maxxdump
Dekan
- Katılım
- 2 Nisan 2008
- Mesajlar
- 6,377
- Reaksiyon puanı
- 6
- Puanları
- 218
- Yaş
- 40
Bu kadar öfkeyi içinde barındıran hiçbir coğrafya patlamadan duramazdı. Nitekim Türkiye de duramadı/patladı. Hangi iline dokunsan sokaklara dökülüyor. Bunca cinayeti sorgusuz sualsiz tarihe gömen 1 Türklük/ Kürtlerin öfkesinden- kırgınlığından- acısından barış yapmayı asla beceremezdi zaten. Türkiye’den gelen fotoğraflara baktıkça görüyoruz beceremediğini. Onca cinayeti onca işkenceyi 1 kahramanlık madalyası GİBİ taşımaya yemin etmiş olanlar kendi kendileriyle hesaplaşmadıkça Türkler hep ŞEHİT/ Kürtler hep TERÖRİST olarak anılacak. Türkiye’de iktidarda bulunan dangalaklık ölenlere eşit statü vermeyi/ ölenlerin tamamına birden KAYIP demeyi içine sindirmedikçe/ sokaklarda hep 2 taraf olacak/ Kürtler ve Türkler sokaklarda birbirlerini öldürecek ve Türk polisi de Kürtleri toplayıp toplayıp götürecek. Sokaklarda hep 1 lastik kokusu. Ölüm kokusu. Kan kokusu.
*
Diyarbakır’da polis göstericileri dağıtmak için bilmem ne gazı sıkmaktayken televizyonlardan geçen programlara/ o ışıklı stüdyolarda konuşanların yüzlerindeki mimiklere ve kullandıkları sözcüklere bakmak yeter Türkiye’nin ruhen bölünmüş olduğunu anlamaya. Resmen bölünmekten beterdir bu. 2 kişilik yalnızlık kadar rezil 1 durum YANİ. Bütündür harita ve fakat Diyarbakır İstanbul’a Brüksel’den daha uzaksa/ Diyarbakır’ın acısını anlamamak öfkesine hak vermemek için herhalde odun falan olmak gerekir. Hakkaten Mine Kırıkkanat olmak işe yaramaz böyle 1 durumda. İstanbul’daki oğlumla telefonda konuşuyoruz DA çocuk aklıyla saptamasını yapıyor: -Diyarbakır başka 1 ülke anne...
*
Tayyip Erdoğan Diyarbakır’a gitmiş ve fakat iyi karşılanmamıştır/ Diyarbakırlılar Erdoğan’a hoşgeldin dememişler/ yollarına güller sermemişlerdir. Oraya gidene kadar geçtiği yollara bakmak lazım bu tepkiyi çar-çur etmemek için: -Tayyip Erdoğan sendikalara ‘Sokağa dökülürseniz dökülün kardeşim’ demiştir. -Bazı holdinglere para kaptıran vatandaşlara ‘Bize mi sordunuz? Kaptırmasaydınız’ demiştir. -İş isteyen işsize ‘Devlet iş dağıtma yeri değil. Burada Başbakan konuşuyor, biraz saygılı ol. İşte devlet böyle battı’ demiştir. -Yakınan üreticiye ‘Hazırlopçu’/ yakınan vatandaşa ‘Bedavacı’ demiştir. -Depremzedelerin gösterisine ‘provokasyon’/ çevrecilerin tepkisine ‘ideolojik’ demiştir. -‘Askerlik yan gelip yatma yeri değil’ demiştir... -‘Anamız ağladı’ diyen vatandaşa ‘Al ananı ve git’ demiş mahkemelerde süründürmüştür. -‘Şemdinli’deki vatandaştan tanık olarak istifade edemezsiniz. Çünkü her an tehdit altında. Orada bölücü örgütün istemediği bir şey söylerse yanmıştır’ sözleri de Tayyip Erdoğan’a aittir.
*
Diyarbakır da aynen Şemdinli gibi Tayyip Erdoğan’ın tanıklığını geçerli saymadığı insanların şehridir. Tayyip Erdoğan askerin yanındaki yerini sağlama almış vaziyette, solcuların/demokratların/yamuk köşeyazarlarının kendisi için yazdıkları destanla koltuklarını kabartmış konuşuyor Diyarbakır’da. Onun konuştuğu Diyarbakır başka/ Erdoğan’a kucak açmayan/ kepenklerini kapatan Diyarbakır başka. Sokaklarda kan gövdeyi götürürken/ sokaklarda taşlar sopalar konuşurken Erdoğan Belediye Başkanı’nı azarlamıştır: -Diyarbakırımız daha güzel olsun diyoruz. Allah aşkına havaalanından buraya gelirken şu yolların halini gördüm. Modern bir şehre bu pislik yakışır mı? Acaba bu Diyarbakır’ı yönetenlerin çöp arabaları yok mu, temizlik elemanları yok mu? Bu yakışıyor mu? İşte halkım gereken dersi vermeli.” Diyarbakır’ın sorunu eğer sokaklardaki çöpse, kolayı var. Kıbrıs’ın kuzeyine gönderdiğiniz gibi, gönderirsiniz Diyarbakır’a de çöp tenekelerini ve yazarsınız üstüne kocaman harflerle: -BU ÇÖP TENEKESİ TC DEVLETİNİN DİYARBAKIR HALKINA ARMAĞANIDIR...
alıntıdır
Özlem Güneyli
*
Diyarbakır’da polis göstericileri dağıtmak için bilmem ne gazı sıkmaktayken televizyonlardan geçen programlara/ o ışıklı stüdyolarda konuşanların yüzlerindeki mimiklere ve kullandıkları sözcüklere bakmak yeter Türkiye’nin ruhen bölünmüş olduğunu anlamaya. Resmen bölünmekten beterdir bu. 2 kişilik yalnızlık kadar rezil 1 durum YANİ. Bütündür harita ve fakat Diyarbakır İstanbul’a Brüksel’den daha uzaksa/ Diyarbakır’ın acısını anlamamak öfkesine hak vermemek için herhalde odun falan olmak gerekir. Hakkaten Mine Kırıkkanat olmak işe yaramaz böyle 1 durumda. İstanbul’daki oğlumla telefonda konuşuyoruz DA çocuk aklıyla saptamasını yapıyor: -Diyarbakır başka 1 ülke anne...
*
Tayyip Erdoğan Diyarbakır’a gitmiş ve fakat iyi karşılanmamıştır/ Diyarbakırlılar Erdoğan’a hoşgeldin dememişler/ yollarına güller sermemişlerdir. Oraya gidene kadar geçtiği yollara bakmak lazım bu tepkiyi çar-çur etmemek için: -Tayyip Erdoğan sendikalara ‘Sokağa dökülürseniz dökülün kardeşim’ demiştir. -Bazı holdinglere para kaptıran vatandaşlara ‘Bize mi sordunuz? Kaptırmasaydınız’ demiştir. -İş isteyen işsize ‘Devlet iş dağıtma yeri değil. Burada Başbakan konuşuyor, biraz saygılı ol. İşte devlet böyle battı’ demiştir. -Yakınan üreticiye ‘Hazırlopçu’/ yakınan vatandaşa ‘Bedavacı’ demiştir. -Depremzedelerin gösterisine ‘provokasyon’/ çevrecilerin tepkisine ‘ideolojik’ demiştir. -‘Askerlik yan gelip yatma yeri değil’ demiştir... -‘Anamız ağladı’ diyen vatandaşa ‘Al ananı ve git’ demiş mahkemelerde süründürmüştür. -‘Şemdinli’deki vatandaştan tanık olarak istifade edemezsiniz. Çünkü her an tehdit altında. Orada bölücü örgütün istemediği bir şey söylerse yanmıştır’ sözleri de Tayyip Erdoğan’a aittir.
*
Diyarbakır da aynen Şemdinli gibi Tayyip Erdoğan’ın tanıklığını geçerli saymadığı insanların şehridir. Tayyip Erdoğan askerin yanındaki yerini sağlama almış vaziyette, solcuların/demokratların/yamuk köşeyazarlarının kendisi için yazdıkları destanla koltuklarını kabartmış konuşuyor Diyarbakır’da. Onun konuştuğu Diyarbakır başka/ Erdoğan’a kucak açmayan/ kepenklerini kapatan Diyarbakır başka. Sokaklarda kan gövdeyi götürürken/ sokaklarda taşlar sopalar konuşurken Erdoğan Belediye Başkanı’nı azarlamıştır: -Diyarbakırımız daha güzel olsun diyoruz. Allah aşkına havaalanından buraya gelirken şu yolların halini gördüm. Modern bir şehre bu pislik yakışır mı? Acaba bu Diyarbakır’ı yönetenlerin çöp arabaları yok mu, temizlik elemanları yok mu? Bu yakışıyor mu? İşte halkım gereken dersi vermeli.” Diyarbakır’ın sorunu eğer sokaklardaki çöpse, kolayı var. Kıbrıs’ın kuzeyine gönderdiğiniz gibi, gönderirsiniz Diyarbakır’a de çöp tenekelerini ve yazarsınız üstüne kocaman harflerle: -BU ÇÖP TENEKESİ TC DEVLETİNİN DİYARBAKIR HALKINA ARMAĞANIDIR...
alıntıdır
Özlem Güneyli