Merhaba arkadaşlar bugün sizlere son zamanlar Original Sin ile tanınan Divinity serisinin ilk ve tek izometrik olmayan underrated oyunu olan Divinity 2: Dragon Knight Saga veya güncel ismi ile Divinity 2: Developer's Cut'dan ve bu oyunla ilk tanıştığım zamanlardan bahsetmek istiyorum. İlk önce şunu söylemeliyim. Bu oyun iki bölümden oluşuyor: Ego Draconis ve hikayenin devamı olan Flames of Vengeance. Bu oyuna inanın en iyi ve ya en kötü "top RPG liste"lerinde bile rastlamadınız.
Oyunla ilk nasıl tanıştım(okumaya dabilirsiniz?)
Ben bu oyunu ilk oynadığımda 2012 falandı Divinity anthology almıştım bir arkadaştan daha çocuktum oynarken. Pek anlamamıştım oyunu ama beğenmiştim ama ondan öncesinde de Divinity serisinin ilk oyunlarını da tabii ki oynamıştım onlar izometrikti onları azar azar oynayıp Ego Draconise geçtim. İlk başlarda oyun biraz belirsizdi nereye gideceğimi bilmiyorum falan neyse bir yolunu bulup guestlerin birçoğunu yaptıktan sonra en önemli kısımlardan birine gelmeyi başardım ve işte o zaman oyuna aşık oldum ejderhaya dönüşmüştüm bir süreliyine ama bu çabuk bitti. Tabii ki şunu da belirtmem gerek ki oyunu oynamamı sağlayan şey tek ejderhaya dönüşmek değildi oyunun oynanışı harikaydı: Savaş mekanikleri, skiller, hikayesi, görevleri tek kelimeyle muhteşemdi. Sonra tabii ilerlemem gerekiyordu Broken Valleyi, Maxos Temple sonra Sentinel İsland'ı altını üstüne getirdikten sonra Battle Tower'i ele geçirdim ve sonra işte asıl oyun o zaman başladı artık serbest bir şekilde ejderhaya dönüşüp ejderhalarla savaşa biliyordum. Flames of Vengeance'ı o zamanlar bilmiyordum ben bu oyunu ilk oynayıp bitirdikten sonra bazı sebeplerden oynayamadım. 2015 veya 2016'da oyuna yeniden başlayıp bitirmişdim ve hala seviyordum oyunu ondan sonra Flames of Vengeancı bitirdim ve mutlu son
Oyun hakkında ve oynanış
Oyunda 3 klas var: Warrior, Ranger, Mage. Bu oyunda klas seçmek çok farklı yani en başta seçmiyorsunuz klasınız seçtiğiniz skillere göre şekilleniyor ve isterseniz sadece bir klasın skilleri üzerinden ilerlersiniz, isterseniz de skilleri karıştırarak aynı zamanda hem Warrior hem Ranger veya hem Warrior hem Mage veya hem Warrior hem Mage hem de Ranger ola biliyorsunuz ve bu harika bir şey en azından bana göre. Oyunda her seviye atladığınızda size skillerinizi ve statlarınızı artırma şansı veriliyor ancak 1 skill artırabilirsiniz daha fazla artırmak için skill kitapları bulup artırabilirsiniz kitaplar maksimum 2 artırma şansı veriyor.
Savaş mekanikleri harika vuruş hissiyatı pek yok ama bana göre oyun en iyi savaş mekaniklerinden birine sahip. Silahlar kılıç, balta, çekiç(bu silahları çift olarak da kullanabilirsiniz),yay ve uzunkılıç. Ve en güzel kısım ejderhaya dönüşebilmek. Ejderhaya dönüşüp sadece uçmuyorsunuz ejderhanın da kendine göre skilleri var bunları artırıp oyundaki ejderha ile yaptığınız saldırıları daha da güçlendire biliyorsunuz. Ejderha temalı oyunlar içerisinde bu oyuna gerçekten ejderha temalı diyebiliriz çünkü bu diğer oyunlardan biraz farklı. Onu farklı yapan şeyin ne olduğunu söylememe gerk yok sanırım.
Bir RPG'de Armor bana göre çok önemlidir. Oyundaki Armor'lar benim şimdiye kadar oynadığım RPG'ler arasındaki en iyileri. Yani kim tasarlamışsa ellerine sağlık. Fakat bununla ilgili tek sorun mağazalarda Armor'ları set olarak satmıyorlar bazen zırhın üst kısmımı alıyorsun alt kısmı veya eldiveni yok. Başka satıcılara gidip bakıyorsun orada oluyor çoğu zaman. Bana göre çok aptal bir mağaza sistemine sahip.
Oyundaki mizah harika. Dialoglarda bunu gerçekten hissedeceksiniz bazı dialoglar gerçekten gülümsettiği gibi güldürüyor da. Oyunda bulmacalar da var bazen zor bulmacalarla da karşılaşa biliyorsunuz ama ben bulmaca kısmını sevmiştim. Oyundaki görevlerden bahsedecek olursak oyun ağzına kadar dolu demek isterdim amma değil maalesef. Ne çok ne az amma sizi temin ederim hepsi çok güzel.
Hikaye
Hikaye ile ilgili pek bir şey söylemek istemiyorum açıkçası. Divinity evreni bana göre çok ilginç aynı zamanda güzel. Oyun Rivellon'da geçiyor ve biz bir Dragon Slayer olarak başlıyoruz sonra olaylar gelişiyor. Benim hikayesini en sevdiğim oyunlardan biri. Aslında oyunda hikaye ile ilgili sevmediğim bir şey var ya keşke hikayeyi öyle yazsalardı ki oyunun ortalarında direk Dragon Knight olmasaydık Dragon Slayer olarak da devam etme seçimimiz olsaydı. Fakat öyle yazılmış ki neredeyse mümkün değil. Neyse. Oyundakı kitaplarda hikaye ile ilgili birçok bilgi var. Oyundaki karakterlerle ilgili kitaplar falan var ve bunları okuyup bilgi edinebilirsiniz.
Kısaca:
Ben bu oyunu sevdim ve 2016'dan beri hala oynuyorum bıkmadım gerçekten. Oyun bana göre halen bu günlerde de oynanabilir bir oyun. Oyun çok underrated olduğu için pek bilinmeyen bir oyun gerçekten bazı RPG gruplarında bile bu oyundan bihaber olan çok insan var. Ben söyledim de gitti birçoğu oynadı ve bilenlerin sayı arttı. Bazen bu oyundan bahsederken Original Sinden bahsettiğimi falan zannediyorlar sinir oluyorum resmen.
Umarım açıklayıcı olmuşumdur. Yazımda eksik veya yanlış olabilir. Eklemek istediğiniz bir şey varsa ekleyin ve sormak istediğiniz bir şey varsa sorabilirsiniz. Teşekkürler
Oyunla ilk nasıl tanıştım(okumaya dabilirsiniz?)
Ben bu oyunu ilk oynadığımda 2012 falandı Divinity anthology almıştım bir arkadaştan daha çocuktum oynarken. Pek anlamamıştım oyunu ama beğenmiştim ama ondan öncesinde de Divinity serisinin ilk oyunlarını da tabii ki oynamıştım onlar izometrikti onları azar azar oynayıp Ego Draconise geçtim. İlk başlarda oyun biraz belirsizdi nereye gideceğimi bilmiyorum falan neyse bir yolunu bulup guestlerin birçoğunu yaptıktan sonra en önemli kısımlardan birine gelmeyi başardım ve işte o zaman oyuna aşık oldum ejderhaya dönüşmüştüm bir süreliyine ama bu çabuk bitti. Tabii ki şunu da belirtmem gerek ki oyunu oynamamı sağlayan şey tek ejderhaya dönüşmek değildi oyunun oynanışı harikaydı: Savaş mekanikleri, skiller, hikayesi, görevleri tek kelimeyle muhteşemdi. Sonra tabii ilerlemem gerekiyordu Broken Valleyi, Maxos Temple sonra Sentinel İsland'ı altını üstüne getirdikten sonra Battle Tower'i ele geçirdim ve sonra işte asıl oyun o zaman başladı artık serbest bir şekilde ejderhaya dönüşüp ejderhalarla savaşa biliyordum. Flames of Vengeance'ı o zamanlar bilmiyordum ben bu oyunu ilk oynayıp bitirdikten sonra bazı sebeplerden oynayamadım. 2015 veya 2016'da oyuna yeniden başlayıp bitirmişdim ve hala seviyordum oyunu ondan sonra Flames of Vengeancı bitirdim ve mutlu son
Oyun hakkında ve oynanış
Oyunda 3 klas var: Warrior, Ranger, Mage. Bu oyunda klas seçmek çok farklı yani en başta seçmiyorsunuz klasınız seçtiğiniz skillere göre şekilleniyor ve isterseniz sadece bir klasın skilleri üzerinden ilerlersiniz, isterseniz de skilleri karıştırarak aynı zamanda hem Warrior hem Ranger veya hem Warrior hem Mage veya hem Warrior hem Mage hem de Ranger ola biliyorsunuz ve bu harika bir şey en azından bana göre. Oyunda her seviye atladığınızda size skillerinizi ve statlarınızı artırma şansı veriliyor ancak 1 skill artırabilirsiniz daha fazla artırmak için skill kitapları bulup artırabilirsiniz kitaplar maksimum 2 artırma şansı veriyor.
Savaş mekanikleri harika vuruş hissiyatı pek yok ama bana göre oyun en iyi savaş mekaniklerinden birine sahip. Silahlar kılıç, balta, çekiç(bu silahları çift olarak da kullanabilirsiniz),yay ve uzunkılıç. Ve en güzel kısım ejderhaya dönüşebilmek. Ejderhaya dönüşüp sadece uçmuyorsunuz ejderhanın da kendine göre skilleri var bunları artırıp oyundaki ejderha ile yaptığınız saldırıları daha da güçlendire biliyorsunuz. Ejderha temalı oyunlar içerisinde bu oyuna gerçekten ejderha temalı diyebiliriz çünkü bu diğer oyunlardan biraz farklı. Onu farklı yapan şeyin ne olduğunu söylememe gerk yok sanırım.Bir RPG'de Armor bana göre çok önemlidir. Oyundaki Armor'lar benim şimdiye kadar oynadığım RPG'ler arasındaki en iyileri. Yani kim tasarlamışsa ellerine sağlık. Fakat bununla ilgili tek sorun mağazalarda Armor'ları set olarak satmıyorlar bazen zırhın üst kısmımı alıyorsun alt kısmı veya eldiveni yok. Başka satıcılara gidip bakıyorsun orada oluyor çoğu zaman. Bana göre çok aptal bir mağaza sistemine sahip.
Oyundaki mizah harika. Dialoglarda bunu gerçekten hissedeceksiniz bazı dialoglar gerçekten gülümsettiği gibi güldürüyor da. Oyunda bulmacalar da var bazen zor bulmacalarla da karşılaşa biliyorsunuz ama ben bulmaca kısmını sevmiştim. Oyundaki görevlerden bahsedecek olursak oyun ağzına kadar dolu demek isterdim amma değil maalesef. Ne çok ne az amma sizi temin ederim hepsi çok güzel.
Hikaye
Hikaye ile ilgili pek bir şey söylemek istemiyorum açıkçası. Divinity evreni bana göre çok ilginç aynı zamanda güzel. Oyun Rivellon'da geçiyor ve biz bir Dragon Slayer olarak başlıyoruz sonra olaylar gelişiyor. Benim hikayesini en sevdiğim oyunlardan biri. Aslında oyunda hikaye ile ilgili sevmediğim bir şey var ya keşke hikayeyi öyle yazsalardı ki oyunun ortalarında direk Dragon Knight olmasaydık Dragon Slayer olarak da devam etme seçimimiz olsaydı. Fakat öyle yazılmış ki neredeyse mümkün değil. Neyse. Oyundakı kitaplarda hikaye ile ilgili birçok bilgi var. Oyundaki karakterlerle ilgili kitaplar falan var ve bunları okuyup bilgi edinebilirsiniz.
Kısaca:
Ben bu oyunu sevdim ve 2016'dan beri hala oynuyorum bıkmadım gerçekten. Oyun bana göre halen bu günlerde de oynanabilir bir oyun. Oyun çok underrated olduğu için pek bilinmeyen bir oyun gerçekten bazı RPG gruplarında bile bu oyundan bihaber olan çok insan var. Ben söyledim de gitti birçoğu oynadı ve bilenlerin sayı arttı. Bazen bu oyundan bahsederken Original Sinden bahsettiğimi falan zannediyorlar sinir oluyorum resmen.
Umarım açıklayıcı olmuşumdur. Yazımda eksik veya yanlış olabilir. Eklemek istediğiniz bir şey varsa ekleyin ve sormak istediğiniz bir şey varsa sorabilirsiniz. Teşekkürler
