Anket En Değişik Anınızı Anlatın En Değişik Anıyı Anlatan Kazanır

Bu konuyu okuyanlar

Katılım
11 Mayıs 2021
Mesajlar
1,300
Reaksiyon puanı
1,768
Puanları
113
Bir kere okula giderken sokak köpeğiyle yan yana geldik köpek yatıyordu korkudan kımıldayamadım
Birkaç yıl önce başka bir köpek tarafından kovalanmanın travması :D
Köpek bana bakıyor ben köpeğe
Sonra canım sıkıldı yoluma devam ettim
Vay be ne cesurmuşum eskiden dbbehwbqqiDkdkfk
 

Realhas the Great

Donald Trump
Katılım
3 Mart 2021
Mesajlar
4,776
Çözümler
2
Reaksiyon puanı
7,972
Puanları
113
Dün sabah yürüyüşünü yaptıktan sonra bizim köye gittim. çocukluğumun yarısı oralarda geçti, çok severim. biraz dağ bayır gezerim dedim
çocukken köydeki arkadaşlarla maç yapmaya giderken önünden geçtiğimiz bir mezarlık vardı. ordan hep koşarak geçerdik. yalnızken çok korkardm.
her çocuk gibi bin türlü korku hikayesi duyarak büyüdüm ama hep aklımda kalan köye zamanında gelin gelmiş çok güzel bir kadının hikayesiydi.
1940'lı yıllarda bizim köye gelen bu kadının güzelliği dillere destanmış. ama sürekli karalar bağlayıp dolaşırmış cenazesi varmış gibi.
düğünlerde, bayramlarda vs bile hep için için ağlarmış. sorduklarında 'dünyanın derdine ağlar yanarım, sormayın artık' dermiş.
kocası kore savaşı'nda ölmüş. cenazeyi köye getirdiklerinde 'ölü benim ölüm dokunmayın' deyip milletin içinden almış sırtlamış ölüyü
günlerce vermemiş ölüyü. naptılar ne ettilerse alamamışlar. bir sabah hiçbir şey olmamış gibi çıkmış evden. allı güllü fistanla

'kocam artık bendedir, o artık hep benimle' demiş. eve girip bakmışlar, ne ceset var ne bir iz. kadın ölene kadar da ne olduğunu bilmemişler

çocukluğumda köyün delisi vardı. onun bu kadının kocasını yerken gördüğü için delirdiği anlatılırdı. daha bir çok hikaye..
dün sabah o mezarlığın önünden geçerken çocukken en korktuğum şeye yani o kadının mezarına gitmeye karar verdim.
köyün mezarlığı 100-150 yıllık falan. çok dağınık. zangır zangır titremeye başladım niyeyse, bir yandan mezar taşlarını okuyorum.
ağlama, inleme karışık bir ses duydum. bir baktım çok güzel bir kadın. eski model renkli fistanlı. bir mezarın başında ağlıyor.
bilen bilir. inançlı değilim ve hurafelere itibar etmem. kadın beni farketti, kafasını kaldırıp bana baktı ve ağlamaya devam etti. bu tam o tarif ettikleri esmer güzel kadındı.
hipnotize olmuş gibi kendisine doğru yürümeye başladım. göz gözeyiz, o ağlıyor. mezarın yanına gelip dikildim.
gözlerini benden ayırıp mezar taşına 'bak' der gibi baktı. ben de baktım. zar zor okunuyor.
mezar taşında şu yazıyordu;

Buradan sonrasını yarın anlatırım yazarken yoruldum.
 
Katılım
11 Nisan 2021
Mesajlar
202
Reaksiyon puanı
120
Puanları
43
Yaş
16
Tamam, anlatıyorum.

Bir ara kuzenim, akrabam, kuzenimin kardeşi kuzenimdeyiz. Bahçeye inelim dedik, kuzenimle ben inerken onun kardeşi akrabamın bindiği asansöre hep yetişip her kata basmıştı. Fena troll olmuştu ama ne eğlenmiştik yaa.
 

Nixc0r

Forumgezer
Emektar
Katılım
24 Şubat 2020
Mesajlar
5,971
Çözümler
12
Reaksiyon puanı
15,425
Puanları
113
Yaş
18
Dün sabah yürüyüşünü yaptıktan sonra bizim köye gittim. çocukluğumun yarısı oralarda geçti, çok severim. biraz dağ bayır gezerim dedim
çocukken köydeki arkadaşlarla maç yapmaya giderken önünden geçtiğimiz bir mezarlık vardı. ordan hep koşarak geçerdik. yalnızken çok korkardm.
her çocuk gibi bin türlü korku hikayesi duyarak büyüdüm ama hep aklımda kalan köye zamanında gelin gelmiş çok güzel bir kadının hikayesiydi.
1940'lı yıllarda bizim köye gelen bu kadının güzelliği dillere destanmış. ama sürekli karalar bağlayıp dolaşırmış cenazesi varmış gibi.
düğünlerde, bayramlarda vs bile hep için için ağlarmış. sorduklarında 'dünyanın derdine ağlar yanarım, sormayın artık' dermiş.
kocası kore savaşı'nda ölmüş. cenazeyi köye getirdiklerinde 'ölü benim ölüm dokunmayın' deyip milletin içinden almış sırtlamış ölüyü
günlerce vermemiş ölüyü. naptılar ne ettilerse alamamışlar. bir sabah hiçbir şey olmamış gibi çıkmış evden. allı güllü fistanla

'kocam artık bendedir, o artık hep benimle' demiş. eve girip bakmışlar, ne ceset var ne bir iz. kadın ölene kadar da ne olduğunu bilmemişler

çocukluğumda köyün delisi vardı. onun bu kadının kocasını yerken gördüğü için delirdiği anlatılırdı. daha bir çok hikaye..
dün sabah o mezarlığın önünden geçerken çocukken en korktuğum şeye yani o kadının mezarına gitmeye karar verdim.
köyün mezarlığı 100-150 yıllık falan. çok dağınık. zangır zangır titremeye başladım niyeyse, bir yandan mezar taşlarını okuyorum.
ağlama, inleme karışık bir ses duydum. bir baktım çok güzel bir kadın. eski model renkli fistanlı. bir mezarın başında ağlıyor.
bilen bilir. inançlı değilim ve hurafelere itibar etmem. kadın beni farketti, kafasını kaldırıp bana baktı ve ağlamaya devam etti. bu tam o tarif ettikleri esmer güzel kadındı.
hipnotize olmuş gibi kendisine doğru yürümeye başladım. göz gözeyiz, o ağlıyor. mezarın yanına gelip dikildim.
gözlerini benden ayırıp mezar taşına 'bak' der gibi baktı. ben de baktım. zar zor okunuyor.
mezar taşında şu yazıyordu;

Buradan sonrasını yarın anlatırım yazarken yoruldum.
En heycanlı yerinde reklam girdi :(
 

serj

chemicals
Katılım
27 Ağustos 2019
Mesajlar
1,718
Çözümler
3
Reaksiyon puanı
2,836
Puanları
113
Yaş
24
Benden küçük beatboxer bir çocuk bulmuştum.

Ankara'da gezilecek neresi vardır? Alışveriş merkezleri tabii ki. Yine bir alışveriş merkezinde gezinirken önümden tek başına bir çocuk geçti. Beatbox dinleyen olduğunu düşünmediğimden açıklıyorum, ''Swissbeatbox'' adında bir kuruluş var. Bu çatı altında ''Grand Beatbox Battle'' yapılır, dünya genelindeki en iyi beatboxerlar bir turnuvada birbirleriyle kapışırlar. Bu firmanın tişörtleri de var. Çocuk, o tişörtlerden birini giyiyordu.

Her zaman bu fırsatı bulamazsınız. Çocuğu durdurdum, biraz korkmuş gibi olacak ama beatboxerların birbirlerine bir anlamı olmasa bile söyledikleri ''Esh'' diye bir kelime vardır. Aslında ''Sick, clean'' anlamına da geliyor, karşındakinin iyi beatbox yaptığını anlatmanın en kısa yolu denilebilir. Fakat kendi genelinde bir anlamı yok. Neyse. ''Esh'' dedim buna, beatboxerlarda bilinmeyen bir kuraldır ki ''Esh'' denildiğinde odadaki herkes ''Esh'' demelidir. O da karşılığını verdi. Biz o tesadüfle, şaşırmayla sokağın tam ortasında iki deli beatbox yapmaya başladık.

Kendisiyle hâlen konuşuruz.
 
Üst