- Katılım
- 6 Ağustos 2008
- Mesajlar
- 20,603
- Reaksiyon puanı
- 493
- Puanları
- 263
Uzman Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Dt. Sevgen Eralp, botoksun migreni azalttığını söyledi.
Clinic Plus Uzman Diş Hekimi Ve Protez Uzmanı Dt.Sevgen Eralp, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, 'Botulinum toksin tıpta ve diş hekimliğinde nöromuskuler aktiviteyi belirli süre ile bloke ederek, tedavi ya da kozmetik amaçla kullanılan ve Clostiridyum Botulinum adlı bakteriden elde edilen bir çeşit toksindir. Botoksun kullanımı ve ar-ge çalışmaları 1700'lü yıllara dayanmaktadır. Boyun kaslarına bağlı asimetrilerde, spastisiteye bağlı kas gruplarının düzensiz fonksiyonlarında, yürüme bozukluklarında, larengeal bölge enjeksiyonu ile ses çıkarma problemlerinde, kozmetik amaçlı boyun ve yüz bölgesinde ve son olarak da temporomandibular eklem bozukluklarında ve çiğneme kasının aşırı büyümesinde (masseter kası hipertrofisinde) tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Günümüzde diş hekimliğinde yoğun olarak kullanım alanları, diş sıkma ve gıcırdatma olarak tanınsa da botoks, çene yüz bölgelerinde oluşan ağrılar, tükrük bezi rahatsızlıkları ve trigeminal nevraljı tanılarında da oldukça etkili olarak kullanılır' dedi.
Botoksun yüz şekillendirilmesinde ve yüz gençleştirmede oldukça yaygın olarak kullanıldığını dile getiren Dt. Sevgen Eralp, 'Diş hekimliğinde de gülüş tasarımı vakalarında diş etinin aşırı göründüğü "gummy smile" görünümünün maskelenmesinde botoks uygulamalarının başarılı sonuçları bildirilmiştir. Kozmetik amaçlı olarak masseter kasının hacminin azaltılması ile yüz konturunun düzeltilmesinde kullanılmaktadır. Yine estetik beklenti ile perioral bölgede (ağız çevresi bölge) ve nazolabial bölgede (göz ve burun çevresi) botoks uygulamalarının başarılı olduğu bilinmektedir. Botoks denildiğinde herkesin aklına ilk gelen estetik amaçlı yapılan bir uygulama oluyor. Aslında botoksun çok da yaygın olarak bilinmeyen kullanım alanları vardır. Bunlardan en önemlisi ve üzerine düşülmesi gereken ise migren ağrılarını azaltması veya meydana gelme sıklığında azalma olmasıdır. Çene yüz bölgesinde, çene ekleminde gelişen problemler, yumuşak dokuları etkileyen bozukluklar ve trigger (tetikleyici) noktaların sebep olduğu migren ağrıları, botoks tedavisi ile azaltılabilir hatta bazı vakalarda ortadan kaldırılabilir. 2009 yılında yapılan bir araştırmada, alın bölgesindeki kırışıklıkların düzeltilmesi için botoks uygulanan hastalarda migren ağrılarında hafifleme ve ağrıların meydana gelme sıklığında azalma olduğu görülmüştür.
Ayrıca botoks tedavilerinde çok önemli olan bir diğer nokta olan yan etkiler de bu araştırmada değerlendirilmiş ve yüzde 75 olumlu sonuç alınmıştır. Yan etki olarak meydana gelen değişikliklerin çok hafif düzeyde oluştuğu kaydedilmiş ve en ciddi komplikasyon olarak yüz kaslarında geçici zayıflık ve geçici felç oluşması bildirilmiştir.
Botoksun bu kadar güzel tedavi alanları olması, yan etkilerinin geçici ve hafif düzeylerde olması, uygulanabilirliğini arttırırken, bunun yanı sıra kontraendikasyonları ve komplikasyonlarının olduğu da unutulmamalıdır. Kontraendikasyon dediğimiz, botoks enjeksiyonunun tedavi ya da estetik amaçlı uygulanmasının mümkün olmadığı durumlardır. Hamilelik ve lohusalık, aşırı hassasiyet, uygulama alanında enfeksiyon varlığı, sistemik kas hastalıkları ve bu hastalıklarla ilgili ilaç kullanımı, antikoagulan (kan sulandırıcı) ilaç kullanımı gibi durumlar botoks tedavisinde kontraendike durumlardır. Doğru endikasyon, malzemenin güvenilirliği, kullanım koşullarının açıklığı, anatomik yapıların ve sistemik durumun iyi bilinmesi sonucunda profesyonel botoks uygulanması tedavi başarısını arttıracaktır.' Diye konuştu
sabah
Clinic Plus Uzman Diş Hekimi Ve Protez Uzmanı Dt.Sevgen Eralp, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, 'Botulinum toksin tıpta ve diş hekimliğinde nöromuskuler aktiviteyi belirli süre ile bloke ederek, tedavi ya da kozmetik amaçla kullanılan ve Clostiridyum Botulinum adlı bakteriden elde edilen bir çeşit toksindir. Botoksun kullanımı ve ar-ge çalışmaları 1700'lü yıllara dayanmaktadır. Boyun kaslarına bağlı asimetrilerde, spastisiteye bağlı kas gruplarının düzensiz fonksiyonlarında, yürüme bozukluklarında, larengeal bölge enjeksiyonu ile ses çıkarma problemlerinde, kozmetik amaçlı boyun ve yüz bölgesinde ve son olarak da temporomandibular eklem bozukluklarında ve çiğneme kasının aşırı büyümesinde (masseter kası hipertrofisinde) tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Günümüzde diş hekimliğinde yoğun olarak kullanım alanları, diş sıkma ve gıcırdatma olarak tanınsa da botoks, çene yüz bölgelerinde oluşan ağrılar, tükrük bezi rahatsızlıkları ve trigeminal nevraljı tanılarında da oldukça etkili olarak kullanılır' dedi.
Botoksun yüz şekillendirilmesinde ve yüz gençleştirmede oldukça yaygın olarak kullanıldığını dile getiren Dt. Sevgen Eralp, 'Diş hekimliğinde de gülüş tasarımı vakalarında diş etinin aşırı göründüğü "gummy smile" görünümünün maskelenmesinde botoks uygulamalarının başarılı sonuçları bildirilmiştir. Kozmetik amaçlı olarak masseter kasının hacminin azaltılması ile yüz konturunun düzeltilmesinde kullanılmaktadır. Yine estetik beklenti ile perioral bölgede (ağız çevresi bölge) ve nazolabial bölgede (göz ve burun çevresi) botoks uygulamalarının başarılı olduğu bilinmektedir. Botoks denildiğinde herkesin aklına ilk gelen estetik amaçlı yapılan bir uygulama oluyor. Aslında botoksun çok da yaygın olarak bilinmeyen kullanım alanları vardır. Bunlardan en önemlisi ve üzerine düşülmesi gereken ise migren ağrılarını azaltması veya meydana gelme sıklığında azalma olmasıdır. Çene yüz bölgesinde, çene ekleminde gelişen problemler, yumuşak dokuları etkileyen bozukluklar ve trigger (tetikleyici) noktaların sebep olduğu migren ağrıları, botoks tedavisi ile azaltılabilir hatta bazı vakalarda ortadan kaldırılabilir. 2009 yılında yapılan bir araştırmada, alın bölgesindeki kırışıklıkların düzeltilmesi için botoks uygulanan hastalarda migren ağrılarında hafifleme ve ağrıların meydana gelme sıklığında azalma olduğu görülmüştür.
Ayrıca botoks tedavilerinde çok önemli olan bir diğer nokta olan yan etkiler de bu araştırmada değerlendirilmiş ve yüzde 75 olumlu sonuç alınmıştır. Yan etki olarak meydana gelen değişikliklerin çok hafif düzeyde oluştuğu kaydedilmiş ve en ciddi komplikasyon olarak yüz kaslarında geçici zayıflık ve geçici felç oluşması bildirilmiştir.
Botoksun bu kadar güzel tedavi alanları olması, yan etkilerinin geçici ve hafif düzeylerde olması, uygulanabilirliğini arttırırken, bunun yanı sıra kontraendikasyonları ve komplikasyonlarının olduğu da unutulmamalıdır. Kontraendikasyon dediğimiz, botoks enjeksiyonunun tedavi ya da estetik amaçlı uygulanmasının mümkün olmadığı durumlardır. Hamilelik ve lohusalık, aşırı hassasiyet, uygulama alanında enfeksiyon varlığı, sistemik kas hastalıkları ve bu hastalıklarla ilgili ilaç kullanımı, antikoagulan (kan sulandırıcı) ilaç kullanımı gibi durumlar botoks tedavisinde kontraendike durumlardır. Doğru endikasyon, malzemenin güvenilirliği, kullanım koşullarının açıklığı, anatomik yapıların ve sistemik durumun iyi bilinmesi sonucunda profesyonel botoks uygulanması tedavi başarısını arttıracaktır.' Diye konuştu
sabah