‘Dizi dizi’ çevirmenler

Bu konuyu okuyanlar

mazruf

Guru
Emektar
Katılım
30 Temmuz 2009
Mesajlar
23,098
Reaksiyon puanı
1,117
Puanları
113
Yaş
40
Amerikan dizileri olarak bildiğimiz yapımlar, senaryosu ve oyuncularıyla ünlü değil sadece. Onları Türkçe alt yazıyla izlememizi sağlayan gönüllü çevirmenler de kendi çapında meşhur insanlar. Bu yolla profesyonel çeviri işine giren birkaç kişiyi saymazsak hâlâ bu işi maddî karşılık beklemeden yapıyorlar.

dizi.jpg


İnternet ve onun doğal sonucu olan sosyal medya hayatımıza girdi gireli ‘ünlü’ kavramı epeyce değişti. Artık çok güzel sesi olan bir şarkıcı, inanılmaz yetenekli bir oyuncu ya da sansasyonel açıklamalar yapan vasat bir TV karakteri olmanıza gerek yok meşhur sayılmak için. İnternette görünür işler yaparak moda tabirle buradan ‘yürüyen’ insanlar var. Bunlar Twitter fenomeni de olabiliyor, hayata geçirdiği çok orijinal fikrini sosyal medya üzerinden pazarlayan bir kişi de.

Bütün bunlara ek olarak bir de son beş yılda yıldızı parlayan alt yazı çevirmenleri var. Belki birçoğumuzun takip ettiği, izlemeyenlerin de eşten dosttan adını mutlaka duyduğu Amerikan dizilerini dilimize çeviren kişiler bunlar. Artık söyleye söyleye klişe haline getirdiğimiz küresel köyün sakinleri olarak dünyanın başka ülkelerinde en çok da Amerika’da kitleleri peşinden sürükleyen dizileri neredeyse eşzamanlı izleyebilmemizi borçlu olduğumuz kişiler. Üstelik bunu –en azından uzunca bir süre- para kazanmadan yapan kişiler onlar. Tam da bu sebeple belli kitleler tarafından çok seviliyorlar.

Sosyal platformlarda takma isimleri verilerek ‘Ondan Allah razı olsun’, ‘Türk gençleri ona çok şey borçlu’, ‘Parti kursa tek başına iktidar olur’ gibi bazen ciddi bazen esprili yorumların muhatabı oluyorlar. Alt yazı çevirmenliğine ‘İngilizcemi geliştirmek için başladım.’ ya da ‘Zevk olsun diye yapıyorum.’ diyerek başladıklarını anlatan bu kişilere dört-beş yılda neler değiştiğini sorduk. Bir başka deyişle ‘şöhret sizi değiştirdi mi?’ demek istedik.

Nazo82,Cem Özdemir ve Pınar Batum cevaplandırdı...

dizi03.jpg


En can alıcı yerinde biten dizinin jeneriği akarken ekranda sonradan eklendiği belli olan bir yazı daha çıkıyor: ‘Çeviri: Nazo82.’ Aynı ismi ikinci üçüncü kez gördüğünüzde merak etmeye başlıyorsunuz kim diye. Çevirdiği dizileri Türkçe alt yazıyla izleyen binlerce kişi de haliyle merak ediyor ve sözlüklerde, forumlarda, sosyal paylaşım sitelerinde hakkında onlarca yorum var. ‘Hayatımızda büyük bir yere sahip çevirmen’, ‘Ailemizin çevirmeni, beğenerek okuyoruz’, ‘Alt yazı mafyası ne seyretsem o çevirmiş çıkıyor’ yorumlardan birkaçı. Nazo82 kendisine seçtiği isimden de belli olduğu üzere 1982 doğumlu ve adı da Nazlı. ODTÜ mezunu olduğu söyleniyor. Hakkında bilinenler bunlar. Aslında o da daha fazlası olmadığını ifade ediyor: “1982 İstanbul doğumluyum. Şu an geçici bir işte çalışıyorum. Bu işin okulunu okumadım. Başka da aklıma bir şey gelmiyor.” Takipçilerinin de dediği gibi Türkiye’de tutan hemen her diziyi çevirmiş. How I Met Your Mother, Breaking bad, The Walking Dead, en çok bilinenlerden.

dizi01.jpg


İngilizcesini ilerletmek isteyenlere ‘dizi çevir’ diyorum
“Çeviri yapmaya başladığınız ilk zamanlardan bu yana ne değişti?” sorusuna cevabı, “Aslında çok da bir şey değişmedi.” oluyor. Karşılıksız yaptığı çeviriler sayesinde tanınmakla birlikte bu işi yapan herkesin ufak tefek maddî karşılık alarak yaptığı işler oluyormuş tabii. Hatta bazıları bunu tamamen meslek haline getirip iyi paralar da kazanıyormuş ama bu anlamda kendi cephesinde henüz ciddi bir gelişme yokmuş. İngilizcesine ise çok büyük katkısı olmuş tabii. İngilizcesini geliştirmek için bazen kendisinden kurs ismi isteyenlerin varlığından bahseden Nazo82, “Direkt çeviri yapmaya başlamalarını söylüyorum.” diyor. Alt yazı çevirmenleri hakkında en çok merak edilen şey ise maddî karşılığı olmayan bir işi sürdürmelerinin motivasyonunun ne olduğu. Bunu bir ‘iş’ olarak görmediğini belirten Nazo, şöyle açıklıyor: “Çeviri yapmayı seviyorum, anlaşılması zor diyalogları çözmek bulmaca çözmek kadar zevkli geliyor bana. Sevdiğim dizi ve filmlerin çevirisini benim yapmam başka türlü bir haz veriyor. Onun dışında özellikle benim çevirimi bekleyen bir kitle olduğunu bilmek en büyük motivasyon kaynağı zaten. Bu isterse 3-5 kişi olsun, sırf onlar için bile çeviriye devam edesim gelir hep.”

Alt yazı çevirmenliğinden gelen ünün kendisine ne hissetirdiği konusuna gelince şöyle cevap veriyor: “Henüz pek bir kimseyle yüz yüze diyaloğa girmemiş olmamdan belki ama bu ‘ün’ bana çok sanal ve hayalî geliyor. Hoş böyle olması benim için daha iyi ama belli bir çevre içinde ‘az ünlü’ olmak gariplikle karışık güzel bir his tabii.” “Alt yazı çevirmenliği için İngilizceye ne derecede hâkim olmak gerekiyor? Yurtdışında yaşamış olmak şart mı?” sorusunu yöneltiyoruz. Soruya, bu işin okulunu okumamış bir insan olduğu için ahkâm kesmek istemediğini özellikle belirtip cevap veriyor: “Bence çeviri yapmaktaki en önemli olay Türkçe hâkimiyetidir. Daracık bir kelime haznesi olan insan istediği kadar iyi İngilizce bilsin, güzel bir çeviri ortaya koyamaz.”

dizi04.jpg


Üniversitelere söyleşiye çağrılıyor

24 yaşındaki Cem Özdemir nam-ı diğer ‘eşekherif’ için ise çok şeyi değiştirmiş alt yazı çevirmenliği. 2009’da girdiği ODTÜ Fizik bölümünü üç yıl sonunda bırakıp, yapmayı sevdiği işte profesyonel olmaya karar vermiş ve 2012’de Hacettepe Üniversitesi Mütercim Tercümanlık bölümüne geçmiş. 2011 yılından itibaren de çeşitli alanlarda çevirmenlik-editörlük yapıyormuş. İlk zamanlardan bu yana değişen şeylerden birinin de çevirilerinin kalitesi olduğunu söylüyor. Başlama sebebini ‘Tamamen sıkıntımı giderecek ve bir taraftan da insanlara faydalı olacak bir uğraşın karşıma çıkması.’ olarak tanımlıyor. Şu an senede 10’ar bölümden iki dizi çeviriyor ve bunları gerçekten gönülden bağlı olduğu için yapıyor. İngilizcesini geliştirme gibi bir amacı olmasa da doğal olarak zamanla dil yeteneği ciddi şekilde ilerlemiş. Kısa bir dönem DVD için 4-5 film çevirmiş ancak izlerken keyif almadığı yapımları para karşılığı da olsa çevirmek pek hoşuna gitmediğinden bırakmış. “Bu işi para kazanmadan yapmak zor olmuyor mu?” sorusuna cevabı ise ‘hayır’. Kendisi açıklasın: “Çeviriyi seviyorum, dizileri seviyorum, insanların bir diziyi izlerken benimle birlikte izlediklerini düşünmeyi seviyorum. Tamamen saf, hiçbir zaman maddî getiri kaygısı olmadan yaptığım bir ‘hobi’ oldu bu, kimileri amme hizmeti dedi, kimileri çok paralar kazandığımızı sandı ama sadece sevdiğimiz için yaptığımızı bilen ve buna inanan insan sayısı hep çok az oldu. Game of Thrones bazında Türkiye’de milyonlarca insana ulaştığımı biliyorum, bu da tarif edemediğim bir huzur veriyor.”

Cem Özdemir de İngilizceyi ne yurtdışında öğrenmiş ne de özel dil eğitimi almış. ODTܒde hazırlık okuduğundan dolayı İngilizcesi iyi olsa da daha çok kültürü aktardığı alt yazılar için yabancı dili, dizileri izleyerek ve çevirerek öğrenmiş. Kendisini alt yazı çevirmeninden önce bir izleyici olarak tanımlayan Özdemir, “Çeviri yaparken tamamen ben merkezli düşünüyorum ve ekranda nasıl bir alt yazı görmek istiyorsam o şekilde çeviri yapıyorum. Çeviri hataları bazında yapılan yanlışların çoğunun da, zor öğrenilebilecek kültürün tam olarak bilinmemesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Ben en başından beri sadece izlediğimden anladığımı, bize en uygun şekilde aktarmaya çalıştım. Kendim kurmayacağım bir cümleyi asla çevirime yazmadım.”

The Big Bang Theory, Game of Thrones gibi önemli yapımları çeviren kişi olarak bilinen Cem Özdemir, ‘eşekherif’ adıyla kullandığı Twitter hesabının 20 binden fazla takipçisi var. eşekherif olarak üniversitelere söyleşiye çağırılmasını kendisi bile çok garip buluyor ve kendince şöyle bir yorumda bulunuyor: “Bana biraz tanınırlık, biraz da İngilizce haricinde hiçbir katkısı olmayan bir şeyi yıllar boyunca usanmadan yapmaya devam ettiğim için böyle oldu sanırım.”

dizi02.jpg

Cem Özdemir (eşekherif)

Hobimdi, mesleğim oldu
Bu işi tamamen hobi olarak yapanların dışında alt yazı çevirmenliğini meslek haline getiren az da olsa birileri var. Pınar Batum onlardan biri. O da birçok diziye alt yazı çevirmiş bir isim ama en çok Lost dizisine yaptığı çevirilerle hatırlanıyor. Bir de çevirileri çok hızlı yapmasıyla. ‘Çevirmenlerin kraliçesi’ diyenler var kendisine. On binlerce insanın çok popüler bir diziyi yayınlandıktan 12 saat sonra Türkçe alt yazıyla izlemesini sağladığı gerekçesiyle çok seviliyormuş. “Neler değişti?” sorusu en çok onun için anlamlı. Çünkü hobi olarak başladığı bu iş artık mesleği olmuş. Alt yazı ve dublaj çevirisi üzerine bir şirket sahibi olan Batum, “Zamanında hobiydi. Her hobi gibi motivasyon, yaptığınız işten keyif almaktı.” diyor. Bu işten belli bir ün kazanmasına dair yorumu ise şöyle: “Kendinizi kaptırıp abartarak ‘ben neymişim be’ demediğiniz sürece hoş bir duygu. Hiç ummadığım kişilerden ‘Siz o musunuz?’ tepkileri aldığım gibi kaliteli firmalardan da iş teklifleri aldım.”

Kısa zamanda kaliteli çeviriler yapmasıyla bilinen Batum’a işin sırrını sorduğumuzda cevabı diğerleriyle benzer oluyor: “Çevirmen olmak için bir dili çok iyi bilmek yeterli değil. Kendi dilinizi iyi bilmek, edebî anlatımınızın güçlü olması belki daha önemli olabilir. Anladığınızı cümleye düzgün dökemedikten sonra dil bilmek çevirmen olmaya yetmez. İmla bilginiz de iyi olmalı.”

KAYNAK
 

Ahmethz

Rektör
Emektar
Katılım
7 Eylül 2006
Mesajlar
12,440
Reaksiyon puanı
398
Puanları
83
lostta pınar batumu bekleyen tayfa VARDI :)
 

michuozawa

Guru
Emektar
Katılım
6 Ağustos 2008
Mesajlar
20,604
Reaksiyon puanı
493
Puanları
83
sıkılmadan okudum, gerçekten de en çok şaşırdığım kişi Pınar hanım oldu. :)
 

goodolddays

Dekan
Katılım
30 Ağustos 2010
Mesajlar
6,907
Reaksiyon puanı
202
Puanları
63
Ya önümüzdeki ay, ya bi dahaki dönem okulda bi etkinlik yapıp çağırma planım var kendilerini :)

bi işi gönüllülük esasına göre yapanlara çok aşırı sevgi/saygı duyuyorum nedense.
 

friendly

Rektör
Katılım
19 Mart 2009
Mesajlar
11,874
Reaksiyon puanı
671
Puanları
113
batigol-7'nin çevirisini de sık görüyorum. Bu işi yapan insanlara gerçekten büyük saygı duymak lazım. Onlar olmasa böyle güzel dizi ve filmleri erkenden izleme şansımız olmazdı.
 
Üst