetiştirmeyenler, dünya ve ahiret felaketine maruz kalacaklardır.
Ne mutlu çocuğunu İslam ahlâkı ile yetiştirenlere.
[email protected]
zahidandan güzel bir mesaj paylaşmak istedim
 

yuio778o

Öğrenci
Katılım
19 Şubat 2009
Mesajlar
2
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
"There's no need," Harry muttered, but Uncle Vernon made any further explanation unnecessary by saying loudly,"Well, this is good-bye then boy."He swung his right arm upward to shake Harry's hand, but at the last moment seemed unable to face it, and merely closed his fist and began swinging it backward and forward like a metronome."Ready, Duddy?" asked Petunia, fussily checking the clasp of her handbag so as to avoid looking at Harry altogether.Harry led them all back into the kitchen where wow gold, laughing and chattering, they settled on chairs, buy cheap wow dold, sat themselves upon Aunt Petunia's gleaming work surfaces, or leaned up against her spotless appliances; Ron, long and lanky; Hermione wow gold, her bushy hair tied back in a long plait lord of the rings gold; Fred and George, grinning identically; Bill, badly scarred and long-haired; Mr. Weasley, kind-faced, balding, his spectacles a little awry; Mad-Eye, battle-worn, one-legged, his bright blue magical eye whizzing in its socket; Tonks, whose short hair was her favorite shade of bright pink; Lupin, grayer, more lined; Fleur, slender and beautiful, with her long silvery blonde hair; Kingsley, bald and broad-shouldered; Hagrid, with his wild hair and beard WOW Power leveling, standing hunchbacked to avoid hitting his head on the ceiling; and Mundungus Fletcher, small, dirty, and hangdog, with his droopy beady hound's eyes and matted hair. Harry's heart seemed to expand and glow at the sight: Hefelt incredibly fond of all of them, even Mundungus wow gold, whom he had tried to strangle the last time they had met. Harry looking for wow gold at the world...Dudley did not answer but stood there with his mouth slightly ajar, reminding Harry a little of the giant, Grawp."Come along, then," said Uncle Vernon.He had already reached the living room door when Dudley mumbled, "I don't understand.""What don't you understand, popkin?" asked Petunia looking up at her son.Dudley raised a large, hamlike hand to point at Harry."Why isn't he coming with us?Uncle Vernon and Aunt Petunia froze when they stood staring at Dudley as though he had just expressed a desire to become a ballerina."What?" said Uncle Vernon loudly."Why isn't he coming too?" asked Dudley."Well, he\a151doesn't want to," said Uncle Vernon, turning to glare at Harry and adding, "You don't want to, do you?""Not in the slightest," said Harry."There you are," Uncle Vernon told Dudley. "Now come on we're off."He marched out of the room. They heard the front door open, but Dudley did not move and after a few faltering steps Aunt Petunia stopped too."What now?" barked Uncle Vernon, reappearing in the doorway.It seemed that Dudley was struggling with concepts too difficult to put into words. After several moments of apparently painful internal struggle he said, "But where's he going to go?"Aunt Petunia and Uncle Vernon looked at each other. It was clear that Dudley was frightening them. Hestia Jones broke the silence."But\a133 surely you know where your nephew is going?" she asked looking bewildered."Certainly we know," said Vernon Dursley. "He's off with some of your lot, isn't he? Right, Dudley, let's get in the car, you heard the man, we're in a hurry.
 

BuzzKnight

Doçent
Katılım
19 Şubat 2006
Mesajlar
758
Reaksiyon puanı
3
Puanları
18
Paylaşım için tşkler dostum.Hayırlı bir paylaşım olmus.''En vahşi hayvan bile terbiye ile ehlileştiriliyor.''Bu söz saten herşeyi açıklıyor.
 
Üst