- Katılım
- 26 Ocak 2018
- Mesajlar
- 5,743
- Reaksiyon puanı
- 9,802
- Puanları
- 1,708
- Yaş
- 31
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2019 Necip Fazıl Ödülleri'nde konuştu. "Geçmişimizle yüzleşmek bizi küçültmez tam tersine büyütür." diyen Erdoğan, "Tek parti CHP'sine ait dönemde, objektif bir şekilde araştırılması gereken karanlık noktalar bulunuyor. Öncelikle bunu yapması gereken ana muhalefet CHP'nin bizzat kendisidir." ifadelerini kullandı. Erdoğan, "CHP'nin bir an önce milletin karşısına çıkıp bu ülkeye yaşattıkları için ya özür dilemesi ya da üzücü olaylardaki rolleri için pişmanlık duyduğunu millete söylemesi gerekiyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen 2019 Necip Fazıl Ödülleri Töreni'ndeki konuşmasında, ödüllerin yayın hayatı, edebiyat ve fikir dünyası için hayırlara vesile olmasını temenni etti.
Necip Fazıl Kısakürek'i rahmet, minnet ve hasretle yad ettiğini belirten Erdoğan, "Rabb'im ondan razı olsun. Onu cennet ve cemaliyle müşerref kılsın. Bu yıl altıncısını takdim ettiğimiz bu mükafatların ilim ve kültür hayatımız açısından artık bir Türkiye klasiğine dönüştüğünü görüyoruz. Bu başarıda 6 yıllık emeği olan Star gazetesine, üstadın mirasına ve aziz hatırasına sahip çıktıkları için şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin zengin kültür ve edebiyat havuzundan isimleri her yıl ince bir çalışmayla tespit eden, özellikle bu mükafatların takdimine istikamet veren jüriye teşekkür ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle de mükafatlarını takdim ettiğimiz ilim, edebiyat ve sanat erbabımızı gönülden tebrik ediyor, kendilerine yeni başarılarla dolu münbit bir ömür niyaz ediyorum. Bu bereketli topraklar, sayısız kültür ve sanat erbabını yetiştirmiş ve insanlığın istifadesine sunmuştur. Bu değerlerin tanınması, bilinmesi ve eserlerinden daha fazla kişinin istifade edebilmesi düşüncesiyle 2014'ten bu yana Necip Fazıl mükafatlarını sahipleriyle buluşturuyoruz. Özellikle jürideki saygıdeğer hocalarım, bu yıl da farklı dallarda 8 kıymeti bu listeye aldılar ve hakikaten çok ciddi emek sarf etmek suretiyle de bu isimler tespit edildi."
Listenin ilk sırasında şiir ödülünün yer aldığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Et-tekraru ahsen, velev kane yüz seksen. Bunları tekrar edeceğim. 2019 Necip Fazıl Şiir Ödülü'nü değerli kardeşim İbrahim Tenekeci'ye takdim ettik. Dilinde ve üslubunda her zaman sadeliği ve samimiyeti hissettiğimiz İbrahim Tenekeci modernleşmenin yol açtığı çelişkilere dikkati çeken şiirlere imza atıyor. 'Bir bilseniz efendim/ İçin için ateşe verdim içimdeki beni/ Ah beni/ Hangi vadiler istedi de gitmedim/ Kıskandım da ne oldu hayattan kendimi/ Ah efendim, sorar durur can/ Nasıl bir sondur bu/ Kaçtıkça yakınlaşan/ Kaçtıkça yakınlaşan/ Derdimi anlattım efendim/ Derdimi anlattım, sözü yormadan/ Oturup dua ettim, yalvardım/ Akıl, git başımdan.' Bir yanlışlık yoktur inşallah İbrahim kardeşim. Hayranlıkla okuduğumuz bu mısralarla ve bunun gibi daha niceleriyle yüreğimizi ısıtan İbrahim Tenekeci kardeşimizi tebrik ediyorum.
Hikaye ve roman alanında ise 'Esenlik Zamanları', 'Pencere', 'Adı Leyla' olsun gibi nice eseri edebiyat dünyamıza kazandıran Cemal Şakar'ı görüyoruz. Cemal Şakar hikayelerinde bize ait olan sesleri ve notaları kullanarak okuyucularına türkü tadında cümleler sunuyor. 'Yolculuk varmaktan güzeldir bazen. Ve yollar yürüyelim diye kalbimizi dürter.' diyor bir eserinde. Bir diğerinde ise 'Birileri uzakları anlatır, ulaşılamaz uzaklardan bahseder hep. O uzaklar içimizmiş meğer. Karanlık diye korkup girmediğimiz başka başka zamanların peşine düştüğümüz uzaklar.' Her bir hikayesinde okuyucusunun farklı iklimlerde soluklanmasını sağlayan Cemal Şakar kardeşimizi de tebrik ediyorum."
"OSMANLI, 600 YIL BARIŞ VE HUZUR DÖNEMİ YAŞATTI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ecdadın tarihin 6 asrına Osmanlı mührünü vurduğunu anlatarak, Osmanlı Devleti'nin din, dil, etnik yapı ve kültür bakımından farklı özellikler taşıyan bir coğrafyada 600 yıl barış ve huzur dönemini yaşattığını söyledi.
Bunun nasıl gerçekleştiğini anlamak ve anlatmak isteyen araştırmacıların askeri, idari, iktisadi, sosyal, kültürel ve demografik birçok sebepten bahsettiğini anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünya tarihinde çok sık rastlanmayan böyle bir başarıyı tek bir saikle açıklamak elbette mümkün değildir. Dili, dini ve etnik kökeni birbirinden farklı onlarca milletin 21 milyon kilometrekareye ulaşan coğrafyada barış içinde yaşaması Osmanlı'nın yönetim ve hukuk anlayışı sayesinde mümkün olmuştur. Birçok tarih araştırmacısını Osmanlı adliye kaynaklarına sevk eden sebep budur. Sayıları on binleri aşan kadı sicilleri işte bu kaynakların en önemlisidir. Kadı sicilleri sadece hukuk tarihi bakımından değil, Osmanlı Devleti'nin sosyal, siyasi, iktisadi ve kültürel tarihi bakımından da son derece zengin bir kaynaktır. Bu sicillerin yayımlanmasına duyulan ihtiyaç ilim çevrelerinde yıllarca dile getirilmiş fakat birtakım zorluklar sebebiyle bu mümkün olamamıştır. Nihayet Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) çatısı altında Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın ve Dr. Coşkun Yılmaz hocalarımızın öncülüğünde bir heyet bu boşluğu doldurmayı başardı. Böylece hukuk, siyaset, toplum ve iktisat tarihine yönelik araştırmalar için çok kıymetli bir külliyat kullanıma hazır hale geldi. Bu yıl ki fikir araştırma ödülünü kendilerine takdim ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İSAM, İstanbul Medipol Üniversitesi, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Ajansı tarafından toplam 100 cilt halinde basılan bu kıymetli eserde emeği bulunan herkesi can-ı gönülden tebrik ediyorum."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek'in gençliğe hitabesinde "Kökü ezelde ve dalı ebedde bir sistemin aşkına, vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrakine sahip bir gençlik" diyerek herkese ait bir özlemi dile getirdiğini belirterek, "Onun adına düzenlenen bu törende her yıl ilk eser ödülleri vererek genç kardeşlerimizi cesaretlendiriyor ve teşvik ediyoruz. Bu yıl da ilk eserler alanında iki genç kardeşimiz ödüle layık görüldü. İç dünyasına sığdıramadığı duyguları bazen isyankar ama her zaman latif bir dille şiirlerinde işleyen şair Meryem Kılıç ile 'Herkesten Sonra Gelen' ve 'Atları Uçuruma Sürme' isimli iki hikaye kitabıyla gönüllerde taht kuran Emir Gürdamur'u içtenlikle tebrik ediyorum. Anadolu'nun bereketli ikliminde boy veren bu iki genç yetenekten inşallah gelecekte de çok değerli nitelikli yüreğimize dokunacak nice eserler bekliyoruz." dedi.
Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
"ARAŞTIRILMASI GEREKEN KARANLIK NOKTALAR BULUNUYOR"
Geçmişle yüzleşmenin toplumu küçültmeyeceğini, tam tersine büyüteceğini anlatan Erdoğan, "Bilhassa hakikatlere ulaşma şansımızın oldukça yüksek bulunduğu yakın tarihimizle ilgili bu yaklaşıma, daha çok ihtiyacımız var. Mesela tek parti CHP'sine ait bir dönemde objektif bir şekilde tüm boyutlarıyla araştırılması gereken karanlık noktalar bulunuyor. Elbette bunu öncelikle yapması gereken ana muhalefet partisi CHP'nin bizatihi kendisidir." diye konuştu.
Yakın tarihle ilgili en fazla CHP'nin konuşması gerekirken bu tartışmalar gündeme geldiğinde hemen derin bir sessizliğe büründüklerini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Açıkçası CHP'nin artık bu millete kendi tarihiyle ilgili kapsamlı, samimi öz eleştiri vermesi şarttır. İskilipli Atıf Hoca'nın idamından Dersim olaylarına, Türkçe ezan zulmünden 27 Mayıs darbesindeki rolüne kadar pek çok üzücü hadisede, CHP kendi tarihiyle yüzleşme cesareti gösterememiştir. Dersimli olan zat da bunu açıkça ortaya koyamamıştır. İşte bu partinin başındaki zat, her fırsatta Dersimli olduğunu ve Dersimli olmaktan gurur duyduğunu söylüyor. Ancak Dersim olaylarıyla ilgili bizim yaklaşık 10 sene önce gösterdiğimiz hassasiyet ve vicdani bir tavrın onda birini dahi sergileyemiyor. Biz CHP'nin kurumsal anlamda Dersim konusunda ne düşündüğünü, nasıl bir yaklaşım içinde olduğunu halen bilmiyoruz. Sadece Dersim'de değil az önce ifade ettiğim diğer konularda da CHP'nin kurumsal anlamda ne düşündüğünü kimse bilmiyor."
Erdoğan, CHP'nin bir an önce milletin karşısına çıkıp ülkeye yaşattıkları için ya özür dilemesi ya da üzücü olaylardaki rolleri için pişmanlık duyduğunu millete söylemesi gerektiğini dile getirerek, "Türkiye'nin geleceği için milletimizin kalbinde kabuk bağlayan yaraların tekrar tekrar kanatılmaması için biz bu tavrı gerekli görüyoruz. Yoksa ülkemiz belli art niyetli çevrelerin sosyal mühendislik projelerinden kendini kurtaramayacaktır. Şimdiye kadar toplumsal kucaklaşmayı perçinleyici birçok adıma imza atan bir parti olarak, muhakkak bu konunun da takipçisi olacağız. CHP yönetimi geçmişleriyle yüzleşene, darbeler, katliamlar, yasaklar, idamlar ve kanlı sokak olaylarındaki rollerini cesaretle açıklayana kadar, peşlerini bırakmayacağız. Böylece sadece ülkemizin sancılı bir dönemine ayna tutmakla kalmayacak aynı zamanda üstat Necip Fazıl'ın uğrunda bedel ödediği emanetine de sahip çıkacağız." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül alan edebiyat, sanat ve bilim erbabını tebrik etti.
ÖDÜLLER
Törende, "Necip Fazıl Şiir Ödülü"ne layık görülen şair İbrahim Tenekeci'ye ödülünü, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya verdi.
Şiirin Türk milletinin kurucu unsurlarından birisi olduğunu belirten Tenekeci, "30 yılı aşkın bir zamandır, aziz olanın, temiz kalanın şiirini yazmaya, sanatı vesile kılarak, iyiliği ve güzelliği yaymaya çalışıyorum. Bazen oluyor, bazen olmuyor." dedi.
Tenekeci, Türkiye'de şiir ve fikrin beraber ilerlediğine dikkati çekerek, "Yunus Emre ile başlayan ve hala devam eden bir yolculuktur bu. Üstat olarak kabul ettiğimiz şairler, bu özellikleri ile öne çıkmışlardır. Büyük şairler ve yazarlarımız, meziyet ile şahsiyeti daima bir bütün olarak görmüşlerdir. 20 yıldır Sakarya boylarını geziyoruz. Selçuk Sümer Özel her gezimizde üstadın Sakarya Türküsü'nü ezberden ve yüksek sesle okuyor. Ben de bu ödülü kendisine hediye ediyorum. Ayrıca bana gösterdiği sabırdan dolayı kıymetli eşime çok teşekkür ediyorum." diye konuştu.
"Necip Fazıl Hikaye-Roman Ödülü"ne layık görülen Cemal Şakar da ödülünü Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'dan aldı. Şakar, eserini ödüle layık gören jüri üyelerine teşekkür ederek, şöyle konuştu:
"Edebiyat, elbette dünyayı değiştiremez ama dünyaya ilişkin idrakimizi değiştirir. İşte bu yüzden büyük bir eserle karşılaşan insan artık değişmiş, dönüşmüş, yeniden doğmuştur. Biz inanırız ki haksız yere bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Yine bir insanı dirilten bütün insanlığı diriltmiş gibidir. Umarız ki sahih edebiyat ölmüş ruhlara, çürümüş kalplere bir diriliş nefesi üflesin."
"Necip Fazıl Fikir-Araştırma Ödülü"ne layık görülen Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın ve Dr. Coşkun Yılmaz ise ödüllerini Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün elinden aldı.
Mehmet Akif Aydın, Osmanlı Devleti'nin 600 yılı aşkın bir sürede geriye çok sayıda belge ve bilgi bıraktığını hatırlatarak, "Bunların en önemlilerinden birisi kadı sicilleridir. İstedim ki Osmanlı kültürünü medeniyetini daha kolay ulaşılır bir hale getirelim. On yılı aşkın bir çabanın ürünüdür, dolayısıyla böyle bir ödülle taçlandırılmış olması da benim için ayrıca bir mutluluktur." ifadelerini kullandı.
Coşkun Yılmaz da Necip Fazıl Kısakürek'i sadece iyi bir şair olduğu için değil, iyi bir mütefekkir, bir zihniyet savaşçısı, bir zihniyet dönüşümcüsü, bir kimlik inşacısı olduğu için savunduğunu söyleyerek, "Bu ödülün benim için asıl anlamı, 53 yıllık hayat çizgimde takip ettiğim sürecin Necip Fazıl gibi bir büyük ve istikamet sahibi insanla tanımlanmış olmasıdır." dedi.
"Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü"ne layık görülen Emced İslam Emced'e ödülünü Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak takdim etti.
Her Pakistanlının gönlünde taht kurmuş böylesine güzel bir ülkede bulunmanın kendisi için çok kıymetli olduğunu ifade eden Emced, "Hepsinden de önemlisi İslam ümmetinin en büyük lideri olarak çok değerli Tayyip Erdoğan'ı görmek, kalbimin en derinlerinden şükranlarımı sunarken Müslüman ülkelerin daha iyi anlaşmalarının ve ortak problemlerinin daha iyi anlaşılması için ortak bir tercüme merkezinin önemini bir kere daha yinelemek istiyorum." diye konuştu.
"Necip Fazıl İlk Eserler Ödülü" ise Meryem Kılıç'a Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından verildi.
Kılıç, şiir yazma serüveninde katkısı olduğunu belirttiği şair Ali Ural'a teşekkür ederek, "Her ödülün sahibine yürüdüğü yolda gayretini, dikkatini ve sorumluluğunu arttırması için elinde tutacağı bir fener olduğu düşüncesiyle layıkıyla güzel eserler bırakmayı diliyorum." ifadelerini kullandı.
"Necip Fazıl İlk Eserler Ödülü"nü alan Emin Gürdamur'a da ödülünü Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay takdim etti.
Büyük Türkçenin Sakarya şairi üstat Necip Fazıl Kısakürek adına bir ödülle taltif edilmiş olmanın heyecanı içinde olduğunu dile getiren Gürdamur, "Bana bu heyecanı yaşatan kıymetli jüriye, Star ailesine ve bu ödül geleneğini himaye ederek daha anlamlı hale getiren Sayın Cumhurbaşkanımıza huzurlarınızda teşekkür ederim." dedi.
"NECİP FAZIL SAYGI ÖDÜLÜ"NÜ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN VERDİ
"Necip Fazıl Saygı Ödülü"ne ise M. Uğur Derman layık görüldü. Derman'a ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan takdim etti.
Derman, 64 yıldır başta hüsnühat olmak üzere bütün gelenekli sanatların ve İstanbul kültürünün yaşatılması gayreti içinde olduğunu ifade ederek, "Kendilerinden feyzaldığım Osmanlı devrinin muhterem üstatları bu dünyayı nevmit bir ruh haletiyle terk ettiler. Çünkü cumhuriyet rejimi onlara sıcak bakmadı. Bu sebeple bana verilen saygı mevkisini şahsım için değil, onlar namına kabullenerek ruhlarını şad etmek istiyorum." diye konuştu.
Bir hatırlatma ile sözlerini tamamlamak istediğini belirten Derman, şunları söyledi:
"Türkçemizde ödül, güreş, kemankeşlik yani okçuluk, cirit gibi tarihi sporlar için verilir. İlim, kültür ve sanat bahislerinde o güzelim 'mükafat' kelimesi kullanılırdı. Eminim ki Necip Fazıl Bey de hayatta olsaydı, yaşı icabı bu sözlerime katılırdı. Benden teklif. Kabul edilir, edilmez onu bilmem."
Jürisinde Prof. Dr. M. Fatih Andı, Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç, Prof. Dr. Turan Karataş, Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Murat Özel ve Necip Tosun'un yer aldığı 2019 Necip Fazıl Ödülleri Töreni'ne kültür ve sanat dünyasından önemli isimler katıldı.
Gecede, 'Gündüz Geceye Muhtaç' temasıyla hazırlanan kısa film gösterildi. Ayrıca, sanatçı Yücel Arzen, Kısakürek'e ait iki eseri seslendirdi. Fatih Belediyesi Gençlik Orkestrası'nı oluşturan öğrenciler de sanatçıya sahnede eşlik etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen 2019 Necip Fazıl Ödülleri Töreni'ndeki konuşmasında, ödüllerin yayın hayatı, edebiyat ve fikir dünyası için hayırlara vesile olmasını temenni etti.
Necip Fazıl Kısakürek'i rahmet, minnet ve hasretle yad ettiğini belirten Erdoğan, "Rabb'im ondan razı olsun. Onu cennet ve cemaliyle müşerref kılsın. Bu yıl altıncısını takdim ettiğimiz bu mükafatların ilim ve kültür hayatımız açısından artık bir Türkiye klasiğine dönüştüğünü görüyoruz. Bu başarıda 6 yıllık emeği olan Star gazetesine, üstadın mirasına ve aziz hatırasına sahip çıktıkları için şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin zengin kültür ve edebiyat havuzundan isimleri her yıl ince bir çalışmayla tespit eden, özellikle bu mükafatların takdimine istikamet veren jüriye teşekkür ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle de mükafatlarını takdim ettiğimiz ilim, edebiyat ve sanat erbabımızı gönülden tebrik ediyor, kendilerine yeni başarılarla dolu münbit bir ömür niyaz ediyorum. Bu bereketli topraklar, sayısız kültür ve sanat erbabını yetiştirmiş ve insanlığın istifadesine sunmuştur. Bu değerlerin tanınması, bilinmesi ve eserlerinden daha fazla kişinin istifade edebilmesi düşüncesiyle 2014'ten bu yana Necip Fazıl mükafatlarını sahipleriyle buluşturuyoruz. Özellikle jürideki saygıdeğer hocalarım, bu yıl da farklı dallarda 8 kıymeti bu listeye aldılar ve hakikaten çok ciddi emek sarf etmek suretiyle de bu isimler tespit edildi."
Listenin ilk sırasında şiir ödülünün yer aldığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Et-tekraru ahsen, velev kane yüz seksen. Bunları tekrar edeceğim. 2019 Necip Fazıl Şiir Ödülü'nü değerli kardeşim İbrahim Tenekeci'ye takdim ettik. Dilinde ve üslubunda her zaman sadeliği ve samimiyeti hissettiğimiz İbrahim Tenekeci modernleşmenin yol açtığı çelişkilere dikkati çeken şiirlere imza atıyor. 'Bir bilseniz efendim/ İçin için ateşe verdim içimdeki beni/ Ah beni/ Hangi vadiler istedi de gitmedim/ Kıskandım da ne oldu hayattan kendimi/ Ah efendim, sorar durur can/ Nasıl bir sondur bu/ Kaçtıkça yakınlaşan/ Kaçtıkça yakınlaşan/ Derdimi anlattım efendim/ Derdimi anlattım, sözü yormadan/ Oturup dua ettim, yalvardım/ Akıl, git başımdan.' Bir yanlışlık yoktur inşallah İbrahim kardeşim. Hayranlıkla okuduğumuz bu mısralarla ve bunun gibi daha niceleriyle yüreğimizi ısıtan İbrahim Tenekeci kardeşimizi tebrik ediyorum.
Hikaye ve roman alanında ise 'Esenlik Zamanları', 'Pencere', 'Adı Leyla' olsun gibi nice eseri edebiyat dünyamıza kazandıran Cemal Şakar'ı görüyoruz. Cemal Şakar hikayelerinde bize ait olan sesleri ve notaları kullanarak okuyucularına türkü tadında cümleler sunuyor. 'Yolculuk varmaktan güzeldir bazen. Ve yollar yürüyelim diye kalbimizi dürter.' diyor bir eserinde. Bir diğerinde ise 'Birileri uzakları anlatır, ulaşılamaz uzaklardan bahseder hep. O uzaklar içimizmiş meğer. Karanlık diye korkup girmediğimiz başka başka zamanların peşine düştüğümüz uzaklar.' Her bir hikayesinde okuyucusunun farklı iklimlerde soluklanmasını sağlayan Cemal Şakar kardeşimizi de tebrik ediyorum."
"OSMANLI, 600 YIL BARIŞ VE HUZUR DÖNEMİ YAŞATTI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ecdadın tarihin 6 asrına Osmanlı mührünü vurduğunu anlatarak, Osmanlı Devleti'nin din, dil, etnik yapı ve kültür bakımından farklı özellikler taşıyan bir coğrafyada 600 yıl barış ve huzur dönemini yaşattığını söyledi.
Bunun nasıl gerçekleştiğini anlamak ve anlatmak isteyen araştırmacıların askeri, idari, iktisadi, sosyal, kültürel ve demografik birçok sebepten bahsettiğini anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünya tarihinde çok sık rastlanmayan böyle bir başarıyı tek bir saikle açıklamak elbette mümkün değildir. Dili, dini ve etnik kökeni birbirinden farklı onlarca milletin 21 milyon kilometrekareye ulaşan coğrafyada barış içinde yaşaması Osmanlı'nın yönetim ve hukuk anlayışı sayesinde mümkün olmuştur. Birçok tarih araştırmacısını Osmanlı adliye kaynaklarına sevk eden sebep budur. Sayıları on binleri aşan kadı sicilleri işte bu kaynakların en önemlisidir. Kadı sicilleri sadece hukuk tarihi bakımından değil, Osmanlı Devleti'nin sosyal, siyasi, iktisadi ve kültürel tarihi bakımından da son derece zengin bir kaynaktır. Bu sicillerin yayımlanmasına duyulan ihtiyaç ilim çevrelerinde yıllarca dile getirilmiş fakat birtakım zorluklar sebebiyle bu mümkün olamamıştır. Nihayet Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) çatısı altında Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın ve Dr. Coşkun Yılmaz hocalarımızın öncülüğünde bir heyet bu boşluğu doldurmayı başardı. Böylece hukuk, siyaset, toplum ve iktisat tarihine yönelik araştırmalar için çok kıymetli bir külliyat kullanıma hazır hale geldi. Bu yıl ki fikir araştırma ödülünü kendilerine takdim ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İSAM, İstanbul Medipol Üniversitesi, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Ajansı tarafından toplam 100 cilt halinde basılan bu kıymetli eserde emeği bulunan herkesi can-ı gönülden tebrik ediyorum."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek'in gençliğe hitabesinde "Kökü ezelde ve dalı ebedde bir sistemin aşkına, vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrakine sahip bir gençlik" diyerek herkese ait bir özlemi dile getirdiğini belirterek, "Onun adına düzenlenen bu törende her yıl ilk eser ödülleri vererek genç kardeşlerimizi cesaretlendiriyor ve teşvik ediyoruz. Bu yıl da ilk eserler alanında iki genç kardeşimiz ödüle layık görüldü. İç dünyasına sığdıramadığı duyguları bazen isyankar ama her zaman latif bir dille şiirlerinde işleyen şair Meryem Kılıç ile 'Herkesten Sonra Gelen' ve 'Atları Uçuruma Sürme' isimli iki hikaye kitabıyla gönüllerde taht kuran Emir Gürdamur'u içtenlikle tebrik ediyorum. Anadolu'nun bereketli ikliminde boy veren bu iki genç yetenekten inşallah gelecekte de çok değerli nitelikli yüreğimize dokunacak nice eserler bekliyoruz." dedi.
Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
"ARAŞTIRILMASI GEREKEN KARANLIK NOKTALAR BULUNUYOR"
Geçmişle yüzleşmenin toplumu küçültmeyeceğini, tam tersine büyüteceğini anlatan Erdoğan, "Bilhassa hakikatlere ulaşma şansımızın oldukça yüksek bulunduğu yakın tarihimizle ilgili bu yaklaşıma, daha çok ihtiyacımız var. Mesela tek parti CHP'sine ait bir dönemde objektif bir şekilde tüm boyutlarıyla araştırılması gereken karanlık noktalar bulunuyor. Elbette bunu öncelikle yapması gereken ana muhalefet partisi CHP'nin bizatihi kendisidir." diye konuştu.
Yakın tarihle ilgili en fazla CHP'nin konuşması gerekirken bu tartışmalar gündeme geldiğinde hemen derin bir sessizliğe büründüklerini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Açıkçası CHP'nin artık bu millete kendi tarihiyle ilgili kapsamlı, samimi öz eleştiri vermesi şarttır. İskilipli Atıf Hoca'nın idamından Dersim olaylarına, Türkçe ezan zulmünden 27 Mayıs darbesindeki rolüne kadar pek çok üzücü hadisede, CHP kendi tarihiyle yüzleşme cesareti gösterememiştir. Dersimli olan zat da bunu açıkça ortaya koyamamıştır. İşte bu partinin başındaki zat, her fırsatta Dersimli olduğunu ve Dersimli olmaktan gurur duyduğunu söylüyor. Ancak Dersim olaylarıyla ilgili bizim yaklaşık 10 sene önce gösterdiğimiz hassasiyet ve vicdani bir tavrın onda birini dahi sergileyemiyor. Biz CHP'nin kurumsal anlamda Dersim konusunda ne düşündüğünü, nasıl bir yaklaşım içinde olduğunu halen bilmiyoruz. Sadece Dersim'de değil az önce ifade ettiğim diğer konularda da CHP'nin kurumsal anlamda ne düşündüğünü kimse bilmiyor."
Erdoğan, CHP'nin bir an önce milletin karşısına çıkıp ülkeye yaşattıkları için ya özür dilemesi ya da üzücü olaylardaki rolleri için pişmanlık duyduğunu millete söylemesi gerektiğini dile getirerek, "Türkiye'nin geleceği için milletimizin kalbinde kabuk bağlayan yaraların tekrar tekrar kanatılmaması için biz bu tavrı gerekli görüyoruz. Yoksa ülkemiz belli art niyetli çevrelerin sosyal mühendislik projelerinden kendini kurtaramayacaktır. Şimdiye kadar toplumsal kucaklaşmayı perçinleyici birçok adıma imza atan bir parti olarak, muhakkak bu konunun da takipçisi olacağız. CHP yönetimi geçmişleriyle yüzleşene, darbeler, katliamlar, yasaklar, idamlar ve kanlı sokak olaylarındaki rollerini cesaretle açıklayana kadar, peşlerini bırakmayacağız. Böylece sadece ülkemizin sancılı bir dönemine ayna tutmakla kalmayacak aynı zamanda üstat Necip Fazıl'ın uğrunda bedel ödediği emanetine de sahip çıkacağız." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül alan edebiyat, sanat ve bilim erbabını tebrik etti.
ÖDÜLLER
Törende, "Necip Fazıl Şiir Ödülü"ne layık görülen şair İbrahim Tenekeci'ye ödülünü, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya verdi.
Şiirin Türk milletinin kurucu unsurlarından birisi olduğunu belirten Tenekeci, "30 yılı aşkın bir zamandır, aziz olanın, temiz kalanın şiirini yazmaya, sanatı vesile kılarak, iyiliği ve güzelliği yaymaya çalışıyorum. Bazen oluyor, bazen olmuyor." dedi.
Tenekeci, Türkiye'de şiir ve fikrin beraber ilerlediğine dikkati çekerek, "Yunus Emre ile başlayan ve hala devam eden bir yolculuktur bu. Üstat olarak kabul ettiğimiz şairler, bu özellikleri ile öne çıkmışlardır. Büyük şairler ve yazarlarımız, meziyet ile şahsiyeti daima bir bütün olarak görmüşlerdir. 20 yıldır Sakarya boylarını geziyoruz. Selçuk Sümer Özel her gezimizde üstadın Sakarya Türküsü'nü ezberden ve yüksek sesle okuyor. Ben de bu ödülü kendisine hediye ediyorum. Ayrıca bana gösterdiği sabırdan dolayı kıymetli eşime çok teşekkür ediyorum." diye konuştu.
"Necip Fazıl Hikaye-Roman Ödülü"ne layık görülen Cemal Şakar da ödülünü Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'dan aldı. Şakar, eserini ödüle layık gören jüri üyelerine teşekkür ederek, şöyle konuştu:
"Edebiyat, elbette dünyayı değiştiremez ama dünyaya ilişkin idrakimizi değiştirir. İşte bu yüzden büyük bir eserle karşılaşan insan artık değişmiş, dönüşmüş, yeniden doğmuştur. Biz inanırız ki haksız yere bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Yine bir insanı dirilten bütün insanlığı diriltmiş gibidir. Umarız ki sahih edebiyat ölmüş ruhlara, çürümüş kalplere bir diriliş nefesi üflesin."
"Necip Fazıl Fikir-Araştırma Ödülü"ne layık görülen Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın ve Dr. Coşkun Yılmaz ise ödüllerini Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün elinden aldı.
Mehmet Akif Aydın, Osmanlı Devleti'nin 600 yılı aşkın bir sürede geriye çok sayıda belge ve bilgi bıraktığını hatırlatarak, "Bunların en önemlilerinden birisi kadı sicilleridir. İstedim ki Osmanlı kültürünü medeniyetini daha kolay ulaşılır bir hale getirelim. On yılı aşkın bir çabanın ürünüdür, dolayısıyla böyle bir ödülle taçlandırılmış olması da benim için ayrıca bir mutluluktur." ifadelerini kullandı.
Coşkun Yılmaz da Necip Fazıl Kısakürek'i sadece iyi bir şair olduğu için değil, iyi bir mütefekkir, bir zihniyet savaşçısı, bir zihniyet dönüşümcüsü, bir kimlik inşacısı olduğu için savunduğunu söyleyerek, "Bu ödülün benim için asıl anlamı, 53 yıllık hayat çizgimde takip ettiğim sürecin Necip Fazıl gibi bir büyük ve istikamet sahibi insanla tanımlanmış olmasıdır." dedi.
"Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü"ne layık görülen Emced İslam Emced'e ödülünü Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak takdim etti.
Her Pakistanlının gönlünde taht kurmuş böylesine güzel bir ülkede bulunmanın kendisi için çok kıymetli olduğunu ifade eden Emced, "Hepsinden de önemlisi İslam ümmetinin en büyük lideri olarak çok değerli Tayyip Erdoğan'ı görmek, kalbimin en derinlerinden şükranlarımı sunarken Müslüman ülkelerin daha iyi anlaşmalarının ve ortak problemlerinin daha iyi anlaşılması için ortak bir tercüme merkezinin önemini bir kere daha yinelemek istiyorum." diye konuştu.
"Necip Fazıl İlk Eserler Ödülü" ise Meryem Kılıç'a Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından verildi.
Kılıç, şiir yazma serüveninde katkısı olduğunu belirttiği şair Ali Ural'a teşekkür ederek, "Her ödülün sahibine yürüdüğü yolda gayretini, dikkatini ve sorumluluğunu arttırması için elinde tutacağı bir fener olduğu düşüncesiyle layıkıyla güzel eserler bırakmayı diliyorum." ifadelerini kullandı.
"Necip Fazıl İlk Eserler Ödülü"nü alan Emin Gürdamur'a da ödülünü Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay takdim etti.
Büyük Türkçenin Sakarya şairi üstat Necip Fazıl Kısakürek adına bir ödülle taltif edilmiş olmanın heyecanı içinde olduğunu dile getiren Gürdamur, "Bana bu heyecanı yaşatan kıymetli jüriye, Star ailesine ve bu ödül geleneğini himaye ederek daha anlamlı hale getiren Sayın Cumhurbaşkanımıza huzurlarınızda teşekkür ederim." dedi.
"NECİP FAZIL SAYGI ÖDÜLÜ"NÜ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN VERDİ
"Necip Fazıl Saygı Ödülü"ne ise M. Uğur Derman layık görüldü. Derman'a ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan takdim etti.
Derman, 64 yıldır başta hüsnühat olmak üzere bütün gelenekli sanatların ve İstanbul kültürünün yaşatılması gayreti içinde olduğunu ifade ederek, "Kendilerinden feyzaldığım Osmanlı devrinin muhterem üstatları bu dünyayı nevmit bir ruh haletiyle terk ettiler. Çünkü cumhuriyet rejimi onlara sıcak bakmadı. Bu sebeple bana verilen saygı mevkisini şahsım için değil, onlar namına kabullenerek ruhlarını şad etmek istiyorum." diye konuştu.
Bir hatırlatma ile sözlerini tamamlamak istediğini belirten Derman, şunları söyledi:
"Türkçemizde ödül, güreş, kemankeşlik yani okçuluk, cirit gibi tarihi sporlar için verilir. İlim, kültür ve sanat bahislerinde o güzelim 'mükafat' kelimesi kullanılırdı. Eminim ki Necip Fazıl Bey de hayatta olsaydı, yaşı icabı bu sözlerime katılırdı. Benden teklif. Kabul edilir, edilmez onu bilmem."
Jürisinde Prof. Dr. M. Fatih Andı, Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç, Prof. Dr. Turan Karataş, Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Murat Özel ve Necip Tosun'un yer aldığı 2019 Necip Fazıl Ödülleri Töreni'ne kültür ve sanat dünyasından önemli isimler katıldı.
Gecede, 'Gündüz Geceye Muhtaç' temasıyla hazırlanan kısa film gösterildi. Ayrıca, sanatçı Yücel Arzen, Kısakürek'e ait iki eseri seslendirdi. Fatih Belediyesi Gençlik Orkestrası'nı oluşturan öğrenciler de sanatçıya sahnede eşlik etti.
Son dakika haberi... Cumhurbaşkanı Erdoğan: Araştırılması gereken karanlık noktalar bulunuyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2019 Necip Fazıl Ödülleri'nde konuştu. Geçmişimizle yüzleşmek bizi küçültmez tam tersine büyütür. diyen Erdoğan, Tek...
www.hurriyet.com.tr