bera_ramazan
Öğrenci
- Katılım
- 20 Kasım 2010
- Mesajlar
- 80
- Reaksiyon puanı
- 25
- Puanları
- 18
Kur'an-ı Kerim'de Hz. Âdem ve eşinin "cennetten çıkarılması" kıssası, insanlığın yaratılışı kadar, aynı zamanda ilk bilinç sınavını da temsil eder. Bu kıssa, derin anlam katmanlarıyla pek çok tartışmayı beraberinde getirir. Zira Kur'an'ın genel tasvirlerinde cennet, ebedi yurdumuz, imtihanın olmadığı, nimetlerle dolu ve bir kez girildikten sonra asla çıkılmayan bir mekan olarak anlatılır. Oysa Hz. Âdem, bu "cennette" bir imtihana tabi tutulmuş ve yasak meyveyi yediği için buradan çıkarılmıştır. Bu durum, zihinlerde doğal olarak "Acaba Kur'an'da bahsedilen cennet tek bir yer midir, yoksa farklı cennetler de var mıdır?" sorusunu uyandırır.
"Cennet" Kelimesinin Farklı Anlam Katmanları ve Âdem'in Yurdu
Arapçada "cennet" kelimesi kelime anlamıyla sadece ahiret yurdunu değil, aynı zamanda "bahçe, güzel ve korunaklı yer" anlamlarını da taşır. Nitekim Kur'an'da bazen dünyadaki zenginlerin bahçeleri için de "cennet" kelimesinin kullanıldığını görürüz (bkz. Kalem Suresi, 17-33. ayetler). Bu durum, Hz. Âdem'in ilk imtihana tabi tutulduğu yerin ahiret yurdu cenneti değil, farklı bir boyutta veya insan yaşamına uygun bir gezegende var olan özel bir mekan olabileceği düşüncesini destekler.
Kıssanın önemli bir diğer yönü, Hz. Âdem ve eşine bizzat İblis tarafından vesvese verilmiş olmasıdır. Bu durum, İblis'in bu "cennete" rahatça girebildiğini, yasak ağacı tanıdığını ve o ağaçtan meyve alınırsa sonuçlarının ne olacağını bildiğini göstermektedir. Oysa İblis, Allah'ın emrine karşı gelerek kibirlendikten sonra Allah'ın huzurundan kovulmuştur. Bu durumda, Hz. Âdem için Allah'ın ("Yiyin için, yalnız şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz" Bakara Suresi, 35. ayet) sözünü, İblis'in bilmiyor olması gerekir.
Kur'an'da Allah'ın koyduğu yasakların genellikle keyfi değil, insan sağlığına veya toplum düzenine zarar verici oluşundan kaynaklandığı genel bir prensiptir. Bu bağlamda, yasaklanan ağacın meyvesinin insan sağlığına zararlı olduğu, sarhoş edici veya uyuşturucu bir etkiye sahip olduğu düşünülebilir. Ancak İblis'in bu ağacın yasak olduğunu ve yaklaşılırsa Allah'ın gazabına uğranacağını biliyor olması, söz konusu ağacın daha önceden de yasaklanmış olduğu veya başkalarının bu ağaçtan meyve alıp ilahi bir gazaba uğramış olabileceği ihtimalini akla getirir. Nitekim "o ağaca yaklaşmayın yoksa zalimlerden olursunuz" ifadesi, bu yasağın çiğnenmesinin getireceği olumsuz sonuçların daha önceden tecrübe edilmiş bir durum üzerinden örnekleniyor olabileceğini bize gösteriyor.
Sonuç olarak, Hz. Âdem'in bulunduğu yerde imtihan ve yasakların oluşu, ayrıca İblis'in buraya rahatça girebilmesi gibi faktörler, buranın ebedi ahiret yurdumuz olan cennet olmadığını düşündürmektedir. Bu mekan, sahip olduğu güzellikler nedeniyle "cennet" olarak adlandırılmış, ancak insan yaşamına uygun, kozmik bir başka boyut veya gezegen olmuştur. Yasak çiğnendikten sonra gelen "inin oradan" (Bakara Suresi, 36. ayet) emri de, bu yerin dünya dışında, farklı bir kozmik konumda bulunduğunu pekiştirmektedir. Bu yorum, Kur'an'ın kendi iç tutarlılığına ve ayetler arasındaki bağlantılara dayanarak, kutsal kitabın evrensel ve çok boyutlu mesajını günümüz idrakiyle yeniden ele almayı mümkün kılmaktadır.
"Cennet" Kelimesinin Farklı Anlam Katmanları ve Âdem'in Yurdu
Arapçada "cennet" kelimesi kelime anlamıyla sadece ahiret yurdunu değil, aynı zamanda "bahçe, güzel ve korunaklı yer" anlamlarını da taşır. Nitekim Kur'an'da bazen dünyadaki zenginlerin bahçeleri için de "cennet" kelimesinin kullanıldığını görürüz (bkz. Kalem Suresi, 17-33. ayetler). Bu durum, Hz. Âdem'in ilk imtihana tabi tutulduğu yerin ahiret yurdu cenneti değil, farklı bir boyutta veya insan yaşamına uygun bir gezegende var olan özel bir mekan olabileceği düşüncesini destekler.
Kıssanın önemli bir diğer yönü, Hz. Âdem ve eşine bizzat İblis tarafından vesvese verilmiş olmasıdır. Bu durum, İblis'in bu "cennete" rahatça girebildiğini, yasak ağacı tanıdığını ve o ağaçtan meyve alınırsa sonuçlarının ne olacağını bildiğini göstermektedir. Oysa İblis, Allah'ın emrine karşı gelerek kibirlendikten sonra Allah'ın huzurundan kovulmuştur. Bu durumda, Hz. Âdem için Allah'ın ("Yiyin için, yalnız şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz" Bakara Suresi, 35. ayet) sözünü, İblis'in bilmiyor olması gerekir.
![[Resim: hamim_20220716_004008_170116.jpg] [Resim: hamim_20220716_004008_170116.jpg]](/proxy.php?image=https%3A%2F%2Fha-mim.org%2Fmedia%2F2022%2F07%2Fhamim_20220716_004008_170116.jpg&hash=659dfab40fe3bb725ae430a2f0506455)
Kur'an'da Allah'ın koyduğu yasakların genellikle keyfi değil, insan sağlığına veya toplum düzenine zarar verici oluşundan kaynaklandığı genel bir prensiptir. Bu bağlamda, yasaklanan ağacın meyvesinin insan sağlığına zararlı olduğu, sarhoş edici veya uyuşturucu bir etkiye sahip olduğu düşünülebilir. Ancak İblis'in bu ağacın yasak olduğunu ve yaklaşılırsa Allah'ın gazabına uğranacağını biliyor olması, söz konusu ağacın daha önceden de yasaklanmış olduğu veya başkalarının bu ağaçtan meyve alıp ilahi bir gazaba uğramış olabileceği ihtimalini akla getirir. Nitekim "o ağaca yaklaşmayın yoksa zalimlerden olursunuz" ifadesi, bu yasağın çiğnenmesinin getireceği olumsuz sonuçların daha önceden tecrübe edilmiş bir durum üzerinden örnekleniyor olabileceğini bize gösteriyor.
![[Resim: cosmic-nebula-neon-earth-amidst-star-neb...jpg!w700wp] [Resim: cosmic-nebula-neon-earth-amidst-star-neb...jpg!w700wp]](/proxy.php?image=https%3A%2F%2Fimg.pikbest.com%2Fwp%2F202409%2Fcosmic-nebula-neon-earth-amidst-star-nebulae-and-whirlpool-in-3d-render_9732191.jpg%21w700wp&hash=ad2c6bf6d495ba75ff67abbe0815a001)
Sonuç olarak, Hz. Âdem'in bulunduğu yerde imtihan ve yasakların oluşu, ayrıca İblis'in buraya rahatça girebilmesi gibi faktörler, buranın ebedi ahiret yurdumuz olan cennet olmadığını düşündürmektedir. Bu mekan, sahip olduğu güzellikler nedeniyle "cennet" olarak adlandırılmış, ancak insan yaşamına uygun, kozmik bir başka boyut veya gezegen olmuştur. Yasak çiğnendikten sonra gelen "inin oradan" (Bakara Suresi, 36. ayet) emri de, bu yerin dünya dışında, farklı bir kozmik konumda bulunduğunu pekiştirmektedir. Bu yorum, Kur'an'ın kendi iç tutarlılığına ve ayetler arasındaki bağlantılara dayanarak, kutsal kitabın evrensel ve çok boyutlu mesajını günümüz idrakiyle yeniden ele almayı mümkün kılmaktadır.