- Katılım
- 5 Eylül 2009
- Mesajlar
- 1,657
- Reaksiyon puanı
- 75
- Puanları
- 0
Bu kitaplar okunmaz
Dünyada hızla yayılan e-kitaplar yakında Türkiye’de de satışa sunulacak ve yayıncılık değişecek ama onlar asla gerçek kitabın yerini tutmayacak.
Çılgınca kitap okuyan bir toplum olmadığımızı az çok biliyoruz. Ama fotoğraf sanatını da cep telefonuna indirgeyen bir toplum olarak e-kitap yaygınlaşınca deli gibi kitap okur muyuz sizce? Bu sorunun yanıtını henüz bilmiyoruz ama yakın zamanda bunu görecek ve hatta yaşayacağız. Evet, e-book yani e-kitap’tan bahsediyoruz. Açık konuşalım, şimdilerde bizi tutan sancı şu soruları sormamıza engel olmuyor: Artık kitapçılarda saatlerce dolaşıp, sahaflarda tozlu raflar arasında kendimizi kaybedemeyecek miyiz? Sayfası katlanmış kitaplarla değil de Kindle’larla, I Pad’lerle mi uykulara dalacağız?
“Kebikeç” sadece masallarda mı kalacak? Elbette hayır! Yine kitaplarla uyuyacak, kitap okurken otobüs bekleyecek, sayfalarını çevirirken elimiz kayacak ve kahve dökülecek sayfalarına. Ama tüm bunlar bir süre sonra da birer anı olarak kalacak. Bizden sonraki kuşak da bize “dinozor” diyecek. Çünkü onlar kitaplarını “e” olarak okuyacak, onların sararmış yapraklı, kahve lekeli, satırları çizilmiş kitapları değil; ekitapları olacak. Biz de “Bizim zamanımızda kitaplar kâğıttandı, ağaçtandı, dokunur, onlarla beraber uyurduk, nerde o eski kitaplar” diyeceğiz...
Rekabet kızıştı
Tamam biraz abartmış olabiliriz tabii ki ama böyle bir gerçekle yüzleşmenin tam zamanıdır diye düşünüyoruz. Amazon Kindle, Sony Reader ve Barnes&Noble Book gibi firmalar arasındaki rekabet çoktan kızıştı, ancak Türkiye de boş durmuyor. İnternet üzerinden kitap satışı yapan idefix çalışmalara çoktan başladı ve bu ay içinde ekitap projelerini hayata geçirecekler. Elbette bize kitabın verdiği o derin duyguyu vermeyecek, kağıda değil tamamen yapay olan bir şeye dokunacağız.
Bu haber üzerinde çalışırken konuştuğumuz birçok yazar ve okur, bu teknolojik devrime pek sıcak bakmadığını söyledi. Ama e-kitapların avantajları da yok değil. Derin duygusal bağımız bir yana söylenene göre artık baskısı olmayan, basılmayan kitapları bu sayede yeniden okuyabileceğiz, korsan illetinin önüne geçebileceğiz. Biz yine de emin olalım istedik ve Türkiye’de e-Kitap’ın öncüsü İdefix’e bu işin aslını sorduk, yayıncı ve yazarların da görüşünü aldık. Bu arada belirtelim, yıllar sonra hâlâ çılgın gibi kitap toplayan “dinozorlar”dan bahseden gençler olursa, bilin ki o dinozorlar biziz.
» Bora Ekmekçi (İdefix Direktörü)
Türkiye’nin e-kitap platformu olarak isimlendirdiğimiz bu proje aslında bizim tarafımızda, tamamlanmış durumda. Ancak e-mürekkep, ekran teknolojisine sahip cihazların Türkiye’ye gelmesindeki prosedürleri bekliyoruz. Bu proje ile birlikte e-kitapların fiyatlarının normal kitaba göre yüzde 60 ila yüzde 50 arasında bir oranda ucuzlayacağını hedefliyoruz. E-kitap fiziki kitabın yerini alacak mı sorunuza gelince, kısa vadede değil ama uzun vadede evet. Çünkü e-mürekkep (e-ink) teknolojisi çok keyifli bir okuma imkânı sunuyor. Bu sayede kitap sayfasından da net bir görüntü çıkıyor ortaya. Bizim gibi fizikî kitapla bağları olanların bundan kısa vadede vazgeçeceğini düşünmüyorum ama büyük bir rahatlık ve okuma keyfi sunduğu için kullanacağımız aşikâr. Ama okumayı bu cihazlarda öğrenen çocukların da fiziki kitabı almayacakları da bir gerçek.
» Emine Eroğlu (Timaş)
Esasen ben insanın kitapla kurduğu ilişkinin duygusal olmaktan öte, fıtri olduğunu düşünüyorum. Kenarlarına notlar düşüyor, satırların altını çiziyorsunuz. Düşünce ve ruh dünyanızda bir yer edinmişse onu gözünüzün önünde, elinizin altında bulundurmak istiyorsunuz. Okunmaktan eskimişliğine bir değer atfediyorsunuz. Yeni baskılarıyla değiştirmek istemiyorsunuz. Teknolojik gelişmelere kapalı bir yayıncı değilim. E-kitap elbette önemli. Fakat internetin gazete satışlarını engellemediği gibi e-kitabın da kitabı ortadan kaldırmayacağını düşünüyorum. İnternet, ansiklopedi ve büyük ölçüde kaynak kitap satışlarını minimalize etti. Bu duruma “çok şükür” diyebiliyorum, çünkü kitap “bilgi”nin değil “anlam”ın taşıyıcısı. E-kitabın da artık üç boyutlu yayınına gerek bırakmayacağı kitap tür ve çeşitleri olabilir. Bunu kitabın sahihliği açısından bir tehlike olarak görmüyorum.
» Fadime Uslu (Pupa)
Bu ve buna benzer kehanetler, bana göre, güçlü bir tepkiyi ifade ediyor. İşaret ettiği durum, içinde bulunduğu dönemin kaygılarını ve sıkıntılarını da dile getiriyor. İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte basılı kitap devri kapanmıştır iddiası, Auschwitz’den sonra sanatın sonu gelmiştir, diyen Adorno’nun, Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra tarihin sonu gelmiştir, diyen ideologların söylemlerinden pek de farklı değil. Tarih yazılmaya devam ettiği gibi, sanatsal eylemler bütün hızı ve çeşitliliğiyle etkinliğini sürdürüyor. E-kitap, teknolojinin bir uzantısı; hız ve tüketim çağının ürünü. Ulaştığı kitle ise bu teknolojiyi kullananlarla sınırlı. Basılı kitapla okur arasında kurulan yakın ilişkiyi, e-kitaplarda bulmak oldukça güç.
Tartışmanın nüvesi, yayıncılık sektörünün en önemli sorununu gündeme getiriyor. Bu, yayımlanan kitapların satış rakamlarının ne denli düşük olduğu ile gün geçtikçe iyi kitaba gösterilen ilginin azalması ile de ilgili. E-kitap uygulamaları devam etmesine karşın, her yıl binlerce kitap yayımlanıyor. Yönlendirmelere açık, beğeni düzeyi düşük okur profili, banka ya da büyük sermeye gruplarının desteğiyle ayakta duran yayınevlerinin hedef kitlesi olarak görülüyor. Asıl mesele, kitabı okuma yöntemi değil, kirliliğe karşı alternatif üreten eserlerin var olma mücadelesi.
» Çiler İlhan (Yazar)
Belki de ışık hızıyla ‘i-pod’ ve ‘notebook’ kullanabilen bir kuşağa dahil olmayıp ilk bilgisayar dersimi üniversitede aldığımdan, profesyonel işim gereği haber takibi yapmak, yazarlık gereği de araştırma yapmak dışında bilgisayar ekranından okumaya bir türlü ısınamıyorum. Bırakın okumayı, yerli ya da yabancı internet sitelerinden kitap alışverişi yapmak bile içime sinmiyor; kitabı elime alıp uzun uzun sevdikten sonra satın alan biri olarak, e-kitabın bir şekilde hayatımıza yine de gireceğinin farkındayım çünkü gelecekten kaçış yok. Ama ben en azından yapabildiğim kadar uzun süre yeni kitabımın mis kokulu sayfalarını sanki her sayfa bana sihirli bir dünyanın kapısını açacakmış gibi çevirmeye devam edeceğim.
» Abdullah Yılmaz (Ayrıntı)
Alışkanlıkları ve beğenileri sürekli değişen genç bir kuşak geliyor ve öncelikle onların okuma alışkanlıklarını etkileyecektir. Küreselleşen dünyada bunun gibi yeniliklere dur deme gibi bir şansınız yok. Hem yayıncılar hem de okurlar için çok fazla avantajı olduğunu düşünüyorum. Mesela onlarca ciltli ansiklopediyi, klasikleri, akademik kitapları herşeyi birarada tek bir alette bulabileceğiz. E-Kitap olayına karşı değil, bilakis destekliyorum.
Kaynak

Dünyada hızla yayılan e-kitaplar yakında Türkiye’de de satışa sunulacak ve yayıncılık değişecek ama onlar asla gerçek kitabın yerini tutmayacak.
Çılgınca kitap okuyan bir toplum olmadığımızı az çok biliyoruz. Ama fotoğraf sanatını da cep telefonuna indirgeyen bir toplum olarak e-kitap yaygınlaşınca deli gibi kitap okur muyuz sizce? Bu sorunun yanıtını henüz bilmiyoruz ama yakın zamanda bunu görecek ve hatta yaşayacağız. Evet, e-book yani e-kitap’tan bahsediyoruz. Açık konuşalım, şimdilerde bizi tutan sancı şu soruları sormamıza engel olmuyor: Artık kitapçılarda saatlerce dolaşıp, sahaflarda tozlu raflar arasında kendimizi kaybedemeyecek miyiz? Sayfası katlanmış kitaplarla değil de Kindle’larla, I Pad’lerle mi uykulara dalacağız?
“Kebikeç” sadece masallarda mı kalacak? Elbette hayır! Yine kitaplarla uyuyacak, kitap okurken otobüs bekleyecek, sayfalarını çevirirken elimiz kayacak ve kahve dökülecek sayfalarına. Ama tüm bunlar bir süre sonra da birer anı olarak kalacak. Bizden sonraki kuşak da bize “dinozor” diyecek. Çünkü onlar kitaplarını “e” olarak okuyacak, onların sararmış yapraklı, kahve lekeli, satırları çizilmiş kitapları değil; ekitapları olacak. Biz de “Bizim zamanımızda kitaplar kâğıttandı, ağaçtandı, dokunur, onlarla beraber uyurduk, nerde o eski kitaplar” diyeceğiz...
Rekabet kızıştı
Tamam biraz abartmış olabiliriz tabii ki ama böyle bir gerçekle yüzleşmenin tam zamanıdır diye düşünüyoruz. Amazon Kindle, Sony Reader ve Barnes&Noble Book gibi firmalar arasındaki rekabet çoktan kızıştı, ancak Türkiye de boş durmuyor. İnternet üzerinden kitap satışı yapan idefix çalışmalara çoktan başladı ve bu ay içinde ekitap projelerini hayata geçirecekler. Elbette bize kitabın verdiği o derin duyguyu vermeyecek, kağıda değil tamamen yapay olan bir şeye dokunacağız.
Bu haber üzerinde çalışırken konuştuğumuz birçok yazar ve okur, bu teknolojik devrime pek sıcak bakmadığını söyledi. Ama e-kitapların avantajları da yok değil. Derin duygusal bağımız bir yana söylenene göre artık baskısı olmayan, basılmayan kitapları bu sayede yeniden okuyabileceğiz, korsan illetinin önüne geçebileceğiz. Biz yine de emin olalım istedik ve Türkiye’de e-Kitap’ın öncüsü İdefix’e bu işin aslını sorduk, yayıncı ve yazarların da görüşünü aldık. Bu arada belirtelim, yıllar sonra hâlâ çılgın gibi kitap toplayan “dinozorlar”dan bahseden gençler olursa, bilin ki o dinozorlar biziz.
» Bora Ekmekçi (İdefix Direktörü)
Türkiye’nin e-kitap platformu olarak isimlendirdiğimiz bu proje aslında bizim tarafımızda, tamamlanmış durumda. Ancak e-mürekkep, ekran teknolojisine sahip cihazların Türkiye’ye gelmesindeki prosedürleri bekliyoruz. Bu proje ile birlikte e-kitapların fiyatlarının normal kitaba göre yüzde 60 ila yüzde 50 arasında bir oranda ucuzlayacağını hedefliyoruz. E-kitap fiziki kitabın yerini alacak mı sorunuza gelince, kısa vadede değil ama uzun vadede evet. Çünkü e-mürekkep (e-ink) teknolojisi çok keyifli bir okuma imkânı sunuyor. Bu sayede kitap sayfasından da net bir görüntü çıkıyor ortaya. Bizim gibi fizikî kitapla bağları olanların bundan kısa vadede vazgeçeceğini düşünmüyorum ama büyük bir rahatlık ve okuma keyfi sunduğu için kullanacağımız aşikâr. Ama okumayı bu cihazlarda öğrenen çocukların da fiziki kitabı almayacakları da bir gerçek.
» Emine Eroğlu (Timaş)
Esasen ben insanın kitapla kurduğu ilişkinin duygusal olmaktan öte, fıtri olduğunu düşünüyorum. Kenarlarına notlar düşüyor, satırların altını çiziyorsunuz. Düşünce ve ruh dünyanızda bir yer edinmişse onu gözünüzün önünde, elinizin altında bulundurmak istiyorsunuz. Okunmaktan eskimişliğine bir değer atfediyorsunuz. Yeni baskılarıyla değiştirmek istemiyorsunuz. Teknolojik gelişmelere kapalı bir yayıncı değilim. E-kitap elbette önemli. Fakat internetin gazete satışlarını engellemediği gibi e-kitabın da kitabı ortadan kaldırmayacağını düşünüyorum. İnternet, ansiklopedi ve büyük ölçüde kaynak kitap satışlarını minimalize etti. Bu duruma “çok şükür” diyebiliyorum, çünkü kitap “bilgi”nin değil “anlam”ın taşıyıcısı. E-kitabın da artık üç boyutlu yayınına gerek bırakmayacağı kitap tür ve çeşitleri olabilir. Bunu kitabın sahihliği açısından bir tehlike olarak görmüyorum.
» Fadime Uslu (Pupa)
Bu ve buna benzer kehanetler, bana göre, güçlü bir tepkiyi ifade ediyor. İşaret ettiği durum, içinde bulunduğu dönemin kaygılarını ve sıkıntılarını da dile getiriyor. İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte basılı kitap devri kapanmıştır iddiası, Auschwitz’den sonra sanatın sonu gelmiştir, diyen Adorno’nun, Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra tarihin sonu gelmiştir, diyen ideologların söylemlerinden pek de farklı değil. Tarih yazılmaya devam ettiği gibi, sanatsal eylemler bütün hızı ve çeşitliliğiyle etkinliğini sürdürüyor. E-kitap, teknolojinin bir uzantısı; hız ve tüketim çağının ürünü. Ulaştığı kitle ise bu teknolojiyi kullananlarla sınırlı. Basılı kitapla okur arasında kurulan yakın ilişkiyi, e-kitaplarda bulmak oldukça güç.
Tartışmanın nüvesi, yayıncılık sektörünün en önemli sorununu gündeme getiriyor. Bu, yayımlanan kitapların satış rakamlarının ne denli düşük olduğu ile gün geçtikçe iyi kitaba gösterilen ilginin azalması ile de ilgili. E-kitap uygulamaları devam etmesine karşın, her yıl binlerce kitap yayımlanıyor. Yönlendirmelere açık, beğeni düzeyi düşük okur profili, banka ya da büyük sermeye gruplarının desteğiyle ayakta duran yayınevlerinin hedef kitlesi olarak görülüyor. Asıl mesele, kitabı okuma yöntemi değil, kirliliğe karşı alternatif üreten eserlerin var olma mücadelesi.
» Çiler İlhan (Yazar)
Belki de ışık hızıyla ‘i-pod’ ve ‘notebook’ kullanabilen bir kuşağa dahil olmayıp ilk bilgisayar dersimi üniversitede aldığımdan, profesyonel işim gereği haber takibi yapmak, yazarlık gereği de araştırma yapmak dışında bilgisayar ekranından okumaya bir türlü ısınamıyorum. Bırakın okumayı, yerli ya da yabancı internet sitelerinden kitap alışverişi yapmak bile içime sinmiyor; kitabı elime alıp uzun uzun sevdikten sonra satın alan biri olarak, e-kitabın bir şekilde hayatımıza yine de gireceğinin farkındayım çünkü gelecekten kaçış yok. Ama ben en azından yapabildiğim kadar uzun süre yeni kitabımın mis kokulu sayfalarını sanki her sayfa bana sihirli bir dünyanın kapısını açacakmış gibi çevirmeye devam edeceğim.
» Abdullah Yılmaz (Ayrıntı)
Alışkanlıkları ve beğenileri sürekli değişen genç bir kuşak geliyor ve öncelikle onların okuma alışkanlıklarını etkileyecektir. Küreselleşen dünyada bunun gibi yeniliklere dur deme gibi bir şansınız yok. Hem yayıncılar hem de okurlar için çok fazla avantajı olduğunu düşünüyorum. Mesela onlarca ciltli ansiklopediyi, klasikleri, akademik kitapları herşeyi birarada tek bir alette bulabileceğiz. E-Kitap olayına karşı değil, bilakis destekliyorum.
Kaynak