Allah var mı dır hadi gelin tartışalım ^^ >X<
Peygamberleri ve kitaplarını reddettik farzedelim;
gerçi Kuran’daki simetriler, matematiksel anlam yüklenebilecek ifadeler insan yazması olmadığını destekliyor gibi ama aslında tek başına Tanrı'nın (Samiler ona Allah diyor) varlığı yeterli.
“Canım, şu matriksleri, simetrileri o zamanın matematikçileri filan yapmıştır” denilebilir.
Mesela, Kamer (Ay) suresinde dünya ve ay kelimeleri arasında 111 tane harf var, o zamanki matematikçiler uzayda Ay ve Dünya arasına tam 111 tane Ay sığdığını hesaplamışlar mıdır? Üstelik bu bir tesadüfse neden Kamer (Ay) suresinde? Bunun gibi onlarca şaşırtıcı ayrıntı keşfedildi Kuran’da. Bkz. www.kuranca.com
İki seçenek var:
1. Tanrı yoktur
2. Tanrı vardır
Birinciyi bilimsel olarak ispatlayabiliyoruz; ama evren sınırları içinde.
İkinciyi, yani varlığını ispatlayamıyoruz; ama evren sınırları dışında bizi bekliyor olabilir
İkisinin de yükü %50.
Pozitif mi negatif mi sen seç. Varlığını ve sonsuz hayatı mı seçiyorum,
yokluğunu ve hiçliği mi?
"Bizi uzaylılar yarattıysa onları kim yarattı” sorusu da beklemede.
Bizim başlangıcımıza uzaydan bir şeyler start verdiyse
onların başlangıcına kim start verdi?
Bu böööyle zincir olur uzar.
Zincirin en sonunda en hakim olan vardır. Biz ona tanrı diyebilir miyiz?
Çözmek hala çook zor; donanımımız eksik, beden kapasitesi engelliyor. Kafesten (yani bedenden) çıkınca o yolla tanrıyı da hissedecek miyiz? Ama nedir o sırrr? Gözü olmayan mikroorganizmaların nasıl görme duygusundan hiç haberi olmadıysa bizim de yok o imkanımız.
Kafese (vücudumuza) girmeden önce beş duyunun nasıl bir şey olduğu hakkında zerre kadar fikrimiz var mıydı?
Öldükten sonra algılamanın biçimi sırdır, doğmadan önce beş duyunun nasıl sır olduğu gibi.
Gerçi tenin bize geri verileceği kutsal kitaplarda yazıyor
Tekrar organik vücutlara bürünecekmişiz ama bu bir simge olabilir.
Aa nasıl, tıraş makinemiz olcak mı, kıllar nolcak?
Cehennem ateşi de çöldeki Arapları korkutmak için bir simge olabilir.
Evet, soğuk da gayet işkence edebilir insana.
Eskimolara peygamber gönderildiyse onlara da cehennem sıvı nitrojen gibi anlatılmış olabilir.
Bunlar hiçbir zaman bilimsellik kazanamayacak,
çünkü bu bir sınav galiba.
Ama öğretmenin öğrencilere alenen kopya vermesi gibi Tanrı da insanlara sınavda kopya veriyor olabilir mi? Mesela küçük mucizeler.
Ne gibi küçük mucizeler?
Belki Kuran’daki matematik mucizeler, belki fiziksel-kimyasal izahı yapılamayan ağaç gövdelerinde ya da yarılmış kayaların bünyesinde rastlanan “Allah” vb yazılar.
Ama kesinlikle Andamar depreminin yarattığı tsunami faciasındaki gibi adi örnekler değil! Arapçanın yuvarlı, bükümlü kaligrafisi, algıda organizasyon hadisesi sayesinde okyanus dalgalarının Allah yazısınına dönüştüğünü göstermişti kem gözlere!
Evrim de artık bir fen yasası mıdır? Tanrı'nın sanatı mıdır? Tanrı evreni masaldaki peri gibi sihirli değeneğini pıt diye dokundurarak mı yaratmamıştır? Uzun ve ayrıntılı bir sanat hadisesi mi şu yaratılış? Tanrı için on beş milyar yıl ile on beş salise farksız olmalı. Onun atomları olmadığı için zaman korkusu da (yetiştiremicem endişesi) olmamalı.
Fuzûlî:
"Aşk imiş her ne varsa alemde, bilim bir kıyl-u kâl imiş (laf kırıntısıymış) Eli kolu bağlayan hayranlık, Allah aşkına dönüşmüş.
Peygamberleri ve kitaplarını reddettik farzedelim;
gerçi Kuran’daki simetriler, matematiksel anlam yüklenebilecek ifadeler insan yazması olmadığını destekliyor gibi ama aslında tek başına Tanrı'nın (Samiler ona Allah diyor) varlığı yeterli.
“Canım, şu matriksleri, simetrileri o zamanın matematikçileri filan yapmıştır” denilebilir.
Mesela, Kamer (Ay) suresinde dünya ve ay kelimeleri arasında 111 tane harf var, o zamanki matematikçiler uzayda Ay ve Dünya arasına tam 111 tane Ay sığdığını hesaplamışlar mıdır? Üstelik bu bir tesadüfse neden Kamer (Ay) suresinde? Bunun gibi onlarca şaşırtıcı ayrıntı keşfedildi Kuran’da. Bkz. www.kuranca.com
İki seçenek var:
1. Tanrı yoktur
2. Tanrı vardır
Birinciyi bilimsel olarak ispatlayabiliyoruz; ama evren sınırları içinde.
İkinciyi, yani varlığını ispatlayamıyoruz; ama evren sınırları dışında bizi bekliyor olabilir
İkisinin de yükü %50.
Pozitif mi negatif mi sen seç. Varlığını ve sonsuz hayatı mı seçiyorum,
yokluğunu ve hiçliği mi?
"Bizi uzaylılar yarattıysa onları kim yarattı” sorusu da beklemede.
Bizim başlangıcımıza uzaydan bir şeyler start verdiyse
onların başlangıcına kim start verdi?
Bu böööyle zincir olur uzar.
Zincirin en sonunda en hakim olan vardır. Biz ona tanrı diyebilir miyiz?
Çözmek hala çook zor; donanımımız eksik, beden kapasitesi engelliyor. Kafesten (yani bedenden) çıkınca o yolla tanrıyı da hissedecek miyiz? Ama nedir o sırrr? Gözü olmayan mikroorganizmaların nasıl görme duygusundan hiç haberi olmadıysa bizim de yok o imkanımız.
Kafese (vücudumuza) girmeden önce beş duyunun nasıl bir şey olduğu hakkında zerre kadar fikrimiz var mıydı?
Öldükten sonra algılamanın biçimi sırdır, doğmadan önce beş duyunun nasıl sır olduğu gibi.
Gerçi tenin bize geri verileceği kutsal kitaplarda yazıyor
Tekrar organik vücutlara bürünecekmişiz ama bu bir simge olabilir.
Aa nasıl, tıraş makinemiz olcak mı, kıllar nolcak?
Cehennem ateşi de çöldeki Arapları korkutmak için bir simge olabilir.
Evet, soğuk da gayet işkence edebilir insana.
Eskimolara peygamber gönderildiyse onlara da cehennem sıvı nitrojen gibi anlatılmış olabilir.
Bunlar hiçbir zaman bilimsellik kazanamayacak,
çünkü bu bir sınav galiba.
Ama öğretmenin öğrencilere alenen kopya vermesi gibi Tanrı da insanlara sınavda kopya veriyor olabilir mi? Mesela küçük mucizeler.
Ne gibi küçük mucizeler?
Belki Kuran’daki matematik mucizeler, belki fiziksel-kimyasal izahı yapılamayan ağaç gövdelerinde ya da yarılmış kayaların bünyesinde rastlanan “Allah” vb yazılar.
Ama kesinlikle Andamar depreminin yarattığı tsunami faciasındaki gibi adi örnekler değil! Arapçanın yuvarlı, bükümlü kaligrafisi, algıda organizasyon hadisesi sayesinde okyanus dalgalarının Allah yazısınına dönüştüğünü göstermişti kem gözlere!
Evrim de artık bir fen yasası mıdır? Tanrı'nın sanatı mıdır? Tanrı evreni masaldaki peri gibi sihirli değeneğini pıt diye dokundurarak mı yaratmamıştır? Uzun ve ayrıntılı bir sanat hadisesi mi şu yaratılış? Tanrı için on beş milyar yıl ile on beş salise farksız olmalı. Onun atomları olmadığı için zaman korkusu da (yetiştiremicem endişesi) olmamalı.
Fuzûlî:
"Aşk imiş her ne varsa alemde, bilim bir kıyl-u kâl imiş (laf kırıntısıymış) Eli kolu bağlayan hayranlık, Allah aşkına dönüşmüş.