- Katılım
- 2 Kasım 2020
- Mesajlar
- 15
- Reaksiyon puanı
- 8
- Puanları
- 3
- Yaş
- 98
Sorum başlıkta.
Mühendislik bölümü ise bilgisayar.
Mühendislik bölümü ise bilgisayar.
[kim bo kastekniv adlı kullanıcı yazmış.
korkunç bir mühendislik fakültesine (bkz: fit) sahip olan üniversite.
mesela siz hiç "hocaya göre ders" kavramıyla tanıştınız mı?
galatasarayda mühendislik bölümlerinde verilecek dersler bölümün ihtiyacına göre değil okulun elindeki hocalara göre belirlenir.misal: mühendislik fakültesi matematikçi kaynıyor diye bilgisayar ve endüstri mühendisliğinde ilk 2 sene haftada 10 ar saatten toplam 34 kredi (evet 34 kredi) matematik dersi var,ama bu arada 3.sınıfa geçmiş bir bilgisayar mühendisliği öğrencisi daha henüz nesneye yönelik programlama görmemiş durumdadır (bkz: afferim)
aynı angut sebepten dolayı gsu bilgisayar mühendisliği öğrencileri 1 değil tam 2 dönem boyunca teknik resim dersi alır ki gezegenimizde 2 dönem teknik resim dersi almış başka bilgisayar mühendisleri varsa tanışmak isterim.
okulun halen emeklemekte olması ayrı bir rezalettir.
gsu kuruluşunun ardından 10 küsür seneyi çoktan devirmiş olmasına rağmen daha halen mühendislik bölümlerini rayına oturtamamıştır, her sene öğrencilerin üzerinde yeni iğrenç şeyler denemektedir.mesela bilgisayar mühendisliği ilk açıldığı zaman bölümde çan eğrisi yoktu, bölüm ilk sene mezun veremedi çünkü herkes kalmıştı! yönetim işlerin boka sardığını görünce bölüme ertesi yıl çan eğrisi getirdi.yine para etmedi, sonraki sene ders yükünü azalttılar ve halen her sene de azaltmaya devam ediyorlar, ancak sağlam bir revizyonun adını anan bile yok.tabi bunlar da kesmedi, sonunda bu sözlüleri kaldırdılar (evet üniversitede sözlü oluyorduk ne güzel değil mi? sahi, birisi üniversite mi dedi?)
tabii arada her sene kaç kişinin okulu zamanında bitiremeyip daha sonra kaldırılacak bir sistem yüzünden sene kaybettiğini tahmin etmek istemezsiniz.
dolayısıyla 10 senedir halen bir bilgisayar mühendisliği eğitimi nasıl verilir daha henüz karar verememiş galatasaray üniversitesi'nin daha çok bahçe düzenlemeleri ve yeni bina inşaatlarıyla meşgul olması maalesef ironiktir.
bu kadar olumsuzluktan bahsetmişken okuldaki hayvani ve anlamsız ders yükünün altını bağıra bağıra çizmek lazım.gsu’da endüstri mühendisliği öğrencileri ilk sene haftada 32 saat ders görür(eğer ingilizceden muaf olamazlarsa 37).bilgisayar bölümünde de durum aynı.sonuçta, bi noktadan sonra artık sınavları vermek ve ödevleri yetiştirmek için dersleri asmak zorunda kalırsınız; zira haftanın 5 günü sabah 9dan akşam 4 e kadar okulda durursanız ders çalışamazsınız.
okulda siz devamsızlık yapmaya başladığınız anda hocalar “yoklama almıyoruz istediğinizi yapmakta serbestsiniz” hikayesini anlatır. bu aslında son derece zekice bir tuzaktır:çünkü hocalar yoklama almıyoruz diyerek size yem atarlar, eğer siz bunu yiyip derslere gelmemeye devam ederseniz tebrikler, bi bakmışsınız sene sonu harf notları verilirken yüksek vize notlarınıza rağmen f sınırı sizin isminizden başlamış.
a tabi sadece derslere geldi ve dolayısıyla hoca onu seviyo diye iq’su 50nin altında olmasına rağmen dersi esrarengiz bir şekilde geçen öğrenciler sizin sinirinizi bozabilir, ama uğraşmayın hiçbişey kanıtlayamazsınız.muhtemelen finalde siz çok kötü zıçmışsınızdır, yoksa hocanız sizi niye bıraksın canım(!).
evet kalmak, galatasaray üniversitesi sayısal bölümlerinin öğrencilerinin ortak kaderi. bu sene güz döneminde , 40 adet endüstri mühendisliği 2.sınıf öğrencisi arasından "hiçbir dersten bütünlemeye kalmayarak geçebilen" bir tane bile öğrenci yoktu desem heralde kafanızda az çok bişeyler canlanır.
bahar döneminde ise 2.sınıf öğrencilerinin aldığı matematik dersinde 80 öğrenciden sadece 20 si geçmeye layık görüldü, diğerleri ise bu 8 kredilik dersten bütünlemeye bırakıldı (aynı güz döneminde olduğu gibi).bu arada eğer bütünlemede geçmeyi başarabilirseniz de verilen maksimum not:cc.
sonuç? şuan bilgisayar mühendisliği 2.sınıf öğrencileri arasında not ortalaması 3.00 ı geçen sadece bir (evet bir) öğrenci var.
önemli bir kısım öğrencinin de ortalamalarının 2.00’in altında olduğunu ve mezuniyet barajı 2.00 olduğundan dolayı bu öğrencilerin 4.sınıfa geldiklerinde not ortalamalarını yükseltmek için bi ton dersi alttan bi daha almak zorunda olduğunu da hatırlatalım.
kısacası galatasaray üniversitesinin mühendislikleri kesinlikle bir işkence yuvasıdır, öğrenciye değer verilmez, çalışması ödüllendirilmez,her daim bütünlemelerle ve 100 üzerinden 30 un altında notlarla dolu bir “yüksek lise” hayatı yaşarsınız.
her nevi itirazınızda ise size bi fransız cest la vie* der, iyi ihtimalle “burası fransız sistemine sahip bir okuldur türkiyede başka kimseye benzemeyiz” deme zahmetine katlanan bir türk hoca da bulabilirsiniz, yani muhatabınız yoktur, olsa da işe yaramaz.
bu üniversitenin mühendisliklerini çekilir kılan;boğaz kıyısındaki kaynaştırıcı arkadaş ortamı ve üniversitenin de sonuçta her şeye rağmen saygın bir üniversite olmasıdır.ayrıca üniversitenin galatasaray camiasının tüm olanaklarını sonunda kadar kullanması, fransa’yla olan güçlü ilişkileri ve gayet iyi çalışan mezunlar derneği sayesinde galatasaray üniversitesi mühendislik mezunları gayet güzel şartlarda iş bulur;
ülkenin ekonomik şartlarını düşündüğünüzde tek başına bu bile bu bölümlere gelmek için yeterli görülebilir, ancak:
“ilerde iyi bir kariyer için en az 4 sene ruh sağlığınızdan ödün verebilir misiniz?”; cevap verilmesi gereken soru işte budur.
10.06.2006 20:03 ~ 13.06.2006 00:29 kim bo kastekniv
Oraları kazanabileceğimi düşünmüyorum.İTÜ ya da ODTÜ değil
İstediğiniz üniversiteyi kendiniz seçmeniz gerekiyor. Yurtdışında mı çalışmak istersiniz, üniversite dersler hariç yan gelip yatacak mısınız yoksa kendinizi mi geliştireceksiniz, ücretli okul mu istiyorsunuz, yaşadığınız şehirde mi olmasını istiyorsunuz gibi gibiOraları kazanabileceğimi düşünmüyorum.
Evet.Yurtdışında mı çalışmak istersiniz
Geliştireceğim, çocukluğumdan beri mühendis olmak istiyorum. Yan gelip yatamam.yan gelip yatacak mısınız yoksa kendinizi mi geliştireceksiniz
Fark etmez.yaşadığınız şehirde mi olmasını
Devlet olması daha iyi olur, fakat aynı sıralamayla tam burs alabileceksem neden olmasın?ücretli okul mu istiyorsunuz
Lise 1'deyim.Tam burslu olsa bile özel okullarda devlet okullarına göre fazla masraf çıkıyor. Bütçeniz yoksa önermem. Nereye hedef koyunca rahat ediyorsanız oraya hedef koyun. Mühendislikte en önemli şey kendini geliştirmektir, o yüzden gideceğiniz üniversite çok üst düzey değilse iş hayatınızı çok az etkiliyor diyebilirim.
Ortalama deneme netlerinizi söylerseniz ona göre önerebilirim üniversite. Birde çözdüğünüz denemenin hangi firmaya ait olduğunu söylerseniz ona göre önereyim çünkü bazı denemeler çok zor bazıları çok kolay olabiliyor.
Nitelikli lise kazandın mı? Kazandıysan hangi liseyi kaç yüzdelikle kazandın? Umudunu kaybetmek için daha çok erken.Lise 1'deyim.
Edebiyat, fizik ve kimya konuları bitti.
Matematiğin geometri kısmı ve biyolojinin son konuları kaldı. Bunları da bitirince TYT Türkçe ve matematiğe başlayacağım.
Şimdiden üniversiteyi belirlemek istedim.
Hedefim Beyoğlu Anadolu Lisesi idi, 2 soruyla kazanamadım.Nitelikli lise kazandın mı? Kazandıysan hangi liseyi kaç yüzdelikle kazandın? Umudunu kaybetmek için daha çok erken.
Bende hiç beklemediğim Sosyal bilimler lisesini kazandım bu yıl. Hazırlık sınıfı olduğu için bu sene nakil işi yattı. 9.57 yüzdeliğim vardı ve istediğim okul 9.53'tü (1 puandan daha az fark vardı yani okulla aramda.) 14.09'luk okula yerleştim. Bende bilgisayar mühendisliği istiyorum ve bu olumsuzluklara rağmen vazgeçmedim. Hedefim hâlâ ODTÜ. Hayal gibi gelebilir fakat istersen yapamayacağın şey yok.
Üniversite tercihi için ablama çok yardım ettiğim için bilgi edindim üniversiteler hakkında. Bence 4 yılda fikirler, sınav sistemi, okul puanları değişir. Sen yine de hedefini en yukarıda tut.
Gerçekten güzel bir hikaye. 9. sınıftan umut kaybetmemek gerekiyor.Size çok kısa bir hikaye anlatmak istiyorum. Gerçek bir hikaye bu.
Rahmetli eşimin dayısının kızı okuyup hemşire oldu. Lakin sevmedi bu mesleği, o iyi bir hukukçu olmak istiyordu. Tekrar sınavlara müracaat etmeden önce tam bir yıl çalıştı. Babası öğretmendi ve onu dershaneye vermek istedi. Lakin kız dershaneye gitmedi. Çünkü babasına yük olmak istemiyordu. Evinde çalıştı. Ama ne çalışma, ama ne azim, bir bilseniz. Babası bana dedi ki bir gece saat 03.25'te uyandım, uykum kaçmıştı. Baktım kızımın odasının ışığı yanıyor. Açtım kapısını ki kızımın gözleri uykusuzluktan kıpkırmızı olmuş, ama o hala inatla çalışıyor. Sonra başka günler de de takip ettim ki her gece aynı. Bazen kitap üzerinde dayanamamış uyuyakalmış, bazen direnmiş ölümüne çalışıyor.
Sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini birincilikle kazandı ve bitirdi. Şu an bulunduğu il'in en ünlü ve dişli avukatı. Oturduğu evi de, altındaki arabası da ayrı ayrı birer milyon lira değerinde.
Çok çok iyi tanıdığım bu akrabam kız, bunca şöhreti ve maddi imkanları sadece o bir yıl içindeki olağanüstü çalışmasıyla elde etti.
Yani sizin anlayacağınız bir yıl çalışıp ömür boyu rahat etmek diyorlar buna
Bence aklı olan da böyle yapmalı. En az bir yıl böyle bir zorluğa katlanmalı ki bir ömür rahat edebilsin.
Umudunu yitirenler sadece zayıflardır. Önüne bir hedef koyacaksın ve arkasından yürüyeceksin. Koşarak yürüyeceksin. Yorulacaksın, tık nefes olacaksın ama asla vaz geçmeyeceksin yeğenim. Ta ki hedefine ulaşana kadar. Bizim haberlerini okuduğumuz kişiler o mevkilere hep öyle geldiler.Gerçekten güzel bir hikaye. 9. sınıftan umut kaybetmemek gerekiyor.