- Katılım
- 29 Haziran 2007
- Mesajlar
- 64,457
- Reaksiyon puanı
- 529
- Puanları
- 0
Yalovada olası Marmara depremiyle ilgili açıklama yapan Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof.Dr. Ahmet Ercan, yaptığı iki araştırma sonrasında 2029 ile 2045 yıllarından önce deprem beklemediğini söyledi.
Yalova Belediyesinin düzenlediği bisiklet festivaline katılmak üzere kente gelen Prof.Dr. Ahmet Ercan, depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Depremin tarihi ve şiddetine yönelik 2 ayrı kestirim yaptığını belirten Prof.Dr. Ercan, "İstanbul Depremi diye bir deprem yok. Beklenen deprem Marmara depremidir" dedi. 1999 depremi sonrasında birçok deprem kestirmecinin ortaya çıktığını, bir çok deprem tarihinin gündeme getirildiğini belirten Prof.Dr. Ercan, "Bunların hiç birinin bilimsellikle alakası yoktur. Ben, iki deprem kestirimi yaptım. Birisi gerginlik birikiminden, birisi de 4 bin yıllık depremsellikten olan araştırmalarımdır. Gerginlik birikimi kestirimine göre, 2029 yılından önce deprem olmaz çıktı. Depremsellikte ise 2045 yılından önce olmaz çıktı. Mühendislik olarak, bunların güvenilirlik derecelerine baktığımda, Marmara Denizinin tamamının, tek bir deprem bölgesi olarak ele alınması gerekmektedir. 1999 yılındaki Gölcük Depremi, aynı anda bizim beklediğimiz Marmara Depremidir. Gölcük Depreminde bizim beklentimizin üzerinde bir gerginlik boşalması oldu" diye konuştu.
'DEPREM SİVRİADA İLE KÜÇÜKÇEKMECE ÖNÜNDE OLUR'
Depremin düzeltilmiş büyüklüğünün 7,5, yüzey dalgası büyüklüğü ise 7,8 olduğunu söyleyen Prof.Dr. Ercan, "Boşalan gerginlik miktarı 132 atom bombasına denktir. 180 kilometrelik bir bölümü de kırmıştır. Yani bu fay, Armutlu açıklarına kadar kırılmıştır. Yalovada da balık kılçığı biçiminde bir kırık oluşmuştur. Birisi Yalova önünden geçti. Diğeri ise Çiftlikköyden, Bostancı istikametine kırıldı. Bir tanesi de Adaları kıstırdı. Hem doğu, hem de batısından Heybeliadaya kadar kırdı. Şimdi gerginlik, Heybeliadanın olduğu yerden doğu batı yönünde İstanbula doğru basınç uyguluyor. Yalovalıları korkutmak gibi bir niyetim yok ama gerçekleri de söylemem gerekiyor. 1894 Adalar Depreminin benzerini bekliyorum. Aşağı yukarı depremin olacağı yer Sivriada ile Küçükçekmecenin önü olacaktır. 7 ile 10 kilometre derinlikte meydana gelecektir. Büyüklüğü de hiç beklendiği gibi değil. 6,4 ile 6,7 arasında bir büyüklük olabilir. Daha büyük bir deprem olması benim açımdan çok şaşırtıcı olur. Bu oranda bir gerginlik birikimi yok ki 8 veya 8,5 gibi uçuk bir deprem üretsin. Kurgular hep çok büyük deprem olacak, 200 bin, 500 bin kişi ölecek dese de bunlar bilimsel dayanağı olmayan, çığırtkanca açıklamalardır" dedi.
Olası depremin, tek bir deprem olmayacağını ve bir deprem içinde 2 ile 3 deprem olacağını kaydeden Prof. Dr. Ercan, "Marmara Ereğlisinin önünde de denizden 10 ile 15 kilometre içerde olacak. Bu da Yalovaya 15 kilometre yaklaşacak anlamına geliyor. Bu da depremin, Yalovadan 45 kilometre açıkta olması demektir. Gölcük Depremi kadar uzakta ama bu kez kuzeyde bir deprem olacak. Bu deprem, hem kuzeybatıdan, hem de doğu batı doğrultusunda Yalovayı vuracak. Yalova, Gölcük Depremini atlattı ama Kuzey Marmara Depremini bekliyor. Ben Yalova odaklı bir deprem beklemiyorum. Marmara Depreminde Yalovada bir kırık oluşmayacak belki ama sarsıntı Yalovayı da etkisi altına alacak. Kocaeli, Bursa ve Orhangaziyi de etkisi altına alacak. 'Biz depremi atlattık' diye bir olay yok. Bu etki altında olacak her yerde güçlendirilmemiş, mühendislik hizmeti almamış kötü yapılarda yıkım olacaktır" diye konuştu.
"İNŞALLAH İLE ALLAH KORUSUN İLE YAPI KURTULMAZ"
Türkiyenin, deprem konusunda ciddi bilgi birikimi kazandığını belirten Prof.Dr. Ercan, "Yapı, inşallah ile Allah korusun ile kurtulmaz. Yapı, mühendislik bilgisi ile kurtulur. Bu uyduruk lafları bir yere bırakıp bilimden faydalanmak gerekiyor. Türkiye, büyük bir atılım başlattı. 1999 Depreminden beri hiçbir şey yapmadık sözü fevkalade yanlış. 1999 depreminden beri Türkiye Cumhuriyeti çok şey yapmıştır. Her şeyden önce basınımızla biz depremciler arasında imzalanmamış bir sözleşme ile bilgi akışı başladı. Biz basın yolu ile tüm bildiklerimizi anlattık. Bugün sıradan bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan Ayşe Hanım, yurtdışına gidip Amerikadaki 'Catherine'ye kırık nedir, nasıl işler, kaç türlüdür, atım nedir onu anlatır. Deprem bilinci yok lafı Türkiyede doğru değil. Ayşe Hanımın sadece yapısının durumunu ya da iyi yerde olup olmadığını bilmeye ihtiyacı var" açıklamasında bulundu.
"TOKİ, TÜRK MUCİZESİDİR"
Kentsel Dönüşüm ve TOKİyle ilgili konuşan Prof.Dr. Ercan, "1999 depreminden sonra yapılan en önemli işlemlerden bir tanesi, deprem vergisinin konmasıdır. İnsanlar hala bu vergiyi ödüyor. Bunun arkasından Ak Parti hükümeti geldiğinde, fonda 12 milyar dolar para vardı. O fondaki paralarla Yalovada ve diğer deprem bölgelerinde, deprem konutları yapıldı. Sağlam yerlerde sağlam konutlar yapıldı. Dünyanın hiçbir yerinde 2 yıl ödemesiz, 20 yıl vadeyle, faizsiz, ayda 100 lira ile ev sahibi olan yok. Bu, TOKİnin Türk mucizesidir. Biz hep yermeyi biliyoruz, övmeyi bilmiyoruz. Deprem, siyasi konu yapılamaz. Kentsel dönüşüm, siyasi malzeme yapılamaz. Kentsel dönüşüm tasarısı Türkiyenin en büyük tasarısıdır. Türkiye bununla büyük bir çağ atlayacaktır. Bilimsel olarak yönetim çok büyük aşama kaydetti. 'Afet Yasası' çıktı. Yönetim, bilim adamlarının görüşlerini aldı. Bu çok önemlidir. Sen sağcısın, solcusun, inanırsın, inanmazsın demeden herkesin görüşü alındı. Kentsel Dönüşüm yönetmeliği ile ilgili incelemelerimiz devam ediyor. İçinde bazı eksiklerin olmasına rağmen, bu eksiklerin de yeni bir yönetmelikle giderileceği kanısındayım. Kentsel dönüşüm bir devrimdir. Daha yasa çıkmadan da bu bir "Rant Yasasıdır demek hatadır. Kentsel Dönüşüm Yasasına direnmemek gerekiyor. Kentsel Dönüşüm Yasasının en önemli getirilerinden birisi de sadece yapıya değil yerin yapısına da bakılmasıdır. Türkiyede yıkılan her 5 yapıdan 1i yer bozuk olduğu için yıkıldı" dedi.
Hürriyet
Yalova Belediyesinin düzenlediği bisiklet festivaline katılmak üzere kente gelen Prof.Dr. Ahmet Ercan, depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Depremin tarihi ve şiddetine yönelik 2 ayrı kestirim yaptığını belirten Prof.Dr. Ercan, "İstanbul Depremi diye bir deprem yok. Beklenen deprem Marmara depremidir" dedi. 1999 depremi sonrasında birçok deprem kestirmecinin ortaya çıktığını, bir çok deprem tarihinin gündeme getirildiğini belirten Prof.Dr. Ercan, "Bunların hiç birinin bilimsellikle alakası yoktur. Ben, iki deprem kestirimi yaptım. Birisi gerginlik birikiminden, birisi de 4 bin yıllık depremsellikten olan araştırmalarımdır. Gerginlik birikimi kestirimine göre, 2029 yılından önce deprem olmaz çıktı. Depremsellikte ise 2045 yılından önce olmaz çıktı. Mühendislik olarak, bunların güvenilirlik derecelerine baktığımda, Marmara Denizinin tamamının, tek bir deprem bölgesi olarak ele alınması gerekmektedir. 1999 yılındaki Gölcük Depremi, aynı anda bizim beklediğimiz Marmara Depremidir. Gölcük Depreminde bizim beklentimizin üzerinde bir gerginlik boşalması oldu" diye konuştu.
'DEPREM SİVRİADA İLE KÜÇÜKÇEKMECE ÖNÜNDE OLUR'
Depremin düzeltilmiş büyüklüğünün 7,5, yüzey dalgası büyüklüğü ise 7,8 olduğunu söyleyen Prof.Dr. Ercan, "Boşalan gerginlik miktarı 132 atom bombasına denktir. 180 kilometrelik bir bölümü de kırmıştır. Yani bu fay, Armutlu açıklarına kadar kırılmıştır. Yalovada da balık kılçığı biçiminde bir kırık oluşmuştur. Birisi Yalova önünden geçti. Diğeri ise Çiftlikköyden, Bostancı istikametine kırıldı. Bir tanesi de Adaları kıstırdı. Hem doğu, hem de batısından Heybeliadaya kadar kırdı. Şimdi gerginlik, Heybeliadanın olduğu yerden doğu batı yönünde İstanbula doğru basınç uyguluyor. Yalovalıları korkutmak gibi bir niyetim yok ama gerçekleri de söylemem gerekiyor. 1894 Adalar Depreminin benzerini bekliyorum. Aşağı yukarı depremin olacağı yer Sivriada ile Küçükçekmecenin önü olacaktır. 7 ile 10 kilometre derinlikte meydana gelecektir. Büyüklüğü de hiç beklendiği gibi değil. 6,4 ile 6,7 arasında bir büyüklük olabilir. Daha büyük bir deprem olması benim açımdan çok şaşırtıcı olur. Bu oranda bir gerginlik birikimi yok ki 8 veya 8,5 gibi uçuk bir deprem üretsin. Kurgular hep çok büyük deprem olacak, 200 bin, 500 bin kişi ölecek dese de bunlar bilimsel dayanağı olmayan, çığırtkanca açıklamalardır" dedi.
Olası depremin, tek bir deprem olmayacağını ve bir deprem içinde 2 ile 3 deprem olacağını kaydeden Prof. Dr. Ercan, "Marmara Ereğlisinin önünde de denizden 10 ile 15 kilometre içerde olacak. Bu da Yalovaya 15 kilometre yaklaşacak anlamına geliyor. Bu da depremin, Yalovadan 45 kilometre açıkta olması demektir. Gölcük Depremi kadar uzakta ama bu kez kuzeyde bir deprem olacak. Bu deprem, hem kuzeybatıdan, hem de doğu batı doğrultusunda Yalovayı vuracak. Yalova, Gölcük Depremini atlattı ama Kuzey Marmara Depremini bekliyor. Ben Yalova odaklı bir deprem beklemiyorum. Marmara Depreminde Yalovada bir kırık oluşmayacak belki ama sarsıntı Yalovayı da etkisi altına alacak. Kocaeli, Bursa ve Orhangaziyi de etkisi altına alacak. 'Biz depremi atlattık' diye bir olay yok. Bu etki altında olacak her yerde güçlendirilmemiş, mühendislik hizmeti almamış kötü yapılarda yıkım olacaktır" diye konuştu.
"İNŞALLAH İLE ALLAH KORUSUN İLE YAPI KURTULMAZ"
Türkiyenin, deprem konusunda ciddi bilgi birikimi kazandığını belirten Prof.Dr. Ercan, "Yapı, inşallah ile Allah korusun ile kurtulmaz. Yapı, mühendislik bilgisi ile kurtulur. Bu uyduruk lafları bir yere bırakıp bilimden faydalanmak gerekiyor. Türkiye, büyük bir atılım başlattı. 1999 Depreminden beri hiçbir şey yapmadık sözü fevkalade yanlış. 1999 depreminden beri Türkiye Cumhuriyeti çok şey yapmıştır. Her şeyden önce basınımızla biz depremciler arasında imzalanmamış bir sözleşme ile bilgi akışı başladı. Biz basın yolu ile tüm bildiklerimizi anlattık. Bugün sıradan bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan Ayşe Hanım, yurtdışına gidip Amerikadaki 'Catherine'ye kırık nedir, nasıl işler, kaç türlüdür, atım nedir onu anlatır. Deprem bilinci yok lafı Türkiyede doğru değil. Ayşe Hanımın sadece yapısının durumunu ya da iyi yerde olup olmadığını bilmeye ihtiyacı var" açıklamasında bulundu.
"TOKİ, TÜRK MUCİZESİDİR"
Kentsel Dönüşüm ve TOKİyle ilgili konuşan Prof.Dr. Ercan, "1999 depreminden sonra yapılan en önemli işlemlerden bir tanesi, deprem vergisinin konmasıdır. İnsanlar hala bu vergiyi ödüyor. Bunun arkasından Ak Parti hükümeti geldiğinde, fonda 12 milyar dolar para vardı. O fondaki paralarla Yalovada ve diğer deprem bölgelerinde, deprem konutları yapıldı. Sağlam yerlerde sağlam konutlar yapıldı. Dünyanın hiçbir yerinde 2 yıl ödemesiz, 20 yıl vadeyle, faizsiz, ayda 100 lira ile ev sahibi olan yok. Bu, TOKİnin Türk mucizesidir. Biz hep yermeyi biliyoruz, övmeyi bilmiyoruz. Deprem, siyasi konu yapılamaz. Kentsel dönüşüm, siyasi malzeme yapılamaz. Kentsel dönüşüm tasarısı Türkiyenin en büyük tasarısıdır. Türkiye bununla büyük bir çağ atlayacaktır. Bilimsel olarak yönetim çok büyük aşama kaydetti. 'Afet Yasası' çıktı. Yönetim, bilim adamlarının görüşlerini aldı. Bu çok önemlidir. Sen sağcısın, solcusun, inanırsın, inanmazsın demeden herkesin görüşü alındı. Kentsel Dönüşüm yönetmeliği ile ilgili incelemelerimiz devam ediyor. İçinde bazı eksiklerin olmasına rağmen, bu eksiklerin de yeni bir yönetmelikle giderileceği kanısındayım. Kentsel dönüşüm bir devrimdir. Daha yasa çıkmadan da bu bir "Rant Yasasıdır demek hatadır. Kentsel Dönüşüm Yasasına direnmemek gerekiyor. Kentsel Dönüşüm Yasasının en önemli getirilerinden birisi de sadece yapıya değil yerin yapısına da bakılmasıdır. Türkiyede yıkılan her 5 yapıdan 1i yer bozuk olduğu için yıkıldı" dedi.
Hürriyet