Galatasaray olsaydı küme düşmüştü

Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
[h=1]Galatasaray olsaydı küme düşmüştü[/h]
700x62913_ozel1_1.jpg


Türkiye'nin ilk spor sosyoloğu Doç. Dr. Ahmet Talimciler, '3 Temmuz'da yaşanan şike süreci, Galatasaray'ın başına gelseydi, küme düşerdi.'
“Türkiye'nin en güçlü kulübü Fenerbahçe'dir. Aslında 3 Temmuz'da yaşanan şike süreci, Galatasaray'ın başına gelseydi, küme düşerdi. Futbolda şiddetin bitmesi kimsenin işine gelmiyor. Çünkü şiddet olduğunda, reyting ve tiraj artıyor. Şiddetin tek müsebbibi taraftar değil.”

Türkiye'nin ilk spor sosyoloğu Doç. Dr. Ahmet Talimciler, Ege Üniversitesi sosyoloji bölümü öğretim üyesi. “Türkiye'de Futbol Fanatizmi ve Medya İlişkisi”, Sporun Sosyolojisi-Sosyolojinin Sporu” kitaplarının da yazarı olan Talimciler, bu hafta sonu başlayacak Spor Toto Süper Lig öncesinde, futbolumuz için pek de iyimser değil! Futboldaki şiddetin, yöneticilerin iktidarını sağlamlaştırdığını belirten genç akademisyen, “Taraftarlar, şiddetin son müsebbibidir” diyor. Türkiye'de en güçlü kulübün Fenerbahçe olduğunu ifade eden Talimciler'e göre, şike sürecini yaşayan Galatasaray olsaydı, küme düşmüştü!- Futbolda fanatizmin önüne geçmek için onca kanun çıkarılırken, şiddet olayları neden engellenemiyor?

Ben Türkiye'de futbolla ilgili aktörlerin samimi olduğuna inanmıyorum. Çözüm yanlısı bir kültürden gelmiyoruz. Güçlü olanın istediğini yaptırdığı bir yönetim tarzımız var. Türkiye'de futbol daha en başından beri iki kulübün tekelinde: Galatasaray ve Fenerbahçe. Bu ikisi arasındaki mücadele, bütün yapıyı belirliyor. Futbol sahalarındaki şiddettin birinci müsebbibi, yöneticiler.

- Nasıl?

Bu insanlar kendi kişisel iktidarları uğruna, futbolu başka bir tarafa atıyorlar. Örnek, derbi maçlara, rakip takım taraftarlarının alınmaması meselesi. Bu kulüplerin yöneticileri, “Taraftar gelmesin, olay çıkmasın” mantığıyla, kendilerini garantiye alıyor. Bir yandan da sürekli olarak kutuplaşmayı artırıcı, gerilimi tırmandıran bir dil kullanıyorlar. Kendi iktidarlarının sürmesi uğruna, futbolun ruhu olan fair-play'i bir tarafa atıyorlar. Türkiye'deki futbol medyası da iki kulüp ekseninde. Ekranlarda 'futbol kabaresi'oynanıyor. Daha fazla sesi çıkanlar ne kadar çok bağırırlarsa, erkeksi dil kullanırlarsa, o kadar çok etkili olacaklarını düşünüyorlar. Bu programlarda son iki yıldır dillerden düşürülmeyen kişi, Aykut Kocaman. Bu programlarda Fatih Terim'in ağza alınabildiğini görebiliyor musunuz?

- Fatih Terim'in farkı ne?

Çünkü Fatih Terim'i ağızlarına aldıkları anda, Terim'in telefon açıp “Ben buradayım” diyeceğini biliyorlar. Ayrıca Fatih Terim polemikten de kaçmıyor. Onların anladıkları dilden de cevap veriyor. Görünenin arkasındaki daha güçlü bir bağlantının da Fatih Terim üzerinde güçlü bir etkisi var: Mehmet Ağar.

-O etki hep konuşulur; ama hâlâ devam ediyor mu?
Birtakım insanların iktidarda olmaması, etkisiz oldukları anlamına gelmez. Gayri resmi ilişkiler hep vardır. Medya da, kulüpler de buna uyum sağlamış. Açık konuşalım, futbolda şiddetin bitmesi kimsenin işine gelmiyor.

-Şiddet, futbol network'ü içinde bir güç gösterisine mi dönüşüyor?
Tamamen öyle. Hem güç gösterisi, hem de iktidarlarının devam etmesini sağlayan dayanak noktası. Çünkü şiddet olduğunda, reyting ve tiraj artıyor. Futbolun aktörleri seslerini daha yüksek duyurabiliyorlar. Şiddet çıkartan taraftar grupları, iktidarlarını perçinliyorlar. Türkiye'de son 30 yılda insanlara “Futbol üzerinden kendinizi gerçekleştirin” dedik. Bunu yaparken, onların yapıp ettiklerinde hiçbir sorun görmedik. Aynı taraftar gruplarını, uzun yıllar polis de rejimin bekası için bir tehdit olarak algılamıyordu. Ta ki Gezi Parkı protestolarına katılmalarına kadar. Bu insanlar, önümüzdeki sezondan itibaren stadyumlarda tehdit algısına dönüştü. Şiddet daha önce deşarj olmak şeklinde algılandığı için yasalar çıkartılsa da uygulanmıyordu.

-Neden?

Uygulamaya gelince, içeri alınan taraftarları çıkarmak için yöneticiler seferber oluyorlar. 3 Temmuz sürecinde yaşadık. 6222 sayılı yasa çıkarıldı. Sonra ne oldu? Ne zamanki Fenerbahçe'nin başkanı, diğer kulüplerin başkanları, yöneticileri gözaltına alındı, Kulüpler Birliği, “Biz bu yasayı okumadık. O yüzden yeni bir yasa çıkaralım” dedi. Abdullah Gül'ün vetosuna rağmen, dört yılda hiç bir araya gelemeyen siyasi partiler bir araya gelip yasayı yeniden düzenlendi. Biz hep şikeye odaklanıyoruz; şiddete yönelik cezalar da hafifletildi. Ağırlaştırılmış maddeler, eski haline döndürüldü. Bizde hazırlanan bütün yasalar ve yasaklar, hep taraftara yönelik. Şiddetin tek müsebbibi taraftar değil. Hatta son müsebbibi onlar! Medya ve yöneticiler, sürekli olarak, şiddeti çıkartanları belirsizleştirici bir dil kullanıyor: “Bu olayları yapanlar Fenerbahçe taraftarı değildir, Galatasaray taraftarı değildir!” E kimdir? Yok! Şiddeti çıkartanları böylece meşrulaştırıyorsunuz. Keşke 3 Temmuz sürecinde, baştan aşağı arınabilseydik.

-Arınma fırsatı neden kaçtı?

Futbolun iktidarını paylaşanlar, iktidarlarını kaybetmekten korktular.

- O iktidar yapısı içinde rant mekanizması nasıl işliyor?
Futbol giderek daha fazla paranın döndüğü, daha medyatik bir alana dönüştü. Endüstriyel futbol, artık bir oyun değil, bir iş! 3 Temmuz'da işin bahis boyutu hiç konuşulmadı. Bochum Savcılığı'nın bahis şikesiyle ilgili yürüttüğü süreç devam ediyor; ama bizde rafa kaldırıldı. Declan Hill'in “Şike” kitabına bakıyorsunuz, illegal bahsin döndüğü yerler Uzakdoğu ve bizim coğrafyamızı işaret ediyor. Yunanistan, Bulgaristan, Türkiye, Romanya'da bir yapılanma var. Burada sürekli at koşturuluyor. Hatta sicilimiz o kadar bozuk ki, Türk takımlarının kış kamplarında Antalya'da oynadıkları hazırlık maçları bile sorunlu.

- O kadar mı?

Evet. Türkiye aslında 3 Temmuz sürecini hallettiğini zannetti. En sonunda “Şike vardır; ama sahaya yansımamıştır” denilerek, bambaşka bir aşamaya geçildi. Federasyonun kurullarına göre şike yok! Ama mahkemeye göre şike var! Bir sene geçti, UEFA yeniden dosyaları açınca şaşırdık. Yargıtay'ın ve CAS'ın kılıcı, hâlâ tepemizde sallanıyor. Tam o dönemde Başbakan ilginç biçimde “Kişiler ve kurumlar birbirinden ayrılmalıdır” dedi. Şikeyi, Fenerbahçe, onun da ötesinde Aziz Yıldırım'a odakladık. Şike süreci, bize birkaç şeyi gösterdi.

- Neler, onlar?

Birincisi, Türkiye'nin en güçlü kulübü Fenerbahçe'dir. Aynı durum Galatasaray'ın da başına gelseydi, küme düşerdi. Türkiye'de en güçlü bağlantıları olan kulüp, Fenerbahçe. Gerek sermaye anlamında, gerek siyasal ilişkiler anlamında, gerekse de diğer ilişkiler anlamında. İkincisi, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın dışındaki kulüpler giderek figüran haline getiriliyorlar. Üçüncüsü, Fenerbahçe ve Galatasaray dışında, Türkiye'deki bütün futbol kulüpleri, naklen yayın konusunda büyük sıkıntı yaşar. Bu iki takımın, küresel futbola adapte olma noktasında yükselen bir yapıları var. Diğerleri, naklen yayından ya da tribünden gelecek dar bütçelerle kendilerini göstermek zorundalar. Beşiktaş ve Trabzon'u da çıkarırsak, diğerleri tamamen naklen yayın gelirine endeksliler. Böyle olunca, her şeyi onaylamak zorundalar. Şike sürecinde de şöyle dediler: “Fenerbahçe düşmesin. Bu yapı aynen sürsün” Çünkü bu yapının sürmesi için Fenerbahçe'ye ihtiyaç duyuyorlar.

-Bu yapının bir dokunulmazlık isteği de var mı?
Bu yapıya kimsenin karışmasını istemiyorlar. Mesela “Vergiyle başımız derde girerse, devlet bize her türlü yardımı yapsın” anlayışındalar. Taraftarlar da Türkiye'deki bu ayrışma sürecinde daha fazla yer almaya başladılar ve rakip takımlar üzerinden kendilerini daha net biçimde ayrıştırdılar. Beşincisi, medya, şike sürecinde müthiş kötü bir sınav verdi. Her şeyi ekonomi üzerinden gösterdi. Değerlerin düşeceğini, havuzun bozulacağını, pek çok insanın işsiz kalacağını… “Temizlik bize zarar getirir.” demeye getirdi. Bu sürecin bize gösterdiği başka bir şey de şudur: “Güçlüyseniz her şeyi yaparsınız”. Kimsenin derdi artık futbolda temizlenmek değil. Önümüzde bizi bekleyen zor bir süreç var.

- Önümüzdeki süreçte tribünlerin de politize olmasından çekiniliyor. Bu, sadece maç izlemeye gelen apolitik taraftarı rahatsız eder mi?
Politik argümanlar taraftarların karşı karşıya gelmesine yol açacak; çünkü taraftar dediğimiz şey, yekpare bir bütün değil. Türkiye'deki taraftar gruplarının çok demokratik olmadığını da unutmayalım. Futbol, bir oyun olarak giderek taraftarın elinden kayıyor.

-Nasıl?

Taraftar giderek dışarıda kalıyor. Birden bire e-bilet uygulaması geliyor mesela. Tıpkı İngiltere'de olduğu gibi, Türkiye Futbol Federasyonu'nda da taraftar temsilcisi olmalı. Taylor Raporu sonrasında stadyum düzenlemelerinde, bilet fiyatlarında açılımlar sağlandı. Birdenbire bilet fiyatları 100 Euro'ya çıkmadı. Bizde birdenbire fırlıyor. Böyle olunca asgari ücret alan bir adamın çocuğunu maça getirme şansı kalkıyor.

-Seçkinciliğe mi kayıyorlar?
Kesinlikle. Kulüp yönetimleri orta ve üst sınıfa hitap ettikçe çok önemli bir kitleyi göz ardı ediyorlar. Almanya, stadyumları en dolu ülkelerden birisidir. Bayern Münih Başkanı Uli Hoeness şu açıklamayı yaptı geçen günlerde: “Biz biletleri istersek daha pahalı hale getirebiliriz. Yine aynı kitleyi toplarız. Ama böyle yaparsak eğer, Almanya'daki iç barışı tehdit ederiz. O yüzden her kesimin buraya geleceği bir ücretlendirme yapıyoruz”. Eğer gündelik hayatta sadece futbolla yaşayan insanları stadyumlardan uzaklaştırırsak, büyük bir problem bizi bekliyor. Futbolu bölen değil, birleştirici bir unsur olarak görmek zorundalar. Bu insanlar maça gitmezlerse, o deşarjı nerede yaşayacaklar?


KaYnaK
 

erhandenizz

Doçent
Katılım
28 Şubat 2009
Mesajlar
621
Reaksiyon puanı
2
Puanları
18
Galatasaray yapsaydı da düşseydi. Bu güçlülük değil yüzsüzlük.
Fenerin cezasını çekmesi gerekiyordu!!!! Sorumlu aciz federasyondur.
 

Hello Kitty.

Müdavim
Müdavim
Katılım
14 Ağustos 2008
Mesajlar
12,189
Reaksiyon puanı
104
Puanları
3,243
Adam kısaca; olmuş,olan, olacak, olması gerekenleri anlatmış :)
 

dgarkn

Doçent
Katılım
19 Mayıs 2013
Mesajlar
680
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Evet Türkiye'de en güçlü kulüp Fenerbahçedir ancak geriye kalan dünyada Galatasarayla sidik yarışına bile giremeyiz.
 

FullScreen

Profesör
Katılım
12 Temmuz 2013
Mesajlar
1,230
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Galatasaray yapsaydı da düşseydi. Bu güçlülük değil yüzsüzlük.
Fenerin cezasını çekmesi gerekiyordu!!!! Sorumlu aciz federasyondur.

Federasyon desek daha yeridir..
Tüpçülerle müpçülerle , pislikleri halının altına süpürerek temizlik yapamazsınız.Yemezler..
 

sdn46

Asistan
Katılım
12 Şubat 2012
Mesajlar
381
Reaksiyon puanı
1
Puanları
16
Fenerin şike yaptığını; gören duyan, kanıtı olan ve ya şahidi olan ortada yokken neyin şikesiymiş la bu :D
 

ennix12

Öğrenci
Katılım
11 Ekim 2012
Mesajlar
67
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
Fenerin şike yaptığını; gören duyan, kanıtı olan ve ya şahidi olan ortada yokken neyin şikesiymiş la bu :D

aziz başkanın kendi ağzıyla ben ne yaptıysam fenerbahçe için yaptım sözünü hatırlatırım.Türkiyede olsa anlarım şike iddialarını ama ulusularası mecralarda ceza almış takım neden şikeden.Bizim medya ya bakarsan herşey süt liman bakınız cordozo hala fenere gelmek üzere o sebepten uluslararası mecraya taşınmış karara bağlanmış ve itiraz edilmiş bir konuda hala kanıt aramak yersiz ki ne beşiktaş nede fenerbahçe şike yapmadığına dair elle tutulur bir delil bile gösteremediler beşiktaş taraftarı olarak takip ettiğim kadarıyla itirazlar da da ukrayna temsilcisini men etmediniz bizide etmeyin minvalinde şeylerdi şike ile alakalı yine bişe yok.
bence iki kulupte men edilmeliydi en azından onların yerine gidecek takımlarla alnımız ak olurduk tabiki şahsi fikrim federasyon keşke çanak tutmasada işini iyi yapsa
 

SwateR

Müdavim
Müdavim
Katılım
19 Nisan 2009
Mesajlar
10,200
Reaksiyon puanı
662
Puanları
3,293
He deyip geçeceksin. Bu cevap bile fazla.
 

|BeyabaN|

Profesör
Katılım
18 Mayıs 2008
Mesajlar
3,249
Reaksiyon puanı
9
Puanları
0
yazının tamamını okuyamadım, yarısına kadar okudum.
kullanılan dil, Galatasaraylı dili ama mantıklı olmaya çalışan bir Galatasaraylı dili.
ilk kısımla ikinci kısım çelişiyor,
3 Temmuz'da yaşanan şike süreci, Galatasaray'ın başına gelseydi, küme düşerdi.'
“Türkiye'nin en güçlü kulübü Fenerbahçe'dir. Aslında 3 Temmuz'da yaşanan şike süreci, Galatasaray'ın başına gelseydi, küme düşerdi. Futbolda şiddetin bitmesi kimsenin işine gelmiyor. Çünkü şiddet olduğunda, reyting ve tiraj artıyor. Şiddetin tek müsebbibi taraftar değil.”

söylenen bu cümlede ikinci kısma katılıyorum, futbolda şiddetin bitmesi istenmiyor, sırf bunun için bu olaylar Galatasaray'ın başına gelseydi Galatasaray da düşürülmezdi.
çünkü onlarda biliyorlar ki Galatasaray veya Fenerbahçe düşürülse ülkede futbol adına pek birşey kalmaz. (bence şimdide var denilemez ama.)
şirketleri olan, sırtı pek godamanlar her zaman ipleri gererler (kendi çıkarları doğrultusunda) ama kesinlikle koparmazlar.
 

preferst

Profesör
Cezalı
Katılım
19 Haziran 2009
Mesajlar
1,276
Reaksiyon puanı
30
Puanları
228
"Türkiye'nin en güçlü kulübü Fenerbahçe'dir"

Başarı Yönünden olmadığı açık. Taraftar sayısı yönünden olmadığı açık her ankette Galatasaray önde. Maddi açıdan denirse Galatasaray Yeni stadına geçmesi ve Ünal Aysalın göreve gelmesiyle bu açığı kapattı. Peki hangi büyüklük?

Eee lobicilik, kanunsuzluk ve zorbalık ve adaletsizlik ile bir şeyleri elde etme ve başarı elde etmekse büyüklük. Böyle bir büyüklük istemiyoruz zaten.
 

friendly

Müdavim
Müdavim
Katılım
19 Mart 2009
Mesajlar
11,873
Reaksiyon puanı
671
Puanları
3,293
Şu şike mevzularını unutup artık önümüze bakmamız lazım.
Herkese ders olmuştur zaten.
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
"Türkiye'nin en güçlü kulübü Fenerbahçe'dir"

Başarı Yönünden olmadığı açık. Taraftar sayısı yönünden olmadığı açık her ankette Galatasaray önde. Maddi açıdan denirse Galatasaray Yeni stadına geçmesi ve Ünal Aysalın göreve gelmesiyle bu açığı kapattı. Peki hangi büyüklük?

Eee lobicilik, kanunsuzluk ve zorbalık ve adaletsizlik ile bir şeyleri elde etme ve başarı elde etmekse büyüklük. Böyle bir büyüklük istemiyoruz zaten.

bir takımın büyüklüğünü nereden bilecen biliyon mu agam, hani şifreli maç yayını yapan kahvehaneler vardır, gidip onlara soracan, diyecen ki, "hangi takımın maçını yayınladığında daha çok para kazanıyorsun?"

büyük olanı işte onlar sana haber verir.

ve yıllardır bu hiç değişmedi: FENEBRAHÇE! :)
 

bayadres

Profesör
Katılım
11 Haziran 2009
Mesajlar
1,206
Reaksiyon puanı
4
Puanları
218
Türkiye'de kendini en güçlü kulüp zanneden fenebahçedir demek istemiş.
o kadar kupa aldık, yinede en güçlü kulüp Galatasaray dır demedik...
Galatasaray ın aldığı o kupalar gözüne girsin...
birşey daha,her zaman heryerde en büyük kulüp ,en son şampiyon olan kulüptür yani Galatasaray :)
 

preferst

Profesör
Cezalı
Katılım
19 Haziran 2009
Mesajlar
1,276
Reaksiyon puanı
30
Puanları
228
bir takımın büyüklüğünü nereden bilecen biliyon mu agam, hani şifreli maç yayını yapan kahvehaneler vardır, gidip onlara soracan, diyecen ki, "hangi takımın maçını yayınladığında daha çok para kazanıyorsun?"

büyük olanı işte onlar sana haber verir.

ve yıllardır bu hiç değişmedi: FENEBRAHÇE! :)

Peki ağam büyüklük kahvecinin kazandığı parayla mı eşdeğer :) şimdi ispanya ya gitsek yav hemşerim hangi takımın maçını yayınladığında daha çok para kazanıyorsun?" diye sorsam onun vereceği cevaba göre mi real madrid yada barcelona büyük oluyor. Ayrıca bunun çetelesini kim tutuyor. Yanlış yerden yaklaşıyorsun olaya hocam büyüklük dediğin o değil.
 

michuozawa

Guru
Emektar
Müdavim
Katılım
6 Ağustos 2008
Mesajlar
20,604
Reaksiyon puanı
493
Puanları
7,263
"Türkiye'nin en güçlü kulübü Fenerbahçe'dir"

Başarı Yönünden olmadığı açık. Taraftar sayısı yönünden olmadığı açık her ankette Galatasaray önde. Maddi açıdan denirse Galatasaray Yeni stadına geçmesi ve Ünal Aysalın göreve gelmesiyle bu açığı kapattı. Peki hangi büyüklük?

Eee lobicilik, kanunsuzluk ve zorbalık ve adaletsizlik ile bir şeyleri elde etme ve başarı elde etmekse büyüklük. Böyle bir büyüklük istemiyoruz zaten.
diğerlerine cevap vermem de Taraftar konusunda anketlerle yahut olmaz.
destek olsun yıllık kazanç olsun her alanda taraftarımız önde.
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
arkadaşlar,
o öyle demiş, bu böyle demiş... önemi yok bunların aslında...
işin aslı şu ki; herkes sevdiği, gönül verdiği takımını büyük görür, ya da görmek ister.
takımların büyüklüğünü, küçüklüğünü cetvelle ölçemeyeceğimize göre, asıl büyük olan herkesin kendi gönlündeki... DİR!
diyelim! :D
 

latifix

Asistan
Katılım
8 Temmuz 2013
Mesajlar
358
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Büyüklük göreceli kavram, kimi büyüklüğünü kupa kazanarak, maç kazanarak kullanır, kimisi girdiği yanlış işleri ört pas etmek için kullanır.

Hepimiz biliyoruz ki, sokakta kendi adıyla yürüyen adamın kimse suratına bakmazken, ismi önüne Fenerbahçeli Galatasaraylı gelince sokakta yürüyemez hale gelir, işte bu adamlar kendi acizliklerini unutup koskoca kuluplerin adını kullanarak medya önünde mafyacılık oynamaktadır, Türkiye'de kimin büyük olduğu önemli değil çünkü mesele ürik asit yarıştırmaktan öteye geçmiyor, asıl mesela avrupadan Türkiye'ye bakınca ne görünüyor ? işte asıl mesela bu.
 
S

SDN Okuru

SDN Okuru
Bir Fenerbahçeli olarak olarak şunları söylebililrim;
1) Fenerbahçe ve Galatasaray ne olursa olsun bir alt lige düşemez. Çünkü herkes gelirini bu ikilinin sırtından çıkartır.
2) Fenerbahçenin şike yaptığına dair hiç bir delil yok(Videolarla şike yaptığı ispatlanmış S.Bükreş'in CL'ye alınması UEFA'nın TÜRK düşmanlığının en büyük göstergesidir)
3) Asıl olan Fenerbahçenin şike yaptığını söyleyen kişinin(Sadri Şener) kupayı averaj farkından kaybetmesini yedirememesidir. Fenerbahçe 3 Temmuz olaylarında büyük topçularını kaybetti ama yinede 2 senedir lig 2. Kupa şampiyonu ve Avrupa Liginde Yarı Final oynamasıdır. Bu takımın şike yapsaydı ertesi sezon ilk 5'e giremezdi(Bkz Trabzonspor). Şimdi fanatikliği bir tarafa bırakın ve düşünün karnesi böyle olan bir takımın şike yapmış olmasının imkanı yok. Gerçekten Şike yapmış olan bir takım varsa oda Trabzonspordur(ertesi sene ilk 5'e girememesi en büyük kanıtıdır)
Son olarak;
Volkan DEMİREL: "Eğer biz şike yaptıysak satın aldığımız takımda çıksın biz şu kadar para aldık ve maçı sattık desin."
 

michuozawa

Guru
Emektar
Müdavim
Katılım
6 Ağustos 2008
Mesajlar
20,604
Reaksiyon puanı
493
Puanları
7,263
arkadaşlar,
o öyle demiş, bu böyle demiş... önemi yok bunların aslında...
işin aslı şu ki; herkes sevdiği, gönül verdiği takımını büyük görür, ya da görmek ister.
takımların büyüklüğünü, küçüklüğünü cetvelle ölçemeyeceğimize göre, asıl büyük olan herkesin kendi gönlündeki... DİR!
diyelim! :D
İslam Çupi der ki;
Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü ne kupa büyüklüğüdür.
:devil:
 

sdn46

Asistan
Katılım
12 Şubat 2012
Mesajlar
381
Reaksiyon puanı
1
Puanları
16
aziz başkanın kendi ağzıyla ben ne yaptıysam fenerbahçe için yaptım sözünü hatırlatırım.Türkiyede olsa anlarım şike iddialarını ama ulusularası mecralarda ceza almış takım neden şikeden.Bizim medya ya bakarsan herşey süt liman bakınız cordozo hala fenere gelmek üzere o sebepten uluslararası mecraya taşınmış karara bağlanmış ve itiraz edilmiş bir konuda hala kanıt aramak yersiz ki ne beşiktaş nede fenerbahçe şike yapmadığına dair elle tutulur bir delil bile gösteremediler beşiktaş taraftarı olarak takip ettiğim kadarıyla itirazlar da da ukrayna temsilcisini men etmediniz bizide etmeyin minvalinde şeylerdi şike ile alakalı yine bişe yok.
bence iki kulupte men edilmeliydi en azından onların yerine gidecek takımlarla alnımız ak olurduk tabiki şahsi fikrim federasyon keşke çanak tutmasada işini iyi yapsa

Ben ne yaptıysam senin için yaptım desem altında bir şey mi ararsın?
Zaten Fb Bjk olmasın sadece gs olsun
Aklıma bir anda şike yaptığımız 6lık maç geldi :D :D Aziz bizim için ne yaptıysa iyi yapmış bize şikeci dediniz ama o sene yarım puanla şampiyon olamadık

[video=youtube_share;rPGzQ8ewtNA]http://youtu.be/rPGzQ8ewtNA[/video]
 
Üst