Göçün vazgeçilmez adresi: İstanbul

Bu konuyu okuyanlar

AliA

Ordinaryüs
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,457
Reaksiyon puanı
529
Puanları
0
goc.jpg


İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi (İAOSB)'nin aylık yayın organı Atatürk Organize Haber dergisinin Temmuz 2013 sayısında göç konusu masaya yatırıldı.

Türkiye'nin 60 ilinde yokluk sebebiyle baba ocağında tutunamayan kişilerin, iş ve aş umudu olan yerlere göç ettiği rakamlarla vurgulandı. Bölgeler arası uçurumda Şili ile birlikte ilk sırada olan Türkiye'de, TÜİK'in Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS)'ne göre 2008-2012 döneminde net göçün yaklaşık yüzde 83'ünün yedi merkeze yöneldiği açıklandı. Her yıl yaklaşık 2,5 milyon kişinin nüfus adresinin değiştiği, göç edenlerin değişmez adresininse İstanbul olduğu bildirildi.

İAOSB'NİN GÖÇ RAPORU'NDAN ÖNEMLİ TESPİTLER

Ekonomik büyüme ve milli gelir hızlanınca, işin ucu görününce göç de hızlanıyor, yavaşlayınca göç de soluklanıyor. Milli gelirin yüzde 5'e yakın küçüldüğü 2009'da, net göç de yüzde 27 geriledi ve 190 bine indi. Büyümenin ortalama yüzde 9 dolayında olduğu 2010 ve 2011'de ise net göç hızla arttı, yıllık 265 bine ulaştı. Büyümenin yüzde 2'lere gerilediği 2012'de net göç hızla yavaşladı ve 2011'e göre yüzde 34 azaldı.

GÖÇÜN DEĞİŞMEZ ADRESİ İSTANBUL

Türkiye'de bölgeler arasındaki uçurum değişmiyor. 10 yılda dışarıdan 400 milyar dolar dış kaynak girişi olmasına rağmen İstanbul, inşaat ve tüketim ağırlıklı bir megapol olması sebebiyle göç almaya devam etti. 2008-2012 dönemindeki her 100 net göçün 35'i İstanbul'un yolunu tuttu. TÜİK verilerine göre İstanbul, 2008-2012 döneminde yıllık ortalama 64 bin net göç alırken (yüzde 35), onu 48 bin yıllık net göç ile komşusu Kocaeli, Bursa'yı içeren Doğu Marmara Bölgesi (yüzde 26) izledi. Ankara ve Konya'nın dahil olduğu Batı Anadolu'ya ise yılda net göçün yüzde 18'ini oluşturan 33 bin dolayında net göç oldu. Balıkesir, Çanakkale ve Tekirdağ'ı kapsayan Batı Marmara, net göçlerden yüzde 11 pay alırken İzmir merkezli Ege Bölgesi'nin payı yüzde 9 odu. Akdeniz ise 2011 ve 2012'de net göç almak yerine net göç verdi ve beş yıldaki net göçlerden payı yüzde 1'de kaldı.

EGE'DE GÖÇÜN MERKEZİ İZMİR

Son beş yılın net göçlerinden yüzde 9'a yakın pay alan Ege Bölgesi'nin sekiz ili arasında net göçün merkezi de bekleneceği gibi İzmir. Muğla ve Aydın, diğer net göç çeken iller olarak belirirken geri kalan beş Ege ilinin küçük de olsa verdikleri göç, aldıklarının üstünde, yani net göç verici durumundalar. Bir bütün olarak alındığında 2008-2012 döneminde ortalama nüfusu 9,6 milyonu bulan Ege Bölgesi'nde yaklaşık 4 milyonla bunun yüzde 42'sini barındıran İzmir, Ege'nin de göç çekim merkezi durumunda.

Bölge içi göçler de dikkate alındığında İzmir'in her yıl 112 bin göç alıp 95 bin verdiği ve yıllık nüfus artışının 17 bine yakınının net göçlerle olduğu görülüyor. Bu, her yıl İzmir'e eklenen net göç edenlerin, nüfusunun binde 4,4'üne ulaşması demek aynı zamanda. İzmir'in yeni misafirlerinin hangi ilçelerde yoğunlaştığına bakınca nüfusun yüzde 20'den fazlasının yaşadığı Buca ve Bornova ilçeleri öne çıkıyor. İzmir'den sonra en çok net göç alan Ege illeri sırasıyla Muğla ve Aydın. Ege'nin merkezi İzmir ve göç çeken diğer iki ili Muğla ve Aydın dışında kalan beş ili net göç çekmiyor, net göç veriyor. Afyonkarahisar, Kütahya ve Uşak için bu sonuç sürpriz değil ama Denizli ve Manisa'nın net göç verenler arasına katılmış olması dikkat çekici. Bölgenin sürpriz net göç veren ili Manisa, yılda 2 bin net göç veriyor. Manisa'nın göç adresinin İzmir olduğu, İzmir'de ikamet edenlerin nüfus kayıtlarından anlaşılıyor.

NET GÖÇTE İZMİR DÖRDÜNCÜ SIRADA

İstanbul ve Ankara'dan sonra son beş yılda en çok net göç alan iller arasında Antalya yüzde 11 pay aldı. İzmir'in net göçlerden payı yüzde 7 ve dördüncü sırada. Sanayi merkezleri Bursa, Kocaeli ve Tekirdağ, sanayideki durgunluktan dolayı her biri yüzde 6–7 dolayında pay aldı. Muğla, Eskişehir ve Kayseri yüzde 2 ile 3 arasında değişen paylarıyla Anadolu'nun küçük de olsa göç çeken diğer ortanca illeri olarak öne çıktı.

EGE'NİN CAZİBESİ AZALIYOR MU?

Göçe karar verenlerin, önlerindeki seçenekler arasında en çok İstanbul ve çevre bölgeleri seçtikleri anlaşılıyor. Bölge olarak Ege, Ankara'nın yer aldığı Batı Anadolu'dan geride, Akdeniz'den ise önde. Bu durumu açıklayacak en önemli etken, bölgelerin gelişmişlik düzeyleri ve bunun da en önemli göstergesi kişi başına düşen gelir. Bölge olarak Ege'nin net göçten yüzde 9 pay alması, yükün ağırlıkla İzmir üstünde kalmasıyla da ilgili. İzmir, göç edenler açısından cazibesini korumakta ama Ege'de ona eşlik edecek ikinci bir cazibe merkezi çıkmıyor. Manisa, Denizli ve hattâ Aydın, böyle ikinci bir göç çeken merkez olabilecekken olamıyorlar.

Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan İAOSB Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş, ekonomik büyüme hızlanınca göçün de hızlandığı ve iş olan yerlere doğru bir nüfus akışı yaşandığına dikkat çekerek, bu duruma bölgeler arası dengesizliklerin yol açtığını söyledi. Bölge olarak Ege'nin net göçten yüzde 9 pay aldığını belirten Uğurtaş, İzmir'in göç edenler açısından cazibesini koruduğunu ancak ona eşlik edecek ikinci bir cazibe merkezi çıkmadığını vurguladı. Manisa, Denizli ve Aydın'ın böyle ikinci bir göç çeken merkez olabilecekken bu şansı yakalayamadığını belirten Uğurtaş, sebep olarak Ege'nin iddialı olabileceği sanayi, tarım ve turizm yatırımlarından çok, İstanbul odaklı inşaat, finans, iletişim, ticaret ve diğer hizmet sektörlerine odaklı olmasını gösterdi. Özel sektör yatırımlarının ağırlıkla bu sektörlerde ve İstanbul ağırlıklı olmak üzere Doğu Marmara'da toplandığını belirten Uğurtaş, kamu yatırımlarının da sanayi gibi üretken alanlar yerine daha çok ulaştırmada yoğunlaştığını, yine gelişmenin ve yatırımların yoğunlaştığı Doğu Marmara'da toplandığını, buna şehir ve belediye yatırımlarının da eşlik ettiğini vurguladı. Bölgeler arası dengesizliği ortadan kaldıracak ekonomi politikaları üretilmemesinin, Adana ve Mersin bölgelerini bile net göç verir duruma getirdiğini söyleyen Hilmi Uğurtaş, "Türkiye'nin döviz tüketen değil, döviz üreten yeni bir ekonomi paradigmasına, bunun için de başta sanayi ve tarım olmak üzere üretici faaliyetleri özendiren yeni bir sektörel, İstanbul ve çevresini de rahatlatacak, yatırımları bu bölgelerden caydırarak başka bölgelere gitmeyi özendirecek yeni bir bölgesel teşvik politikasına ihtiyacı vardır." dedi.

İzmir'de, birçok metropolde olduğu gibi Türkiye'nin 81 ilinden insanlar var. İkamet adresi İzmir olan yaklaşık 4 milyon nüfusun yarıdan fazlası, başka yerde doğup göç etmiş olanlardan. İzmir doğumlu, daha resmî ifadeyle nüfusu İzmir'e kayıtlı olanlar, burada yaşayanların yüzde 43'üne yaklaşıyor. İzmir'e göç etmiş ve ikamet edenlerin başında, yüzde 5 paylarıyla Manisalılar geliyor. Hızla bütünleşen bu iki il için sürpriz bir sonuç değil bu ama hemen ardından il nüfusunda yüzde 3,4 payı olan 135 bin Mardin doğumlunun gelmesi elbette çarpıcı. Mardinlileri, İzmir'e göç etmiş Erzurumlular takip ediyor ve onların da 131 bine yakın olduğu anlaşılıyor. Bu Doğu ve Güneydoğu illerinden sonra Konya geliyor. İzmir'deki Konya doğumlular 121 bini geçiyor ve yüzde 3 paya sahipler. Sonra iki bölge ili Aydın ve Afyonkarahisar geliyor ki bunlar toplamda yüzde 4,3 pay sahibi. Kütahya, Denizli ve Uşak da katıldığında İzmir nüfusunda Egelilerin toplamının yüzde 15'i geçmiyor. Böyle olunca İzmir'in yüzde 42'sinin Ege dışı illerin nüfusuna kayıtlı ve göç etmişlerden oluştuğunu söylemek mümkün.

İZMİR'DE İKAMET EDENLER HANGİ NÜFUSA KAYITLI?

goc.gif


Zaman
 

fk555897

Asistan
Katılım
30 Mart 2013
Mesajlar
387
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
İstanbul'a göçler bu şekilde devam ederse çekilmez bir yer olacak.
 
Üst