Ottomanzo
Doçent
- Katılım
- 25 Temmuz 2008
- Mesajlar
- 746
- Reaksiyon puanı
- 7
- Puanları
- 0
Şu "aylak" bilim insanları gerçekten de beni delirtecek! Şimdi de kalkmış insan beyni 5 bin yıl öncesine göre yüzde 10 oranında küçüldü diyorlar.
Düşünsenize: 1 milyon yıl öncesine nazaran insan beyni ne hale gelmiş!
Haydi olanlar olmuş diyelim, de, böyle giderse gelecek yüzyıllarda ne olacak?
Zira Wisconsin Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya bakacak olursak, insan beyni sürekli "evrim içinde."
Bu evrim de hep "küçülme" şeklinde tezahür etmiş.
"Tezahür etmiş" dememe bakmayın; bilim insanları buna, "gelişmiş" tabir ediyor.
Modern bilimin dominant geni "ilerlemecilik" olduğu için böyle demeleri gayet doğal.
Doğal olmayan, insan beyninin zamanla küçülmüş olması.
Onların kavlince, beklenmedik bir "gelişme" bu!
Galiba insan beyninin gitgide büyüyeceğini hesap ediyorlardı. Zaten "ilerlemecilik" de bunu gerektirmez mi?
Nerden bakarsanız bakın, insan beyninin küçülerek "gelişmiş" olması çok tuhaf.
Lafın burasında, büyüklüğü değil, işlevi önemli diyecek olanlar lütfen şuncağızı gözden kaçırmasınlar: Evrim devam ediyor(muş)!
Demem o ki; insan beyninin küçülüp "işlevselleşmesi" nereye kadar devam edecek?
Evrim bu şekilde ve bu hızla devam ederse insan beyni günün birinde "yok" mesabesine ulaşmaz mı?
Schumacher'in "Küçük Güzeldir" kitabının adından mülhem istediğiniz kadar "güzelleme" yapın, yok olan şeyin işlevselliği kimseyi tatmin etmez.
Hem…işlev işlev de, nereye kadar?
Bakınız:
İnsan beyni bi küçüldü; Pascal, babasının vergi hesaplarında kullanması için "toplama makinesini" keşfetti.
İnsan beyni bi küçüldü; buhar makinesini buldu.
İnsan beyni bi küçüldü; çengelli iğne icat edildi.
İnsan beyni bi küçüldü; ilk sıvı yakıtlı roketi fırlattı.
İnsan beyni bi küçüldü; tükenmez kalemi keşfetti.
İnsan beyni bi küçüldü; televizyonu icat etti.
İnsan beyni bi küçüldü; Sony kompakt diski çıkardı.
İnsan beyni bir küçüldü; Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombası attı.
İnsan beyni bir küçüldü; bilgisayarı keşfetti.
İnsan beyni bir küçüldü; GDO'ya ulaştı.
İnsan beyni bi küçüldü; nötron bombasının yanı sıra enva-i çeşit kimyasal ve biyolojik silahlar geliştirdi.
İnsan beyni…
Bu hızla "küçülmeye" devam ederse…
Dünyayı bin kez yok edecek teknolojiye ulaşacak!
Hepsi bir yana da, insan beyninin zamanla küçüldüğü "açıklaması", retoriği de değiştirecektir.
Bundan kelli, bir insana, zekiyse "kuş beyinli"; çok zekiyse "beyinsiz" denilebilecektir.
Mesela, "Beyinsizin teki…" lakırdılarıyla kimse aşağılanamayacak; bilakis, "Küçük beyinli, beyinsiz…" ifadesi bir sitayişin karşılığı olacaktır.
Gelgelelim benim aziz milletimin panik yapmasına hiç gerek yok.
"Geri zekâlı; kuş beyinli, beyinsiz…" gibi tedavüldeki "deyimleri" aynen kullanmaya devam edebilir.
Çünkü bizim "beyin evrimimiz" batılıların evrimine benzemez.
Seksenli yıllardan aklımda kalan (yanılmıyorsam) Dokuz Eylül Üniversitesi marifeti çok ilginç bir "araştırma" vardı:
Batı'da beyin travması geçiren hastalar kendilerine gelir gelmez ellerini genellikle şakaklarına götürürken, bizim hastalarımızın elleri genellikle apış aralarına gidiyordu.
Tek başına bu bile beyin gelişmemizin farklı olduğunu ortaya koymaya yeter de artar.
Fakire sorarsanız bizim beynimiz küçülmüyor, büyüyor.
Son günlerde gündemi işgal eden Onur Öymen de Kılıçdaroğlu da büyük beyinlilerdendir yani.
Mesele, hangisinin daha büyük beyinli olduğunda!
Sayın Onur Öymen üç-beş yıl evvel, "Başbakan bir baloda bir kadını dansa kaldırabilir mi?! Bu kadar çağdaşlığa karşı bir iktidar ilerici olabilir mi?!.." demişti.
Hiç kusura bakmasın; bir kadını dansa kaldırmayı bilebilir ama, onca diplomat geçmişine rağmen, konuşmayı hiç bilmiyor.
Siyaset de, maalesef "pis" bir meslek; dans ederek değil, konuşarak yapılıyor!
Soru şudur: Alkışladığı konuşmayı aynı zamanda istifa gerekçesi sayan Gandhi Kemal mi daha büyük beyinli, Onur Öymen mi?
kaynak
Düşünsenize: 1 milyon yıl öncesine nazaran insan beyni ne hale gelmiş!
Haydi olanlar olmuş diyelim, de, böyle giderse gelecek yüzyıllarda ne olacak?
Zira Wisconsin Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya bakacak olursak, insan beyni sürekli "evrim içinde."
Bu evrim de hep "küçülme" şeklinde tezahür etmiş.
"Tezahür etmiş" dememe bakmayın; bilim insanları buna, "gelişmiş" tabir ediyor.
Modern bilimin dominant geni "ilerlemecilik" olduğu için böyle demeleri gayet doğal.
Doğal olmayan, insan beyninin zamanla küçülmüş olması.
Onların kavlince, beklenmedik bir "gelişme" bu!
Galiba insan beyninin gitgide büyüyeceğini hesap ediyorlardı. Zaten "ilerlemecilik" de bunu gerektirmez mi?
Nerden bakarsanız bakın, insan beyninin küçülerek "gelişmiş" olması çok tuhaf.
Lafın burasında, büyüklüğü değil, işlevi önemli diyecek olanlar lütfen şuncağızı gözden kaçırmasınlar: Evrim devam ediyor(muş)!
Demem o ki; insan beyninin küçülüp "işlevselleşmesi" nereye kadar devam edecek?
Evrim bu şekilde ve bu hızla devam ederse insan beyni günün birinde "yok" mesabesine ulaşmaz mı?
Schumacher'in "Küçük Güzeldir" kitabının adından mülhem istediğiniz kadar "güzelleme" yapın, yok olan şeyin işlevselliği kimseyi tatmin etmez.
Hem…işlev işlev de, nereye kadar?
Bakınız:
İnsan beyni bi küçüldü; Pascal, babasının vergi hesaplarında kullanması için "toplama makinesini" keşfetti.
İnsan beyni bi küçüldü; buhar makinesini buldu.
İnsan beyni bi küçüldü; çengelli iğne icat edildi.
İnsan beyni bi küçüldü; ilk sıvı yakıtlı roketi fırlattı.
İnsan beyni bi küçüldü; tükenmez kalemi keşfetti.
İnsan beyni bi küçüldü; televizyonu icat etti.
İnsan beyni bi küçüldü; Sony kompakt diski çıkardı.
İnsan beyni bir küçüldü; Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombası attı.
İnsan beyni bir küçüldü; bilgisayarı keşfetti.
İnsan beyni bir küçüldü; GDO'ya ulaştı.
İnsan beyni bi küçüldü; nötron bombasının yanı sıra enva-i çeşit kimyasal ve biyolojik silahlar geliştirdi.
İnsan beyni…
Bu hızla "küçülmeye" devam ederse…
Dünyayı bin kez yok edecek teknolojiye ulaşacak!
Hepsi bir yana da, insan beyninin zamanla küçüldüğü "açıklaması", retoriği de değiştirecektir.
Bundan kelli, bir insana, zekiyse "kuş beyinli"; çok zekiyse "beyinsiz" denilebilecektir.
Mesela, "Beyinsizin teki…" lakırdılarıyla kimse aşağılanamayacak; bilakis, "Küçük beyinli, beyinsiz…" ifadesi bir sitayişin karşılığı olacaktır.
Gelgelelim benim aziz milletimin panik yapmasına hiç gerek yok.
"Geri zekâlı; kuş beyinli, beyinsiz…" gibi tedavüldeki "deyimleri" aynen kullanmaya devam edebilir.
Çünkü bizim "beyin evrimimiz" batılıların evrimine benzemez.
Seksenli yıllardan aklımda kalan (yanılmıyorsam) Dokuz Eylül Üniversitesi marifeti çok ilginç bir "araştırma" vardı:
Batı'da beyin travması geçiren hastalar kendilerine gelir gelmez ellerini genellikle şakaklarına götürürken, bizim hastalarımızın elleri genellikle apış aralarına gidiyordu.
Tek başına bu bile beyin gelişmemizin farklı olduğunu ortaya koymaya yeter de artar.
Fakire sorarsanız bizim beynimiz küçülmüyor, büyüyor.
Son günlerde gündemi işgal eden Onur Öymen de Kılıçdaroğlu da büyük beyinlilerdendir yani.
Mesele, hangisinin daha büyük beyinli olduğunda!
Sayın Onur Öymen üç-beş yıl evvel, "Başbakan bir baloda bir kadını dansa kaldırabilir mi?! Bu kadar çağdaşlığa karşı bir iktidar ilerici olabilir mi?!.." demişti.
Hiç kusura bakmasın; bir kadını dansa kaldırmayı bilebilir ama, onca diplomat geçmişine rağmen, konuşmayı hiç bilmiyor.
Siyaset de, maalesef "pis" bir meslek; dans ederek değil, konuşarak yapılıyor!
Soru şudur: Alkışladığı konuşmayı aynı zamanda istifa gerekçesi sayan Gandhi Kemal mi daha büyük beyinli, Onur Öymen mi?
kaynak