Bu konuyu okuyanlar

Mtn S

Müdavim
Emektar
Katılım
16 Ocak 2017
Mesajlar
23,310
Reaksiyon puanı
15,300
Puanları
113
  • Bir Değirmendir Bu Dünya
  • Televizyon bir şamardır. Hem de kendi hanemizde kendi elimizle suratımıza inen büyük bir şamar. Bize neler yasak, şunlar bunlar. İşte bu yasakları, bu haramları televizyonun bizim hanemizin içine kadar getirir her çeşidini, barını, umumhanesini, meyhanesini ve biz oturur Müslümanlığımızla, karımız kızımızla onu seyrederiz; ve sonra deriz ki, nasıl oluyor da mukaddesatımız elden giderken, bize vururlarken ses etmez, vurana vurmayız. Düşünün bakalım televizyon karşısında muhallebi gibi gevşemiş bir Müslümanda değil cihat etmek, acaba kalkıp bir farzı ifa edecek kuvvet ve istek kalmış mıdır?
  • Denmiştir ki küfrün sürüp gitmesi mümkündür de zulmün istikbali yoktur. O muhakkak sükut eder, zalimler cezalarını bulur.
  • Milyonlarca insanın kalbinde İslam'ın birdenbire tutuşacağı, durmadan kabartılan abartılan Marksist balonun bir tek darbeyle sonuna kadar söneceği, her türlü materyalist gayretlerin ve çürümenin Allah'ın koyduğu kanunlarla sorguya çekileceği, sahiplerinin aynı kanunlarla uyuz köpekler gibi kamçılanacağı git gide bütün Müslüman ülkelerde, baştan sona burcu burcu İslam'ın kokacağı o müthiş güzel günün hasretiyle içimiz kavrulmuş, sabretmekteyiz. Sabırsa, Müslüman olmanın sorumluluklarını bilerek, gece gündüz çalışmak, uykuları kaçmak demektir.
  • Bakıyorsunuz, zulmedilenlerin tek ortak özelliği var: Müslüman oluşları ve zulmedenlere bakıyorsunuz, onların da bir tek özelliği var: Kafir oluşları veya (nedense) küfre hizmet edişleri.
  • Serçekuş
  • Demek ki dedi; gerçek olmasa bile cesaret ölümü korkulacak olmaktan çıkarabiliyor.
  • Küçük bir serçe hiçbir zaman bir fil gibi ölemez. Zaten arzuları da hayalleri de vazgeçilmez şekilde irileşip içine çöreklenmemiştir.
  • Yaşamak
  • İnsan da dahil eşyaya duyulan sevgi kelimeyledir. Onunla başlar, “birden sevdim” deriz ya da “çok seviyor” deriz. Bakın kelimesiz anlıyamıyoruz bu sevgiyi ve bu sevgi, kelimeleri hangi terkip içinde kullanırsak kullanalım, yüksekliği kelimenin yüksekliği kadardır; ve “sevgi öldü”, “artık sevmiyor” dediğimizde, sevgi kelimeyle çeker gider.
  • Pencereden bakınca toprak ve ağaç görünmeli. Hava tertemizdir, yakınlarda sağlıklı bir dere akmaktadır. İnsan; tabiattaki insan ve eşya dengesine bakarak ve inanç içinde yastığa başını emniyetle koyar. Orada kader rahatsızlık vermez. Tabiata yakın olmakta kabusu dağıtıcı bir güç bulunuyor.
  • Birbirimizle içimizden konuştuk.
  • Ben onunla içimden konuşuyordum.
  • İnsan gittikçe daralan dünyasında neden mutsuz. Herkes artık gereğinden fazla büyüyor da onun için mi? On yedi yaşlarındaki delikanlıların bile iki kat yaşlıların ki kadar yürekleri dolu.
  • Adam, acı mümkün olduğu kadar kendi içine aksın diye yüzünü önüne eğmişti.
  • Adı Gülbeddin Hikmetyar, liderimiz bizim. Allah adıyla konuşur, Allah için savaşır en önde. Ona zor değil kafasını kırmak zalimlerin, daha çocukken başladı bu işe. Az yer, az uyur, örgütleyicidir, azimli gerçekçidir. Seviyoruz tüm ülke gibi biz küçük mücahitler de onu.
  • Alnı secdeye inen insanların sesleri birbirine bağlanabilirse, ancak o zaman sokaklar, meydanlar ardına kadar açılır.
  • Anne, sen hüznümü kapıya kadar geçir bu gece.
  • Aradığımızın ne olduğunu biliyorsak, arayacağımız yer bellidir.
  • Az ağlıyoruz. Dünya bu yüzden çok kirli.
  • Beklemek daha başka şey.
  • Benim şiirlerimde hadis-i şerifler, ayetler, tasavvuf, menkıbeler, İslami davranış biçimleri, tavırlar, tepkiler, kabuller, suda erimiş madenler gibi vardır.
  • Biliyor musunuz bu çağdan nefret ederim. Etimle, kemiğimle, hücrelerimde nefret ederim.
  • Bir incelik gösterin, incinmesin yüreğim.
  • Bir şehir kadar kalabalıktır bazılarının yalnızlığı.
  • Bir gün elbette sofraya birlikte çökeriz
  • Bitti o şiir, başka mısra gerekmez.
  • Biz sakalları şiirle karışık, yüreği Allah ile barışık adamları sevdik.
  • Bize sözlerimizden çok yüreğimizden anlayan gerek.
  • Der misin ki bir gün; İnşallah çok bekletmedim seni.
  • Diline bir düğüm at ve otur. Dinle. Gıybet ve dedikodu, münakaşa ve cedel, su-i zanlarla dolu söz varsa ya durma ayrıl, ya da engelle.
  • Diyorum ki; her şeye rağmen insan mühimdir.
  • Evimizde her türlü musibete ve hastalığa karşı bir tek doktor ve ilaç vardı: Duâ ve aspirin. Daima şifa bulduk.
  • Geç doğduk erken ölümlere.
  • Gökyüzüne bakmayanların kalbi daha çabuk kirlenir.
  • Kalbinizi yumuşatın, ama iradeniz sert olsun. Kelimelerinizi yumuşatın ama nüfuzunuz kuvvetli ve derin olsun.
  • Koşullar ağırdı ve ben seni o zamanlarda da seviyordum.
  • Kuşlara takılıp gidiyor aklım.
  • Ne çok acı var.
  • Oturup konuşsaydık geçerdi belki her şey... Başını alıp gitmek sevdaya dahil değil.
  • Öyle tütüyorsun ki gözümde. Hamdolsun hasret çekiyorum.
  • Sana zorsa bırak yanayım, kolaysa esirgeme.
  • Sen dağ gibi kurul ben zerre bir yer tutayım.
  • Şimdi üzgünüz arkadaş, yolumuza çıkmayın üzgünüz.
  • Takdir-i ezele teslimiz ama gayrete de aşığız.
  • Bize ağır gelen kendimizdir.
  • Yolda, okulda, işte, başkaları ile birlikte taşıdığımız kendimiz…
  • Yaşamak bir sokak lambası gibi
  • Bir gece evden atılmış bir çocuk sanki
  • Aklımdan çıkmıyorsun dedim
  • Başka türlüsünü yorgunum anlatmaya
  • Az az ölüyoruz her gün
  • Yağmurdan, havadan bahseder gibi.
  • Burası dünya
  • Ne çok kıymetlendirdik,
  • Oysa bir tarla idi
  • Ekip biçip gidecektik.
  • O sabah ezan sesi gelmedi camimizden
  • Korktum bütün insanlar, bütün insanlık adına
  • Değil mi ki, kavuşmalarımız topal
  • Ayrılıklarımız koşar adım.
  • Farzet körsün, olabilir,
  • Elele tut,
  • Taş al ve at,
  • Kafiri bulur
  • Evet hatırladım
  • Küçük basit şeyler
  • Yetiyor kederlenmeye
  • Ya mutluluğa
  • Suyu biz böyle geçeriz
  • Bizi afet sanırlar
  • Asıl marifet buluttaydı;
  • Ama herkes yağmura şiir yazdı.
  • Omuzbaşlarını denetleyen defterlerden yalnız sağdaki kalsın
  • Kalem yazsın yazsın…
  • Çünkü beklenenden tez düştü ak'lar çocuk sakallarıma.
  • Çünkü kırıldım saç uçlarıma kadar.
 

Son mesajlar

Üst