Başvuran 4 kişiden 3’ü ‘acil’ hastası değilmiş!

Pupilla

Dekan
Katılım
17 Haziran 2009
Mesajlar
8,724
Reaksiyon puanı
139
Puanları
243
Türkiye’de 2014 yılında acil servislere toplam 104 milyon hasta başvurdu. 4 hastadan 3’ünün durumunun ‘acil’ olmadığı ortaya çıktı. En yoğun acil servis ise 700 bin hastaya bakan İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi...

Başvuran 4 kişiden 3’ü ‘acil’ hastası değilmiş!

Acil servislerin işleyiş biçimi, tüm poliklinikler içindeki acil servise başvuru oranı ve başvuruların gerçekten acil olup olmaması ülkelerin gelişmişlik göstergelerinden biri olarak görülüyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim İkizceli, “Sağlık Bakanlığı’nın istatistikleri, Türkiye’de acil servislere 2013 yılında 90 milyon hasta başvururken, 2014 yılında bu sayının 104 milyon olduğunu ortaya koydu. Dünyada acil servislere ülke nüfusu açısından bu kadar yüksek oranda başvuru yapan tek ülkeyiz. 300 milyonun üstü nüfusa sahip ABD’de bile yıllık acil servis başvuruları ortalama 130 milyon” dedi.

Ülkemizde devlet hastanelerinin yüzde 25’inde, üniversite hastanelerinin ise yüzde 40’ında acil servis olduğu belirtiliyor. Hastaların çoğu acil servisleri işlerin kolay ve çabuk yürüdüğü bir fırsat olarak görüyor. Bu nedenle acil servislere başvuran 4 hastadan sadece 1’inin gerçek acil hastası olduğuna dikkat çekiliyor. Prof. Dr. İbrahim İkizceli, gerçek acil olmayan hastalar için “Bekleyerek hayat verebilirsiniz” şeklinde bir slogan geliştirilebileceğini söylüyor. Hasta ve yakınlarının acil servis çalışanından duymaya dayanamadığı cümlenin “Hastanız acil değil, lütfen polikliniğe randevu alın!” olduğunu söyleyen İkizceli, “Bu kişiyi acil olmadığına ikna etmek muayene ve tedavi etmekten daha zor” diyor.

SIĞINMACILARDA ACİL KARMAŞASI

Üniversite hastaneleri ile özel hastanelerin acil servislerine doğrudan başvuran veya 112 acil sağlık hizmetleri ambulansıyla doğrudan nakli gerçekleştirilen Suriyeli hastaların tedavi giderlerinin ödenmesine yönelik illerden talep geldi. 11 Eylül’de Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu tarafından illere gönderilen yazıda, “Bu kapsamdaki hastalara ilişkin kurum başkanlığımızca, Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü nezdinde girişimde bulunulmuş olup neticelenmesini müteakip gerekli duyuru/ açıklama yapılacak ve algoritmalarımız revize edilecektir” denildi. Yeni bir düzenleme yapılana kadar özel hastanelere acil olarak başvuran Suriyelilerin faturaları ödenmeyecek. Özel hastanelerin Suriyelilere verilen acil sağlık hizmetleriyle ilgili gönderdiği temmuz-ağustos dönemi faturalarının bakanlıktan geri döndüğü ifade edildi. Özel hastaneler ve üniversite hastaneleri, yeni düzenleme yapılana kadar Suriyeli hasta tedavi etmeye sıcak bakmıyor.

EN ÇOK ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONU ŞİKÂYETLERİ

Cinsiyete ve yaşa göre başvuru nedenleri arasında ayrım yapmak mümkün olmasa da en sık karşılaşılan başvuru nedenini üst solunum yolu enfeksiyonuna bağlı şikâyetler (boğaz ağrısı, ateş, öksürük, balgam, burun akıntısı, halsizlik vb.) oluşturuyor. Ayrıca acil başvurusunda, polikliniklere göre daha az maaş kesintisi olduğu için gelir düzeyi düşük meslek gruplarının acil servise başvuru sayısında açık ara önde oldukları belirtiliyor. Özellikle memurların istirahat raporu için çok sık başvurdukları belirtiliyor. Ayrıca gündüz çalışan annelerin mesai sonrası çocuklarını acil servise getirmeleri de sık karşılaşılan sorunlar arasında bulunuyor.

haberturk
 

honline

Profesör
Katılım
3 Ocak 2009
Mesajlar
4,744
Reaksiyon puanı
296
Puanları
263
Acil olması için ille trafik kazası, yaralanma, kırık çıkık, baygınlık geçirme, kan akması gibi şeylermi olması gerek örnek adamın dişi cuma günü birşeyi yokken cumartesi sabah bi kalkıyor çene kocaman olmuş bu adam antibiyotik yazdırmak için pazartesiyi ve poliklnikmi bekleyecek o zaman 1.derece acil 2. derece acil diye ikiye bölün.
 

Pupilla

Dekan
Katılım
17 Haziran 2009
Mesajlar
8,724
Reaksiyon puanı
139
Puanları
243
Acil olması için ille trafik kazası, yaralanma, kırık çıkık, baygınlık geçirme, kan akması gibi şeylermi olması gerek örnek adamın dişi cuma günü birşeyi yokken cumartesi sabah bi kalkıyor çene kocaman olmuş bu adam antibiyotik yazdırmak için pazartesi poliklnikmi bekleyecek o zaman 1.derece acil 2. derece acil diye ikiye bölün.

Zaten acil servisler yeşil alan, sarı alan ve kırmızı alan diye 3e bölünmüştür. Tıp fakültesinde acil nöbetlerine kaldığım için biliyorum. gelen hastaların o kadar saçma sebeplerle geliyorlar ki gerçekten acil kişilerin zamanlarından çalıyorlar. milletin acili tercih etmesinin en büyük sebebi ise ücretsiz olması. adam normal polikliniğe gitse az da olsa muayene parası çıkıyor ama nasıl olsa acil beleş mantığıyla acile abanıyorlar. dünyada acil servise en çok başvurulan ülkelerin başındayız maalesef.
 

honline

Profesör
Katılım
3 Ocak 2009
Mesajlar
4,744
Reaksiyon puanı
296
Puanları
263
@honline burdan nasıl ole bi sonuca vardın allah aşkına. :D
Çok basit poliklinik olarak halen çok yetersizsiz, doktorun hastayı dinleme süresi yüzdeye vurunca %90ı 30sn geçmiyor belkide hastaların bir çoğu ikinci hatta 3. kez aynı şikayet için geri geliyor, doktorlara suç bulmuyorum hastaneler yetersiz hasta sayısı fazla çoğu bölümde randevu almak için 3gün 5gün sonrasına gün veriliyor siyasi boyutundan bakmıyorum olaya eski ile kıyaslamaya gerek yok daha daha iyi olmalı.
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
dünyanın gerisinde değiliz. insanımız fırsatçı, çıkarcı ve hastalık hastası diyebiliriz :)

bizler koca Türkiyeyi sadece İstanbuldan ibaret zannediyoruz. 15 milyonu aşkın bir nüfusa sahip koca bir metropole bir bu kadar daha hastane yapsanız durum yine de çok fazla değişmeyecek, çünkü @Pupilla'nın da dediği gibi hastalık hastası, psikolojisi bozuk ve çıkarcı bir zihniyete sahip insanımız var maalesef. ayrıca ismini vermeyeyim, siz anlayın, ayağına bir diken batsa, burnu kanasa acilin yolunu tutan, tüyden kıldan sebeplerle hastaneleri dolduran bir grup insanımız var, belli etnik bir gruba ait insanlardır bunlar. bütün hastanelerdeki yığılmaların %80'i bu insanlardan oluşuyor. bir trakya, karadeniz ve iç anadolu insanı çok mecbur kalmadıkça acillerde, hastanelerde göremezsiniz. muhtelif büyük hastanelerde çalışan yakınlarımdan biliyorum, her ziyaretlerine gidince görüyorum gözlemleyerek bunları... kimse korkusundan dile getiremiyor bu konuyu ama hakikat bu.

honline arkadaşımız uzun zamandır takip ettiğim biridir, kendi ülkesine her zaman tepeden bakan, hiçbir şeyini beğenmeyen eleştirel bir yapısı vardır. ama sağlık alanında bu ülkenin 15 yıl içinde çok büyük mesafeler katettiğini, dünya standardına yakın bir seviyeye geldiğini, hatta ingiltere ve fransa gibi ülkelerden bile tedavi amaçlı bu ülkeye çok insanın geldiğini görmez bi türlü... çünkü bu arkadaşlar Türkiyeyi hala 20 yıl evvelki seviyesi üzerinden eleştirirler.
 
Üst