Böyle hocayı Allah dostuma eş düşmanıma baş etsin
Yeğenime çalışmayı sevdiren hocadan bahsediyorum.
Yeğenim ders çalışmaktan nefret eden, sigarası, arada içkisi olan, yeğenim olduğu için değil gerçekten öyle olduğu için söylüyorum: zehir gibi kafası olan(kitap yüzü açmadan sbs den 425 puan alarak bir anadolu lisesine yerleşti), haylaz, şimdiki her çocuğun olduğu gibi bilgisayara aşırı merakı olan, karı kız dalgaları olan... ya bilemiyorum anladınız işte böyle bir öğrenciydi...
Benim yeğenin sınıfının başarısı okul ortalamasının altındaymış. Ve rehberlik hocaları, o eli öpülesi hoca şöyle demiş(tam olarak bilmiyorum aklımda kaldığı kadarıyla, kendi ufak değiştirmelerimle,):
Gençler, çalışmadan bir yere varılmaz vs vs vs...
...
İnsanın hayatında bir çok dönem vardır. Bebekken uyuma dönemi, çocukken oyun dönemi, öğrenciyken ders çalışma dönemi, okulunu bitirdikten sonra çalışma dönemi, çalışma dönemini bitirdikten sonra da yan gelip yatma yani emeklilik dönemi.
Bebekken uyuma döneminin yerine oyun oynayamaz hiç bir insanoğlu. Çocukken gününü uyuyarak geçirebilir ama onu da yapmaz. Amaa... Öğrenciler, ders çalışmakla geçmesi gereken dönemlerini yan gelip yatma dönemiyle değiştirebiliyor. Ondan sonra ne mi oluyor? Yatma vaktinde haala alnından ter akıyor.
Askere gidiyor, kendinden ufak okumuş adamlar, okumayan adamdan daha rütbeli oluyor. Ve afedersiniz orada er erbaşların ağzına..... . Sonra askerden geliyor. Baba parası nereye kadar? Bir işe girip çalışacak. Ne olacak? Memur mu olacak? İşe giriş çıkış saati belli mi olacak? Hayır. Vasıfsız işçi olacak. Millet yağmurlu havalarda işine arabayla giderken o arabaların üzerine sıçrattığı çamuru temizleyecek. Büyük ihtimal işe geç kalacak. Göbekli, bıyıklı usta başı ya da şeften fırça yiyecek. Akşam eve yorgun argın gelecek. Çocukları baba oynayalım hadi deyince çok yorgunum diyecek. Yatıp uyuyacak uyanacak işine gidecek gayet bohem bi şekilde uzun bir süre devam edecek bu olaylar. Gittiği herhangi bir yerde "buyurun beyefendi hoş geldiniz ne iştemiştiniz" gibi sorular sorulacağına "kime bakmıştınız" denilecek. Sonra emeklilik düşünür olacak. Ben böyle hayatın diye aşağıdan yukarıya dümdüz gidecek. Ulan hayatın ne suçu var be adam?? Çocuklarını evlendireceği zaman bi ton borca batacak....
...
Peki ya aklını kullanıp yapması gereken şeyi zamanında yaptığında, o dönemlerin yerini değiştirmediğinde???
Tam Tersi...
Gençler bunun örnekleri saymakla bitmez. Ama siz akıllı bireylersiniz. Siz düşünebilen insanlarsınız. Önünüzde iki seçenek var. Haydi bakalım karar sizin.
Ve ilk başlarda anlattığım yeğen, 180 derece bir dönüş yaptı. Ağzına sağlık hocam...
Dilimin döndüğü kadar sizlere bu çok hoşuma giden olayı anlatayım dedim...
Yeğenime çalışmayı sevdiren hocadan bahsediyorum.
Yeğenim ders çalışmaktan nefret eden, sigarası, arada içkisi olan, yeğenim olduğu için değil gerçekten öyle olduğu için söylüyorum: zehir gibi kafası olan(kitap yüzü açmadan sbs den 425 puan alarak bir anadolu lisesine yerleşti), haylaz, şimdiki her çocuğun olduğu gibi bilgisayara aşırı merakı olan, karı kız dalgaları olan... ya bilemiyorum anladınız işte böyle bir öğrenciydi...
Benim yeğenin sınıfının başarısı okul ortalamasının altındaymış. Ve rehberlik hocaları, o eli öpülesi hoca şöyle demiş(tam olarak bilmiyorum aklımda kaldığı kadarıyla, kendi ufak değiştirmelerimle,):
Gençler, çalışmadan bir yere varılmaz vs vs vs...
...
İnsanın hayatında bir çok dönem vardır. Bebekken uyuma dönemi, çocukken oyun dönemi, öğrenciyken ders çalışma dönemi, okulunu bitirdikten sonra çalışma dönemi, çalışma dönemini bitirdikten sonra da yan gelip yatma yani emeklilik dönemi.
Bebekken uyuma döneminin yerine oyun oynayamaz hiç bir insanoğlu. Çocukken gününü uyuyarak geçirebilir ama onu da yapmaz. Amaa... Öğrenciler, ders çalışmakla geçmesi gereken dönemlerini yan gelip yatma dönemiyle değiştirebiliyor. Ondan sonra ne mi oluyor? Yatma vaktinde haala alnından ter akıyor.
Askere gidiyor, kendinden ufak okumuş adamlar, okumayan adamdan daha rütbeli oluyor. Ve afedersiniz orada er erbaşların ağzına..... . Sonra askerden geliyor. Baba parası nereye kadar? Bir işe girip çalışacak. Ne olacak? Memur mu olacak? İşe giriş çıkış saati belli mi olacak? Hayır. Vasıfsız işçi olacak. Millet yağmurlu havalarda işine arabayla giderken o arabaların üzerine sıçrattığı çamuru temizleyecek. Büyük ihtimal işe geç kalacak. Göbekli, bıyıklı usta başı ya da şeften fırça yiyecek. Akşam eve yorgun argın gelecek. Çocukları baba oynayalım hadi deyince çok yorgunum diyecek. Yatıp uyuyacak uyanacak işine gidecek gayet bohem bi şekilde uzun bir süre devam edecek bu olaylar. Gittiği herhangi bir yerde "buyurun beyefendi hoş geldiniz ne iştemiştiniz" gibi sorular sorulacağına "kime bakmıştınız" denilecek. Sonra emeklilik düşünür olacak. Ben böyle hayatın diye aşağıdan yukarıya dümdüz gidecek. Ulan hayatın ne suçu var be adam?? Çocuklarını evlendireceği zaman bi ton borca batacak....
...
Peki ya aklını kullanıp yapması gereken şeyi zamanında yaptığında, o dönemlerin yerini değiştirmediğinde???
Tam Tersi...
Gençler bunun örnekleri saymakla bitmez. Ama siz akıllı bireylersiniz. Siz düşünebilen insanlarsınız. Önünüzde iki seçenek var. Haydi bakalım karar sizin.
Ve ilk başlarda anlattığım yeğen, 180 derece bir dönüş yaptı. Ağzına sağlık hocam...
Dilimin döndüğü kadar sizlere bu çok hoşuma giden olayı anlatayım dedim...