En Güzel İletişim Aracı : Dua

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan Erthon
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Erthon

Profesör
Katılım
17 Ocak 2008
Mesajlar
2,136
Reaksiyon puanı
13
Puanları
218
Çok mu sıkıldınız?
Hayat sizi boğuyor mu ? Kolunuz ve kanadınızın kırıldığını mı hissediyorsunuz?

Evinizde veya mahalle camisinde sessiz bir yere geçin ve oturun ellerinizi açın ama sessiz bir ortam olsun ve sizlere şahdamarımızdan daha yakın olan yüceler yücesi yaratıcıyla iletişime geçin, onunla sohbet edin, 0ndan isteyin, sadece ondan… Öncelikle aczinizi belirtin, verdiği her şey için ona teşekkür edin. Bir canlının sahibinden bir şeyler talep etmesinden daha doğal ne olabilir… Sizi sizden daha iyi bilen içinizden geçenleri içinizden geçmeden önce bilen biricik yaratıcıya yalvarın derdinizi anlatın… Onunla hasbıhal edin onunla hemhal olun…Ve sizde yaratacağı mutluluğu hissedin bunu yapın...

Dua kulun acizliğidir, kimsesizliğidir, inanmanın en belirgin göstergesidir.

Sahipsiz olmadığımızın simgesidir… En kuvvetli antidepresan, ruhun ilacıdır dua...
En güzel iletişim aracıdır, Kapsama alanı diye bir sorun yoktur… Utanmadan sıkılmadan her an ve her yerde iletişim kurabilmektir dua…

Ayakta kalabilmenin yegâne sebebi, daha çok felakete uğramamanın önündeki çelik perdedir.İsteklerimizin, sıkıntılarımızın, hastalıklarımızın yüce makama nurdan ellerle nurdan kâğıtlara dilekçe halinde yazılıp gönderilmesidir
Kendimizden dahi sakladığımız sırlarımızın dudaklarımızdan gök kapılarına iletilmesidir…Dua huzurdur, dua şifadır, dua belki de yalansız dolansız tek konuşmamızdır… Dua hem yaratıcıyla hem de kendimizle yüzleşmemizdir

Dua yaratıcı karşısında eşitliktir. Her mevkii ve makamdan kişilerin aynı seviyede olduğu andır. Eller candan ve gönülden açıldığı müddetçe Dua kuvvettir güçtür
Cehennem sıcağına bir serinlik, çöl ortasında bir vaha, Karanlık gecelere sabah, bitmeyen sıkıntılara sondur dua. Aciz olanla güçlü olan arasındaki bir köprü, içinizde her daim saklı bulunan güçlü bir enerjidir dua…

Kurak topraklara suyun akışı, çoraklaşmış topraklarda kır çiçeklerinin bitmesidir dua…

Uçurum kenarında düşmek üzereyken size uzatılan el, Umutlarımızı gök kapısına taşıyan kanatlı meleklerdir dua, Dua ruhun kanatlanması, kişinin kendi miracı, Bilinmeyen âlemlere açılan penceredir dua…​

Alıntıdır...
 

bilmiş*gülücük

Profesör
Katılım
12 Ekim 2006
Mesajlar
2,620
Reaksiyon puanı
48
Puanları
0
gerçekten çok güzel anlatılmış birebir hepsi doğru bence dua çok huzur veriyo insana çok güzel bi duygu :)
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Zaten dua eden kişi anlar ki;

beni bir kimse dinliyor,işitiyor ve isteklerime hikmeti iktiza ederse cevap verecek.

yoksa bu kadar acziyetimiz içerisinde biz kimden yardım isteyelim,kime yalvaralım,ihtiyaçlarımızı kimden isteyelim?

isteklerimiz ve ihtiyaçlarımı o kadar çok ki
ne anlatmakla ve ne de saymakla bitmez.

O zaman Allah birşeyi vermek istemeseydi,istemek duygusunu vermezdi.

ama görüyoruz ki ufacık bir midenin zevk alması ve lezzetlenmesi için binaen bu kadar nimeti yaratıyorsa;

insanın en büyük duası,arzusu emeli olan Cenneti de yaratacaktır.

Yeterki biz samimi kalple,niyazla istiğfarla onu isteyelim

saygılarımla
 

tonce

Profesör
Emektar
Katılım
7 Nisan 2007
Mesajlar
2,796
Reaksiyon puanı
14
Puanları
218
Dua huzur veriyor. ;) Allah Razı olsun.
 

BreakOut

Asistan
Katılım
6 Ocak 2008
Mesajlar
141
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Dua gercekten mübarek bı iletişim aracıdr.
Ne mutlu bizeki rabbim bize bu fırsatı tanımıs..
Allah razı olsn paylaşım için.
 

amesfa

Dekan
Emektar
Katılım
10 Eylül 2007
Mesajlar
9,865
Reaksiyon puanı
153
Puanları
243
Güzel bir paylaşım lmuş emeğinize sağlık arkadaşlar.
 

ultumdur

Asistan
Katılım
25 Haziran 2008
Mesajlar
210
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
ya valla bende msn gibi bişey sandım baktım :) güselmiş saol
 

orcagada

Doçent
Katılım
8 Temmuz 2007
Mesajlar
521
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Dua tanrının işine karışmak,kaderinizi beğenmemektir.

Dua eden ve birşeyler dileyenin duası kabul olursa bu tanrıdan size biçtiği yolu beğenmediğiniz için değiştirmesini istemektir.

Duanız kabul edilirse tanrı kaderinize müdahale etmiştir.Yani özgür iradeniz gümlemiştir.Mesela ekonomik sıkıntı içine girdiniz,ama kaderine göre bunu yaşamanız gerekiyor.Tanrım beni sıkıntıdan kurtar deyince tanrı bunu kabul ederse sizin daha iyi bildiğinizi onaylamış olacaktır.

Bu yüzden hiçbir duanız kabul olmaz,siz öyle sanırsınız.

Dua etmek yaklaşık şöyle bir şeydir:

"Tanrım, beni, annemi, babamı ve sevdiklerimi koru. Babamın borçlarından kurtulmasını, feraha erişmesini sağla. Sıkıntılarından dolayı annemi dövüyor, onu dövmemesini sağla. Fenerbahçe bu sene şampiyon olsun. Bize bir araba ver. Babama çok para kazandır, bir ev almasını nasip eyle. Halamın hastalığını iyileştir, sağlığına kavuştur yarabbim. Senin her şeye gücün yeter, sen dualarımı kabul et."

Bu duada dikkatinizi çeken bir şey oldu mu? Bu dua özel değil. Konular farklı olmakla birlikte, tüm dualar böyledir. Bu dua da genele tam ve iyi bir örnektir.

Nedir bu duada dikkatimizi çekmesi gereken nokta?

Her cümle, emir kipiyle bitmektedir. Burada tanrıdan bir şey rica edilmemekte, dilenmemekte, resmen yapması için emir verilmektedir.

Tanrıya "şunu şöyle yap, bunu düzelt, bunu iyileştir" vs. diye emir verilir mi? Yanlış mı yapmıştır da düzeltmesini emredersin? Yaptıklarını beğenmemekte misin de değiştirmesini emredersin?

Dua olayı başlıbaşına bir komedi, saçma sapan bir kendini kandırma aracıdır.


Dua etmekle isyan etmek aynı şeydir.

Biraz düşünün isterseniz.
 

özel.üye

Asistan
Katılım
25 Eylül 2007
Mesajlar
328
Reaksiyon puanı
4
Puanları
18
Sayın orcagada,
Yine çok güzel laf ebeliği yapmışsınız tebrik ediyorum...

Allah insanlara bir irade vermiştir. Duayı kabul eden de Allah'tır. Allah izin vermese hiç bir şey yapamayız siz de yapamazsınız. Onun izni olmadan bir yaprak dahi kıpırdamaz...

" Bize bir araba ver", " Fenerbahçe bu sene şampiyon olsun" vs. denmez. Dua etmenin adapları edepleri vardır. " Allah'ım senin herşeye gücün yeter sen bize .... sağla, N'olur .... şunu nasip eyle " denebilir. Yalnız burda dikkatini çeken emir kipi ama oradaki yalvarış şeklini niye atlıyorsun? Allah ile bir iletişim aracıdır bu. Hem düzeltilen Allah'ın yaptıkları değilde senin yanlışların olmasın sakın?

Bir de hatayı kaderde değil kendi seçimlerimizde aramak gerekir.
Allah sana zenginlik versin, sen ye iç gez eğlen namazı unut, fakiri unut, ibadeti unut, sapkınlık yap vs. Paran bitsin ser sefil ol, ondan sonra Allah'a de ki: bana zenginlik ver. Güzel günlerde hem şükretme hem de Allah'ı unut dara düşünce bana noldu de..

Kaderde hep kötü şeyler yoktur. Sadece dara düşüldüğü zaman dua da edilmez. Güzel günlerde de Rabb'e hamd etmek gerekir. " Allah'ım sana şükürler olsun." demenin sizin bakış açısından manasınıda oldukça merak ediyorum. İnsan hiç şükreder mi dersiniz siz. Hep bir şeyler düzeltilmesi için dua edilmez. Birazda şükür lazım. Olayları siz hep kendi pencerenizden bakın. Bakmaya devam edin. Nasıl olsa yazdıklarımı kale almayacaksınız bile. Eğerki şu kadarcık dinlemek için zahmet gösterdiğinizi görsem bilsem daha fazla yazardım...

Bir şeyler eleştirirkende küçümsemeyin nasıl bir ahlakla yaşıyorsunuz siz ya. O komedi bu komdi şu saçma demekle işin içinde çıkmanızda ayrı bir sıvışma yöntemi ama hep aynı masallar...


 

orcagada

Doçent
Katılım
8 Temmuz 2007
Mesajlar
521
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Sayın Özel.üye,

Doğru bir yerinden ele almışsınız.Haklısınız şükür amaçlı duayı işe katmadım.

Ancak diğer türlü dua için söylediklerimin aynen arkasındayım.Size biçilen kadere isyan ederek tanrınıza yol gösterir,akıl verir gibi bir dua bence sadece fukara avuntusudur.

Diyelim ki ölümcül bir hastalığınız var.Dua ile şifa istediniz.Eğer kabul edilirse (--ki zaten bence burası bile yeterince saçma--) ne demiş olduğumuza bakalım;

Tanrı:Kulum sen şifası ancak bende olan bir derttesin ve öleceksin.

Kul:Tanrım ne olur beni iyileştir.Senin hikmetinden sual olmaz.

Tanrı:Eh peki madem seni kırmayayım sen yaşamaya devam et.

Bu saçmalık değil mi şimdi?Komik değil mi?

Tanrının işine karıştınız,kendi istediğinizi aldınız,kaderinize isyan ettiniz.Dahası var mı?

Dua etmek kader inancınıza kesinlikle terstir.Asıl siz düşünün nasıl bir inancınız var.Aynı masalların her saçma versiyonuna körü körüne inanan ben miyim?

Çok hoşuma giden bir söz var dua ile alakalı eklemeden edemedim.Amerikanın ünlü gangsteri Al Capone'a ait;

"Çocukken her sabah Tanrı'ya bana yeni bir bisiklet alması için dua ederdim.Ama sonunda Tanrının çalışma tarzının böyle olmadığını anladım ve kendime yeni bir bisiklet çaldıktan sonra her sabah günahlarımın affedilmesi için O'na dua ettim...!"

--Al Capone--

Gördüğünüz gibi bir gangster bile olayı çözmüş.Eğer tanrı gerçekten varsa ve teistlerin anlattıkları gibiyse esas dua metodu böyledir.Geri kalanı bir işe yaramaz.

İhtiyaca binaeyn dua gereksizdir.Tanrıdan kaderinizi değiştirmesini isteyemezsiniz düpedüz isyandır.Saçmalıktır.

Size itaat eden bir tanrınız mı var yani?Siz ondan daha iyisini düşündünüz, muhakeme ettiniz ve tanrı da sizin teklifinizi daha akıllıca buldu bu mudur?

Tanrı her şeyi önceden bilmelidir ve onun bilgisi değişmez.Bu durumda dua edip birşeyler dilemenin hiçbir faydası olamaz.Buna itirazınız varsa inancınızı teste davet ediyorum sizi.

(Bakara 186) Şayet kullarım, sana benden sordularsa, gerçekten ben çok yakınımdır. Bana dua edince, duacının duasını kabul ederim.

Cevap verme yöntemi nedir? Bunu somut olarak delilleriyle ispatlamak mümkün müdür?Lütfen bir dua ediniz ve deneyiniz.Bakalım olumlu ya da olumsuz bir cevap gelecek mi?

% 50 şans durumunda oluşan şeylerden duam kabul oldu gibi bir çıkarım mı yapıyorsunuz.(maçı kazanalım,annem iyileşsin...vs)Bunlar olmadımı mukadderat, oldumu duanız kabul edildi öyle mi?

E ben buna gülmeyeyim de ne yapayım?

Şu tanrınız bir kere de olmayacak bir duayı kabul etse ya.Ama ona amin denmez değil mi o zaman?


Saygılar...
 

özel.üye

Asistan
Katılım
25 Eylül 2007
Mesajlar
328
Reaksiyon puanı
4
Puanları
18
Sayın orcagada,

O dialog öyle gelişmez. O senin askerlik arkadaşın değilki bu şekilde dua edesin.

İnsanlara ölümcül bir hastalık elbette isabet eder. Azrailin habercileridir bunlar. Ölüme hazırlanmak iin bir sebebiyettir ölüm her an gelebilir Azrail ( a.s ) ruhumu alabilir geç olmadan ibadetlerimi elimden geldiğince tamamlaman lazım diyebilesin diye. Çünkü kim ne zaman nasıl öleceğini bilemez ve ölümden kaçışta yok geriye dönüşte.

Her hastalığında bir acısı vardır. Bizim dinimizde ateşli hastalık geçirmek küçük günahları döker çünkü çekilen belli bir acı vardır ve buna katlanarak ibadet etmek daha sevaptır. Ne diyor Allahu Teala " Sabrediniz, Şükrediniz " ... ama isyan değildir dua. Rabb'e yalvarış ve ondan istemektir, ne istiyorsanız. Bir hastalık vermişse onu hatırla ellerini aç de ki: " Ey Rabb'im sen daha kötüsünden koru, buna da şükür, bu hastalığın sabrını ve şifasını verecek olanda sensin, sen herşeye gücü yetensin... "

Ben dualarla hiç olmadık yerlere geldim orcagada... İnan duaya çok güveniyorum inancım sarsılmaz. Ortaokulu bitirdiğimde çalışkanlar grubunun sıralamasına girememiş bir öğrenciydim. Liseye başlarken dinimi yeni yeni öğrenmeye başlamıştım. Gecenin bir yarısı insanlar uyuduğu zaman kalk Rabbini hatırla. Temiz bir abdest al, temiz bir kalple yönel ve iste... bende öyle yaptım. İki sene okul birincisi oldum, son sene okul ikincisi oldum.
Çok mu zekiyim, tabi ki hayır. Torpillimiyim, ona da hayır. Duayla başladım sınavlarıma hepsinden de Çok Şükür iyi puanlarla atlattım ve istediğim derecelere girdim.

Şuan da olduğum mevkii, buraya ben altı üstü alt bir eleman olarak geldim. Yine dediğimi yaptım ve dua ettim. İnan bana bir sene dolmadan şuanda patronun bile beni dinlediği bırakmak istemediği bir eleman oldum. Geçenlerde ayrılmak istedim izin vermediler. Buna da şükür...

Rabbim isterse verir istemezse vermez.
Senin ve onun iradesini karıştırma ve dua etme niteliğini de öğren lütfen. Bu şekilde dua edilmez. Duanın adapları edepleri vardır. İsyan edersen o günah sana aittir.
Ellerini açıp " bunu bana niye verdin " demek isyandır. Şifa istemek isyan değildir.

Eczaneye gidip başım ağrıyor bana bir ilaç ver, demek eczaneciye isyandır o zaman...






 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Ocagada, abi hani yazmayacaktın? Üstelik sanki daha önce milyon defa konuşulmamış gibi. Kader konusunu yine mi açalım?

orcagada dedi ki:
Dua etmek kader inancınıza kesinlikle terstir

Bizim ne zaman yazılmış sabit bir senaryoya göre oynadığımızı söylediğimizi duydun? Bu ateistlerin iddiası. Her zaman söylediğim şey, tez de size ait anti-tez de. Belki sen maksatlı kaynaklardan beslendiğin için farkında değilsin ama ateistler müslümanlık adına ortaya bir iddia atıp sonra da o iddiayı yine kendileri çürütüyorlar. İlginç ki müslümanların önemli kısmı da bu zokayı yutmaktadır. "Lan sahi ben böyle inanıyorum, ama Allah'ı savunmalıyım, kesin bir hikmet vardır" diyerek kendilerini komik duruma düşürüyor ve malesef aslında İslam'da olmayan şeye inanıyorlar.

Yaptığın şey hiç hoş değil abi, ister farkında ol, ister olma. "Tanrı"yla o kadar meşgulsun ki ben bu kadar ibadet etseydim belki evliya olmuştum. Belki hoşuna gitmeyecek ama bu Allah'ın bize bildirdiklerinden bir tanesidir, dikkat edersen, bütün ateistler sürekli tanrıyla meşguller, hem de inançlı insanlardan daha fazla. Ne ilginç bir bilgi değil mi? Ve Allah'ın bunu yüzyıllar önceden inananlara bildirmiş olası da ilginç.
 

Be5tE

Dekan
Katılım
22 Nisan 2008
Mesajlar
7,346
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
Çok güzel bir paylaşım teşekkürler ...

Her gece Allah'a dua ederim , hep şükrederim. BU bizim görevimiz. Ama ben dua ederken bazı şeylere karşıyım. Mesela öyle insanlar varki sadece ve sadece başı sıkıştığında dua ederler oysaki mutlu olduklarında asla dua etmezler ya da emrederler ... Ben Allah'ıma şükürler olsunki her akşam yatarken dua ederim ona şükrederim ... Ve asla şu olsun bu olsun demem [emretmem] ... Allah'ımla konuştuğuma inanırım ve sonradan düşündüğümde Dua'nın çok iyi bir şey olduğunu. Allah'la konuşmamızı sağladığına inanırım ...

orcagada bu üyeye de asla ve asla katılmıyorum.
 

orcagada

Doçent
Katılım
8 Temmuz 2007
Mesajlar
521
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Yaw Elmacık kardeşim,

Sana yazmayacağım demeden önce başlamıştık bu konuya yani lafımı yemedim.Tarihe bakarsan anlarsın.

Kaderinizde eğer tanrının bildiği birşey varsa o duanızla değişmez.Çünkü bunlar zaten sizin bildiğiniz ve tanrının yasası dediğiniz şeylerdir.

Yok değişmedi,yok daha yazılmadı demenize gerek yok.Kıvırıp kıvırıp durmayın.

Tanrı senin ne yapacağını biliyor mu bilmiyor mu?

Biliyorsa sen dua ettin diye değiştirir mi?

Bilmiyorsa nasıl bir tanrıdır?

Tanrının bilgisi değişir mi?

Değiştirirse bu tanrıya ahkam kesmek değil midir?

Bunları gerçekten anlamıyor musunuz?İnanamıyorum.Kabus gibi...

Bir tane akıllı adam yok mu aranızda yaw.Hiç mi düşünmüyorsunuz?

Kalın siz çukurunuzda.

Aydınlık haram size.

Yönetici: Biraz daha nazik lütfen
 

özel.üye

Asistan
Katılım
25 Eylül 2007
Mesajlar
328
Reaksiyon puanı
4
Puanları
18
Biz aydınlık içinde yürürken sen karanlık içinde boğulacaksın...
 

sertunc

Öğrenci
Katılım
21 Ekim 2006
Mesajlar
32
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Dua tanrının işine karışmak,kaderinizi beğenmemektir.

Dua eden ve birşeyler dileyenin duası kabul olursa bu tanrıdan size biçtiği yolu beğenmediğiniz için değiştirmesini istemektir.

Duanız kabul edilirse tanrı kaderinize müdahale etmiştir.Yani özgür iradeniz gümlemiştir.Mesela ekonomik sıkıntı içine girdiniz,ama kaderine göre bunu yaşamanız gerekiyor.Tanrım beni sıkıntıdan kurtar deyince tanrı bunu kabul ederse sizin daha iyi bildiğinizi onaylamış olacaktır.

Bu yüzden hiçbir duanız kabul olmaz,siz öyle sanırsınız.

Dua etmek yaklaşık şöyle bir şeydir:

"Tanrım, beni, annemi, babamı ve sevdiklerimi koru. Babamın borçlarından kurtulmasını, feraha erişmesini sağla. Sıkıntılarından dolayı annemi dövüyor, onu dövmemesini sağla. Fenerbahçe bu sene şampiyon olsun. Bize bir araba ver. Babama çok para kazandır, bir ev almasını nasip eyle. Halamın hastalığını iyileştir, sağlığına kavuştur yarabbim. Senin her şeye gücün yeter, sen dualarımı kabul et."

Bu duada dikkatinizi çeken bir şey oldu mu? Bu dua özel değil. Konular farklı olmakla birlikte, tüm dualar böyledir. Bu dua da genele tam ve iyi bir örnektir.

Nedir bu duada dikkatimizi çekmesi gereken nokta?

Her cümle, emir kipiyle bitmektedir. Burada tanrıdan bir şey rica edilmemekte, dilenmemekte, resmen yapması için emir verilmektedir.

Tanrıya "şunu şöyle yap, bunu düzelt, bunu iyileştir" vs. diye emir verilir mi? Yanlış mı yapmıştır da düzeltmesini emredersin? Yaptıklarını beğenmemekte misin de değiştirmesini emredersin?

Dua olayı başlıbaşına bir komedi, saçma sapan bir kendini kandırma aracıdır.


Dua etmekle isyan etmek aynı şeydir.

Biraz düşünün isterseniz.

Ne alakası var ya.
buyrun

Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım.
Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da
Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad olurlar.
(Bakara Suresi, 186)
------------------------------------

Sizi yaratmış, bu dünyaya yerleştirmiş, akıl ve beden sahibi kılmış olan Allah'a acaba gerektiği kadar yakın mısınız? O'na en son ne zaman dua ettiniz? Allah'a sadece birtakım sıkıntı ve belalarla karşılaşınca mı yalvarıyorsunuz? Yoksa O'nu sürekli anıyor musunuz? Dua ettiğinizde O'nun size çok yakın olduğunu, sizin fısıltıyla söylediğiniz veya içinizden geçirdiğiniz her sözü işittiğinin bilincinde misiniz? O'nun tüm insanların ve herşeyin Rabbi olduğunu, hayattaki en büyük dostunuzun ve dayanağınızın Allah olduğunu, herşeyi öncelikle Rabbimizden dilemeniz gerektiğini düşünüyor musunuz?

Verdiğiniz cevap ne olursa olsun, bu kitabı okumak size büyük yarar sağlayacaktır. Çünkü bu kitap, Allah'ın kullarına ne kadar yakın olduğunu, onlardan nasıl bir dua istediğini, neyin gerçekten O'nun istediği gibi bir dua olduğunu anlatmak için yazılmıştır. Duanın önemi Kuran'da, "... Sizin duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi?" (Furkan Suresi, 77) ayetiyle haber verilir. Allah'a dua etmekte, O'na yakınlaşmakta bir sınır yoktur. Dolayısıyla, herkes bu yolu öğrenmekle ya da tekrar etmekle ebedi hayatına fayda sağlar.

Dua, Allah ile insanlar arasındaki bir bağlantı yoludur. Allah ile bağlantı kurma ihtiyacı ise insanın fıtratında yani yaratılışında vardır. Müminler için dua etmek, hayatlarının ayrılmaz ve çok doğal bir parçasıyken, birçokları için dua ancak büyük zorluklar altına girince, hayati tehlikelerle karşı karşıya kalınca hatırlanacak bir ibadettir. Elbette ki son söylediğimiz dua biçimini Allah makbul karşılamayabilir. Asıl hayırlı olan hem rahatlıkta, hem de zorlukta Allah'tan yardım istemektir. İşte bunun için de samimi bir şekilde Allah'a dua edebilmenin yolları Kuran'da detaylıca tarif edilmiştir.

Kuran'da birçok ayette doğrudan ya da dolaylı olarak dua konusu yer almaktadır. Sadece bu bile dua konusuna verilmesi gereken önemin bir göstergesidir. Öte yandan, dua ile ilgili ayetler okundukça da, bunun ne derece hayati bir ibadet olduğu daha rahat anlaşılmaktadır.

Kuran'a Göre Dua

"Çağırmak, seslenmek, istemek, yardım talep etmek" anlamlarına gelen dua, Kuran'a göre "kulun bütün benliğiyle Allah'a yönelmesi" ya da "gücü sınırlı ve sonlu bir varlık olan insanın, sınırsız ve sonsuz bir kudret karşısında acizliğini kabul ederek yardım dilemesi" şeklinde tanımlanmaktadır.

Allah inancı olan her insanın çeşitli şekillerde dua ettiği bir gerçektir. Ancak insanların oldukça büyük bir kısmı duayı, sadece darlık ve sıkıntı anında elden gelen tüm ihtimaller denendikten sonra Allah'ı hatırlamak şeklinde anlamaktadırlar. Bu insanlar üzerlerindeki sıkıntı geçince bir sonraki darlık ve sıkıntı anına kadar Allah'ı unutur ve ondan bir şey talep etmeyi akıllarının ucundan dahi geçirmezler.

İnsanların başka bir bölümünde de son derece hatalı bir dua anlayışı hüküm sürmektedir. Bu insanlar için dua, küçük yaşlardan itibaren ailenin yaşlı bir ferdi tarafından öğretilen anlaşılmaz bazı sözlerdir. İnsanların bu tür dualarında Allah'ın varlığı, birliği, büyüklüğü, kudreti, insanları sürekli olarak görüp-işittiği, dualara icabet edeceği fazla düşünülmez. Önceden ezberlenmiş olan dua kalıpları tekrarlanır, durur. Oysa kitabımızın da konusu olan, Allah'ın Kuran aracılığıyla insanlara duyurduğu dua çok farklıdır.

Kuran'a göre dua etmek, Allah'a ulaşabilmenin en kolay yoludur. Şimdi Allah'ın sıfatlarını bir düşünelim. O, insana şah damarından daha yakın olan, herşeyi bilen, işitendir... İnsanın içinden geçirdiği tek bir düşünce bile Allah'tan gizli kalmaz. O halde samimi olarak Allah'tan bir istekte bulunmak için insanın sadece düşünmesi bile yetmektedir. İşte Allah'a ulaşmak bu denli kolaydır.

İnsan kulluk bilincinde olduğu sürece Allah Katında bir değer kazanabilir. Bu yüzden insanın Allah'a yönelmesi, hataları konusunda Allah'a itirafta bulunması ve sadece Allah'tan yardım dilemesi gerekmektedir. Bunun dışında bir davranış tarzı Allah'a karşı büyüklenmektir ki, Kuran'da bunun cezasının sonsuz cehennem olduğu bildirilir.

Günümüz toplumlarında dikkat çeken bir gerçek, diğer birçok ibadet gibi duanın da terk edilmiş bir gelenek olarak düşünüldüğüdür. Aslında bu düşüncenin gelişmesinin perde arkasında "Allah'tan bağımsız, kendi kendisine işleyen bir dünya" olabileceği telkini yatmaktadır. İnsanların büyük bir kısmı ister istemez yaşantılarının başlangıcından sonuna kadar tüm olayların kendilerinin ve çevrelerindeki insanların kontrolünde cereyan eden olaylar olduğunu düşünürler. Bu yüzden de ölümle burun buruna gelmeden ya da çok büyük bir felaketle karşılaşmadan Allah'a dua etme ihtiyacı duymazlar. Oysa bu büyük bir yanılgıdır. Bu yanılgıda öyle bir noktaya gelenler olur ki, bunlar duayı adeta geçmiş zamanlardan günümüze kadar ulaşmış bir sihir tekniği olarak algılarlar. Halbuki dua, yaşamın geneline yayılacak başlıbaşına bir ibadettir.

İnsanların tamamı duaya muhtaçtır. Fakir ve zor şartlar altında yaşayan birinin zengin bir insana göre duaya daha fazla ihtiyacı olduğunu düşünmek, dua konusunu temelinden yanlış anlamak demektir. Maddi durumu iyi olan, hayatta tüm istediklerine kavuştuğunu düşünen bir insanın duaya ihtiyacı olmadığını düşünmek son derece hatalıdır. Çünkü bu durumda dua etmenin tek sebebinin dünyevi arzuların tatmini olduğu anlamı çıkmaktadır. Oysa müminler hem dünya hayatları için, hem de ahiretleri için dua ederler. Dua beraberinde tevekkülü de getirir. Dua eden insan, karşısına çıkabilecek zor ya da kolay her türlü durumu, tüm olayları, kainatın Yaratıcısı ve Hakimi olan Allah'ın takdirine bırakmış demektir. Bir problemi çözmenin ya da önlemenin bütün yollarının evrendeki tüm kudretin sahibi olan Allah'a dayandığını bilmek, tüm işleri ona havale etmek ve sadece ona dua etmek, mümin için bir ferahlık ve güven kaynağıdır.

-alıntı-
 
Üst