zafercem
Asistan
- Katılım
- 17 Ekim 2008
- Mesajlar
- 404
- Reaksiyon puanı
- 1
- Puanları
- 0
Gülümhan GÜLTEN / VATAN
Doğalgaz cihazı kullanan herkesin tehlike altında olduğunu söyleyen eski adıyla EGO’nun Genel Müdür Yardımcısı Ethem Uludağ, en önemli sorunun bacalar olduğunu belirtti. Uludağ yalnızca Ankara’da 100 bin kaçak bağlanmış kombi olduğunu da söyledi.
Türkiye’yi yasa boğan 7 üniversiteli gencin ölümü, Türkiye’de halen kullanılmakta olan kombi ve benzeri cihazlar ile doğalgaz tesisatlarını gündeme getirdi. Doğalgaz tesisatlarıyla ilgili dağıtıcı firmaların sorumluluğu tartışılırken, mevzuatın taşıdığı boşluklar her kurum tarafından farklı yorumlanıp, farklı açıklamalara konu oldu. Tartışmalar sürerken Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin doğalgaz dağıtım şirketi Başkent Doğalgaz’ın, eski adıyla EGO’nun sorumlu eski Genel Müdür Yardımcısı olan Ethem Uludağ, yaşanan büyük tehlikeye dikkat çekerek, Türkiye’de doğalgaz cihazları kullanan hemen herkesin benzer bir tehlike altında olduğunu ortaya koydu.
VATAN’ın sorularını cevaplandıran Uludağ’ın açıklamaları şöyle:
’Baca denmez’
7 gencin ölümüne neden olan olayı yaratan temel sorun nerede?
Türkiye’de yapılan binaların bacasız olması var. Binaların bacası yok, bir delik var. Yukarda da bir çıkıntı görüyorsunuz. Ama bu bir baca değil. Bacanın üretildiği malzemeler standarda uygun değil.
Zorlayan mevzuat yok mu?
Bununla ilgili yeterince düzenleme var. Kağıt üzerinde herşey güzel ama uygulamaya geldiğinde bunu kim denetleyecek? Bu konu 7 kocalı hürmüz.
’Bacalı cihaz öldürür’
Gençlerin bulunduğu binada durum ne?
Bu bina 2001 yılı onaylı. Biz EGO olarak 2002 yılından itibaren bırakın flex boruyu, binalarda çelik baca koşulu aramaya başladık. 2001 öncesindeki onaylanmış projelerde bu tür hatalar var. Çünkü onlar 2002’den önce onay almış. Biz neden onay vermeyi zorlaştırdık? Çünkü bacalı cihaz adam öldürüyor. Hermetik cihaz öldürmüyor. Hermetik cihaz, baca kullanmayan kombi gibi düşünün. Onun atığı camdan ya da duvardan dışarı atılıyor. Koşul aramaya başladık. Biz diyoruz ki, vatandaşlar bacalarını yılda 2 defa mutlaka temizletsinler. Bu çok önemli. İkincisi, vantilasyon denilen cihazın ihtiyacı olan ızgara şeklindeki havalandırmanın asla ve asla kapatılmaması lazım. Ayrıca, cihazların bakımlarını periyodik olarak her sene yaptıracaklar. Kombiyi aldıkları servise yaptıracaklar.
‘Denetleyen yok’
İyi de uymadı ne olacak? Bunu kim denetleyecek?
Bunu denetlemek konusunda maalesef bir boşluk var. Bu boşluk şudur: Ancak ölüm olacak, savcılığın eline geçecek, savcılık bunu soruşturacak bilirkişi marifetiyle bunun sorumlusu aranacak. EGO’ya verilmiş bir yetki yok. Sorumluluk kullanıcılara bırakılmış durumda.
Avrupa’da okulları var
Bir çok vatandaş var, yaşlısı, engellisi... Onlar bilemez ki bunu.
Bu sistemi kotaracak olan şey, yetkinin, denetleyenin tayin edilmesidir. Bir örnek vereyim. Avrupa’da baca okulları var. O okullarda 6 yıl okuyup usta oluyorlar. Bir binaya gaz bağlanacaksa önce bu insanların bu binayla ilgili insanların verdiği rapora bakılır. Paslanmaz çelik baca standardı bizde geçtiğimiz sene yürürlüğe girdi. Ama sadece yeni binalarda bu zorunlu. Eskilerin dönüşmesini sağlayacak bir şey yok. Böyle giderse günde 20-30 kişinin öldüğü günler gelecek. Ankara’da 100 bin kaçak bağlanmış kombi olduğunu tahmin ediyoruz.
’Kombi canavar gibi ’
Eğer bir ölüm yoksa bunu kimse denetleyemez. Kombi insanların ihtiyacı olan yakma havasını ortamdan alır. Yani tam bir canavardıdr. Harıl harıl oksijen çekiyor. Bacanız uygun değilse, bacanın tepesi belli uzunlukta değilse, lodosta özellikle geri teperse baca, ne oluyor, atık gaz binanın içine doluyor. Binanın içine dolduğunda da oksijensizlikten, karbonmonoksitten zehirlenerek ölüyor.
Niçin o apartmandaki insanların kapısını çalıp onları ayağa kaldırmadılar?
Şimdi bugün polisin dahi izinsiz bir haneye girme yetkisi yok. Böyle bir hadisede, EGO ekiplerinin “ben şuraya da gireyim” demek imkanı yok. Bence bu tameman kötü bir tesadüf. Sistemdeki sorun bacayla ilgili. Yeterince oksijen yok. Standarda uygun baca olsaydı, bu gençler ölmezdi.
vatan
Doğalgaz cihazı kullanan herkesin tehlike altında olduğunu söyleyen eski adıyla EGO’nun Genel Müdür Yardımcısı Ethem Uludağ, en önemli sorunun bacalar olduğunu belirtti. Uludağ yalnızca Ankara’da 100 bin kaçak bağlanmış kombi olduğunu da söyledi.
Türkiye’yi yasa boğan 7 üniversiteli gencin ölümü, Türkiye’de halen kullanılmakta olan kombi ve benzeri cihazlar ile doğalgaz tesisatlarını gündeme getirdi. Doğalgaz tesisatlarıyla ilgili dağıtıcı firmaların sorumluluğu tartışılırken, mevzuatın taşıdığı boşluklar her kurum tarafından farklı yorumlanıp, farklı açıklamalara konu oldu. Tartışmalar sürerken Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin doğalgaz dağıtım şirketi Başkent Doğalgaz’ın, eski adıyla EGO’nun sorumlu eski Genel Müdür Yardımcısı olan Ethem Uludağ, yaşanan büyük tehlikeye dikkat çekerek, Türkiye’de doğalgaz cihazları kullanan hemen herkesin benzer bir tehlike altında olduğunu ortaya koydu.
VATAN’ın sorularını cevaplandıran Uludağ’ın açıklamaları şöyle:
’Baca denmez’
7 gencin ölümüne neden olan olayı yaratan temel sorun nerede?
Türkiye’de yapılan binaların bacasız olması var. Binaların bacası yok, bir delik var. Yukarda da bir çıkıntı görüyorsunuz. Ama bu bir baca değil. Bacanın üretildiği malzemeler standarda uygun değil.
Zorlayan mevzuat yok mu?
Bununla ilgili yeterince düzenleme var. Kağıt üzerinde herşey güzel ama uygulamaya geldiğinde bunu kim denetleyecek? Bu konu 7 kocalı hürmüz.
’Bacalı cihaz öldürür’
Gençlerin bulunduğu binada durum ne?
Bu bina 2001 yılı onaylı. Biz EGO olarak 2002 yılından itibaren bırakın flex boruyu, binalarda çelik baca koşulu aramaya başladık. 2001 öncesindeki onaylanmış projelerde bu tür hatalar var. Çünkü onlar 2002’den önce onay almış. Biz neden onay vermeyi zorlaştırdık? Çünkü bacalı cihaz adam öldürüyor. Hermetik cihaz öldürmüyor. Hermetik cihaz, baca kullanmayan kombi gibi düşünün. Onun atığı camdan ya da duvardan dışarı atılıyor. Koşul aramaya başladık. Biz diyoruz ki, vatandaşlar bacalarını yılda 2 defa mutlaka temizletsinler. Bu çok önemli. İkincisi, vantilasyon denilen cihazın ihtiyacı olan ızgara şeklindeki havalandırmanın asla ve asla kapatılmaması lazım. Ayrıca, cihazların bakımlarını periyodik olarak her sene yaptıracaklar. Kombiyi aldıkları servise yaptıracaklar.
‘Denetleyen yok’
İyi de uymadı ne olacak? Bunu kim denetleyecek?
Bunu denetlemek konusunda maalesef bir boşluk var. Bu boşluk şudur: Ancak ölüm olacak, savcılığın eline geçecek, savcılık bunu soruşturacak bilirkişi marifetiyle bunun sorumlusu aranacak. EGO’ya verilmiş bir yetki yok. Sorumluluk kullanıcılara bırakılmış durumda.
Avrupa’da okulları var
Bir çok vatandaş var, yaşlısı, engellisi... Onlar bilemez ki bunu.
Bu sistemi kotaracak olan şey, yetkinin, denetleyenin tayin edilmesidir. Bir örnek vereyim. Avrupa’da baca okulları var. O okullarda 6 yıl okuyup usta oluyorlar. Bir binaya gaz bağlanacaksa önce bu insanların bu binayla ilgili insanların verdiği rapora bakılır. Paslanmaz çelik baca standardı bizde geçtiğimiz sene yürürlüğe girdi. Ama sadece yeni binalarda bu zorunlu. Eskilerin dönüşmesini sağlayacak bir şey yok. Böyle giderse günde 20-30 kişinin öldüğü günler gelecek. Ankara’da 100 bin kaçak bağlanmış kombi olduğunu tahmin ediyoruz.
’Kombi canavar gibi ’
Eğer bir ölüm yoksa bunu kimse denetleyemez. Kombi insanların ihtiyacı olan yakma havasını ortamdan alır. Yani tam bir canavardıdr. Harıl harıl oksijen çekiyor. Bacanız uygun değilse, bacanın tepesi belli uzunlukta değilse, lodosta özellikle geri teperse baca, ne oluyor, atık gaz binanın içine doluyor. Binanın içine dolduğunda da oksijensizlikten, karbonmonoksitten zehirlenerek ölüyor.
Niçin o apartmandaki insanların kapısını çalıp onları ayağa kaldırmadılar?
Şimdi bugün polisin dahi izinsiz bir haneye girme yetkisi yok. Böyle bir hadisede, EGO ekiplerinin “ben şuraya da gireyim” demek imkanı yok. Bence bu tameman kötü bir tesadüf. Sistemdeki sorun bacayla ilgili. Yeterince oksijen yok. Standarda uygun baca olsaydı, bu gençler ölmezdi.
vatan
