"Erdoğan`ı yok edecekler!"

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

googlog

Profesör
Katılım
21 Ağustos 2009
Mesajlar
2,402
Reaksiyon puanı
46
Puanları
0
"Erdoğan`ı yok edecekler!"

Habertürk TV`nin tepe ismi, siyasetle ilgili ilk kez bu kadar net ve çarpıcı sözler söyledi. Bulut'a göre ülkenin selameti adına Erdoğan bir dönem daha koltuğunu korumalı...

121120091534405847847_2.jpg


Yiğit Bulut, ekonomi analizleriyle bilinen bir yazarken, 10 yıl çeşitli görevlerle çalıştığı Doğan Grubu’ndan Ciner Grubu’na geçince kendini birden spekülasyonların ortasında buldu. Çünkü bir yandan eşinin eniştesi Aydın Doğan’ın mülkiyetindeki medyayı keskin ifadelerle eleştirirken; tam tersine, önceleri yüklendiği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı destekliyordu. Fikrî bir değişim süreci mi yaşıyordu?

ERDOĞAN BİR DÖNEM DAHA KOLTUĞUNU KORUMALI

Türkiye’yi sömüren yerleşik düzen ve icraatlarından söz ediyordu açıklamalarında. Birçok tespiti satır aralarına sıkışmıştı. Kimi ayrıntılar ise açılmaya ve irdelenmeye muhtaçtı. Ona göre ülkenin selameti adına Erdoğan’ın bir dönem daha koltuğunu koruması şart. Sonrası aydınlık. Yılda 50 milyar doları iç eden yerleşik düzenin beli kırıldı. Türkiye yakın gelecekte dünyanın iki numaralı süper gücü olacak. Biz sormaktan çekinmedik, o da cevaplamaktan.

Aydın Doğan’a karşı nötrüm diyorsunuz. Neden?


Nötrüm demek, Aydın Doğan’a karşı herhangi bir düşmanlığım yok anlamındadır. İnsanlar bunları düşmanlıktan kaynaklanan bir duyguyla söylediğimi düşünebilirlerdi.

Aslında çok şeyler daha söyleyebilirim’ anlamı...

Yoo, o anlamda değil. Yerleşik düzenin olması, irtica masalının zaman zaman birileri tarafından ortaya atılması, Türkiye’de esas kavganın aslında bir iktidar kavgası olması, finansal bir çıkarın kavgası olması; bütün bunları anlatırken, insanlar şöyle düşünmesinler diye nötr olduğumu söyledim: “Acaba Doğan Grubu’ndan ayrıldı, onlara kin ve nefret mi besliyordu? Ondan mı bunları ifade ediyor?” Hayır, bu 10 yıl içinde Türkiye’deki yerleşik düzeni çözdüm. 10 yıl bir doğum süreciydi benim için. Süreç sonunda bu fikirlere erişebildim, bunları görmeye başladım.

Görünce ayrılmak zorunda mıydınız oradan?

Hayır, değildim. Doğan Grubu var olduğunca, hayatımın sonuna kadar orada işimi yapabilirdim. Maaşımı alabilirdim. Sonuçta insanın rahatsızlığı, vicdanı var. Daha fazla orada kalamayacağımı düşündüm.

Kendinizi hiç oraya ait hissetmemişsiniz, niçin?


Orada tasvip etmediğim olayların başında Ertuğrul Özkök zihniyetinin bütün gruba hâkimiyeti var. Biz en güçlüyüz, en büyüğüz, siyasi otoriteden de büyüğüz, devletten de büyüğüz mantığının hâkim olduğu bir yerden hoşlanmam.

Ciner’de de bunu görürseniz aynı mı davranırsınız?


Kesinlikle. Nerede olursa olsun gazeteci gazetecidir. Haddini bilmeli. Patron bak elimizde şöyle bir malzeme var. Hükûmete bir vursak ne yaparız şeklinde bir gazeteciliğe her zaman karşıyım. Bu tamamen bir zihniyet kavgasıdır. Hürriyet Gazetesi’nin manşetini ‘411 El Kaosa Kalktı’ diye atan zihniyet, beni orada istemez. Türkiye’nin yılda 52 milyar dolar faiz ödemesi, irtica yalanıyla askerin kışkırtılması, 28 Şubat süreci nin teşvik edilmesi, gidip bunların toplantılarına katılınması, budur benim için kaos.

Türkiye’de Alman etkisinin şifre ya da kodlarını biraz açar mısınız?

Tarihe bakarsanız, Almanya’nın Osmanlı’da verdiği savaşı görürsünüz, kontrol etme, ele geçirme, nüfuz savaşını... Osmanlıyı mahveden Almancılıktır. Aynı savaş devam ediyor. Kim Türkiye’ye hâkim olacak? Amerika mı, Almanya mı, İngiltere mi, Anglosakson güçler mi, Avrupa içinden başkaları mı? Böyle bir yapıda mutlaka gazetecilere başka zihniyetlerden enjeksiyonlar yapılıyordur. Bunu özel biri için söylemiyorum.

”Yiğit Bulut gibi biriyle herkes iş yapamaz. Aydın Doğan da. Kendine güvenenler yapabilir ancak.” diyorsunuz. Turgay Ciner, buna uyuyor mu?

Bir yerde yöneten zihniyete rakip çıkabilecek başka zihniyet varsa, o zihniyet yok edilmek istenir. Aynen Doğan Grubu’nda karşılaştığım duvarlar gibi. Ciner Grubu tamamen nötr. Gizli ajandamız yok. Amacımız haber neyse onu almak, halka nötr, ortada durarak, çoğulcu, demokrat, liberal ve herkesin fikirlerine saygı duyarak aktarmak.

Ciner, medya işlerine hiç karışmıyor mu?

Editöryal anlamda hiçbir müdahalesini görmedim. Tek bir kural var, nötr, objektif, çoğulcu olmak ve her türlü fikre saygı duymak.

Doğan Grubu’nda böyle değil miydi?

Fikri ve duruşunu, editöryal anlamda işine karıştıran adam var. Çok açık söyleyeyim, Ertuğrul Özkök. AK Parti iktidara geldiğinde ilk başta söyle düşünüldü. “Bunlar nasıl olsa bir süre sonra bize benzemeye başlayacaklar.” İlk önce çok şaşırdı, “Bu adamlar nereden çıktı?” diye. Biz hiç böyle adam görmedik, Avrupa’da, Almanya’da, dış dünyalarda, Amerika’da… Kim bunlar? Anadolu’nun içinden çıkan insanları bir türlü anlayamadılar. Bu adamlar nereden geldi? Bir süre sonra da kendilerine benzemiyorlardı. Tam tersine onları benzetmeye çalışıyorlardı. Türkiye’de şöyle bir mantık var: Atatürkçüyüm, Cumhuriyetçiyim, laiğim vs... En güzel yerde oturursunuz, yiyip içersiniz, kalkarsınız, bunları anlatırsınız, konuşursunuz, gerçekten Türkiye’nin gündeminden hiçbir şey bilmezsiniz, ilgilenmezsiniz de… Yurt dışından konuştuğunuz birkaç adam vardır. Bu zihniyet yıllarca Türkiye’yi yönetti; neden? Çünkü hep zayıf koalisyon hükûmetleri vardı. Mesut Yılmaz, Tansu Çiller hükûmetleri, 28 Şubat’taki Erbakan hükûmeti…

Özal’dan sonra tabii ki…

Özal’dan sonraki hükûmetler hep zayıftı. Çok güçlü bir medya, arkasında çok güçlü bir finansal yapı, onun arkasında hükûmetle çatışan herkese ve hükûmete dayak atan bir güç ortaya çıktı. Bu güç Türkiye’nin gerçek değerlerini her zaman aşağıladı. Müslüman olmak bile ayıptı bazı insanlara göre. Gerçek Anadolu insanı ayıp. Gerçek iktidar çıkınca… AK Parti’nin siyasi fikirlerine katılıyorum anlamında bunları söylemiyorum. Bir gördüler, bunlar kim ya… Bunlar bizim yediğimiz restoranda yemek yemiyor, içtiğimiz şaraptan içmiyor. Bizim gibi abuk subuk içip içip sohbetlere katılmıyor. Bunları nasıl kandırıp yanımıza çekeceğiz? Bir süre sonra afallama başladı, o elit zihniyet dağıldı gitti… Kendilerini ‘establishment’ diye tanımlayan birkaç tane aile... Birkaç tane aile, Türkiye hakkında fikir söylüyor. Sen kimsin kardeşim! Paranın olmasından başka ne özelliğin var senin! 60 yıl önce senin kimsen yoktu.

Bir açıklamanızda, “Atatürk elden gidiyor, irtica geliyor, laiklik elden gidiyor gibi subjektif kavramlarla siyaset yapanlar, bunlarla halkı peşine takmaya çalışan ama özünde var olan sistemin devamını isteyenler Ergenekon’un siyasi uzantısıdır.” diyorsunuz. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Ergenekon’un avukatıyım” diyor. Siyasi uzantı sözü CHP ve Baykal’ı mı işaretliyor?

CHP, Ergenekon’un siyasi uzantısıdır diyemeyiz. Bu çok subjektif bir saptama olur. Baykal için de diyemeyiz ama alet oluyorlar diyebiliriz. Atatürkçülüğü ararken hiç CHP’ye bakmıyorum. Baykal’ın Atatürkçülüğü beni hiç ilgilendirmiyor. Bakın Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) de buna alet olabilir. 1960 ve 1980 darbelerini kim teşvik etti? 28 Şubat’ı keza… 1876’da Sadrazam Mahmut Nedim Paşa’yı askerî öğrencilere makamından kim aldırdı? Yerleşik düzenin kimi kullanacağı hiçbir zaman belli olmaz.

Yerleşik düzen ile Ergenekon arasındaki ilişki…

Adına Ergenekon, x, y, z diyebilirsiniz ama yerleşik bir düzen var Türkiye’de. Kendilerini ‘establishment’ olarak tanımlayan, sürekli siyaseti manipüle eden, medyayı kullanan bir yerleşik düzen. Adamları var. Bulmak, savcıların görevi.

Ergenekon yerleşik düzenin aslı mı maşası mı?
Maşası.

Dışarıdaysa asıl el, içeride kullandığı eller var hâliyle.

Kesinlikle.

O eller Ergenekon’u mu kullanıyor?


Ergenekon diye bir örgüt var mı yok mu bilemiyoruz, dava devam ediyor. Bugün Ergenekon diye tarif edilen kavramın kullanıldığını söylemek mümkün. Ama aynısının finansalı da, finansal Ergenekon da var Türkiye’de. Faiz niye inmedi bugüne kadar yüzde 8’e? Ekonomi hiç mi iyi olmadı? Oldu. Çünkü 5 bin gerçek artı tüzel kişi yılda Türkiye’den 50-52 milyar dolar faiz alır. Bir kısmı yurt dışındadır, bir kısmı içeridedir. 70 milyon insan çalışır, kaymağı onlara verir. Türkiye’de ilk defa yerleşik düzenin beli kırılmaya başladı, faiz 8’e indi. Bu çok önemli. Başbakan Erdoğan bile bunun önemini olduğunu anlatamıyor. Kendini daha iyi pazarlaması lazım.

Erdoğan, ‘ekonomik Ergenekon’a daha fazla dokunabilecek mi?

Sezar, Roma’ya, Rubikon nehrinin kenarına gelir. Ya nehri geçer, Roma’da devrim olacaktır. Ya da nehrin kenarından döner. Erdoğan Rubikon’un kenarına geldi. Ya bundan sonra Ergenekon operasyonunda daha ileri gidecek… Ya da… Operasyon bugün durdu biraz. Çünkü çok ciddi noktalara geldi. Bundan sonra karar vereceksiniz. Ya büyük başları alacaksınız… Finansal Ergenekon ile ilgili operasyonun devam etmesi gerekiyor. Bankalar ve sermaye piyasasıyla ilgili yeni düzenlemeler gerekiyor. Gerekirse konsolidasyon bile yapılabilir. Hazine bonolarının konsolide edilmesi bile düşünülebilir. Ama öyle bir yerleşik düzen var ki Türkiye’de, başbakan kellesi almış. 1960 darbesini kim yaptı bakın altına? Menderes İş Bankası ile Petrol Ofisi’ni satmaya karar veriyor Ruslara. Kelleyi alıyorlar. Arkasına bakıyorsunuz çok farklı bir yapı var. O kadar güçlüdür ki bu yerleşik düzen. Aslında Başbakan adına korkuyorum. Çok korumayla geziyormuş, az bile!

Yerleşik düzen zaman zaman orduyu kışkırtır, kullanır. Ordu bayrağı eline alır, üniversite-ordu el ele sokağa çıkar, niçin çıktığını bilmez.

1978’de Dünya Bankası’nın, Türkiye’ye pazar ülke rolü biçtiğini, Ecevit karşı çıkınca da 12 Eylül darbesinin yapıldığını söylüyorsunuz…

Yüzde yüz, bundan eminim. 1978-80 arası Türkiye’deki kalkınma hamlesi bu askerî darbeyle kesildi. 1980’den sonra tüketen bir Türkiye ortaya çıktı. Üretme yerine, tüketen, borçlanan… Türkiye tam uluslararası sisteme bağlandı.

Aksiyon geçtiğimiz aylarda, 12 Eylül öncesinde açıkça şartların olgunlaşmasının beklendiğini yazdı…

Kesinlikle, TSK’yı kim kullandı, provoke etti 1978-80 arasında? Olayları kim kışkırttı? Uluslararası kapital ele geçirdi Türkiye’yi 1980’den sonra. İstediği her türlü düzenlemeyi yaptırdı. 1978’de Dünya Bankası raporunu yazan da Kemal Derviş, 2001’de gönderilen de… Dünya Bankası’ndaki aynı adam. Bugün IMF ile anlaşmamak çok önemli. Benim Genelkurmay’a bir tavsiyem var. Eğer tehdit arıyorlarsa, millî güvenlik, millî ekonomik güvenlikle ilgili tehditlere bakmalı. Türkiye ne kadar borçlanır, kime ne kadar faiz öder? Ekonominin hangi kolları, hangi yabancı bankalarca; ilaç şirketleri hangi yabancı şirketlerce, Türkiye’nin üretim tesisleri kimlerce ele geçirilmiştir? Bu sermaye kime aittir? Oyakbank’ı kim satın almıştır, bunlar daha önce mayın üretmiş midir? Genelkurmay bıraksın irticayı. Türkiye’de şeriat olmaz. Türk halkı şeriat istemez. Normal, Müslüman bir halktır.

Yerleşik düzenin Türkiye’de kullandıklarının ne kadarı sivil, asker ya da bürokrat?


Dağılımı bilemem ama çok var.

Ergenekon’u yönetenler sivil mi asker mi?
Sivil tabii.

Sivil ama finanstan mı, iş dünyasından mı?


Gazeteci de olabilir. Finansçı da, bankacı da...

Bu bir dernek gibi oluşum mu, yoksa yapı mı?


Bir yapı. Hepsinin bir sistemden nemalandığı bir yapı. 1980 ile 2009 arasında kim nasıl para kazanmış ve ne kadar büyümüş? Hangi şirket, hangi banka, hangi holding? Bu paranın kaynağı nereden gelmiş? Bizden. Türk halkının kaynakları birkaç tane aileye aktarılmış.

Dünya Bankası, IMF, NATO ve BM… Bunlar, 11 Eylül saldırısına kadar dünyayı taşıyan sistemin dört bacağı size göre… Sistemin diyalektiğini Amerika ve Rusya oluşturuyor.

Bu yapının asıl yöneticileri kim?

General Eisenhower başkanlık görevini devrederken, “Amerika’yı bir askerî sınai kompleks ele geçirmiştir, bunun önüne geçmek artık mümkün değildir” diyor. Arkadan Kennedy geliyor. Vietnam’daki savaşı durdurmaya çalışıyor. Binlerce helikopter kayboluyor Vietnam’da. Nerede kaybolduklarını ve kaynağını soruyor. Vuruluyor gidiyor. Dünyada her zaman askerî sınai kompleksler ile finansal entelektüel yapılar arasında bir kavga vardır. Bu ABD için de geçerlidir, Türkiye için de… Ülkeleri zaman zaman askerî sınai kompleksler, zaman zaman da diğer yapı ele geçirir. Ama özünde, dünyanın bütün sistemini yöneten askerî sınai kompleks vardır. Sivilleşme imiş, demokratikleşme imiş. Ne oldu, Obama geldi, Afganistan’a daha fazla asker gönderdi ABD. Finansal güçler ile askerî sınai kompleks iç içe. Bugün İsrail ile çatışır görünür Araplar. New York’ta İsrailli bankerle Arap ailesi komşudur. Ailenin parası, bankerin kasasındadır. Dünyada suni tehdit algılaması oluşturulmuş bölgeler var. Biri de Orta Doğu’dur. Böyle bir tehdit oluşturmadan petrol fiyatını 30 dolardan 150 dolara getiremezsiniz. Bir soygun düzeni ve ülkelerde uzantıları var. Finansal ve siyasi Ergenekonlar… Bugünkü iktidar yerleşik düzenin belini kırma noktasında çok önemli adımlar attı. Çok eleştirebilirim, büyük hatalar da yaptı ama yerleşik düzenin beli kırıldı mı kırıldı. Bu faiz başka türlü 8’e inmez. Düzen buna izin vermez, çünkü Hazine bonoları onların elinde. Yüzde 80 faiz varken, 8’e razı olur mu?

11 Eylül saldırıları bir iş kazası mı yerleşik düzen adına, içlerinde bir çatışma mı yoksa bağımsız bir olay mı?

11 Eylül, olsun diye bilerek hâline bırakılmış bir olaydır. 1945 sonrası kurulan dört bacaklı dünya sistemi (BM, Dünya Bankası, NATO ve IMF) kâğıt ekonomilerine dayanıyordu. Sistemin kendisi vardır, bir de siyasi ruhu. Siyasi ruh, ABD; karşısında da büyük güç Rusya. Diyalektik vardı. 1989’da Rusya’yla birlikte diyalektik çöktü. Rusya’nın yerine yeni düşman gerekiyordu. Bulundu: Orta Doğu kaynaklı İslami terör…

Geçici süreliğine sanırım!

Tabii. Uzun süremez. Çünkü böyle bir terör yok.

Global ekonomik kriz de bırakılmış bir olay mı?

Ekim 2007’de krizin geleceğini yazmıştım. “Borsa 58-60 bin aralığında. Dolar 1,15’e gidiyor. Bu iş bitti, çok ciddi satış krizi geliyor. Nakit kraldır.” Sistem olgunluk noktasına gelince, petrol 150 dolar dahi olsa, marjinal bir fiyatı sistem daha yukarı götüremiyor. Bu fizik kuralıdır, entropi. Evrende tek bir istisna vardır. Sürekli genleşen evrenin kendisidir. Onun haricinde bütün sistemler doğar, olgunluk noktasına gelir ve çöker. Marjinal para finans piyasalarına aktı. Ama bir süre sonra tepe noktasına geldi, petrol 150 doları geçse dahi sistem genleşemedi. Entropi budur işte. Dolayısıyla bu bir kriz değildir, rant transferidir. Kârların cebe konması, enayilerin kandırılması gerekiyordu. Para, kârı realize edenlerin kasalarında duruyor. Para kaybolmaz. 2001’den 2007’nin kasımına kadar bütün piyasalar yukarı gitti. Bir senede kârı cebe koydular.

Glabol yerleşik düzen mi yaptı bunu?

Evet. Türkiye’de de var mı zarar eden banka? Banka ve finansal şirketlerin kârlarına bakın.

”Uluslararası bankalar çöktü, Türkiye’dekiler ayakta kaldı” sözleri masal mı peki?

Hepsi hikâye. Uluslararası bankalar çökmedi. Bu aslında yeni dünya düzenine geçiş adımıydı. Ulus devletlerin varlıklarını özel sektöre aktardılar. ABD 3 trilyon dolar verdi. Senato sordu, para nereye gitti? Devlet sırrı söyleyemeyiz. Belçika, yok canından 76 milyar dolar verdi. Fransa, İngiltere, Almanya…

Bu sırada Türkiye’de ne oldu?

Türkiye çok önemli bir şey yaptı. Başbakan ne dedi, “Kimseye verilecek bir dolarımız yok.”

Olayı gördü yani…

Gördü, holdingler, şirketler ağlamadı mı Türkiye’de yardım istiyoruz diye. Fabrikalar adamları kapı önüne koymadılar mı? Bilançolarına bakın hepsi faaliyet dışı kâr göstermiş. Türkiye bu tuzağa düşmedi.

Obama, bu sistemin getirdiği biri mi, değilse siyah kalabilecek mi ya da?

Siyah kalamaz. Geldiğinden beri bir şey yapabildi mi? ABD’de rant kavgası o kadar büyüktür ki, içerideki güvenlik şirketlerine aktardıkları para 100 milyar dolarlara geldi. Hiç kimse bu rantı kesemiyor. ABD halkı son 9 yılda 3 trilyon dolar ödedi silaha. Paralar, 10 tane şirketin kasasına gitti. Obama hikâye, ABD’yi askerî sınai kompleks yönetir. Vietnam savaşından beri böyle.

Askerî sınai kompleksi kim yönetiyor?

Bunları birbirine bağlayan güç paradır. Şu anda Alman ekolü ile Amerika kıtasından kaynaklanan ekoller arasında bir çatışma var. Türk donanması Alman gemisi mi, Amerikan gemisi mi alacak; 10 yılların savaşıdır bu. Donanmamızın yarısı ABD, yarısı da Alman malı. Uyumsuzdur. İki donanmamız var aslında. Güçler savaşı içinde Türkiye’deki yerleşik sistem aslında ABD’ye yakın görünse de Almanya’ya yakındır.

Son yıllarda Türkiye’de cumhuriyet ve demokrasi eksenli derin tartışmalar yaşanmakta. Özelikle ‘cumhuriyetçiyim’ diyenler, demokrasiye niye biraz farklı bakıyorlar şimdilerde?

Atatürk yaşasaydı, yerleşik düzenin bu kadar etkin olmasına izin verir miydi? 5 bin kişiye Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün varlığının, yılda 50 milyar dolarının faiz olarak ödenmesine izin verir miydi? Vatandaşın geçmiş 10 yıllarda yok sayılmasına, dışlanmasına, Türk-İslam sentezi, Türk-İslami değerlerin dışlanmasına, diğer değerlerin merkeze oturmasına izin verir miydi? Atatürk’ü kullanıyorlar. Onların Atatürk’ü ile bizim Atatürk’ümüz farklı.

Sizin anladığınız Atatürk’ün farkları ne?

Benim anladığım Atatürk’e göre Türkiye’de herkes tek ulusal kimlik altında çoklu kültürel kimliğini yaşayabilir. Vatandaşın bordrosundan peşin kesilen yüzde 30-40, 5 bin kişinin cebine bir yıllık faiz olarak gittiğinde bu Atatürkçülük değildir. Vatandaş dinî değerlerini yaşayamıyorsa, uç noktaya kayması ayrı, inanç özgürlüğü yoksa, başı bağlı bir bayan İngiliz Dili ve Edebiyatı’nda bile okuyamıyorsa… Doktor, hemşire olur mu, kamu görevi yapar mı tartışılır. Kamu görevi yapmasına ben de karşıyım ama niye kimya mühendisi olamasın? İnanç özgürlüğü, devletin en büyük düşmanıymış gibi pompalanıyorsa sürekli, niye Mesut Yılmaz, Tansu Çiller değil de Erbakan karşı karşıya getirildi ordu ile? Kimi kontrol edemiyorlarsa şeriatçı ilan ediyorlar.

İdeal Türk genci modeli oluşmasın diye irtica söylemlerini ortaya atmak yerleşik düzenin oyunu mu?

Türkiye’deki maşalar kendi çıkarlarını koruyorlar. Dünyadaki büyükler de Türkiye’deki maşalarını kullanarak Türkiye’nin büyük çıkarlarını engelliyorlar. Niye Suriye ile ticaret yapmayalım? İran ile 35 milyar dolar ticaret hedefliyoruz. 200 milyon dolar ticaret yapıyorduk bu ülkeyle. Rusya’yla, Hindistan’la, Çin’le neden ticaret yapmayalım? Ya bu adamların kafası boş ya da birileri önüne koyuyor metinleri. Bir medya mensubunun, yüzümüzü Batı’ya mı dönüyoruz, Doğu’ya mı dönüyoruz diye yazması… Yav, İran ile ticaret yapmak demek Humeyni rejimini alıp Ankara’ya oturtmak demek mi?

Çin’in ağırlığı ve yeri ne son yıllarda?

Çin kendine özgü bir model. ABD parasını kullanıyor; ama onu siyasi işlerine karıştırmıyor. Yavaş yavaş gelişen bir yapı. Alışıyor. ABD ve çevresi, dünyanın süper gücü. İkinci süper güç, Türkiye ve çevresi... Üçüncü süper güç, Rusya, Hindistan, İran ve Çin dörtlüsü... Bunun haricindekilerin hepsi yok olacak. Türkiye’de bugün tasfiye olan medya şirketlerinin kökü Avrupa Birliği’ne (AB) dayanır. Stratejileri, birliği öne çıkarmak. Dünya düzeninde AB diye bir şey yok. ABD’nin karşısında Rusya, Hindistan, İran ve Çin bloku yerleşecek. Böylece yeni diyalektik oluşturulacak.

Türkiye bölgesinde ve dünyada senaryolarda metin yazabilen bir ülke hâline mi geldi?

Geliyor.

ERDOĞAN`I YOK ETMELERİ LAZIM

Yönetmen olabilir mi ileride?

Türkiye önümüzdeki 10 yılda kartlarını iyi kullanırsa, manipülatörleri temizleyebilirse, içindeki yerleşik düzeni tamamen kurutabilirse, iplerini eline alırsa, Türk ve Müslüman değerlerine sahip çıkarsa, komşularıyla barışıp onları bir şeriat yuvası olarak algılamazsa önü çok açık. Bir daha ekonomik krizlerin olması, ülkeye Kemal Derviş’lerin gönderilmesi çok zor. Türkiye artık kendi kaderini eline almış bir ülkedir. Türkiye’nin tekrar eskiye dönmesi için yerleşik düzenin Başbakan Erdoğan’ı bir şekilde yok etmesi gerekiyor. Birkaç yolu var. Ya olayı provoke edip erken seçim yaptıracaklar. Bir araştırma yayınladılar. AK Parti yüzde 30, CHP yüzde 29. Tamamen manipülasyon. İki, orduyu hükûmete kışkırtacaklar. Üç, inanılmaz provokasyonlara imza atacaklar. Normal seçim tarihine kadar AK Parti’yi bitirip Erdoğan’ı uzaklaştıracaklar. Erdoğan’ın bir dönem daha olması lazım. Yerleşik düzene karşı verdiği cesaretli savaş sebebiyle yanındayım.

ULUSALCI DEĞİL MİLLİYETÇİYİM

Ulusalcılık kavramını önceden nasıl algılıyordunuz, şimdi neler düşünüyorsunuz kavrama dair?

Ben ulusalcı değilim. Milliyetçiyim. Hâlen daha.

Ulusalcılığı nasıl tanımlıyorsunuz?

Ulusalcılık, nasyonalizm, tamamen kendi çıkarlarınız üzerine uydurduğunuz tezlerle, western söylemlerle sanki ülkeyi seviyormuş gibi görünmektir. Aynı Hitler gibi. Hitler çok mu milliyetçi? Hayır? Yahudileri düşman olarak konumlandırıyor. Düşman olmazsa diğerlerini yanınıza toplayamazsınız. Ulusalcılık da böyle bir şey. Ulusalcı gruplar anlattığım yerleşik düzen tarafından pompalanan ve kullanılan insanlardır maalesef.

12 Eylül öncesinde birbirlerine kurşun sıkarken şimdi el ele, kol kolalar. Milliyetçiliğin belirgin farklarını sıralar mısınız?

Türk milliyetçiliğinde Türklüğü anlarım. Tek ulusal kimlikte çoklu kültürel kimliği anlarım. Kürtlerin kültürel haklarını yaşamasına karşı değilim. Başka etnik gurupların da… Türk milliyetçiliğinin içinde İslami değerlere sahip çıkmak vardır. Bugün uyduruyorlar mesela, adam Türk milliyetçisidir ama aynı zamanda Hıristiyan’dır, yok böyle bir şey. Türk milliyetçiliği, Türk-İslam sentezidir. Türk milliyetçiliği, Türk gencinin içinin, kalbinin, kafasının dolu olmasını ister. Türk milliyetçiliği Atatürkçülüğü gerektiğinde manevi değerlerle sentez edebilmektir. Ulusalcılık tamamen uydurmadır. Ama milliyetçiliğin altı doludur. Bu ülkeyi sevmektir.

Kaynak
 

legolas4444

Müdavim
Müdavim
Katılım
1 Mayıs 2008
Mesajlar
1,367
Reaksiyon puanı
16
Puanları
218
yalakalığın zirvesine çıkmış bu adam. Kendisi değilmiydi televizyonda Türkiyenin borç batağına saplandığını. Devletin resmi kurumlarının verilerine göre Akp hükümetinin 7 yılda yaptığı toplam borç miktarı 86 yıllık cumhuriyet dönemi boyunca yapılan borçlardan çok çok daha fazla. Bu hükümet yıllardır dünyadaki en büyük faizi yabancılara dağıtıyor. Kimin sırtından peki ? 70 milyonun. Kendisi ilk zamanlarda bu konuyu defalarca işlemedimide şimdi kalkmış hükümete yaranmaya çalışıyor. Açın bu adamın eski makalelelrini bulun okuyun. erdoğana ve hükümete nasıl eleştiri getiriyor görün..Tamamen saçma bir yazı bence. Erdoğan mı bu ülkeyi refaha çıkaracakmış. Esas kendisi Amerikanın projesine hizmet ettiğini söylüyor. Esas manipülasyonu bu yiğit denen kıytırık yazar yapıyor. Yemezler canım başka kapıya
 

zelenga

Profesör
Katılım
17 Şubat 2008
Mesajlar
2,509
Reaksiyon puanı
18
Puanları
218
Bir dönem daha mı?! 2 dönemde yap(a)madığı neyi yapacak..Bu dönem de NAFTA'ya girmeye mi çabalıyacağız.. E girmek için biraz daha fazla mısır, soya tüketiriz artık =_=
 

GKHNCKR

Profesör
Katılım
7 Mayıs 2009
Mesajlar
3,980
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Tayyip Erdoğan liderliğinde ki hükümetlerin bu ülkeye kazandırdıklarını göremeyecek kadar körleştiyseniz göz doktoruna değil psikologa gidin. Sizi başkası ıslah edemez... İnsana sorarlar, hiç yola da mı çıkmadın ? Hiç hastaneye de migitmedin ? Onu da geç cebindeki paraya da mı bakmadın?

Ayrıca şunu bilmekteyiz ki yıldızınızın Erdoğan ile barışmamasının tek sebebi muhafazakar, Allah'ını kitabını bilen bir adam olmasıdır. Bu kalıplarda olmadıktan sonra siz kör şeytanla bile iyi geçinirsiniz.. Gerisi hikaye..

İnşallah milletim yaşanılanları iyi okurda ülkenin yönetimi yine birinin uşaklarının eline geçmez. Tayyip liderliğindeki hükümet dizileri daha uzun yıllar yönetimde olur.. Çünkü bu ülkenin düzenlenecek daha çook çöplüğü var.. Bunu ancak biz başarırız, millet düşmanı siz değil...
 

googlog

Profesör
Katılım
21 Ağustos 2009
Mesajlar
2,402
Reaksiyon puanı
46
Puanları
0
yalakalığın zirvesine çıkmış bu adam. Kendisi değilmiydi televizyonda Türkiyenin borç batağına saplandığını. Devletin resmi kurumlarının verilerine göre Akp hükümetinin 7 yılda yaptığı toplam borç miktarı 86 yıllık cumhuriyet dönemi boyunca yapılan borçlardan çok çok daha fazla. Bu hükümet yıllardır dünyadaki en büyük faizi yabancılara dağıtıyor. Kimin sırtından peki ? 70 milyonun. Kendisi ilk zamanlarda bu konuyu defalarca işlemedimide şimdi kalkmış hükümete yaranmaya çalışıyor. Açın bu adamın eski makalelelrini bulun okuyun. erdoğana ve hükümete nasıl eleştiri getiriyor görün..Tamamen saçma bir yazı bence. Erdoğan mı bu ülkeyi refaha çıkaracakmış. Esas kendisi Amerikanın projesine hizmet ettiğini söylüyor. Esas manipülasyonu bu yiğit denen kıytırık yazar yapıyor. Yemezler canım başka kapıya

Bir dönem daha mı?! 2 dönemde yap(a)madığı neyi yapacak..Bu dönem de NAFTA'ya girmeye mi çabalıyacağız.. E girmek için biraz daha fazla mısır, soya tüketiriz artık =_=

Erdoğan yönetimi yeteri kadar iyi değil.Ancak şöyle bir ortamda başarılı olması zor.

Ben Erdoğan'ın iyi niyetli olduğunu düşünüyorum.Ancak ipleri kendi elinde tutması gerekir.İpin ucunu kendi elinden kaçırdığını düşünüyorum.
Ancak şu da bir gerçektir ki Türkiye'de kendilerini ağa zannedenlerin tekellerin ülkeyi sömürenlerin işine çomak sokmuştur.En azından sokmaya çalışmıştır.Ve birileri bundan rahatsız oldu.
Bunlar ordu içindeki oluşumlar.
Medyadaki kendini vazgeçilmez,tekel zannedip milleti kandırıp sömürenler,
Ama yeteri kadar başarılı olamadı.
Bunlar şimdiye kadar sömürdükçe sömürdüler.
28 Şubat .Erbakan döneminde ekonominin durumuna bakın.Ekonominin iyiye gitmesi ,milletten yaptıkları sömürülerine dur diyen biri çıkınca hemen bir irtica kılıfı uydurdular darbe yaptılar.TV'leri hatırlayın.Sahte şeyhler,Fadimeler.
Hepsi düzmece idi.

Türkiye'nin büyümesini gelişmesini istemeyen çok.Bunlara çomak sokmaya çalışanlara hep bir kılıf ile indirdiler.Milletimiz ise buna inandı.
Bu olaylarda özellikle muhalefet olnalrı kullandılar.Onların duygularını istismar ettiler.Korku kültürünü çok iyi kullandılar.
Millet nasıl ise öyle yönetilir.Biz akıllanmaz isek ülke kötüye gider.
Eleştriler yapıcı olmalıdır.Gerçekçi bilgiye dayalı doğru bir şekilde yapılmalıdır.Ülkemizde maalesef muhalefet yapmakta bilinmiyor.

Mesela Legolas kusurabakma ama eleştri yapar iken hep insanlar ile dalga geçiyorsun,argo kullanıyorsun ,olaylara at gözlüğü ile bakıyorsun.Bu kadar çok kinli olman nedendir?Eleştri yapar iken bilgileri koyarsın şu şu dersin biter.Ama üslubunu değiştirmez isen kimse seni kale almaz.Bu tip muhalefet olmaz.

Siyasetimizin durumu içler acısı partiler birbirlerine sanki can düşmanı gibi hakeretler ediyorlar.Bu gidişle ülke nasıl düzelecek.Aynı topraklarda yaşayan kardeşler birbirlerine böyle baktığı sürece düzelmek çok zaman alacaktır.

Mesela AK Parti kimsenin yapamadığı şeyleri iyi niyetli bir şekilde yapmak istemiştir.
Mesela Demolratik açılım.Biz hep düşmancıl şekilde baktık.Öldürmek ile çözülüyormu?Çözülmedi çözülse idi şimdiye kadar çözülürdü.Biri çıkıp buna dur demek istedi.Bu bir şekilde çözülmeli bunu nasıl çözeceğimiz tartışmak var iken.Böyle birşey vatan hainliğidir falan filan denildi.Peki neden çağırıpta bu böyle olmaz böyle yapmayın denmedi.İlla ki TV karşısına geçip bağırmaklamı yapmak lazım.Hep birbirlerine uzak kaldılar birbirlerini sanki birÇanakkale savaşındaki düşmanımız gibi gördüler.

Diyalog olmadan nasıl anlaşacaklar bunlar.

Yeni gelecek olan kişi daha akıllı,daha azimli olmalı.Darbecilerin,medya içindeki sömürücülerin ve dış güçlerin oyunlarına karşı daha akıllı ve azimli bir şekilde cevap vermelidir.

AK Parti en azında bazı olması gereken yapılması gereken şeylere girişti.Bu sorunlar çözülmeldir.Bunun için çalışılmalıdır.Hep düşman üreterek bir yere varamayız.

Artık ne zaman kandırılmayacağız?Ne zaman kendimize güveneceğiz?
 

legolas4444

Müdavim
Müdavim
Katılım
1 Mayıs 2008
Mesajlar
1,367
Reaksiyon puanı
16
Puanları
218
Tayyip Erdoğan liderliğinde ki hükümetlerin bu ülkeye kazandırdıklarını göremeyecek kadar körleştiyseniz göz doktoruna değil psikologa gidin. Sizi başkası ıslah edemez... İnsana sorarlar, hiç yola da mı çıkmadın ? Hiç hastaneye de migitmedin ? Onu da geç cebindeki paraya da mı bakmadın?

Ayrıca şunu bilmekteyiz ki yıldızınızın Erdoğan ile barışmamasının tek sebebi muhafazakar, Allah'ını kitabını bilen bir adam olmasıdır. Bu kalıplarda olmadıktan sonra siz kör şeytanla bile iyi geçinirsiniz.. Gerisi hikaye..

İnşallah milletim yaşanılanları iyi okurda ülkenin yönetimi yine birinin uşaklarının eline geçmez. Tayyip liderliğindeki hükümet dizileri daha uzun yıllar yönetimde olur.. Çünkü bu ülkenin düzenlenecek daha çook çöplüğü var.. Bunu ancak biz başarırız, millet düşmanı siz değil...

Anlaşılan sen 7 yıllık iktidarındaki başarıyı sadece duble yol yapmasıyla ölçüyorsun. Ne diyeyim ki o senin bakış açın. Ha bu arada insanları dinsiz diye yaftalayamazsın. Belki ben Allah katında senden daha makbul bir insanım. Nerden biliyorsun. erdoğandan nefret ediyorum diye dinsiz mi oldum? Maşallah senin başbakanın dindarım diyor ama oğluna gemicik almadanda geri kalmıyor. Ha ne demişti erdoğan ; o gemiği düğünde takılan takılarla aldık. Bu dolmayı anca sizler yutarsınız. Zaten onun söylediği her dolmayı yutmayada hazırsınız ya
 

gvn

Profesör
Katılım
27 Ağustos 2009
Mesajlar
1,966
Reaksiyon puanı
19
Puanları
0
gayet güzel bir yazı ve röportaj olmuş
 

mr_rain

Müdavim
Müdavim
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
23,956
Reaksiyon puanı
441
Puanları
7,263
Ağzınla balık tutsan yaranamazsın bunlara. CHP bi iktidar olsa yeter. İlla yağ kuyrukları olacak, elektriksiz günler yaşanacak "Baykal'ın enerji bakanlığı döneminde makamında battaniye ile oturduğu günler gibi" Yokluk, kıtlık olacak. CHP iktidar olsun da gerisi hiç önemli değil. Çünkü bunlar tuzu kuru, mutlu azınlık. Sağlık hizmetleri tabii önemli değil, zaten özel doktora gidiyorlardı. Duble yol mu, hızlı tren mi ? Uçak varken ne gerek var? NANKÖRLER
 

EzberimSin

Profesör
Katılım
10 Nisan 2009
Mesajlar
1,340
Reaksiyon puanı
11
Puanları
218
Tayyip Erdoğan liderliğinde ki hükümetlerin bu ülkeye kazandırdıklarını göremeyecek kadar körleştiyseniz göz doktoruna değil psikologa gidin. Sizi başkası ıslah edemez... İnsana sorarlar, hiç yola da mı çıkmadın ? Hiç hastaneye de migitmedin ? Onu da geç cebindeki paraya da mı bakmadın?

Ayrıca şunu bilmekteyiz ki yıldızınızın Erdoğan ile barışmamasının tek sebebi muhafazakar, Allah'ını kitabını bilen bir adam olmasıdır. Bu kalıplarda olmadıktan sonra siz kör şeytanla bile iyi geçinirsiniz.. Gerisi hikaye..

İnşallah milletim yaşanılanları iyi okurda ülkenin yönetimi yine birinin uşaklarının eline geçmez. Tayyip liderliğindeki hükümet dizileri daha uzun yıllar yönetimde olur.. Çünkü bu ülkenin düzenlenecek daha çook çöplüğü var.. Bunu ancak biz başarırız, millet düşmanı siz değil...
gerekeni söylemişsin dostum başka söze hacet yok..
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst