Darwin' e cevap (Allahı akıl ile görmek)

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan buyrun
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

buyrun

Öğrenci
Katılım
1 Ocak 2009
Mesajlar
23
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Kulagının duydugunu akıl ile anladı isen, gözünün gördügünüde aklından öğren.

Ses görünmez iken kulagın duyması ile akılda algılanması nasıl ise ve o sesin görünmesede varlıgı bu akıl ile inkar edilemez ise;
öylede güneşin ve yıldızların öylece havada asılı ve yer kürenin (dünyanın) boşlukta hiç bir güç ve kuvvete bağlı olmadan varlıgını sürdürmesi o kuvetin inkarıdır. O ise sesi kabul eden aklın akılsızlıgıdır.

GÜÇ VE KUVVET YALNIZ ALLAHTANDIR
 

yemliha

Asistan
Katılım
4 Mart 2009
Mesajlar
133
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
edrake kelimesiyle açıklanan idrak bazı konulara kapasitemiz ölçüsünde vakıf olabileceğimizi bize hatırlatır
unutmayın okuma okuduğunu anlama ve ondan istifade nasib işidir
eğer gözleri kör olan kulaklarında ağırlık bulunan[kurşun dökülmüş]bir kişiyseniz kurAnı defalarca okusanız nasiblenemezsinin
darwin olayını basit şekilde anlamaya çalışıyorsunuz
oysa bu büyük bir ekonomik olaydır bu konuda devlet idarelerine hükmeden vakıflar mevcuttur
onlarda inandığından değil ekonomik olarak inanmak zorunda oldukları için inanıyorlar
mekke müşrikleri Allah[cc]hı tanımıyorlarmıydı tanıyorlardı putları ve inanışları ekonomikti fravunda öyle konstantinde öyle yani bu konuyu açarsak günlerce altından kalkamayız
ama meraklı arkadaşlar darvin vakıflarının linklerine tıklasınlar
 

tuvana

Doçent
Katılım
14 Şubat 2009
Mesajlar
816
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Ya Allah ezelidir veya madde... Allah'ın varlığını kabul etmeyen materyalistler maddeye ezeliyet vermek zorunda kalmışlardır. 20. yüzyılın ilim sahasında kâinatın başlangıcı olduğu, ezeli olmadığı ve ebedi olamayacağını ispatlayan pek çok ilmî deliller, inkârcıların temel felsefesi olan materyalizmin idam hükmünü infaz etmiştir.

"Bugünkü ilimden pek az birşeyi dahi hakikaten anlamış olan bir kimsenin materyalizm hastalığına karşı muafiyet kazandığı muhakkaktır" diyor Bawing.

Albert Camus da şu gerçeği kesinlikle ortaya koyuyor:

"Marxizmin hatasız olabilmesi için 20. asrın bütün keşiflerini inkâr etmek gerekecektir. Marxizm bugün ancak Heiesenberg'e, Bohr'a, Einstein'a ve zamanımızın en büyük âlimlerine karşı koymak şartı ile ilmî olduğunu iddia edebilir."

Atomlardan yıldızlara kadar her varlığın hayret verici mekanizmalarıyla beraber şaşmaz intizamları "Bir" olanı, "mutlak ilim ve kudret sahibini" bildirdiği, Allah'ın büyüklüğünün pırıltılarını aksettirdiği halde, Allah'ı inkâr eden kimseler de yok değildir. İlâhî kudretin pırıltılarından doğan tabiatın nereden idare edildiğini anlayamayan ve o pırıltıların nereden geldiğini bilmeyen kimseler madde ve kuvvet ezelidir, şuurludur vs. diyerek çalışmaktadırlar. Meselâ, "Sosyalizm Işığında Bilim ve Din" kitabında şu cümlelere rastlıyoruz:

"Madde hiçbir Tanrı tarafından yaratılmamıştır. Madde ve enerji öncesiz ve sonrasız olarak vardır ve durmaksızın biçim değiştirirler."
Davit Foster'in ise kâinattaki ilim ve irade mahsulü eserleri ve hadiseleri gördükten sonra, idrâki "Allah vardır, kâinatı yaratan O'dur" hakikatını hazmedemeyince ne kadar gülünç duruma düştüğü, kitabına "The Intelligent Universe" "Zekâ sahibi kâinat" ismini vermesinde ve atomların da, gezegenlerin de şuurlu olduğunu iddia ederek "Kâinat şuurlu bir yapıdır" şeklindeki ifadesinde açıkça görülmektedir. Ve yine görülmektedir ki, birtek ilâhı kabul etmeyen kimseler atomlardan yıldızlara kadar herbir şeye ilâhlık vermeye, yâni herbir zerrede mutlak ilim, kudret, ezeliyet gibi sıfatları kabul etmeye mecbur olmuşlardır.

Ezeli Olan Allah'tır

Maddelerin ve kâinatın ezeli olmadığını ilmî deliller ışığında izah eden bir kimsenin karşısında, ekseriyetle materyalistler tarafından klâsik bir sual çıkarılmaktadır. "Madem herşey yaratılmıştır. O halde Allah'ı kim yarattı?"

Bu sual, evvelâ temelde hatalıdır. Çünkü sualler zincirleme sonsuza kadar gider... Ayrıca biz; Kâinatın, Kur'an'ın, Resûlüllah'ın (S.A.V.) bildirdiği bir Allah'a (C.C.) inanıyoruz.

O'nun için; mekân, zaman, sınır, âcizlik, başlangıç, son v.s. yoktur. Bütün bunlar madde için, eşya için geçerlidir. Halbuki O (C.C.) ne maddedir, ne şekildir, ne de düşünebileceğimiz başka bir şeydir. O, eşi benzeri olmayan, herşeye hakkıyla kâdir olandır.

Şâyet bir kimse ezeli olmayan bir Allah'tan bahsediyorsa, kendi kafasındaki Tanrı'dan bahsediyor demektir, gerçek Allah'tan (C.C.) değil... Yunanlıların Zeus'dan bahsetmesi gibi...

Bir kimsenin mimar olabilmesi için çeşitli vasıflara sahip olması gerekir. Bu vasıflar olmazsa o kimsenin mimar mevkiinde olması da mümkün değildir. Hayat, ilim, cüz'i irade gibi sıfatları taşımayan birine mimar denmesi beklenebilir mi?

Kainatın mimarı olan Allah'ın (C.C.), Yaratıcı'mızın da kudsi sıfatları vardır. Kudret sahibidir, Hayat sahibidir, Vücudu zatidir, Ezelidir, Ebedidir, hiçbir şeye benzemez, Gâni'dir, Kerim'dir, Rahim'dir, vb...

Allah'ın (C.C.) bütün varlıkları yaratması, yaratılmasını (haşa) gerektirmez. Akıl görünen misaller istediği için bu mevzûyu birkaç misâlle daha da açıklığa kavuşturmaya çalışalım.

Bir nefer emri onbaşıdan, o da yüzbaşıdan ve nihayet başkumandan da emri padişahtan alır, "Ya padişah kimden emir alıyor?" şeklinde bir soru sorulmaz. Zira padişah da birinden emir alsa, o da raiyyet derecesine iner ve emir aldığı zât padişah olur. Bu halde birinci şahıs padişah değildir ki: "Padişah kimden emir alıyor?" diye bir soru sorabilelim. Padişah denilince emir veren, fakat emir almayan bir Zât hatıra gelir.

Devir ve teselsülün imkânsızlığını açıklamak için verdiğimiz misâlden anlaşıldığı gibi, bu kâinatın yaratılışının; zâtı, esması ve sıfatlarıyla ezeli ve ebedi olan Allah'a (C.C.) dayanması zaruridir.

Bütün mahlûkat, yaratıp fakat yaratılmayan bir Zât-ı Zülcelâlin kudretiyle "yokluk karanlıklarından ziyadâr varlık âlemine" getirilmişlerdir.
Dünyamız ışığı nereden almaktadır?
— Güneş'ten.
Ay ışığını nereden almaktadır?
— Güneş'ten.
Merih, Jüpiter v.s. gibi gezegenler ışığını nereden almaktadır?
— Güneş'ten.
Peki, Güneş ışığını nereden almaktadır?
Güneş ışığını başka bir yıldızdan almaz. Bizatihi kendisi ışık neşredicisi durumundadır.
Demek ki: Dünya'nın, Ay'ın, diğer gezegenlerin ışığını Güneş'ten alması Güneş'in ışığını başka bir yerden almasını gerektirmiyor. Aynen bu misâl gibi, Allah'ın (C.C.) bütün varlıkları yaratmış olması, yaratılmasını gerektirmemektedir.

Netice

İnancımıza mutlaka bir sebep arayan materyaliste vereceğimiz en kısa cevap şu olacaktır:
"Şunun veya bunun için, şundan veya bundan dolayı değil, aslında ALLAH VAR OLDUĞU İÇİN İNANIYORUZ..."

Sinan Bengisu

http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php?s=article&aid=9332
 

buyrun

Öğrenci
Katılım
1 Ocak 2009
Mesajlar
23
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
edrake kelimesiyle açıklanan idrak bazı konulara kapasitemiz ölçüsünde vakıf olabileceğimizi bize hatırlatır
unutmayın okuma okuduğunu anlama ve ondan istifade nasib işidir
eğer gözleri kör olan kulaklarında ağırlık bulunan[kurşun dökülmüş]bir kişiyseniz kurAnı defalarca okusanız nasiblenemezsinin
darwin olayını basit şekilde anlamaya çalışıyorsunuz
oysa bu büyük bir ekonomik olaydır bu konuda devlet idarelerine hükmeden vakıflar mevcuttur
onlarda inandığından değil ekonomik olarak inanmak zorunda oldukları için inanıyorlar
mekke müşrikleri Allah[cc]hı tanımıyorlarmıydı tanıyorlardı putları ve inanışları ekonomikti fravunda öyle konstantinde öyle yani bu konuyu açarsak günlerce altından kalkamayız
ama meraklı arkadaşlar darvin vakıflarının linklerine tıklasınlar

Ben konuyu Allahın varlıgının ispatına küçük bir pencere olsun diye açtım.
Sizin anlatmak istediginizden şunu anladım. İnsanların akılları ve kalbleri ile inanıp ama inanışlarını yaşantılarına geçirmeden yine adeta darvin teorisi üzerine bir yaşantı sürmektedir demek istediniz sanırım. ?
 

yemliha

Asistan
Katılım
4 Mart 2009
Mesajlar
133
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Ben konuyu Allahın varlıgının ispatına küçük bir pencere olsun diye açtım.
Sizin anlatmak istediginizden şunu anladım. İnsanların akılları ve kalbleri ile inanıp ama inanışlarını yaşantılarına geçirmeden yine adeta darvin teorisi üzerine bir yaşantı sürmektedir demek istediniz sanırım. ?
canım anlatmak istediğim darwin teorisinin doğruluğunu ispata çalışanlar akıl yoksunumu hayır aralarında çok değerli bilimadamları mevcut ama bu iş ekmek kapısı vakıflar bu bilimadamlarına oluk gibi para akıtıyorlar
böyle şey olurmu dermi
arkadaşlar evrim olayı bilimsel ağırlıklı bir olaydır sakın olaki kur'andan açıklamalarla cevap vermeyin kur'anı o tür düşüncelere muhatap etmeyelim müsait bir konu başlığı bulursak hergün sivrisinek mevzuunda olduğu gibi bir konu açsak bir sene idare edecek malzememiz var fazlasınıda temin edebiliriz
bu bölüm din kültürü bölümü olduğu için evrimin burada işlenmesinin iyi olmadığı kanaatindeyim
 
Üst