Aziz Yıldırım: Şike ve teşvik bahane; beni Ergenekon'a bağlamaya çalıştılar - Video

Bu konuyu okuyanlar

mazruf

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Temmuz 2009
Mesajlar
23,098
Reaksiyon puanı
1,116
Puanları
113
Yaş
40
Aziz Yıldırım, NTV Spor canlı yayınında açıklamalarda bulundu.

upload_2016-8-24_22-19-33.png


Fenerbahçe Kulübü Aziz Yıldırım va Asbaşkan Şekip Mosturoğlu, katıldıkları televizyon programında çok konuşulacak açıklamalarda bulundu.

"BANA YAPILAN OPERASYONUN KÖKLERİ 1998'E DAYANIYOR"
Aziz Yıldırım: "Darbenin olması beni pek şaşırtmadı. Ben bundan bir yıl önce 'sivil ihtilâl yapacaklar' demiştim. 1998 yılında Fenerbahçe Kulübü'ne bir oy farkla başkan seçildim. Sonrasında bir-bir buçuk ay içersinde bana bir telefon geldi. O zamanki Spor İl Müdürü Vedat Bayram'dan. Zaman Gazetesi'nden seni ziyaret etmek istiyorlar dedi bana. Ben de olur dedim ve geldiler. Kim olduklarını tam olarak hatırlamıyorum, geldiler konuştuk. Ben Zaman Gazetesi'ne maddi destek isteklerini ileteceklerini sanırken, 'Hoca efendi' diye konuya girdiler. 'Hoca efendi şöyle iyi insan, hoca efendi böyle iyi insan... Konuşmaların sonucunu da Gülen'in askeri mahkemedeki davası için tanıdığım olan hukukçularla konuşmamı, onlara rica ederek bu işi çözmemi istediler. Ben de Fethullah Gülen'i tanımadığımı, tanımadığım ve ona kefil olamayacağım için de dostlarım ve büyüklerime rica edemeyeceğimi ilettim ve bu olay kapandı. Sonra 3 Temmuz olaylarında bunların ta o zamanki olaylara dayandığını hissettik, gördük. Kısacası bana yapılan operasyon, 1998'lerden geliyor."


"ŞİKE VE TEŞVİK BAHANE; BENİ ERGENEKON'A BAĞLAMAYA ÇALIŞTILAR"
Aziz Yıldırım: "Ben bu girişimleri şike sürecinde gördüm. Yargı ellerinde, emniyet ellerinde, operasyonları yapan da elbette bunlardı. Bunu görmek zor değildi. 'Sporda Şiddet' kanunu, Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe'yi nasıl olayların içine alırız, bu gücü elde ederiz konusunun sonucudur.

2006'dan 2007'den itibaren beni dinlemeye alıyorlar. 2008'den sonra tekrar beni gayriresmi dinlemeye alıyorlar. Ben bunu öğrendim. Devlet büyüklerine bu konuyu anlattım. Daha sonra beni dinlemeye alan şahıslar sonralarında beni neden dinlemeye aldıklarını anlattılar. Günah çıkardılar. Çünkü ben çok üstlerine gittim. Biz eğer 2009'da Trabzonspor'u yenip şampiyon olsaydık, operasyonu o zaman yapacaklardı.

Mehmet Berk'
in bana söylediği şey oydu: 'Eğer şampiyon olmasaydınız biz bu operasyonu yapmayacaktık.' dedi. Belgeler ilerleyen süreçlerde ortaya çıkacaktır. Şike ve teşvik bahane. Beni esas bağlayacakları nokta Ergenekon Davası'ydı. Bunun için çok uğraştılar ama yapamadılar. Çünkü askerlerle aramda ticari anlamda hiçbir ilişkim yoktu. Tüm ilişkim spor ve Fenerbahçe ortak paydasındaydı. Bu kanunu çıkaranlara baktığınızda, bir kısmının FETÖ'den kaçak, bir kısmının da tutuklu olduğunu görürsünüz zaten."

FENERBAHÇE'Yİ NEDEN ELE GEÇİRMEK İSTEDİLER?
Aziz Yıldırım: "Kamuoyunda bir yanlış anlaşılma var. 'Fenerbahçe'yi niye ele geçirmek istesinler?' diye. Siz bir örgüt liderisiniz ve bir ülkeyi ele geçireceksiniz. Emniyeti ele geçirdiniz mi? Geçirdiniz. Hakim ve savcıları ele geçirdiniz mi? Geçirdiniz. Askeriyenin durumunu zaten gördük. Ben bu kadar olduğunu bilmiyordum. İşadamlarını ele geçirirsiniz. Popüler kurumları nelerse, oraları ele geçirirsiniz. Mesela Fenerbahçe... Bakın ben hapishaneye girmeden Mayıs ayında Fenerbahçe'nin 1 milyar 132 milyon dolar borsa değeri var. 16 Ağustos'taki değerimiz ise 527 milyon dolar. Yarı yarıya bir düşüş var. Bunun yanında büyük varlıkları ve 25 milyon taraftarı var. Fenerbahçe'den sonra ne yapacaktı? İş adamlarını ele geçirecekti. Sanatçıları ele geçireceklerdi. Bugün TSK'nın içine nasıl sızmışlarsa, buralara da sızacaklardı. Neden? Çünkü Fenerbahçe'nin hem maddi hem de manevi olarak büyük bir gücü var."

FETÖ'DEN GÖZALTINA ALINAN SPOR ADAMLARI HAKKINDA
Aziz Yıldırım: "Bu kişilerle ilgili operasyon yapmak bana göre yanlış. Bunlar çıkıp derlerse 'Bizi kandırdılar' diye, bu işin ayağı askıda kalır. Bunlar hedef olmamalı, hedef bu örgütün üst çatısı olmalı. Üst taraftakileri almayıp aşağıdakileri alırsanız suçluyla suçsuzlar da birbirine karışabilir. Bu çocukları tanıyorum ben. Mahkeme önünde savunmalarını sunsunlar bakalım... Ne kadar ilgileri alakaları var bilmiyorum ama benim söylediğim şey önce büyük başları almak gerekir."

AZİZ YILDIRIM: "ŞİKE DİYORLAR AMA BUCASPOR MAÇINDA PALTO GİYİP TOTEM YAPTIM, ŞANS ESERİ KAZANDIK"
Aziz Yıldırım: "Bizi evlerimizden aldılar. Gidince bize 'şike ve teşvik' dediler. Bizi 19 maçla suçladılar. O zamanki Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın çıkıp kamuoyuna kendisi açıkladı bunu. Hüseyin Çapkın şimdi nerede? Soruyorum. 19 maç şike yaptığımızı söylediler. Mehmet Ali Aydınlar savcılığa gittikten sonra 'Durum vahim. Beş maçta şike var.' dedi. Ben savcılıkta sorguya girince savcı Mehmet Berk bana '5 maçın sonucunu biliyorduk.' dedi. Ben de 'Ben bilmiyordum' dedim. 5-3'lük Bucaspor maçı... Ben ceket gömlekle oturmuş maçı izliyordum. Totem yapmak için paltoyla izlemeye başladım maçı. 5-3 kazandık. Şansla kazandık. 'Bana bir tane evrak göster' dedim. Madem böyle bir şey var neden o maçın sonrasında savcılığa suç duyurusu yapılmadığını sordum. Cevap yok... Hepsinde algı operasyonu yaptılar. Basından da çok kişinin bunlarla işbirliği yaptığı için sorgulanması lazım. Şimdi hepsi gülüp oynuyor ama savcuların çok işi var, daha çağıramıyorlar onları. Biz basından o kişiler için de suç duyurusunda bulunduk. Bir gün onlar da çağrılacak. Hepsi gidip talimat aldı. Bugün FETÖ'den içeride yatanlarla beraber fotoğrafları da var. Daha mahkemeye gitmemişken, iddianame hazırlanmamışken bizi suçlu ilân ettiler."

MOSTUROĞLU: "BÜYÜK ÇAPLI ALGI OPERASYONLARI YAPILDI"
Şekip Mosturoğlu: "Ben avukatım. Yasa gereği benim ifademi polis değil, savcı alabiliyor. Ama ben dört gün poliste bekletildim. Eğer onlar davada tarafsa, kazanma şansınız yok. O gün gözaltına alınan tüm şüphelilerin nüfus kağıtlarını ikiye ayırdılar. Nüfus kağıdı sağa ayrılanlar tutuklandı, sola ayrılanlar tahliye edildi. Orada söylediklerinizin hiçbir anlamı yoktu onlar için. Her şey kurgulanmıştı zaten. Bu tip kumpas operasyonlarını bir örümcek ağı gibi düşünün. Bu işin kapsamlı bir şekilde yapılabilmesi için algı operasyonları yapılması gerekiyor. Mesela bir gazeteci çıkıp 'Emenike'nin para sayma görüntüleri var.' diye haber yaptı. Geçenlerde sosyal medyada o şahıs dedi ki 'O dönem benim Twitter hesabım hacklenmiş.' Algı operasyonlarının boyutları çok büyük boyuttaydı. Bu algı opeasyonlarını yapan gazeteler de, muhabirleri de ortada. Bu organlar insanların kişilikleriyle ilgili bile haberler yaptılar."

MOSTUROĞLU: "CEMAATİN RİTÜELİNE UYGUN SU İÇEN FUTBOLCULAR VAR"
Şekip Mosturoğlu: "3 Temmuz'un kumpas tarafına ilişkin yürütülen bir soruşturma var zaten. Şu anda haklarında yakalanma kararı çıkarılan insanların sosyal medyada kasetleri çıktı. Peki kasetleri çıkmayanlar ne olacak? Geçen sene oynanan lig maçlarını alın. Bu maçların aralarında futbolcuların su içme şekillerine bakın. Arşivden bakın futbolcular nasıl su içiyor... Cemaatin ritüeline ilişkin su içen futbolcular var. Bunları görmek lazım. Yalan o kadar büyük bir yalan ki, bu yalanı söyleyen de inanıyor buna en sonunda. Emenike'nin para sayma görüntüleri varmış, Sivas'a paralar gitmiş.... Fenerbahçe'nin mali kayıtları, bizim bireysel mali kayıtlarımız... SPK inceledi, İçişleri Bakanlığı inceledi... Ortada bir para yok. Ve bu hikâyeye Türkiye'ye inandırdılar."

MOSTUROĞLU: "EN AZINDAN O MAÇIN HAKEMİNİ ÇAĞIRIP SORSUNLAR..."
Şekip Mosturoğlu: "İçim soğudukça geriye dönüp o dönemki açıklamalara bakıyorum. Geçen gün Aykut Kocaman'ın Caner Erkin'in kırmızı kart gördüğü Eskişehirspor maçından sonra yaptığı '3 Temmuz ne zaman bitecek?' açıklamasına denk geldim. En azından o maçın hakemini çağırıp sorsunlar, 'Neden attın bu oyuncuyu?' diye sorsunlar. Kimse sormayacak mı bu tip kararlar neden oldu? Eğer bir kulübe kumpas operasyonu yapacaksanız, sportif anlamda da yapmalısınız. Biz bugüne dek hakem ekiplerinden kimsenin bu kumpasla ilişkilendirildiğini görmedik."

"2006'DAKİ DENİZLİ MAÇINDAN SONRA BU OPERASYONUN FARKINA VARDIK"
"1998'den bu yana Fenerbahçe'Nin başına neler gelmiş incelemek lazım. Fenerbahçe'nin stadı bir tane çekirdek torbasının sahaya atılmasıyla 1 maç 2 maç kapatılmış. Bu konu 1998-2000 yıllarından beri başlamış. O zamanlar farkında değildik. Tesis yapmaya, sportif başarılarımızı arttırmaya çalışıyorduk. Ne zaman farkına vardık? 2006'da Denizli'deki maçtan sonra görmeye başladık. Bunlar nerede tezgahlanıyordu? Federasyon'da tezgahlanıyordu. Herkes oraya bağlı çünkü. Federasyon her şeyin beyni. Belki bugün bile şu anki başkan Yıldırım Demirören'in haberi olmadan birçok şeyler yapılıyor. Şu anda TFF içinde birçok kurumda değişiklikler yapıldı. Gelenler kimdir? Bu yeni gelenler kime hizmet edecekler? Bakmak lazım. Şüphelerim var."

"KAYIPLARIMIZ İÇİN HEM TFF, HEM DE UEFA'YA BÜYÜK DAVALAR AÇACAĞIZ"
Aziz Yıldırım: "Etik Kurulu raporunu yanlış olarak sızdırıp, o şekilde kararı almak için baskı yaptılar, o baskılar neticesinde de sportif anlamda ceza vermeye çalıştılar. Ama buradan giden dökümanlar da polis fezlekesiyle olduğu için Avrupa'ya gönderildi. İddiam şudur, dışarıda da Fethullah Gülen Fenerbahçe'ye operasyon yapmıştır. Önümüzdeki haftadan itibaren hukukçuları çağıracağız. Onların fikrini alacağız. Yeni bir çalışma başlatıyoruz. Fenerbahçe'nin haklarını TFF'den almak için. Çünkü Fenerbahçe'nin o dönem Avrupa'ya gönderilmemesinin sebebi TFF'dir. Biz de bu konuda TFF ile görüşeceğiz ve maddi kayıplarımızı isteyeceğiz. Bunları alamazsak mahkemeleri başlatacağız. İkinci sene de UEFA bizi Avrupa'ya göndermedi. UEFA'ya karşı da yurt dışında tutacağımız avukatlık bürolarıyla bu çalışmalarımızı başlatacağız. Kulüp değerinin borsada düşmesi hesaplamaları kapsamında davalar açacağız. Öyle 40 milyon, 50 milyon için dava açmayacağız. Büyük davalar açacağız. Belki ben burada olmayacağım, belki ömrümüz yetmeyecek. Ama bu davalar açılacak. İkinci dönem için de aynı davalar açılacak. O zamanki Federasyon Başkanı Mehmet Ali Aydınlar'ın Fenerbahçe'ye sözü vardı. 'Eğer bu dava siyasi bir dava çıkarsa, Aziz Yıldırım'a yapılacak iade-i itibarın ilk savunusu ben olacağım' diye. Gene Fenerbahçe'ye bir sözü var, 'Eğer suçsuz bulunurlarsa 40 milyon dolarlık kaybı cebimden karşılayacağım' diye. Bizde sözler şereftir. Bu sözleri de tutmasını bekliyorum."

MOSTUROĞLU: "POLİS FEZLEKESİNİ HAZIRLAYAN KİŞİNİN TEZ HOCASI..."
Şekip Mosturoğlu: "Lütfi Arıboğan, mahkemede şahit olarak dinlenecekti, mahkemeye gelmedi. İlhan Helvacı da aynı şekilde duruşmaya gelmedi. Hakimlerin odasında dinleneceklerdi... Ben buradan soruyorum. Türkiye'de özel yetkili mahkemede, herhangi bir şekilde ifadesi alınacak hangi kişi yargılamayala ilgili hakim odasında ifade vermiştir? Bu polis fezlekesinin UEFA'ya gönderilmesi konusundaki acelenin sebebi nedir? Birisi çıkıp kamuoyunu aydınlatmalı. Bu polis fezlekesini hazırlayan kişi çok önemli. Bu fezleke, UEFA'nın verdiği kararın ana yapısı. Bu fezlekeyi hazırlayanın hukuk fakültesi mezunu olup olmadığını merak ediyordum. Çünkü çok üst düzey spor hukuku içeren bir fezlekeydi. Kimse kusura bakmasın ama ben böyle bir fezlekeyi Türkiye'de yazabilecek 2-3, dünyada da 10 tane hukukçu olduğunu düşünüyorum. 2013 yılında bu polis arkadaş yüksek lisans yapıyor, tez danışmanı da tesadüfen İlhan Helvacı. Birilerinin bunları izah etmesi gerekir. Elbette tesadüf de olabilir. Ama eğer bu tesadüf olara nitelendirilebilirse, bizim olayımızda çok tesadüf var."

"227 MİLYON DOLAR BORCUMUZ VAR, DAVALARLA BU PARALARI TAHSİL EDECEĞİZ, HAZIR OLSUNLAR!"
Aziz Yıldırım: "Bizim her şeyi beklediğimiz nokta Yargıtay'dı. Bu zamana kadar biter diye düşünüyorduk ama Türkiye'deki olaylardan ötürü biraz süreç uzayacak gibi. Bu yüzden biz bunu beklemeden kayıplarımızı temin edebilmek için gerekli davaları açacağız. Onlar da uzun bir süreç olduğu için daha sonradan Yargıtay kararını da bu dosyalarımıza ekleriz. Fenerbahçe Kulübü'nün 227 milyon dolar borcu var. Biz bu borcumuzun tamamını mahkemeler aracılığıyla alacağız ve Fenerbahçe Kulübü bütçe olarak artıya geçecek. 2011'de Mayıs ayında bizim değerimiz 1 milyar 739 milyon dolardı. O zamanki borcumuz da 141 milyon dolardı. Biz %10 halka arz yapacaktık Mayıs'ta ve oradan 170 milyon dolar alarak Fenerbahçe'yi borçsuz hale getirecektik. Ama o günkü operasyonlar yüzünden yapmak istediğimizi yapamadık. Fenerbahçe'nin bugün net borcu 227 milyon dolar. Biz de bu parayı onlardan tahsil ederiz. Hazır olsunlar, o paraları alacağız."


"CAS DAVASI BİR GECEDE ALEYHİMİZE DÖNDÜ, ÖRGÜTÜN UEFA'DA DA YAPTIRIMI VAR"
Aziz Yıldırım: "Bizim CAS'taki davamız kararın açıklanacağı günden önceki gece ikiye bir lehimizeydi. Ama bir gecede ikiye bir aleyhimize döndü. Bunları araştırmak lazım. Telefonlar kayıtlarına bakmak lazım. Biz bakamıyoruz tabii... Bu örgütün UEFA nezdinde de yaptırımı var. Bundan eminim."

MOSTUROĞLU: "UEFA, FENERBAHÇE SÜRECİ İÇİN AVRUPA'DA BİR HUKUK BÜROSUNDAN DESTEK ALDI"
"Fenerbahçe'nin başına gelen hadisenin bir benzeri de Yunanistan'da Olympiakos'un başına geldi geçtiğimiz aylarda. Orada UEFA şöyle bir yol izliyor şu an. Bunun bir davası var, bunun sonucunu bekleyeyim, oradan çıkan sonuca göre karar vereyim... Fenerbahçe'ye UEFA'da gösterilen bu farklı muamelenin sebebi ne öğrenmek istiyoruz. UEFA, Fenerbahçe süreciyle ilgili Avrupa'da bir hukuk bürosundan destek aldı. Bu hukuk bürosu, FETÖ'yle ilişkili mi? Bunların araştırılması lazım."

TRABZON'DA FENERBAHÇE OTOBÜSÜNE YAPILAN SİLAHLI SALDIRI
Şekip Mosturoğlu: "Bu olayın hemen ardından gözaltına alınan iki kişi serbest bırakıldı. Çok profesyonel bir işti bu. 200-300 metreden, hareket eden otobüse şöförün başı hedef alınmış. O gün Trabzon valisi dedi ki, 'Taş atılmış.' Sonra bunun silah olduğu öğrenildi. Biz Trabzon'a kendi hukukçularımızı gönderdik ve savcıyla bir görüşme yapıldı. Bize şüphelendiğimiz bir kişi var, bu kişinin de polise muhbirlik yapabileceği bilgisi verildi. Savcı bize devlet büyüklerinin desteği lazım dedi. Savcının gördüğü yapı çok büyük bir yapı. O olay, fanatizmle ilgisi olan bir olay değil. Fenerbahçe o hafta liderliğe yükselmişti. Olaydan sonra yabancı futbolcular ayrılmak istedi. İnanıyorum ki bu dosya halen faal ve savcılık kısa süre içersinde faile de, failin arkasındaki azmettiricilere de ulaşacak. Olay aydınlanınca bu örgütle ilgili bir bağlantısının olduğunu mutlaka göreceğiz."

"BÖYLE BİR SUÇLAMAYLA HAPİSHANEYE GİRECEĞİMİZ AKLIMIZIN UCUNDAN GEÇMEZDİ"
Aziz Yıldırım: "Aklımızın ucundan bile hapishanede yatacağımız, bir yıla yakın süre boyunca orada yatacağımız, şike ve teşvik suçu iddiasıyla bunu yaşayacağımız geçmezdi. Şahsım için değil, herkes için söylüyorum. Herkes amatörce bir şeyler yapmak istiyor. Böyle bir ortamdayken bir sabah gelip sizi hapishaneye götürüyorlar. Olayların öncesinde Türkiye'de böyle bir suç da yok. Öyle bir kanun çıkarmışlar ki... Bizleri Ergenekon'a bağlamak için bir şey yapamayınca, bizi dinleyerek buna göre de uydurmalar yapıp içeri atmaya çalıştılar. Hapishaneye gittiğimizde ilk 10 gün içinde spor salonunda hep birlikte buluştuk. 'Bizim burada yatmamız önemli değil. Buradan en son da ben çıkacağım. Bu operasyon benim üzerime kurulu. Yapmamız gereken dik durmak. Benden gizli yaptığınız bir şey var mı? Varsa hep birlikte konuşalım.' dedim. Ama kimsenin bir şey yaptığı yoktu. 60 kişiye yakındık, sonradan 35 kişiye düştük. Orada yatan herkes dik bir şekilde kendisini savundu. İçeride insanları birbirine düşürmek için araya avukatlar sokmaya bile çalıştılar. Onların hepsini önledik. Avukatlarımızla yapacağımız toplantı sırasında dışarıya ortam dinleme minibüsü getirmişler, toplantıyı iptal ettik... Kötü muameleye maruz kalmadık ama."

MOSTUROĞLU: "BANA 'AZİZ YILDIRIM'I VER VE GİT' DEDİLER"
Şekip Mosturoğlu: "Benim sorguma giren avukat Cemalettin Mutlu. Şu anda FETÖ kapsamında hakkında yakalama kararı var ve kendisi firari. Bana çok net bir şekilde şunu söyledi: 'Aziz Yıldırım'ın devri artık bitti. Aziz Yıldırım'ı ver ve buradan çık.' Sadece bana da değil, bazı arkadaşlarımıza da bunu söylediler. 8 Mart 2010 günü, başkanın Beşiktaş adliyesinde müşteki olarak vermesi gereken bir ifadesi vardı. Başka avukatlar da vardı, elimizi kolumuzu sallayarak adliyeye gittik. Başkan şikayetçi olmadı konuyla ilgili olarak ve çıktık. Kapıda sivil bir polis yanımıza geldi. 'Ben Zekeriya Öz'ün korumasıyım. Sayın Öz başkanla tanışmak istiyor.' dedi. Hep birlikte Öz'ün odasına girdik. Misafir olarka Mehmet Berk de odaya geldi ve odada futbol muhabbeti yapıldı. Kulübe üye olmak istediler. Başkanımız da formlarınızı doldurun yapalım dedi. Dokuz gün sonra formlarını gönderdiler. İki veya üç defa halka açık, onlarla görüştük. Bir kere onlarla maç yaptık. Tanışıklığımız tamamen tesadüfi. Biz bunları üye yaptığımızda bunların görevi neydi? Hakim ve savcı... İtibarları yerindeydi. O şartlarda onlar üye yapıldı. Bunların verdikleri kararları 'Hukukun Maradona'sı' diye övenlerin durumu ne olacak? Biz kendi durumumuzu anlattık. Bunları sen üye yaptığın diye bizi suçlayacaksın, sonra çıkıp bunların kararlarını göklere çıkaracaksın..."

"GURURLANMAK FENERBAHÇE TARAFTARININ HAKKI, ONLAR OLMASAYDI..."
Aziz Yıldırım: "Fenerbahçe taraftarı ne yaptı? Biz içeri alındık. Hastaneye geldiler. Ben Metris'e gittim arkadaşlarımla, oraya geldiler. Topuk Yaylası'na sporcuların yanına gittiler. Oradan Bağdat Caddesi'ni ayağa kaldırdılar. Boğaz Köprüsü'ne yürümek istediler. Bayan ve çocuklar 50 bin kişi stadı doldurdu. Bir o kadar kişi de dışarıda kaldı. Mahkemelerde, Silivri'de, Metris'te, her geldikleri noktada coplandılar, gazlar yediler... Her şeye rağmen davamıza inandılar. Onların hepsine tek tek teşekkür ediyoruz. Biz direndik, onların sayesinde. O desteği arkamızda görmesek bu gücü bulamazdık. Atatürk'ün takımı Fenerbahçe, Anadolu'ya silah kaçırıp Kurtuluş Savaşı'na katılmıştır. Bu da bir Kurtuluş Savaşı'dır. Gururlanmak Fenerbahçe taraftarının hakkı."

Goal.com

 
Son düzenleme:

Matthew Bellamy

Müdavim
Katılım
16 Nisan 2015
Mesajlar
3,234
Reaksiyon puanı
264
Puanları
63
FETÖ'DEN GÖZALTINA ALINAN SPOR ADAMLARI HAKKINDA
Aziz Yıldırım: "Bu kişilerle ilgili operasyon yapmak bana göre yanlış. Bunlar çıkıp derlerse 'Bizi kandırdılar' diye, bu işin ayağı askıda kalır. Bunlar hedef olmamalı, hedef bu örgütün üst çatısı olmalı. Üst taraftakileri almayıp aşağıdakileri alırsanız suçluyla suçsuzlar da birbirine karışabilir. Bu çocukları tanıyorum ben. Mahkeme önünde savunmalarını sunsunlar bakalım... Ne kadar ilgileri alakaları var bilmiyorum ama benim söylediğim şey önce büyük başları almak gerekir."

bu söz gayet yeterli Aziz Yıldırım'ı pek sevmem ama bu sözüne katılıyorum.
 

mazruf

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Temmuz 2009
Mesajlar
23,098
Reaksiyon puanı
1,116
Puanları
113
Yaş
40
Ne 3 Temmuz'da ne de TFF'deki istifalarda tek Süper Lig hakeminin adı geçmiyor. Tüm hakemler incelenmeli.
 

Bepob

Müdavim
Katılım
11 Ağustos 2014
Mesajlar
3,655
Reaksiyon puanı
302
Puanları
83
Başkan zamaında çok şeyler söyledi kimse inanmadı tazminat konusu da öyle ama ne yazık ki pek bir şey beklemiyorum.
 
Üst