- Katılım
- 16 Eylül 2016
- Mesajlar
- 8,217
- Reaksiyon puanı
- 3,025
- Puanları
- 113
- Yaş
- 21
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünyada neredeyse 2 milyar kişinin temiz suya ulaşamadığını bildirdi.
DSÖ'nün BM-Su 2017 Temiz ve İçme Suyu Küresel Analiz ve Değerlendirme raporunda, 2015 yılında BM'de kabul edilen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamındaki su ve hijyen hedeflerine ulaşmak için yeterince çaba harcanmadığı belirtildi.
DSÖ Halk Sağlığı Bölüm Başkanı Maria Neira, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Bugün, yaklaşık 2 milyar kişi kanalizasyon suyu karışmış içme suyu kullanıyor, bu durum insanları kolera, dizanteri, tifo ve polio kapma riskiyle karşı karşıya bırakıyor" ifadelerine yer verdi.
Kanalizasyon suyu karışmış içme sularının her yıl ishal nedeniyle 500 bin kişinin ölümüne yol açtığına değinen Neira, kirli suyun kullanımının, bağırsak kurdu, şistozomiyaz ve trahom gibi göz ardı edilen tropik hastalıkların da başlıca sebebi olduğunu belirtti.
Ülkelerin son 3 yılda, su, hıfzıssıhha ve hijyen (WASH) bütçelerini yüzde 4,9 artırdığına dikkat çekilen raporda, buna rağmen ülkelerin yüzde 80'inin WASH hizmetleri için ulusal olarak belirledikleri hedefin altında oldukları kaydedildi.
BM-Su Başkanı ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Genel Direktörü Guy Ryder, "Bu çözebileceğimiz bir sorun. Su ve hıfzıssıhhaya yapılan yatırımların artırılması insan sağlığı ve kalkınma için önemli kazançlar sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.
Dünyada en çok içme suyu sıkıntısı Hindistan ve Çin'de yaşanıyor.
Geçen yıl "Science Advances" dergisinde yayımlanan bir araştırmada yarısı Çin ve Hindistan'dan olmak üzere dünya genelinde yaklaşık 4 milyar kişinin, yılda en az bir ay içme suyu sıkıntısı çektiği ortaya konmuştu.
Sıcağın olumsuz etkilerinden korunmak için halkın nehirlere akın ettiği Hindistan'da aşırı sıcakların asfaltı erittiği ve bunun yer altı suları başta olmak üzere tarım ürünlerine zarar verdiği biliniyor.
Çin Su Kaynakları Bakanlığının geçen yıl 2 bin 103 kuyuyla ilgili hazırladığı raporunda da ülkedeki kuyu sularının yüzde 33'ünün sadece endüstriyel alanlarda kullanıma uygun olduğu, diğer yüzde 47’sinin ise içilemez olduğu kaydedilmişti.
Raporda ayrıca şehirde kullanılan içme sularının güvenilir kaynaklardan elde edildiği ve halk sağlığını tehdit eden bir durumun söz konusu olmadığı belirtilmişti.
Çin hükümeti 2014 yılında yer altı sularının korunması ve içme suyu kalitesinin artırılması amacıyla beş yıl içinde 6 bin 900 kuyuyu aşamalı olarak kapatacağını açıklamıştı.
Öte yandan Japonya'da, 2011 yılındaki deprem ve ardından meydana gelen tsunaminin vurduğu Fukuşima nükleer santralinin işletmecisi Tokyo Elektrik (Tepco) geçen yıl yaptığı açıklamada radyasyonlu suyun temizlenme işleminin 2020'de bitmesini beklediklerini bildirmişti.
Santraldeki endüstriyel tanklarda 760 bin ton radyasyonlu su bulunuyor.
KAYNAK:NTV
DSÖ'nün BM-Su 2017 Temiz ve İçme Suyu Küresel Analiz ve Değerlendirme raporunda, 2015 yılında BM'de kabul edilen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamındaki su ve hijyen hedeflerine ulaşmak için yeterince çaba harcanmadığı belirtildi.
DSÖ Halk Sağlığı Bölüm Başkanı Maria Neira, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Bugün, yaklaşık 2 milyar kişi kanalizasyon suyu karışmış içme suyu kullanıyor, bu durum insanları kolera, dizanteri, tifo ve polio kapma riskiyle karşı karşıya bırakıyor" ifadelerine yer verdi.
Kanalizasyon suyu karışmış içme sularının her yıl ishal nedeniyle 500 bin kişinin ölümüne yol açtığına değinen Neira, kirli suyun kullanımının, bağırsak kurdu, şistozomiyaz ve trahom gibi göz ardı edilen tropik hastalıkların da başlıca sebebi olduğunu belirtti.
Ülkelerin son 3 yılda, su, hıfzıssıhha ve hijyen (WASH) bütçelerini yüzde 4,9 artırdığına dikkat çekilen raporda, buna rağmen ülkelerin yüzde 80'inin WASH hizmetleri için ulusal olarak belirledikleri hedefin altında oldukları kaydedildi.
BM-Su Başkanı ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Genel Direktörü Guy Ryder, "Bu çözebileceğimiz bir sorun. Su ve hıfzıssıhhaya yapılan yatırımların artırılması insan sağlığı ve kalkınma için önemli kazançlar sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.
Dünyada en çok içme suyu sıkıntısı Hindistan ve Çin'de yaşanıyor.
Geçen yıl "Science Advances" dergisinde yayımlanan bir araştırmada yarısı Çin ve Hindistan'dan olmak üzere dünya genelinde yaklaşık 4 milyar kişinin, yılda en az bir ay içme suyu sıkıntısı çektiği ortaya konmuştu.
Sıcağın olumsuz etkilerinden korunmak için halkın nehirlere akın ettiği Hindistan'da aşırı sıcakların asfaltı erittiği ve bunun yer altı suları başta olmak üzere tarım ürünlerine zarar verdiği biliniyor.
Çin Su Kaynakları Bakanlığının geçen yıl 2 bin 103 kuyuyla ilgili hazırladığı raporunda da ülkedeki kuyu sularının yüzde 33'ünün sadece endüstriyel alanlarda kullanıma uygun olduğu, diğer yüzde 47’sinin ise içilemez olduğu kaydedilmişti.
Raporda ayrıca şehirde kullanılan içme sularının güvenilir kaynaklardan elde edildiği ve halk sağlığını tehdit eden bir durumun söz konusu olmadığı belirtilmişti.
Çin hükümeti 2014 yılında yer altı sularının korunması ve içme suyu kalitesinin artırılması amacıyla beş yıl içinde 6 bin 900 kuyuyu aşamalı olarak kapatacağını açıklamıştı.
Öte yandan Japonya'da, 2011 yılındaki deprem ve ardından meydana gelen tsunaminin vurduğu Fukuşima nükleer santralinin işletmecisi Tokyo Elektrik (Tepco) geçen yıl yaptığı açıklamada radyasyonlu suyun temizlenme işleminin 2020'de bitmesini beklediklerini bildirmişti.
Santraldeki endüstriyel tanklarda 760 bin ton radyasyonlu su bulunuyor.
KAYNAK:NTV
Son düzenleyen moderatör:
