busekement
Asistan
- Katılım
- 2 Şubat 2015
- Mesajlar
- 160
- Reaksiyon puanı
- 66
- Puanları
- 28
Camille Claudel, 1864 yılında Fransa'da dünyaya geldi. Heykele olan ilgisi çocukluk yıllarında başlayan Camille, daha o zamanlarda taş ve çamurla oynarmış. Annesi hiçbir zaman sanata olan ilgisini onaylamamış; babası ise daima maddi ve manevi destekçisi olmuş.
Camille, yetenekli bir çocuk olmasına karşın o dönemde kadınların sanat eğitimi de alması yasaktı. Bu yüzden 1881 yılında Paris'e taşındıkları zaman kadınlara özel bir atölyeye yazıldı. Bu atölyelerde, genç kadınlar ünlü sanatçılardan ders alıyordu. Düşünen Adam heykeli ile hatırlayacağınız Rodin, Camille için gerçek bir dönem noktası olur. Fakat bu ünlü sanatçıyla tanışması onun heykel yapma yeteneğinden daha çok onun ruhsal ve fiziksel dünyasını etkiler.
Üstün yeteneği ve etkileyici kişiliği onu diğer öğrencilerden farklı kılmış; bu nedenle Rodin’in ilgisini çekmiş ve tabi ki birlikte çalışmışlar. Camille, Rodin için yeni bir esin kaynağıydı. Rodin’in modeli, arkadaşı ve sevgilisi oldu. Camille ile Rodin tanıştıklarında Rodin’in, Rose Beuret ile yaklaşık 20 yıllık bir birliktelik ilişkisi vardı. Rodin, Camille ile tutkulu bir aşk yaşamasına rağmen hiçbir zaman Rose Beuret’den ayrılmadı.
Fakat Rodin'in Camille'den etkilendiği ve eserlerindeki farklılık oldukça göz önündeydi. Pek çok sanat eleştirmeni Rodin'in çalışmalarını "Camille öncesi ve sonrası" olarak ayırmaya başladı ve Camille'den fazla etkilendiği için onun sanatsal bir hırsızlığa giriştiği dedikoduları yayıldı.
Ki dedikodular haksız sayılmazdı, Camille Rodin'in çalışmalarında "ayak işi" yapıyor gibi gösterilmeye çalışılsa da, dokunuşları ve emeği, gözlerden kaçmıyordu.
Camille Claudel, Rodin ile birlikteliğinden hamile kaldı; fakat geçirdiği bir kaza sonucu doğmamış bebeğini kaybetti. Bu onun ruhsal dünyasındaki sıkıntıların başlangıcı oldu. Bu dönemde annesi tarafından reddedildi ve evden ayrılmaz zorunda kaldı. Biraz aşktan biraz da mecburiyetten Rodin ile birlikteliği 1898’e kadar sürdü. Rodin’in kaba tavırları ve Camille’i en büyük rakibi olarak görmeye başlaması, çiftin birlikteliğinin de sonu oldu. Sonunda Camille, Rodin’i terk etti.
Bu ilişki Camille'in toplumun gözünde "kötü kız" olarak dışlanmasına sebep olurken, Rodin'in "elinin kiri" olarak gözüktü.
Camille, Rodin'in koruması olmadan, tek başına kadın bir sanatçı olarak varolmayı deneyecekti.
Rodin'den ayrıldıktan sonra çektiği acılarla sanatını besleyen Camille, özgür kaldı ve muazzam eserler ortaya çıkardı. Sanat eleştirmenlerine göre gerçek bir dahiydi fakat bu özgün eserleri satılmıyordu. İçinde ölen aşkını eserlerinde yaşatırdı Camille. Misal başka bir kadınla giden bir erkeği ve arkasında bıraktığı geri kalan diğer kadını gösterdiği "Uçup Giden Tanrı" adında bir seri vardır. Bunun gibi heykellerini de oyulması çok zor olan bir madde olan oniks materyalinden oymaya başladı.
"Bronz Vals" heykelini Kültür Bakanlığına satmak istedi. Heykel çok beğenilmişti fakat "fazla eşitlikçi" bulunduğu sebebi öne sürüldü ve reddedildi. Muhtemelen Rodin ile ilişkilerini anlatan bir heykel olan Bronz Vals, dönemin politikalarına uymuyordu. Heykeldeki kadının erkekle eşit mesafede, ayakta duruşu; güçlü kolları bu muazzam heykeli "para etmez" hale getirdi.
O esprili, özgür ruhlu, başına buyruk olan kadın bir gece toplumdan dışlanmak, maddi sıkıntılar ve geçmişin acıları derken bir gece sinir krizi geçirdi. Atölyedeki her bir heykeli paramparça etti.
Tımarhanede heykel yapılmasına izin verilmediği, babası öldüğünde haber bile verilmediği tam tamına 30 yıl geçirdikten sonra öldü. Geriye bir sürü "kimin yaptığı belli olmayan" ama Rodin tarafından sahiplenilmiş heykel bıraktı.
Camille'in sağlam kalan son 70 parça işi Rodin müzelerinde bodrum katında sergilenmekte... "Rodin'in sevgilisi" sıfatıyla ve kadının toplumdaki yerini işaret edercesine yine bodrum katında, Rodin'in işlerinin altında...
Rodin'in cinsellik dolu erotik işleri sayfalarca övülürken, Camille'in işleri "müstehcen" bulunarak sergilenmiyordu, satın alınmıyordu.
Rodin genç kadınlarla sevgili olduğunda "erkeklik" şanına şan katarken, Camille "fahişe" denerek dışlanıyordu.
Rodin, Camille'in emeğini, fikirlerini ve sanatını çalarak zengin bir hayat yaşadı, Camille ise beş kuruşsuz, bir tımarhane köşesinde yapayalnız öldü.
"Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Yok?" Diye Soranlara Trajik Hikayesiyle Camille Claudel
Bir Kadının Öyküsü: Camille Claudel | Duygu Güncesi
Camille, yetenekli bir çocuk olmasına karşın o dönemde kadınların sanat eğitimi de alması yasaktı. Bu yüzden 1881 yılında Paris'e taşındıkları zaman kadınlara özel bir atölyeye yazıldı. Bu atölyelerde, genç kadınlar ünlü sanatçılardan ders alıyordu. Düşünen Adam heykeli ile hatırlayacağınız Rodin, Camille için gerçek bir dönem noktası olur. Fakat bu ünlü sanatçıyla tanışması onun heykel yapma yeteneğinden daha çok onun ruhsal ve fiziksel dünyasını etkiler.
Üstün yeteneği ve etkileyici kişiliği onu diğer öğrencilerden farklı kılmış; bu nedenle Rodin’in ilgisini çekmiş ve tabi ki birlikte çalışmışlar. Camille, Rodin için yeni bir esin kaynağıydı. Rodin’in modeli, arkadaşı ve sevgilisi oldu. Camille ile Rodin tanıştıklarında Rodin’in, Rose Beuret ile yaklaşık 20 yıllık bir birliktelik ilişkisi vardı. Rodin, Camille ile tutkulu bir aşk yaşamasına rağmen hiçbir zaman Rose Beuret’den ayrılmadı.
Fakat Rodin'in Camille'den etkilendiği ve eserlerindeki farklılık oldukça göz önündeydi. Pek çok sanat eleştirmeni Rodin'in çalışmalarını "Camille öncesi ve sonrası" olarak ayırmaya başladı ve Camille'den fazla etkilendiği için onun sanatsal bir hırsızlığa giriştiği dedikoduları yayıldı.
Ki dedikodular haksız sayılmazdı, Camille Rodin'in çalışmalarında "ayak işi" yapıyor gibi gösterilmeye çalışılsa da, dokunuşları ve emeği, gözlerden kaçmıyordu.
Camille Claudel, Rodin ile birlikteliğinden hamile kaldı; fakat geçirdiği bir kaza sonucu doğmamış bebeğini kaybetti. Bu onun ruhsal dünyasındaki sıkıntıların başlangıcı oldu. Bu dönemde annesi tarafından reddedildi ve evden ayrılmaz zorunda kaldı. Biraz aşktan biraz da mecburiyetten Rodin ile birlikteliği 1898’e kadar sürdü. Rodin’in kaba tavırları ve Camille’i en büyük rakibi olarak görmeye başlaması, çiftin birlikteliğinin de sonu oldu. Sonunda Camille, Rodin’i terk etti.
Bu ilişki Camille'in toplumun gözünde "kötü kız" olarak dışlanmasına sebep olurken, Rodin'in "elinin kiri" olarak gözüktü.
Camille, Rodin'in koruması olmadan, tek başına kadın bir sanatçı olarak varolmayı deneyecekti.
Rodin'den ayrıldıktan sonra çektiği acılarla sanatını besleyen Camille, özgür kaldı ve muazzam eserler ortaya çıkardı. Sanat eleştirmenlerine göre gerçek bir dahiydi fakat bu özgün eserleri satılmıyordu. İçinde ölen aşkını eserlerinde yaşatırdı Camille. Misal başka bir kadınla giden bir erkeği ve arkasında bıraktığı geri kalan diğer kadını gösterdiği "Uçup Giden Tanrı" adında bir seri vardır. Bunun gibi heykellerini de oyulması çok zor olan bir madde olan oniks materyalinden oymaya başladı.
"Bronz Vals" heykelini Kültür Bakanlığına satmak istedi. Heykel çok beğenilmişti fakat "fazla eşitlikçi" bulunduğu sebebi öne sürüldü ve reddedildi. Muhtemelen Rodin ile ilişkilerini anlatan bir heykel olan Bronz Vals, dönemin politikalarına uymuyordu. Heykeldeki kadının erkekle eşit mesafede, ayakta duruşu; güçlü kolları bu muazzam heykeli "para etmez" hale getirdi.
O esprili, özgür ruhlu, başına buyruk olan kadın bir gece toplumdan dışlanmak, maddi sıkıntılar ve geçmişin acıları derken bir gece sinir krizi geçirdi. Atölyedeki her bir heykeli paramparça etti.
Tımarhanede heykel yapılmasına izin verilmediği, babası öldüğünde haber bile verilmediği tam tamına 30 yıl geçirdikten sonra öldü. Geriye bir sürü "kimin yaptığı belli olmayan" ama Rodin tarafından sahiplenilmiş heykel bıraktı.
Camille'in sağlam kalan son 70 parça işi Rodin müzelerinde bodrum katında sergilenmekte... "Rodin'in sevgilisi" sıfatıyla ve kadının toplumdaki yerini işaret edercesine yine bodrum katında, Rodin'in işlerinin altında...
Rodin'in cinsellik dolu erotik işleri sayfalarca övülürken, Camille'in işleri "müstehcen" bulunarak sergilenmiyordu, satın alınmıyordu.
Rodin genç kadınlarla sevgili olduğunda "erkeklik" şanına şan katarken, Camille "fahişe" denerek dışlanıyordu.
Rodin, Camille'in emeğini, fikirlerini ve sanatını çalarak zengin bir hayat yaşadı, Camille ise beş kuruşsuz, bir tımarhane köşesinde yapayalnız öldü.
"Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Yok?" Diye Soranlara Trajik Hikayesiyle Camille Claudel
Bir Kadının Öyküsü: Camille Claudel | Duygu Güncesi
