Gelecek sezon 3 dünya yıldızı getireceğim!

Bu konuyu okuyanlar

AliA

Ordinaryüs
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,457
Reaksiyon puanı
529
Puanları
0
AZİZ YILDIRIM'IN SLOGANI: 2012'DE 5 YILDIZLI FENER

'Aykut’a, Daum’a, futbolcularıma güveniyorum. Türkiye’nin en iyi yerli ve yabancı hocaları, futbolcuları bizde'

'Barcelona, Chelsea, R.Madrid gibi kulüpler devre arası transfer
yapmaz. Çünkü iyi futbolcu alamazsın'


Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın, Akşam Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya'nın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

fb01.jpg


Beşinci yıldızı takacağız. Şu anda 2009-2010 sezonu oynanıyor. Üç yıl üst üste şampiyon olarak 2011 yılında formamızdaki yıldız sayısını 5’e çıkartacağız. Şu anda 17 şampiyonluğumuz var. 20’nci şampiyonluğumuz bizim markamıza çok büyük değer katacak!

Bu sözü söyleyince neye güveniyorlar diyorlar... Hedefsiz yaşam olmaz. İddialı olacaksın. Aykut’a, Daum’a, oyuncularıma güveniyorum. Türkiye’nin en iyi yerli de yabancı da oyuncuları bizde...

Devre arasında herkes transfer diye bağırdı. Yapmadık. Çünkü Fenerbahçe formasını giyen her futbolcumuzun değerini biliyoruz. Real Madrid, Barcelona, Milan, İnter, Chelsea transfer yaptı mı!

Biz de yapmadık... Neden!

Büyük hedefleri olan takımlar, büyük yıldızları devre arası getiremez. İyi futbolcu alamazsın, vermezler... Ama sezon sonunda istediğini alırsın. Biz kimsenin yapamadığını yapan, çıtayı çok yukarılara çıkaran kulübüz. Onun için de sezon sonunda transfer yapacağız. Kimsenin düşünemeyeceği, tahmin edemeyeceği dünya yıldızlarını getireceğiz.

Bu kadromuz iyi motive olursa, Avrupa’da da iş yapar. Şu anda futbolcular yüzde 40 kapasite ile oynuyorlar. Bunu yüzde 60’a çıkardıkları anda önümüzde kimse duramaz.

Türkiye’de lig şampiyonluğu maddi katkı bakımından çok önemli. Avrupa’da büyük hedefler içinde Şampiyonlar Ligi. UEFA’da para yok ama işin manevi yönü var. Bizim için kulübü daha fazla büyütmek, Şampiyonlar Ligi’nde söz sahibi olmak için lig ara istasyondur.

Fenerbahçe’nin, kulübünü seven, bize güvenen çok özel bir taraftarı var. Bugün maçlara ortalama 30 bin kişi geliyorsa, 24 bin kombine sattıksa bu
Fenerbahçe taraftarının kulübüne verdiği değeri gösterir.

Fenerbahçe’nin marka değerini çok yukarı çıkardık. 16 milyon dolara aldığımız bütçeyi 220 milyon dolar yaptık. Seneye de bu rakam 300 milyon dolar olacak.

Alaattin METİN:

O bir lider... Türk futbolunun en güçlü ismi...
O, projeleri, söylemleri ile Türk futboluna yön veren, değer katan başkan...
O, kimsenin konuşmadığını konuşan, duruşu ve cesur yüreği ile örnek alınan kişi...

O, Fenerbahçe Kulübü’ne çağ atlatan, insanların rüyasında bile göremeyeceği dünya yıldızlarını Türkiye’ye getiren, futbola âşık, “Darağacına gitse bile son sözümüz Fenerbahçe olacak” diyecek kadar da kulübüne sevdalı olan Aziz Yıldırım...

Reklamı, şovu hiç sevmez.
Televizyonlara çıkmaz, kolay kolay da demeç vermez,
konuşmayı pek sevmez...

Sabahın sekizinden, gece yarısına kadar Fenerbahçe’de yaşar...

Aziz Yıldırım AKŞAM’a konuştu.

FENER Şile’ye taşınacak

Fenerbahçe Kulübü, Türk futbolunun çok önemli bir markası. Binlerce genç spor yapıyor. İlk geldiğimizde salon maçlarında seyirci yoktu. Sadece sporcuların anneleri babaları vardı. Boş tribünlere oynuyorlardı. Bugün basketbol, voleybol, yüzme dahil bütün branşlarda her yer tıklım tıklım ve herkes Fenerbahçe forması giyerek gidiyor. Yalnız futbolda değil, bütün branşlarda şampiyonluğa oynuyoruz. Fenerbahçeliler göğüslerini gere gere dolaşıyorlar.

Fenerbahçe dev bir holding oldu...

Biz günü değil, geleceği düşünen bir yönetimiz. Şimdi önümüzdeki 10 yılın planlarını yapmaya başladık.

Şile yakınlarında 2 bin dönüm bir arazi alıyoruz. Buraya modern, çağa uygun tesisler yapacağız. Bütün amatör şubeleri, alt yapıyı bu 2 bin dönümlük arazi üzerinde toplayacağız. Her şey bir arada derli toplu olacak...

2011 yılında 20’nci şampiyonluğumuz bizim değerimize değer katacak...

Şampiyonlar Ligi’nde söz sahibi olmak için lig ara istasyondur

Balçık zemine sıcak operasyon

Aziz Yıldırım, İsmail Küçükkaya ve Alaattin Metin’e Ataşehir‘de inşa edilecek yeni kompleksi anlattı.

Stat zemini ısıtmalı olacak

yenistad.jpg


Fenerbahçe Stadı’nda da yenilikler yapacağız. İlk hedefimiz 15 Mayıs’tan sonra zemini düzeltmek ve ısıtmalı yapmak. Çimleri kaldırıp, sahayı stadımıza yakışır hale getireceğiz. Bu sene İstanbul’a tahmin edilen yağmurun üç katı fazlası yağdı. Araya kupa maçları girmese zemin daha da iyi olurdu. Çünkü Avrupa’da 42 statta uygulanan bir sistemi getirdik. 400 bin euroya ısıtıcılar aldık. Çimler toparlandı, kök saldı ama kötü hava şartları tam iyileşmenin önüne geçti. Ayrıca stadın dış çevresiyle birlikte içinde de önemli düzenlemeler yapacağız. Hepsinin planı hazır. Maçlar biter bitmez düğmeye basacağız.

TARTIŞILACAK TEKLİF: PROFESYONEL SİSTEME GEÇELİM

HAKEMLER BAŞKA iŞ YAPMASIN

fb_forma1.jpg


Hakemlik meslek; ikinci iş olmamalı. Onların hayat standartlarını yükseltip, kaliteli bir yaşam sağlanmalı. Futbol Federasyonu’nun geliri, kulüpler kadar. 45 milyon dolar geliri var. Bu para hakemlerin eğitimine kullanılmalı. Yurtdışına gönderilmeli. Ve hakemliğin dışında da başka bir iş yapmamalılar. Ben bu hakemlerle ligi götüreceğiz görüşüne katılmıyorum. Yanlış yapan cezasını görmeli. Önce eğiteceksin. Olmuyorsa, o vakit dışarıdan getireceksin. AB’ye gireceğiz diyoruz, o vakit dışarıdan hakem de gelecek.

Türkiye’de hakem atamaları iyi yapılmalı. Maçların değerine, riskine göre hakem verilmeli. Bugün birçok hakem spor programlarından etkileniyor. Ama hakemlik meslek olursa o vakit etki de ortadan kalkar...

Gelecek sezon üç dünya yıldızı getiriyorum

SINIRSIZ YABANCI FUTBOLCU ISRARI

Devamlı Batı’yı konuşuyoruz. 20-30 sene önümüzde diyoruz. Ama işimize geleni alıyor, işimize gelmeyeni de almıyoruz. Mesela yabancı futbolcu... Neymiş, milli takıma zararı dokunurmuş... İngiltere, Fransa ve diğer ülkelerin milli takımlarına bakın. Biz Aurelio’yu Türk yaptık, milli forma giydirdik. Kötü mü oldu... AB’ye girince nasıl engelleyeceğiz. Bırakın, kaliteli yabancılar gelsin, örnek olsun, ufkumuzu açsın. Biz Türkler niye yaşadığımızı bilmiyoruz. Devamlı kavga ediyoruz. Hiç güzel işler olmuyor mu! Övmeyi, yapılan güzel işleri takdir etmeyi sevmiyoruz. Avrupalı futbolcu disiplinli, iyi profesyonel. Bizim çocuklarımız ise haklarını savundukları gibi profesyonelce yaşamıyorlar. Gelecek kaliteli yabancılar Türk futboluna da, Türk futbolcusuna da katkı yapar. Onun için serbest bırakılsın.

ANADOLU’DAN DA ŞAMPiYON ÇIKACAK

YAYIN gelirleri, reklamlar, Anadolu’yu fakirlikten kurtardı. Çok iyi takımlar var. Onlardan da bir gün şampiyon çıkacak. Mutlaka şehrin konumuna, ihtiyacına göre 10-15 bin kişilik yeni statlar yapılmalı. UEFA kriterleri uygulanmalı.

Federasyonun denetlemelerine uymayanlar tasfiye edilmeli. Kulüplerin gelirleri, giderleri dengeli olmalı. Borçlar ödenecek borç olmalı.. Gelen yönetimler, borç bırakıp gitmemeli. Altı ay, bir sene görevde kal, ondan sonra borcu yap git. Bu anlayışın önüne geçilmeli. Ve futbol Federasyonu yeniden yapılandırılarak Türk sporu çağdaş bir yapıya oturtulmalı. İkinci, üçüncü ligde takım adedi azaltılmalı. Bölgesel lige önem verilmeli. Oralardan iyi futbolcular gelmeli.

YERLi HOCAYA iNGiLiZ EĞiTMEN

TÜRKİYE’de çok yetenekli çok oyuncular var. Ama hiçbirisi iyi eğitim almıyor. 18 yaşına kadar geliyor, temeli olmadığı için de tıkanıyor. Genç takımları çalıştıran hocalar ya eski futbolcu veya spor akademisi mezunu. Bugün topa nasıl vurulacağını, nerede duracağını bilen gençler yok. Fenerbahçe’nin alt yapısına İngiltere’den eğitmen getirdik. Gençlere nasıl çalışacaklarını, hocalarına da nasıl idman yaptıracağını gösteriyor. Bizdeki görevi bittikten sonra bütün kulüplere mektup yazarak, isteyen geç takım hocalarını göndermesini, eğitim almalarını önereceğim. Amacımız gençlere doğruyu göstermek. Yalnız Fenerbahçe’nin değil, Türk futbolunun da bunu ihtiyacı var. Kapımız isteyen her kulübe açık.

Fenercell projemizde 160 bini geçtik. Taraftar kartında istediğimiz hedefi yakalamak üzereyiz. Derneklerimiz, taraftarlarımız ile uyumlu çalışarak Fenerbahçe ailesini daha büyük ve güçlü yapıya kavuşturmak istiyoruz.

FB TV’de AKŞAM için özel yayın

AZİZ Yıldırım, AKŞAM ekibine Fenerbahçe televizyonunu gezdirdi. Genel Müdür İhsan Topaloğlu, stüdyoları ve kayıt odalarını gösterdi, bilgiler verdi. Ziyaret sırasında Fenerbahçe Televizyonu, AKŞAM’ın turunu canlı yayınla izleyicilerine aktardı. İhsan Topaloğlu, FB TV’nin ulusal kanal gibi izlendiğini söyledi. Aziz Yıldırım da “Ne kadar para aktarıyorsunuz” sorusuna, “Hiç. Televizyon kendi yağıyla kavruluyor” yanıtını verdi.

Aziz Yıldırım Fenerbahçe Cumhuriyeti’ni adım adım AKŞAM’a gezdirdi

fb6.jpg

10 yeni mağaza daha açıyoruz

KRİZDEN herkes etkilendi. Ama en az etkilenen biz olduk. Bunu da taraftarımızın verdiği destekle sağladık. Bugün Fenerium mağazalarının cirosu 40-45 milyon dolar. 12 bin 500 çeşit ürünümüz var. Sayın Abdullah Kiğılı ve Genel Müdür Aydın Kirman kontrolünde dev bir fabrika gibi çalışıyor. Önümüzdeki günlerde on yeni mağaza açarak, Fenerium sayımızı 76’ya çıkaracağız.


Fenerbahçe Ekonomi Cumhuriyeti

Aziz Yıldırım’la saatler boyu futbolu, sporu ve Fenerbahçe’yi konuştuk. Söz elbette siyasete de geldi. Başkan bana siyasi gelişmeleri sordu, Meclis’teki kavgayı merak ediyordu. “Böyle görüntüler dışarıdaki imajımıza zarar veriyor” dedi. Futbola da aynı pencereden bakıyor, imaj, itibar ve algı açısından.
“Fenerbahçe’nin kalbine girdik”, bütün öğleden sonrayı görkemli Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda geçirdik.

Başkan’ın odasından, yönetim kurulu toplantı salonuna, soyunma odalarından Fenerium mağazalarına ve Fener TV’ye kadar her birimi Aziz Başkan’la birlikte gezdik. Merak ettiğim her şeyi sordum.

Bir ara Başkan’a “Fenerbahçe bir Cumhuriyet midir gerçekten?” dedim, gülümsedi “Ortam karışık, çok siyasi. Biz öyle deyince yanlış anlaşılıyor ama evet, bu bir gerçek: Fenerbahçe büyük ve güçlü bir cumhuriyettir” yanıtını verdi.

Uzun söyleşimizin sonunda edindiğim izlenimi şöyle özetleyebilirim:
“Fenerbahçe bir futbol takımından veya spor kulübünden çok holdinge, güçlü bir ekonomi Cumhuriyetine dönüşmüş.”

Futbol, futboldan çok defa fazlasıdır.

Aziz Yıldırım’ı farklı ve iddialı yapan da işte bu özellik:

“Futbolun asla sadece futbol olmadığını” bilen, ona ekonomik bir değer olarak bakan işadamı anlayışı...

Yönetimlerini de bu perspektifle belirliyor.
“Amatör ruhla profesyonelliğin” dengeli bir sentezi sergileniyor.
Fenerbahçe’yi en iyi tanıyan gazetecilerden arkadaşımız Alaattin Metin detayları yazdı, ben de sizlere kendi izlenimlerimle bir Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe portresi çıkarmaya çalışayım.

Yıldırım, sınırsız yabancı oyuncu hakkı istiyor. “İşimize geldiği kadar Batılıyız. Her konuda aynı. Bakalım; Batı ülkelerinin çoğu bu izni vermiş. Biz niye sınırlandırıyoruz?” diyor.

Aynı kanaatte değilim, “Milli Takıma zarar verir” argümanını öne sürdüm.

YABANCI FUTBOLCU DAHA PROFESYONEL

Yıldırım, futbol kulüplerinin daha çok büyümesi için yıldızların Türkiye’ye gelmesini kaçınılmaz görüyor. Roberto Carlos örneğini veriyor.

“Yerli ve yabancı futbolcu arasındaki farkları nasıl açıklıyorsunuz?” soruma, “Yaşama bakışları farklı. Bizim hayatımız kavga. Adamlar tatilini, eğlencesini, ailesini ve işini ayırıyor. Bizde bu yok. Çok profesyoneller.

Yabancılar hem haklarını ararken hem de çalışırken çok kararlı. Bizimkiler sadece haklarını ararken... Bizde eğitim eksik, çocuklarımız çok yetenekli 18’ine kadar mükemmel götürüyorlar. Sonra eğitim eksikliğinden tıkanıyorlar.”

“Avrupa’da İlk BEŞTEYİZ”

Peki “Aziz Başkan” Türk futbolunun ve Fenerbahçe’nin Avrupa’da, küresel ligdeki konumunu nasıl görüyor?

“Dünyada futbolda ilk on ülkeden biriyiz, Avrupa’nın ilk beşindeyiz. Fenerbahçe olarak ilk 20’deyiz. Önümüzdeki beş yıl içinde ilk 10 takım arasında olmayı hedefledik. Özellikle maddi açıdan, bütçe bakımından çok ilerledik. O halde bu markanın hakkını verelim. Eleştirirken, iyileri de gösterelim, hep kötülere odaklıyız. Motive edelim, rakamları büyütelim. Benim anlayışım budur. Roberto Carlos’u getirdik, bütün dünyada reklam yaptık tek başına bize yüzde 10’luk bir ekonomik katkısı oldu. Ama bizimkiler ‘bu yaşlı’ dediler.”

FENERBAHÇE’NİN 300 MİLYON $’LIK BÜTÇESİ

Başkan’ın iddialı olmayı seven bir karakteri var. Bu yapısını rakamlardan bahsederken daha iyi anlıyorsunuz:

“Büyük bir markaya sahibiz. Fenerbahçe bizden önce de görkemliydi. 16 milyon dolarlık bir bütçeyi aldık, 200 milyon dolarları aştık, gelecek yıl 300 milyon bandındayız. Bu paralar her yıl dönüyor. Geliyor-gidiyor. Muazzam. Spor Yasası güzel çıkarsa çok yukarılara gidilir. Radikal kararlar alırsak başarırız.”

“ARTIK ANADOLU’DAN ŞAMPİYON ÇIKAR”

Maç yayın ihalesinden sonra Anadolu kulüplerinin başarı şansının arttığını düşünüyor Başkan. Kayseri’yi ve Bursa’yı örnek gösterip “eskiden Trabzon’un yaptığı gibi Anadolu’dan şampiyonlar çıkar” görüşünde.

Üç sezon için şampiyonluk vaadinde bulunmuştu. Bunu hatırlattım, gülümsedi ve “bilerek, düşünerek, inanarak o sözü verdim” dedi. Kendisini, takımını ve taraftarı motive ettiği inancında. Bu hedefe ulaşacaklarına mutlak suretle inanıyor. Bir ara “ya olmazsa” dedim, “hüsran olur” yanıtını verdi ama hemen ekledi, “Bu yıl kesin şampiyonuz, göreceksin. Gerisi de gelecek. Takım doğru yolda.”

“MOTİVASYON AVRUPA’DA BAŞARI GETİRİR”

Başkan’ı, lige konsantre gördüm. Büyük düşünen bir yönetici olarak Avrupa’yı neden gündemde tutmuyor, merak ediyordum. İşte değerlendirmesi:
“Bu yıl iyi motive olursak Avrupa’da da başarı gelir. İçeride şampiyonluk maddi olarak çok önemli. Aynı şey Şampiyonlar Ligi’nde geçerli. Ama UEFA’daki başarı moral motivasyon açıdan iyi, maddi açıdan değil. Bir kulüp içerde dışarıda büyümek istiyorsa, kendi liginde şampiyon olacak, Şampiyonlar Ligi’nde ilerleyecek.”

2011’DE DÜNYA YILDIZLARINI GETİRECEĞİM

Yıldırım, bu yıl şampiyonluğu alacaklarını ve ardından en az iki-üç dünya yıldızını Fenerbahçe’ye kazandıracaklarını söyledi. Fenerbahçe’yi aynı zamanda bir sivil toplum örgütü gibi görmesi de ilgimi çekti. Taraftarı için “çok bilinçli” tanımlaması yapıyor.

FB markası altında bin beş yüz lisanslı sporcu var. Çalışan sayısı 800. Adeta holding gibi. Yüzlercesiyle tanıştık, Aziz Başkan hemen hepsini ismiyle çağırıyor. Haftanın yedi günü Şükrü Saracoğlu Stadı’na gidiyor. “Kendi işiniz?” diye soruyorum, “Önemli bir şey yok. Kardeşim bakıyor. İşimiz Fenerbahçe” diyor.

KAYNAK
 
Üst