Gururumuz denizde

legolas4444

Müdavim
Müdavim
Katılım
1 Mayıs 2008
Mesajlar
1,367
Reaksiyon puanı
16
Puanları
218
Gururumuz denizde

Tamamı Türk yapımı ilk gemimiz nihayet denizlere kavuştu

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için "Milli Gemi Projesi" (MİLGEM) kapsamında üretilen ilk gemi "Heybeliada" İstanbul'da düzenlenen törenle denize indirildi. Geminin denize indirilmesi, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un eşi Sevim Başbuğ tarafından yapıldı.

Türkiye’nin yalnızca kendi imkanlarıyla tasarlayıp inşa ettiği ilk gemi olan Heybeliada, "stealth" (radara yakalanmama) özelliklerine sahip. Maliyeti toplam 260 milyon dolar olan gemiyi Türkiye, yurt dışından hazır almaya kalksa en az 500 milyon dolar ödeyecekti.

Genelkurmay Karargáhı’nda dün düzenlenen basın toplantısında konuşan İletişim Dairesi Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, DKK’nin ihtiyacı çerçevesinde 12 adet korvet tipi geminin inşa edileceğini belirterek, radara yakalanmadığı için "hayalet gemi" diye nitelenen TCG Heybeliada’nın Preveze Deniz Zaferi’nin 470. yıldönümünde denize ineceğini, 2011 yılında da hizmete girmesinin planladığını bildirmişti.

REKOR MALİYET, REKOR TASARRUF
270920081609588321496_3.jpg

Toplam 260 milyon dolara mal olması beklenen gemiyi Türkiye yurt dışından hazır satın almaya kalksa en az 500 milyon dolar ödeyecekti. Türkiye bu gemilerden toplam 12 tane üretecek ve 5 gemi bedavaya gelmiş olacak.

Dünyada sadece Alman "F 124" firkateyninde kullanılan "Cross Connection" güç aktarımı sistemi, Heybeliada’da da uygulanacak. Bu sayede gemide güç üreten bir gaz, iki dizel tribünü birbiri ile uyum içinde çalışacak. Gemi hem uzun menzilli, hem de kolay hızlanır olacak. Motorların bakım maliyeti de benzerlerinden düşük olacak.

KAPILARI ÖZEL TASARIM

Geminin radar izdüşümünün bir hücumbotunki kadar düşük olması için en önemsiz görünen detaylar bile ele alındı. Bu nedenle geminin dış kapı kolları dahi yeniden tasarlandı. Kapı mandalının yüzeyde neden olduğu şekil bozukluğu kaportanın altına gizlendi.

Kaptan Köşkünde bulunan camlar Trakya Cam’a özel olarak ürettirildi. Camların radar dalgalarına gemi kaportası gibi cevap vermesini sağlayan bu camlar kaptan köşkündeki elektromanyetik dalgaların dışarıya çıkmasına izin vermeyecek. Camlar gemi denize indirildikten sonra takılacak.

Hücrelere ayrıldı

Tamamıyla yerli tasarım olan kaportanın sahip olduğu özellikler gizli tutuluyor. Kaporta patlama, yangın gibi durumlarda sızdırmazlık özelliğini hep koruyacak. Bu sayede hem 100 kişilik gemi personeli zarar görmeyecek hem de bir yerde yangın çıkarsa bu başka bir Alana taşınmayacak. Bu sisteme hücre sistemi adı veriliyor ve başarısı kaportanın içinde gizli tutuluyor.

Malzemenin % 80’i yerli

Geminin inşasında kullanılan malzemenin yüzde 80’i yerli üreticilerden elde edildi. Yerli ürün toplam maliyetin yüzde 63’ünü oluşturuyor. Deniz Kuvvetleri’nin yerli sektöre verdiği katkı sayesinde bu ürünlerin yurtdışı piyasalara açılması da desteklenmiş oluyor. Denize indirilen gemi kısa süre sonra kuru havuza alınacak ve motoru takılacak.

Heybeliada’nın teknik özellikleri

"Heybeliada F 511" korvetinin proje çizimine 2004 yılında başlandı, ilk kaynağı 2007 yılında yapıldı.

Ağırlığı 2 bin ton, uzunluğu 99 metre.

Heybeliada’da 93 personel görev yapacak. Ana tahrik sistemi 2 dizel makine ve 1 gaz türbininden oluşan Heybeliada’nın maksimum hızı 29 knots (saatte yaklaşık 55 kilometre) olacak.

Gemide, 1 adet 76 mm top, 2 adet 12.7 mm makineli tüfek, 8 adet Harpoon füzesi, 21 adet RAM PDMS hava güdümlü füze nokta savunma sistemi ile torpidolar bulunacak.

Düşman radarlarında görünmeyecek.

Lojistik destekli olarak 21 gün, desteksiz olarak yani hiçbir ikmal yapmadan 10 gün süreyle denizde kalabilecek.

10 tonluk helikopterler gece ve gündüz iniş kalkış yapabilecek.

Son derece sessiz ve yedek motorlu

Geminin savaş durumunda uzun sure mücadele edebilmesi için öncelik vurulmamaya verildi. Bu amaçla elektromanyetik ve kızılötesi iz salınımı kısıtlandı. Geminin su içinde hareket ederken yaydığı motorun hareket ve suyun yarılma sesi en az seviyeye indirildi. Gemiye uzun hareket menzili ve yüksek sürat yeteneği sağlandı. Dümen her türlü patlamaya dayanıklı, kaptan köşkü balistik korumalı. Motorlar ve kritik sistemler yedekli.


http://haber.gazetevatan.com/haberd...1&tarih=27.09.2008&Newsid=200933&Categoryid=1
 

Soci

Asistan
Katılım
30 Ağustos 2008
Mesajlar
209
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
bakmayın siz rakamlara maliyeti bulmuştur yine 500, 600 milyon doları:)
 

Reallist

Profesör
Katılım
7 Nisan 2008
Mesajlar
1,272
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
İlk milli savaş gemisi denize indirilmesi törenine katılan Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Başbuğ çarpıcı açıklamalar yaptılar...


Başbakan Erdoğan, ilk milli tasarım savaş gemisi olan ''Heybeliada'' ile mayın avlama gemisi ''Akçay''ın denize indirilmesi, TGC İnebolu'nun komuta teslimi ve MİLGEM projesinin ikinci gemisi ''Büyükada''nın ilk kaynağının yapılması nedeniyle düzenlenen törene katıldı.

Pendik'teki İstanbul Tersane Komutanlığı'nda gerçekleştirilen törende konuşan Erdoğan, bundan 470 yıl önce zamanın güçlü donanmasından oluşan bir deniz gücüne karşı orduların elde ettiği zaferin yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, Türk Deniz Kuvvetleri Günü olarak kutlanan bu günü kutladı.

Başbakan Erdoğan, tarihten bugüne hizmet etmiş bütün denizcileri, bütün kaptan-ı derya ve leventleri şükranla andığını söyledi.

Denizcilerin sadece geçmiş tarihte değil, yakın zamanda da bütün olumsuz ve zor şartlara rağmen gurur verici başarılara imza attıklarını dile getiren Erdoğan, tarih boyunca değerli komutan ve denizciler yetiştiren Deniz Kuvvetleri Komutanlığının başarılarının devamını diledi.

Erdoğan, mayıs ayında özel sektör tersaneleri tarafından üretilecek ilk muharip gemilerin kaynak törenini Tuzla'da yaptıklarını hatırlatarak, ''Bugün de ilk 'Milli Tasarım Savaş Gemisi'ni denize indirdiriyoruz. Hayırlı olsun'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin kıyısı bulunan denizlerdeki gelişmelerin, Türkiye'nin milli menfaatlerinin korunmasında deniz gücünün önemini açık bir biçimde ortaya koyduğunu vurgulayarak, Ege, Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Boğazlardaki egemenlik haklarının Türkiye'nin milli güvenlik politikasının ana unsurlarını oluşturduğunu dile getirdi. Erdoğan, ''Denizlerimizde istediğimiz etkinlikte söz sahibi olabilmemiz için askeri gemi inşaatlarına ihtiyacımız var'' diye konuştu.

-GEMİ İNŞA SANAYİSİNDEKİ YÜKSELİŞ-

Erdoğan, 2002 yılında dünya ölçeğinde 23. sırada olan gemi inşa sanayisinin denizcilik alanında gerçekleştirilen büyük atılımlar sonucunda, bugün tonaj ve sipariş edilen gemi adedine göre Güney Kore, Japonya ve Çin'in ardından 4. sırada yer aldığını anımsattı.

Yine 2002 yılında duraklama dönemine giren savunma sanayisi sektörünün, bu alanda art arda başlatılan projelerle büyük bir ivme yakalamayı başardığını dile getiren Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yüksek teknoloji ürünü bir çok ihtiyacının, milli tasarım ve üretim projeleri sayesinde Türk şirketleri eliyle karşılandığını bildirdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, artık savunma sanayisi ürünlerinin dünyanın her coğrafyasında alıcı bulduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

''Gemi inşa ve savunma sanayisi sektörlerimiz özellikle iç pazar ihtiyaçlarını karşılayarak, yurt dışına gitmekte olan kaynakların ülkemizde kalmasını sağlıyorlar. Özellikle tasarım ve mühendisliğini kendimizin yaptığı projelerde elde edilen katma değer, sadece imalat ile sınırlı kalan sektörlere göre çok daha yüksek seviyelerde gerçekleşiyor. Bu durum, ülkemizin rekabet gücüne büyük bir katkıda bulunuyor. MİLGEM Korvet Gemisi'nin tasarım ve inşaatına Savunma Sanayi İcra Komutanlığının kararıyla başlandı. Bu doğrultuda da kapsamlı bir proje modeli çerçevesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığının ve Savunma Sanayi Müsteşarlığının işbirliğiyle proje hayata geçirildi.

Savunma sanayisi ve deniz inşa sanayimiz, geçmişteki projelerle kıyaslandığında, bu projede çok daha aktif rol aldılar. Bu başarının ardından çok kısa sürelerde günün gereklerine göre, donanmaları inşa edebilmiş bir millet olarak hedeflerimizi daha da yükseklere taşımalıyız. MİLGEM projesinde bugüne kadar sağlanan başarı, savunma sanayimizi yetiştirme konusundaki kararlığımızı daha da pekiştirdi. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bu alanda dışa bağımlılığının en aza indirilmesini, özellikle de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın ihtiyaçlarının milli sanayi ile karşılanmasını öncelikli hedef olarak belirledik. MİLGEM projesiyle Türk denizcilik sektörü, askeri gemi inşası alanında çıtayı biraz daha yükseltmiş oluyor. Bundan böyle bütün su üstü platformlarımızın ülkemizde tasarlanması ve inşası yanında, milli tasarım sistemlerle donatımı mümkündür.''

-EKONOMİK FAYDA-

Başbakan Erdoğan, böylece ülke ekonomisine sağlanacak büyük faydanın yanı sıra savaş gemilerinin inşasında tarih boyunca sahip olunan stratejik bir yeteneği de yeniden canlandırmış olduklarını vurguladı.

Askeri ve sivil denizcilik sektöründeki bu hareketliliğin, çocukların ve gençlerin denizciliğe olan ilgisini arttırdığına inandığını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Türk milleti olarak sadece teknik alt yapı değil, insan gücü bakımından da sahip olduğumuz potansiyelle denizcilikte bir dünya markası olma yolunda ilerlediğimizi düşünüyorum'' dedi.

Erdoğan, bu çerçevede kamu ve sivil tüm kuruluşların üzerlerine düşeni yaptığını, ancak bu konuya biraz daha fazla ağırlık verilmesinin yararlı olacağı düşüncesinde olduğunu belirterek, çocukların ve gençlerin gelecek idealleri içinde sektörün en ön sıralara çıkarılması gerektiğini söyledi.

Başbakan Erdoğan, denizcilik konusunda bir yandan geçmiş müktesebatı yeni nesillere en güvenli şekilde aktarırken diğer taraftan da sektörün gelecekte önemini ve potansiyelini de en iyi şekilde ortaya koymaları gerektiğini bildirdi.

-DENİZCİLİĞİN ÖNEMİ-

''Dünyada söz sahibi olmanın yolu denizcilikte söz sahibi olmaktan geçiyor'' diyen Erdoğan, Türkiye'nin 3 tarafının denizlerle çevrili olduğunu hatırlattı.

Erdoğan, buna rağmen denizciliğin uzun zaman hak ettiği destek ve ilgiyi görmediğinin açık olduğunu dile getirerek, ''İnanıyorum ki, artık bu talihsiz dönem geride kalıyor. Önümüzdeki dönem denizciliğimizin yeniden parlak günlerine dönüşüne şahit olacağız. Türk milleti yeniden denizci bir millet haline gelecektir'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, ilk MİLGEM gemisi ve 6. Mayın Avlama Gemisi'nin denize indirilmesinde emeği geçen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı mensuplarıyla Türk gemi ve savunma sanayisi çalışanlarına teşekkür etti.

Türk deniz sahasında ve uluslararası sahada görev yapacak diğer milli gemilerin de en kısa sürede hizmete girmesini beklediklerini ifade eden Erdoğan, bütün deniz şehitlerini rahmetle, gazileri de minnetle andığını ifade etti.

Öte yandan, Üsküdar'daki evinden törene katılmak için ayrılan Başbakan Erdoğan'ın konvoyu Altunizade geçidinin altına geldiği sırada, maddi hasarlı bir kaza meydana geldi. Koruma polislerinin sağa yönlendirmeye çalıştığı bir araç trafikte durdu. Basın mensuplarını taşıyan bir başka araç duraklayan bu araca arkadan çarptı. Her iki araçta da maddi hasar oluştu.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, ''Türkiye'nin hayati çıkarlarını barındıran çevre denizlerinin güvenliğini sağlayabilmesi, tehditlerle başa çıkabilmesi için güçlü bir deniz kuvvetine sahip olması, bundan sonra da vazgeçilmez bir zorunluluktur'' dedi.

Pendik'teki İstanbul Tersanesi Komutanlığında gerçekleştirilen törende konuşan Orgeneral Başbuğ, bugünün 1081 yılında Emir Çakabey ile başlayan Türk Deniz Kuvvetlerinin kuruluşunun ve denizcilik tarihinin unutulmaz başarılarından birisini oluşturan Preveze Deniz Zaferi'nin yıl dönümü olduğunu hatırlattı.

Bu günün milli imkan ve kabiliyetlerin en üst seviyede kullanılarak savunma sanayisinin dışa bağımlılığının azaldığı ve ulaştığı seviyenin herkese gösterildiği bir gün olarak tarihe geçeceğini ifade eden Başbuğ, ''Bugün denize indireceğimiz ilk milli gemimiz olan Heybeliada'yı, ebedi başkomutanımız Atatürk'ün 'Mükemmel ve güçlü bir Türk donanmasına sahip olmak gayedir' düşüncesi rehber edinilerek yürütülen çalışmaların bir sonucu olarak da görüyoruz'' diye konuştu.

Orgeneral Başbuğ, Türkiye'nin stratejik önemi tartışılmayacak bir bölgede yer aldığına işaret ederek, Hazar havzasını Avrupa'ya bağlayan Türkiye'nin, Kafkaslar ile dünya pazarları arasında bir enerji köprüsü oluşturduğunu kaydetti.

Bu jeostratejik mevkinin bir sonucu olarak Türkiye'nin, bugün bölgenin enerji dağıtım merkezi konumunda olduğuna dikkati çeken Orgeneral İlker Başbuğ, ''Jeopolitik gerçekler bu hassas coğrafyada yer alan Türkiye'nin savunma ve güvenlik yapılanmasının da güçlü olmasını zorunlu kılmaktadır'' dedi.

-DENİZLER VE BOĞAZLAR-

İlker Başbuğ, Türkiye'yi çevreleyen Ege, Akdeniz ve Karadeniz'in, Türkiye'nin güvenlik ve refahı ile doğrudan ve yaşamsal bir bağı olduğunu belirterek, İstanbul ile Çanakkale Boğazlarının Türkiye'yi asırlar boyu jeopolitik bir çekim merkezi yaptığını vurguladı.

Terörizm, yasa dışı göç, korsanlık ve kaçakçılık gibi suçların denizlerde de gerçekleşmeye başlamasıyla denizlerin kontrolü ve olaylara kısa zamanda müdahale edilme zorunluluklarının, Türkiye'nin deniz güvenliğini her zaman olduğundan daha önemli hale getirdiğini ifade eden Başbuğ, sözlerine şöyle devam etti:

''Bu şartlarda Türkiye'nin kendi geleceği ve bölgesel barışın tesis ve idaresi açısından Türk Deniz Kuvvetleri'nin bölgede oynadığı ve oynayacağı rol, yadsınamaz. Türkiye'nin hayati çıkarlarını barındıran, çevre denizlerin güvenliğini sağlayabilmesi, tehditlerle başa çıkabilmesi için güçlü bir deniz kuvvetine sahip olması, bundan sonra da vazgeçilmez bir zorunluluktur. Bugüne kadar kendisine tevdi edilen vazifeleri büyük bir başarıyla yerine getiren Türk Deniz Kuvvetlerinin caydırılığının devamı ve ülke savunmasına kesintisiz ve eksiksiz katkı sağlayabilmesi için, günün ihtiyaçlarına bağlı olarak geliştirilmesi ve modernizasyonu, öncelikli hedeflerimizden birisidir.''

-MİLGEM PROJESİ-

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, bu hedefe ulaşmak amacıyla MİLGEM'in başlatıldığını anımsatarak, şunları kaydetti:

''Milli Gemi Projesi ile simetrik ve asimetrik tehditlere karşı mücadele yeteneğine sahip, daha nitelikli, beka kabiliyeti yüksek ve en zor şartlarda dahi kesintisiz görev yapabilecek, caydırıcılığı yüksek bir deniz gücüne ulaşmak hedeflenmektedir. Bu proje yurt savunmasına yapacağı katkıların yanı sıra, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler ve NATO şemsiyesi altında yer alacağı barışı koruma görevlerindeki etkinliğinin de artmasını sağlayacaktır.''

Milli Gemi Projesini bugüne kadar gerçekleştirilen diğer projelerden ayıran çok önemli bir fark olduğunu vurgulayan Orgeneral Başbuğ, bu farkın ilk defa bir savaş gemisinin dizayn ve entegrasyon sorumluluğunun Türk Deniz Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilmesi olduğunu belirtti.

Orgeneral Başbuğ, dizayn ve entegrasyonun milli olmasıyla, ''milli ürünlerin ve dolayısıyla milli firmaların seçilmesine imkan tanındığını, kısıtlı ve ülke kaynaklarının akılcı ve doğru olarak kullanıldığını ve böylece önemli oranda tasarruf sağlandığını'' bildirdi.

MİLGEM ile kazanılan tecrübeyle milli firmaların yakın gelecekte uluslararası alanda harp gemisi, silah sistem ve cihazları üreten firmalar haline dönüşeceğine inandığını, bunu onlardan beklediklerini kaydeden Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Yürütülen bu çalışmalar göstermektedir ki kendi mühendis ve işçilerinin fedakarlık ve gayretleri ile günden güne modernleşen Türk Deniz Kuvvetleri, sadece Türkiye'nin hak ve menfaatlerini korumakla kalmayacak, aynı zamanda müttefiklerinin barışta ve savaşta güven duyduğu bir ortak olmaya devam edecektir. Büyük Önder Atatürk'ün de ifade ettiği gibi, 'Hudutlarının mühim ve büyük bölümü deniz olan Türk devletinin donanması da mühim ve büyük olmak zorundadır'. O zaman Türkiye Cumhuriyeti daha müsterih ve emin olacaktır. Bugün çağdaş ve güçlü Türk donanmasının ebedi başkomutanımız Atatürk'ün çizdiği rotada, dosta güven, düşmana korku salarak ilerlemekte olduğunu görmekten büyük gurur duymaktayız.''

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, ''Milli Gemi Projesi''nin bugünlere ulaşmasındaki katkı ve desteklerinden dolayı başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Savunma Sanayi Müsteşarlığına şükranlarını sunduğunu söyledi.

Konuşmasında Deniz Kuvvetlerinin personeline de seslenen Orgeneral Başbuğ, sözlerini ''Bugün Heybeliada milli gemimizin denize indirilmesiyle yeni bir anlam kazanan Preveze Deniz Zaferi'nin ve Deniz Kuvvetleri Günü'nün kutlu olmasını diliyorum. Denizcilerimize yine onların diliyle bu başarı rotasından sapmadan ilerlemeleri için sesleniyorum. 'Viya Boyle' (Bu rotada devam et)'' diye tamamladı.

AktifHaber

İki tane aynı haber. Farkı bulabilecekmisiniz. 1. Haberi doğan yapmış size ip ucu...
 

zelenga

Profesör
Katılım
17 Şubat 2008
Mesajlar
2,509
Reaksiyon puanı
18
Puanları
218
evet.. birinci haberde "başbakan" b'si yok.. küsüştüler ya ondandır :mrgreen:

bu arada ilk! gemimiz hayırlı olsun..darısı diğer sektörlerin de başına..
(örnek: araba, uçak, cep telefonu, bilgisayar(işlemci, anakart, ram, gibi))
 
Üst