Güney Kore'den notlar

[googlog]

MEHMET YILMAZ
mehmet.yilmaz@zaman.com.tr

Güney Kore'den notlar


Kısır siyasi tartışmaların, Türkiye'nin geleceğini nasıl ipotek altına aldığını daha iyi anlıyoruz yurtdışına çıktığımız zaman.

Sonra da hayıflanıp duruyoruz, Türkiye sahip olduğu muazzam potansiyeli niye değerlendiremiyor diye.

Hafta başından beri Güney Kore'deyiz.

Asya Gazeteciler Derneği'nin (Asia Journalist Association / AJA) tertip ettiği 2009 Forumu'na katıldık, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın değerli yöneticilerinden Erkam Tufan Aytav Bey'le birlikte.
Çevre sorunları ile medya ve terörizm konularının ele alındığı toplantıda Koreli yöneticiler de çeşitli sunumlar yaptı.


Onlardan ikisini dinleyince, elindeki kıt imkânları değerlendirmeye çalışan Güney Kore'nin ekonomik, siyasi ve kültürel problemlerle karşılaşmamak için daha şimdiden ne tür tedbirler almaya başladığını öğrenmiş olduk.
Prof. Chan-mo Park, Güney Kore'nin TÜBİTAK'ı sayılabilecek Milli Araştırma Kuruluşu'nun Genel Başkanı. Ülkesinin bilgi teknolojisi alanında geleceğe nasıl hazırlandığını çok güzel özetledi yaptığı sunumda.


Dedi ki...


6 Aralık 2008 tarihinde Seul'de altı ülkenin (Güney Kore, ABD, İngiltere, Japonya, Kanada ve Avustralya) imzaladığı bilgi teknolojisi eğitiminde akreditasyonu öngören uluslararası anlaşmayla kalite çıtasının, bu alanda daha da yukarılara çıkacağını söyledi.


Başka?..


Çevreye mevcutlarından daha az zarar verecek "yeni" teknoloji çalışmaları için hükümetin geçen yıl aldığı kararları hatırlattı.
Ne yapmış Güney Kore hükümeti?
Önümüzdeki dönemde ön plana çıkacak üç büyük endüstriyel alanda 17 konu başlığını tespit etmiş.
Projenin başarılı olması için de ilgili bakanlıklar ve sektörler arasında nasıl koordinasyon sağlanacağını belirlemiş.
Petrol ve doğalgazı olmayan Güney Kore, giderek büyüyen enerji ihtiyacını çözmenin yolunu bulmuş yani.


Nasıl?


-Tüketim noktasında hem daha az enerji kullanacak hem de çevreye minimum zarar verecek teknolojiye ulaşmayı planlayarak.
-Üretim konusunda da yeni nükleer santrallerin yapılmasını onaylayarak.
Hidroelektrik ve Nükleer Enerji Başkanı Jong-shin Kim'in verdiği bilgilere göre Güney Kore'de halen 20 nükleer santral faal durumda.
Bunlara, yapımı devam eden 8 santral daha katılacak yakın zamanda.
Hükümetin hedefi ise 2030 yılına kadar bu sayıyı 40'a çıkarmak.
Jong-shin Kim'e göre diğer enerji kaynakları tükenmek üzere. Ülkeler enerji açığını kapatmak için nükleer teknolojiye yönelecekler bundan böyle.
Kim'i dinlerken Türkiye'nin ihalesini bile doğru dürüst yapamadığı ve inşa edilmesi neredeyse yılan hikâyesine dönen nükleer santrali ile İran'ın nükleer enerji arayışları geldi aklıma.


Aradaki zihniyet farkını mukayese edince içim cız etti.


Öyle anlaşılıyor ki...


Enerji, birinci gündem maddesi olmayı sürdürecek.
Çevreye daha az zarar veren teknolojiler de ön plana çıkacak.
Güney Kore'nin her iki alanda da hazırlık yaptığını öğrendik AJA'nın Seul'deki toplantısında.


Bir de...


Kuzey Kore'nin başkenti Pyongyang'da bilgi teknolojileri konusunda İngilize eğitim verecek ve uluslararası öğrenci kabul edecek bir üniversitenin kurulduğunu da...


Savaş halindeki iki devletin işbirliği yaptığı yerde, Türkiye'nin niye kendi içinde siyasi kamplara bölünerek enerjisini boş yere harcadığını anlamak gerçekten mümkün değil.


Hem de hiç mümkün değil.


Ne dersiniz mümkün mü?