|Ⓢєччαh|
Guru
- Katılım
- 12 Mart 2011
- Mesajlar
- 35,200
- Reaksiyon puanı
- 10,315
- Puanları
- 293
[h=1]Bu milli takım kimin eseri?[/h]
Hiddink gönderildi, tecrübesi olmayan Avcı getirildi. Yardımcılarının da Belediyespor'dan seçilmesi o dönemin Fedearasyon Başkanvekili Göksel Gümüşdağ'ın projesiydi. 'Gümüşdağ'ın oyunu' o gün göz ardı edildi; Türkiye çok geçmeden Hiddink'i arar oldu.
FIFA, geçtiğimiz ay Mayıs ayı ülke sıralamalarını açıklarken Türk Milli Takımı'nın içler acısı halini tokat gibi yüzümüze vurdu. Daha önce 634 puanla 44. sırada yer alan A Milli Takım, yeni listede 10 sıra geriye gitti ve 54.'lüğe yerleşti. 10 sıra birden düşen takımlar arasında yer alan Türkiye'nin ismi Liechtenstein, Vanuatu, Benin, Gine, Gambia, İran ve Samoa gibi 3. sınıf hatta amatör futbol ülkeleriyle birlikte telaffuz edilir oldu. Bu durum bize daha da geçmişe gitmeyi, Abdullah Avcı'yı sorgulatmayı mecbur kıldı. Guus Hiddink ile 11 Ekim 2011'de son maçını Azerbaycan karşısında oynayan ve 1-0 kazanan A Millilerin, o dönemde 26. sırada yer aldığı FIFA dünya sıralamasında Avcı döneminin ardından daha iki yıl bile geçmeden yüzde yüzlük bir gerileme yaşadığı apaçık ortadaydı. Abdullah Avcı'nın göreve geldiğinde öngörülen yanlışlar da üzerinden çok geçmeden bir bir gerçekleşti.
BELEDİYE MİLLİ TAKIMI!
Bu kötü tablonun sorumlusu tek başına sahadaki futbolcular ve kenardaki Abdullah Avcı değildi. Kariyerinde sadece U17 Milli Takımı'yla Dünya 4.'lüğü olan, 2. Lig'den Süper Lig'e çıkardığı İstanbul Büyükşehir Belediyespor dışında takım tecrübesi bulunmayan bir teknik adama, üstelik kaos içerisindeyken Milli Takım'ı teslim etmek tek başına Abdullah Avcı'nın sorumluluğu olamazdı. O dönemde futbol otoritelerinin de dillendirdiği gibi dönemin Federasyon Başkanı Mehmet Ali Aydınlar'ın Başkanvekilliği görevini yürüten Göksel Gümüşdağ, başka hiçbir alternatif üzerinde durmadan İstanbul Büyükşehir Belediyespor'dan teknik direktör Abdullah Avcı'yı takımın başına getirdi. Üstelik, Avcı'nın yardımcılarının da kaleci antrenörüne varana kadar (Okan Buruk, Haluk Güngör) Belediyespor'dan olması 'Abdullah Avcı, Göksel Gümüşdağ'ın bir projesi' fikrinde kamuoyunu birleştiriyordu.
YÜZDE YÜZLÜK GERİLEME
Abdullah Avcı, 'yeni bir isim, yeni yapılanma, yeni oyuncular, genç milli takım' nidaları arasında göreve getirildi. İşte o gün kurulan kadrodaki yanlışlar göz ardı edilince ve göz ardı edilmeye devam edilince korkulan da başa geldi. 2 yıl bile olmayan zaman zarfında Türkiye Milli Takım bazında yüzde yüzlük bir gerileme yaşadı ve averaj takımı olan ülkelerle bir tutulmaya başlandı.
SEÇİMLERİNDE ÖZGÜR OLAMADI
Teknik direktör Abdullah Avcı, kadro seçiminde de özgür davranamadı. Trabzonspor forması giyerken Egemen Korkmaz'ı kadroya almamakta ısrar edişi, kaleci Onur Kıvrak'a bordo-mavili formayla sergilediği performansa rağmen düne kadar yokmuş gibi davranması, Beşiktaş kaptanı İbrahim Toraman'ı milli takımdan soğutması, klişe isimlerden kurtulamaması en büyük yanlışları oldu.
Başarısızlığı kabul ediyor
Abdullah Avcı, Milli Takım olarak başarılı olmadıklarını kabul ederken şanslarını sonuna kadar zorladıklarını, 2016 ve 2018 için de yapılanma halinde olduklarını kaydetti. Abdullah Avcı, geleceğin planlamasını yapıyor ancak spor otoriteleri ve kamuoyunun aklını bir soru meşgul ediyor. Başarısızsan neden o koltukta oturuyorsun?
Turgay Demir / Sabah
Eskiye rağbet olsa
Milli Takım'ın başarısızlığı rakamlarla ortada. Abdullah Avcı'nın ilk iki maçını hatırlıyorum, yeni nesli Milli Takım'a monte etme sinyalleri vermişti, sonra vazgeçti eskiye sarıldı. Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı. Avcı'da ısrar etmek sonuç vermez. Değişim şart.
Derya Oruçoğlu / TV 24
Ağırlığı taşıyamadı
2014 Dünya Kupası'na gider-ken tecrübeli futbolculardan fay-dalanılmalı, bu sırada genç isimler Dünya Kupası'na hazırlanmalıydı. Fakat Avcı, tam tersini yaptı. Milli Takım'a Milli Takım'ın ağırlığını taşıyabilecek bir teknik adam gerekir. Ama yabancı hoca değil, hoca yine yerli olmalıdır.
Zafer Büyükavcı / Fanatik
Revizyon şart
Tarihin en başarısız Milli Takı-mı'nı izlemekteyiz. G.Saray'ın Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale, F.Bahçe'nin Avrupa Ligi'nde yarı finale çıktığı bu süreçte bu iki takımın omurgasını oluşturduğu Milli Takım'ın sadece Andorra'yı yenmesi izah edilemez. Bir an önce kan değişikliği gerekmektedir.
Bilal Meşe / Milliyet
Ayrılık şart oldu...
Hem Abdullah Avcı hem de Milli Takım'ın işi zor. Bu krizden nasıl çıkacağımıza gelince; bunu Eylül ve Ekim aylarında oynayacağımız maçlar belirleyecek. Brezilya'da yerimizi alamayacak olmamız yüksek ihtimal ancak bunu başarsak bile Abdullah Avcı ile devamının gelmesi oldukça zor.
Alper Mert / Star
Kendini de yıpratmasın
Abdullah Avcı, istediği değişimi sağlayamadığı gibi beklentilerin de altında kaldı. Bu durum motivasyon anlamında da kötü etkiledi. Avcı'nın hem kendinin hem de milli takımın daha fazla yıpranma-dan görevi bırakması gerekir. Bir sistem oturtmayı başarabilecek bir antrenör gelmelidir.
Lejyoner hastalığı!
Tarihte en fazla sayıda lejyoneri kadroya çağıran Avcı, Türkiye'nin en iyi orta sahası Selçuk İnan'ı küstürdü; yanlışından dönmeyişi Dünya Kupa-sı'na mal oldu
Abdullah Avcı, göreve geldiğinde klişe isimlerden kurtulma, Avrupa'daki lejyonerleri takıma kazandırma düşüncesindeydi ancak bunu yaparken büyük yanlışlara da imza attı. Kadro seçiminde özgür davranamayan Avcı, 'lejyoner' konusunu da hastalık haline getirdi. Türkiye'nin en iyi orta sahası olan Selçuk İnan'a 2014 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri grup ilk maçındaki Hollanda mücadelesinde forma vermemesi, işler kötü giderken 90 dakika kulübede tutması, kaybedilen 3 puana davetiye çıkartırken; bu durum Avcı'nın lejyoner hastalığının en belirgin yan etkisiydi.
İNADI İNAT DAVRANDI
Ardından Selçuk İnan inadına ikinci maçtaki Estonya mücadelesinde de devam eden Abdullah Avcı'nın tecrübeli oyuncuyu 68 dakika kulübede tutması dikbaşlılığını da gözler önüne serdi. Nitekim, Selçuk da oyuna girmesinin 7. dakikasında attığı golle en iyi cevabı verdi; Avcı'nın yanlışı da tescillenmiş oldu. Daha sonra Selçuk inadının sürdüğü Romanya ve Macaristan maçlarında da 6 puan kaybı yaşandı; Abdullah Avcı doğru bildiğini okumaya devam ederken Dünya Kupası bileti de Türkiye'nin elinden uçup gidiyordu.
Abdullah Avcı, Dünya Kupası elemeleri için aday kadroya 10 lejyoner çağırırken, bu sayı milli takım tarihindeki en fazla sayı olarak dikkat çekti ancak göreve gelirken eleştirilen tecrübe eksikliği burada lazım etti. Avcı, bu zengin kadroyu iyi harmanlayamadı.
kaynak

Hiddink gönderildi, tecrübesi olmayan Avcı getirildi. Yardımcılarının da Belediyespor'dan seçilmesi o dönemin Fedearasyon Başkanvekili Göksel Gümüşdağ'ın projesiydi. 'Gümüşdağ'ın oyunu' o gün göz ardı edildi; Türkiye çok geçmeden Hiddink'i arar oldu.
FIFA, geçtiğimiz ay Mayıs ayı ülke sıralamalarını açıklarken Türk Milli Takımı'nın içler acısı halini tokat gibi yüzümüze vurdu. Daha önce 634 puanla 44. sırada yer alan A Milli Takım, yeni listede 10 sıra geriye gitti ve 54.'lüğe yerleşti. 10 sıra birden düşen takımlar arasında yer alan Türkiye'nin ismi Liechtenstein, Vanuatu, Benin, Gine, Gambia, İran ve Samoa gibi 3. sınıf hatta amatör futbol ülkeleriyle birlikte telaffuz edilir oldu. Bu durum bize daha da geçmişe gitmeyi, Abdullah Avcı'yı sorgulatmayı mecbur kıldı. Guus Hiddink ile 11 Ekim 2011'de son maçını Azerbaycan karşısında oynayan ve 1-0 kazanan A Millilerin, o dönemde 26. sırada yer aldığı FIFA dünya sıralamasında Avcı döneminin ardından daha iki yıl bile geçmeden yüzde yüzlük bir gerileme yaşadığı apaçık ortadaydı. Abdullah Avcı'nın göreve geldiğinde öngörülen yanlışlar da üzerinden çok geçmeden bir bir gerçekleşti.
BELEDİYE MİLLİ TAKIMI!
Bu kötü tablonun sorumlusu tek başına sahadaki futbolcular ve kenardaki Abdullah Avcı değildi. Kariyerinde sadece U17 Milli Takımı'yla Dünya 4.'lüğü olan, 2. Lig'den Süper Lig'e çıkardığı İstanbul Büyükşehir Belediyespor dışında takım tecrübesi bulunmayan bir teknik adama, üstelik kaos içerisindeyken Milli Takım'ı teslim etmek tek başına Abdullah Avcı'nın sorumluluğu olamazdı. O dönemde futbol otoritelerinin de dillendirdiği gibi dönemin Federasyon Başkanı Mehmet Ali Aydınlar'ın Başkanvekilliği görevini yürüten Göksel Gümüşdağ, başka hiçbir alternatif üzerinde durmadan İstanbul Büyükşehir Belediyespor'dan teknik direktör Abdullah Avcı'yı takımın başına getirdi. Üstelik, Avcı'nın yardımcılarının da kaleci antrenörüne varana kadar (Okan Buruk, Haluk Güngör) Belediyespor'dan olması 'Abdullah Avcı, Göksel Gümüşdağ'ın bir projesi' fikrinde kamuoyunu birleştiriyordu.
YÜZDE YÜZLÜK GERİLEME
Abdullah Avcı, 'yeni bir isim, yeni yapılanma, yeni oyuncular, genç milli takım' nidaları arasında göreve getirildi. İşte o gün kurulan kadrodaki yanlışlar göz ardı edilince ve göz ardı edilmeye devam edilince korkulan da başa geldi. 2 yıl bile olmayan zaman zarfında Türkiye Milli Takım bazında yüzde yüzlük bir gerileme yaşadı ve averaj takımı olan ülkelerle bir tutulmaya başlandı.
SEÇİMLERİNDE ÖZGÜR OLAMADI
Teknik direktör Abdullah Avcı, kadro seçiminde de özgür davranamadı. Trabzonspor forması giyerken Egemen Korkmaz'ı kadroya almamakta ısrar edişi, kaleci Onur Kıvrak'a bordo-mavili formayla sergilediği performansa rağmen düne kadar yokmuş gibi davranması, Beşiktaş kaptanı İbrahim Toraman'ı milli takımdan soğutması, klişe isimlerden kurtulamaması en büyük yanlışları oldu.
Başarısızlığı kabul ediyor
Abdullah Avcı, Milli Takım olarak başarılı olmadıklarını kabul ederken şanslarını sonuna kadar zorladıklarını, 2016 ve 2018 için de yapılanma halinde olduklarını kaydetti. Abdullah Avcı, geleceğin planlamasını yapıyor ancak spor otoriteleri ve kamuoyunun aklını bir soru meşgul ediyor. Başarısızsan neden o koltukta oturuyorsun?

Turgay Demir / Sabah
Eskiye rağbet olsa
Milli Takım'ın başarısızlığı rakamlarla ortada. Abdullah Avcı'nın ilk iki maçını hatırlıyorum, yeni nesli Milli Takım'a monte etme sinyalleri vermişti, sonra vazgeçti eskiye sarıldı. Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı. Avcı'da ısrar etmek sonuç vermez. Değişim şart.

Derya Oruçoğlu / TV 24
Ağırlığı taşıyamadı
2014 Dünya Kupası'na gider-ken tecrübeli futbolculardan fay-dalanılmalı, bu sırada genç isimler Dünya Kupası'na hazırlanmalıydı. Fakat Avcı, tam tersini yaptı. Milli Takım'a Milli Takım'ın ağırlığını taşıyabilecek bir teknik adam gerekir. Ama yabancı hoca değil, hoca yine yerli olmalıdır.

Zafer Büyükavcı / Fanatik
Revizyon şart
Tarihin en başarısız Milli Takı-mı'nı izlemekteyiz. G.Saray'ın Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale, F.Bahçe'nin Avrupa Ligi'nde yarı finale çıktığı bu süreçte bu iki takımın omurgasını oluşturduğu Milli Takım'ın sadece Andorra'yı yenmesi izah edilemez. Bir an önce kan değişikliği gerekmektedir.
Bilal Meşe / Milliyet
Ayrılık şart oldu...
Hem Abdullah Avcı hem de Milli Takım'ın işi zor. Bu krizden nasıl çıkacağımıza gelince; bunu Eylül ve Ekim aylarında oynayacağımız maçlar belirleyecek. Brezilya'da yerimizi alamayacak olmamız yüksek ihtimal ancak bunu başarsak bile Abdullah Avcı ile devamının gelmesi oldukça zor.

Alper Mert / Star
Kendini de yıpratmasın
Abdullah Avcı, istediği değişimi sağlayamadığı gibi beklentilerin de altında kaldı. Bu durum motivasyon anlamında da kötü etkiledi. Avcı'nın hem kendinin hem de milli takımın daha fazla yıpranma-dan görevi bırakması gerekir. Bir sistem oturtmayı başarabilecek bir antrenör gelmelidir.
Lejyoner hastalığı!
Tarihte en fazla sayıda lejyoneri kadroya çağıran Avcı, Türkiye'nin en iyi orta sahası Selçuk İnan'ı küstürdü; yanlışından dönmeyişi Dünya Kupa-sı'na mal oldu
Abdullah Avcı, göreve geldiğinde klişe isimlerden kurtulma, Avrupa'daki lejyonerleri takıma kazandırma düşüncesindeydi ancak bunu yaparken büyük yanlışlara da imza attı. Kadro seçiminde özgür davranamayan Avcı, 'lejyoner' konusunu da hastalık haline getirdi. Türkiye'nin en iyi orta sahası olan Selçuk İnan'a 2014 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri grup ilk maçındaki Hollanda mücadelesinde forma vermemesi, işler kötü giderken 90 dakika kulübede tutması, kaybedilen 3 puana davetiye çıkartırken; bu durum Avcı'nın lejyoner hastalığının en belirgin yan etkisiydi.
İNADI İNAT DAVRANDI
Ardından Selçuk İnan inadına ikinci maçtaki Estonya mücadelesinde de devam eden Abdullah Avcı'nın tecrübeli oyuncuyu 68 dakika kulübede tutması dikbaşlılığını da gözler önüne serdi. Nitekim, Selçuk da oyuna girmesinin 7. dakikasında attığı golle en iyi cevabı verdi; Avcı'nın yanlışı da tescillenmiş oldu. Daha sonra Selçuk inadının sürdüğü Romanya ve Macaristan maçlarında da 6 puan kaybı yaşandı; Abdullah Avcı doğru bildiğini okumaya devam ederken Dünya Kupası bileti de Türkiye'nin elinden uçup gidiyordu.
Abdullah Avcı, Dünya Kupası elemeleri için aday kadroya 10 lejyoner çağırırken, bu sayı milli takım tarihindeki en fazla sayı olarak dikkat çekti ancak göreve gelirken eleştirilen tecrübe eksikliği burada lazım etti. Avcı, bu zengin kadroyu iyi harmanlayamadı.
kaynak