Etna hatırlattı: taş kesilen insanlar...

akrep81

Öğrenci
Katılım
17 Ağustos 2007
Mesajlar
10
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
(HİCR suresi 79. ayet) Onlardan da intikam aldık. İkisi de (Lût kavminin yaşadığı Sodom ile Şu’ayb kavminin yaşadığı Eyke) belirgin bir anayol üzerinde idiler.

Pompei, Roma'da ahlaki dejenerasyonun sembolüydü. Pompei halkı aynı Lut kavmi gibi cinsel sapkınlıklara yönelmiş, Allah'ın emrettiği ahlaka ve hayata aykırı bir yaşam tarzını tercih etmişti. Ancak onların sonu da Lut kavmi gibi oldu. Çünkü Allah'ın emirlerine başkaldıran her topluluk, bunun karşılığını mutlaka dünyada ya da ahirette alacaktır. Bu Allah'ın bir kanunudur ve Allah "... Sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın ve sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir dönüşüm de bulamazsın." (Fatır Suresi, 43) ayetiyle bu gerçeği bizlere haber verir.

Pompei'nin helakı, Vezüv Yanardağı'nın patlamasıyla gerçekleşmişti. Vezüv Yanardağı, İtalya'nın, özellikle de Napoli kentinin sembolüdür. Yaklaşık, 2000 yıldan beri suskun olan Vezüv "İbret Dağı" şeklinde adlandırılır. Ünlü Sodom ve Gomorra kentlerinin başına gelen felaketle, Pompei faciası birbirine çok benzemektedir. Vezüv'ün batı yamacında Napoli, doğu yamacında ise Pompei kenti yer alır. Yaklaşık 2000 yıl önce yaşanan bir lav ve kül felaketi, bu kentin insanlarını ani bir biçimde yakalamıştı. Felaket öylesine ani olmuştu ki, herşey 2000 yıl öncesinde olduğu gibi kaldı. Sanki zaman dondurulmuştu



Pompei'nin böyle bir felaketle yeryüzünden silinmesinde elbette ders çıkarılabilecek hikmetler vardı. Tarihi kayıtlar, şehrin yok olmadan önce tam bir sefahat ve sapkınlık merkezi olduğunu gösterir. Şehrin en belirgin özelliği, fuhuşun çok yaygın olmasıydı. Ancak Vezüv'ün lavları bir anda tüm kenti haritadan sildi. Olayın en ilginç yanı ise, kentin günlük yaşantısı içinde, Vezüv'ün korkunç patlamasına rağmen, kimsenin kaçamamış ve adeta olduğu yerde donakalıp felaketin farkına bile varamamış olmasıydı. Yemek yiyen bir aile, o andaki gibi aynen taşlaşmıştı. Sapıklıkları esnasında taşlaşmış pek çok çift bulunmuştu. Daha da önemlisi, bu çiftler arasında, aynı cinsten olanlar, küçük erkek ve kız çocuklar da vardı. Pompei kalıntılarından çıkarılan taşlaşmış insan cesetlerinin, bazılarının yüzleri hiç bozulmadan kalmıştı. Genel yüz ifadesi şaşkınlıktı. Çünkü bu halk Allah'ın ayetlerinde bildirdiği gibi, "birdenbire" yok olmuştu. Allah bu konuda "bir şehir halkını" şöyle örnek verir:

(Onlara) Yalnızca bir tek çığlık (yetti); anında sönüverdiler. (Yasin Suresi, 29)

 

tugbagaleri

Müdavim
Müdavim
Katılım
13 Mayıs 2006
Mesajlar
2,224
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
bu konuda farklı yorumlar yapılabılır

Ahlaksızlık yuzunden toplumsal felaketler oluyor dıyorsak kı bazı sapıklar oyle dıyor 17 agustos depremı de aynı sebeble oldu

eger felaketlerın sebebı bolgede yapılan zina v.b ahlaksız falıyetlerının yogunlugu ise memleketımızde ve dunyamızda bırcok bolgelerınde yasal ve illegal bırsuru kerhane var fakat adamlar takır takır para kazanıp yasamaya devam edıyorlar

Bu gıbı felaketlerı ayetlerede olaylara baglaya bılırsınız eyvellah ama yorumlarken felaket te olen ınsanları topyekun ahlaksızlıkla suclamakta hiç ahlaklıca degıl.

Ben yukardakı resımlerden olumun bızi heran yakalabılıecegı bu yuzden kendımızı fazla kasmamız gerektıgı cevremıze karsı daha sabırlı ınsalcıl ılıskıler yasayarak budunyakı omrumuzu olabılgınce ınsanca yasamak gıbı duygulara kapıldım....
 

gorko

Asistan
Katılım
31 Temmuz 2007
Mesajlar
479
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
hikaye böyle....




Sodom ve Gomora


Hz Lût (a.s), Arap yarımadasını puta tapıcılıktan alıkoymak, ortaksız ve tek bir Allah ı tanıtmaya çağıran ve bu mukaddes yolda büyük başarılar kazanan Hz. İbrahim in amcasının oğludur. Ömrü ve peygamberliği bugün Ürdün devletinin sınırları içinde bulunan Lût gölü çevresinde geçmiştir. Günümüzde tuzlu suların doldurduğu orta büyüklükte olan su saha, eskiden toprakları oldukça verimli bir vadi idi ve o günün önemli şehirlerini sinesinde barındırıyordu. Bu şehirlerin ikisinin adını bugün de biliyor ve yapılan ilmi kazılar sonunda izlerine rastlıyoruz.
Şehirler; Şezum (Sodom) ve Omore (Gomora) şehirleridir.

İnsanoğlu, yolun doğrusundan bir kere çıkmaya görsün; düşmeyeceği sapıklık ve yuvarlanmayacağı uçurum yoktur. Hz. Adem in oğlu Kabil e yeryüzünün ilk cinayetini, üstelik öz kardeşinin canına kıydırmak suretiyle işleten şehvet hırsı, Hz. Lût un kavmini büsbütün başka ve yüz kızartıcı bir ahlak düşkünlüğüne sürüklemiştir.

Bu sonsuz kavim erkek erkeğe cinsi birleşmeyi (livata) vazgeçilmez, sapıkça bir huy haline getirmişlerdi. Hz. Lût un dosdoğru yolu temsil eden bir Allah resulü sıfatıyla durmak ve yorulmak bilmez bir gayret göstererek yaptığı bütün ikazlar ve verdiği bütün acı-tatlı öğütler bu ahlak düşkünlerine zerrece bir tesir etmiyordu.
Nihayet her şeyi daha başından bilen Ulu Allah ın kesin ve değişmez hükmünün günü geldi. Hz. Lût un sapık kavmi, Allah ın başlarına vereceği karşı durulmaz bir felaketle, toptan mahvolacak ve yokluğun karanlıklarına gömülecekti.
Ulu Allah (c.c) bu kesin kararını bildirmek ve kendisine inanmış birkaç yakını ile birlikte, son günlerini yaşayan günahkar şehirden ayrılmasını söylemek üzere Hz. Lût a günün birinde üç tane melek göndermişti. Melekler; genç ve yakışıklı erkek kılığına girerek yeryüzüne inmişlerdi.

Şezum (Sodom) şehrine vardıklarında doğruca Hz. Lût un evine yöneldiler. Şehvet sapıkları şehre üç tane genç ve yakışıklı delikanlının geldiğini duyunca bir anda yollara dökülerek gelenleri görmek istediler. Meleklerin geçtiği yolun hir iki yanı, ahlak düşükleri tarafından doldurulmuştu. Erkek kılığına girmiş meleklere bakarken hepsi şehvet kururganlıkları içinde kıvranıyor; ağızlarından salyalar akıyordu. Azgın kalabalığın arasında yollarına devam eden melekler, Peygamber Lût un evine vardılar. Kudurmuş ahlaksızların hiçbirisi, ele geçirip azgın şehvetlerini bir anlığına tatmin edebilmek için arkalarından kıvrandıkları gençlerin, şehirlerini ve çevrelerini toptan yok etmeyi kararlaştıran Allah ın emri ile birlikte gelmiş melekler olduğunu bilmiyor ve düşünmüyorlardı.

Melekler Lût un evine varınca önce kim olduklarını söylemediler. Arkalarına takılan kalabalık evin kapısına dayanmıştı. Hz. Lût un evine aldığı genç delikanlıları kendilerine vermesini istiyorlardı. Hz. Lût (a.s) gelen misafirlerinden utanıyordu ve kapıda bağrışan kalabalığın azgın hırslarından endişe ediyordu.
Bir ara evinin kapısına çıktı; kudurmuş kalabalığa dündü "ey azgınlar, gelenler benim olduğu kadar kendinize de aziz misafirlerdir; yani hepinizin misafirleridir. Bu kadar da mı insanlığınızı unuttunuz? Bir parça olsun kendinize geliniz." diye söze başladı. Kalabalığın bu sözlerden anlamadığını farkettiğinde onlara bu alışkanlıklarından vazgeçmelerini, kendilerine helal kadınlar ile ilgilenmelerini söylemesine ve hatta bu işten vazgeçin, sizlere kızlarımı nikahlayayım demesine rağmen sehvet düşkünü azgın kalabalığa söz geçiremedi.

Ağlamaklı bir çehre ile içeriye dönen Hz. Lût a kapıdakilerin ısrarla istediği genç misafirler; melek olduklarını, Allah ın emri üzerine geldiklerini bildirdiler ve dediler ki; "Allah ın emri artık kesindir. Yıllardan beri söz dinletemediğin bu beyinsiz halkın artık sonu gelmiştir. Birkaç saat sonra topuna gökten ateş ve ölüm yağacak ve şehirleri ile birlikte yokluğa kavuşacaklardır. Onların başlarına gelmek üzere olan bu felaket, ısrarla Allah ın emirlerine karşı gelenlere ve Peygamberler in verdiği öğütlerine arka dönen sapıklara bütün devirler boyunca ibret dersi olacaktır.

Allah ın sana emri böyledir:
Gece olunca sana inananları ve yakınlarını alacak ve ölüm kokan şu lanetlik şehirden habersizce uzaklaşacak ve şu sapık halkı lanetlik akibetleri ile baş başa bırakacaksın. Sana bunları söyleme geldik."
Allah ın emri üzere Hz. Lût (a.s) ile inanmış yakınları meleklerin dediklerine uyarak Sodam ve Gomora yı o gece yarısı, sezdirmeden terkettiler. Sabahın ilk ışıkları ile birlikte lanetlik şehirlere ve sapık halkına gökyüzünden görülmemiş bir Allah gazabı boşalmaya başlamıştı. Ahlaksız soysuzlar neye uğradıklarını anlayamadılar. Yüce Allah (c.c.) ulu sabrını iyice kötüye kullanarak günden güne daha da azgınlaşanlara yakıcı kükürt alevleri ile taşlar yağdırıyordu. Bir kaç saniyelik afet ve ölüm saçan bir yağmur sonunda, halkın yekünü ile birlikte bütün şehirlerini ilerdeki insanlığın gözleri önüne bir ibret dersinin örneği olmak üzere harabeye çevirmiş ve yerle bir etmişti.


akrep81 hikayeyi vermiş ama bende bir vereyim dedim
 

akrep81

Öğrenci
Katılım
17 Ağustos 2007
Mesajlar
10
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
gorko sen bu olaya şimdi hikayemi diyorsun?..
 

Tartarus

Profesör
Katılım
18 Ağustos 2006
Mesajlar
1,243
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Ne yalan söyleyeyim çok mitolojik geliyor dini öyküler bana... Evet, bir müslümanım ve Kuran-ı Kerim'i de baştan sona okudum. Ama mantığıma sığrıdamadım şeyler de yok değil. Biliyorum din dogmalardan oluşur ve sorgulanamaz ama yapmadan edemiyorum. Bu kez aklıma yeni bir soru takıldı: madem sapkınlıklarımızdan dolayı dünyada cezalandırılacaktık cehennneme ne gerek var?
Lütfen beni yanlış anlamayın ne de kötü niyetle davrandığımı söylemeyin, kimsenin inanışına bir laf ettiğim yok zira dediğim gibi bende bir müslümanım...
 
Üst