Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
* Başkalarının acılarından ve geçmiş felaketlerinden ders al. Böyle insanların nasihat ve tavsiyelerine kulak ver. Yapacağın işi, daha önce bunu denemiş, tecrübeli kimselere danış! Çünkü onlar, kendilerine pahalıya mal olmuş doğru görüş ve bilgileri sana bedava verirler. İllâ senin de başına gelmesini bekleme. Sana da çok pahalıya mal olur.
* Dünyada iken, Allahü teâlânın dinine razı olduğu şekilde doğru hizmet edenler, Allahü teâlânın kullarının müşküllerini halledenler, mahşerde, tahtlar üzerinde, kürsülerde, gölgelerde oturacaklar. Allahü teâlâ onlarla konuşacak. Onlar için ne hesap var ne azap var.
* En zor iş İslamiyet’e hizmet etmektir. Çünkü Allahü teâlâ en zor işi en güvendiğine, en çok sevdiğine vermiştir. Peygamberlere ve vârislerine vermiştir.
* Başarının sırrı, birlik-beraberlik, dürüstlük, iyi hedef seçmektir.
* Yanan bir evden birini kurtarmak çok büyük sevap olduğu halde Cehennem ateşinden kurtarmak yanında hiç kalır. Bir kişi daha yanmaktan kurtulsun diye uğraşmalı. Hiç kimse yanmasın düşüncesinde olmalı.
* Müslümanlık dünya ve ahiret saadetidir. Allahü teâlânın en sevdiği şey imandan sonra kullarına hizmet etmektir.
* Allahü teâlâ bir kulunu severse, ona iki şey verir. Birincisi; sevdiği bir kulunu ona tanıştırır. Eshab-ı kirama Peygamber efendimizi tanıttığı gibi. İkincisi; ona hayırlı bir iş verir. En hayırlı iş Peygamber efendimizin yaptığı iştir.
* Allah’ın dinini, Allah’ın kullarının ayaklarına kadar götürmek ne büyük zevktir.
* Tasavvuf, vakti, en değerli olan şeye sarf etmektir.
* Tasavvuf, herkesin yükünü çekmek ve kimseye kendi yükünü çektirmemektir.
* Tasavvuftan maksat, kendini zorlamadan her an Allahü teâlâyı hatırlamaktır.
* İnsanın kıymeti; idrakinin, ehli sünnet büyüklerinin hakikatlerini anladığı kadardır.
* İnsana lazım olan önce Ehli sünnete uygun inanmak, sonra Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymak, daha sonra tasavvuf yolunda ilerlemektir.
* Bütün kerametleri bize verseler, fakat itikadımız düzgün değilse, hâlimiz haraptır. Eğer bütün haraplıkları, çirkinlikleri verseler itikadımız düzgün ise, hiç üzülmemeliyiz. Doğru itikat, düzgün itikat, ehli sünnet itikadıdır.
* Allahü teâlâ insanları Cennetine davet ediyor. Davetçi olarak da Peygamber efendimizi gönderdi. Davetiye olarak da İslamiyet’i gönderdi. Fakat insanların çoğu bu davete icabet etmedi.
* Para, şan şöhret insanı rahatlatmaz. İslamiyet ile kontrol altına alınmazsa, insanı dünyada ve ahirette perişan eder.
* Beynin sağlam olması lazım. Diğer uzuvlardaki ufak tefek rahatsızlıklar bir şekilde halledilir. Ama beyin rahatsız olursa, bütün vücut felç olur. Lider, beyin gibidir. Ehli sünnet itikadı beyin gibidir, doğru kılınan beş vakit namaz beyin gibidir.
* Ahmaklık kârını zararını bilmemek, sağını solunu görmemek, iyiyi kötüyü ayıramamak demektir. Cehenneme giren ahmaklık sebebiyle girer, yüz binlerce ip sarkıtılıyor, uçuruma yuvarlanmamak için.
Ders al, illâ başına gelmesini bekleme
* Başkalarının acılarından ve geçmiş felaketlerinden ders al. Böyle insanların nasihat ve tavsiyelerine kulak ver. Yapacağın işi, daha önce bunu denemiş, tecrübeli kimselere danış! Çünkü onlar, kendilerine pahalıya mal olmuş doğru görüş ve bilgileri sana bedava verirler. İllâ senin de başına gelmesini bekleme. Sana da çok pahalıya mal olur.
* Dünyada iken, Allahü teâlânın dinine razı olduğu şekilde doğru hizmet edenler, Allahü teâlânın kullarının müşküllerini halledenler, mahşerde, tahtlar üzerinde, kürsülerde, gölgelerde oturacaklar. Allahü teâlâ onlarla konuşacak. Onlar için ne hesap var ne azap var.
* En zor iş İslamiyet’e hizmet etmektir. Çünkü Allahü teâlâ en zor işi en güvendiğine, en çok sevdiğine vermiştir. Peygamberlere ve vârislerine vermiştir.
* Başarının sırrı, birlik-beraberlik, dürüstlük, iyi hedef seçmektir.
* Yanan bir evden birini kurtarmak çok büyük sevap olduğu halde Cehennem ateşinden kurtarmak yanında hiç kalır. Bir kişi daha yanmaktan kurtulsun diye uğraşmalı. Hiç kimse yanmasın düşüncesinde olmalı.
* Müslümanlık dünya ve ahiret saadetidir. Allahü teâlânın en sevdiği şey imandan sonra kullarına hizmet etmektir.
* Allahü teâlâ bir kulunu severse, ona iki şey verir. Birincisi; sevdiği bir kulunu ona tanıştırır. Eshab-ı kirama Peygamber efendimizi tanıttığı gibi. İkincisi; ona hayırlı bir iş verir. En hayırlı iş Peygamber efendimizin yaptığı iştir.
* Allah’ın dinini, Allah’ın kullarının ayaklarına kadar götürmek ne büyük zevktir.
* Tasavvuf, vakti, en değerli olan şeye sarf etmektir.
* Tasavvuf, herkesin yükünü çekmek ve kimseye kendi yükünü çektirmemektir.
* Tasavvuftan maksat, kendini zorlamadan her an Allahü teâlâyı hatırlamaktır.
* İnsanın kıymeti; idrakinin, ehli sünnet büyüklerinin hakikatlerini anladığı kadardır.
* İnsana lazım olan önce Ehli sünnete uygun inanmak, sonra Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymak, daha sonra tasavvuf yolunda ilerlemektir.
* Bütün kerametleri bize verseler, fakat itikadımız düzgün değilse, hâlimiz haraptır. Eğer bütün haraplıkları, çirkinlikleri verseler itikadımız düzgün ise, hiç üzülmemeliyiz. Doğru itikat, düzgün itikat, ehli sünnet itikadıdır.
* Allahü teâlâ insanları Cennetine davet ediyor. Davetçi olarak da Peygamber efendimizi gönderdi. Davetiye olarak da İslamiyet’i gönderdi. Fakat insanların çoğu bu davete icabet etmedi.
* Para, şan şöhret insanı rahatlatmaz. İslamiyet ile kontrol altına alınmazsa, insanı dünyada ve ahirette perişan eder.
* Beynin sağlam olması lazım. Diğer uzuvlardaki ufak tefek rahatsızlıklar bir şekilde halledilir. Ama beyin rahatsız olursa, bütün vücut felç olur. Lider, beyin gibidir. Ehli sünnet itikadı beyin gibidir, doğru kılınan beş vakit namaz beyin gibidir.
* Ahmaklık kârını zararını bilmemek, sağını solunu görmemek, iyiyi kötüyü ayıramamak demektir. Cehenneme giren ahmaklık sebebiyle girer, yüz binlerce ip sarkıtılıyor, uçuruma yuvarlanmamak için.
Ders al, illâ başına gelmesini bekleme