aliihsangs12
Profesör
- Katılım
- 29 Nisan 2008
- Mesajlar
- 1,348
- Reaksiyon puanı
- 4
- Puanları
- 0
Galatasaray Futbol A Takım oyuncularından Ayhan Akman ve Arda Turan, Antalya Kampı sırasında Galatasaray TV’ye bir röportaj verdi.
Kaptan seninle başlayalım. Antalya kampı nasıl geçiyor?
Kamp gayet güzel geçiyor İstanbul’a göre. Burada hava ve saha şartları daha güzel. İzmir’de oynadığımız Altay maçı da istediğimiz gibi sonuçlandı. Her şey yolunda, kampta arkadaşlık ve ortam üst düzeyde.
Arda’ya göre nasıl geçiyor Antalya Kampı?
İkinci yarıya hazırlanıyoruz. Güzel maçlar oynayarak kampı devam ettiriyoruz. İnşallah sakatlıksız, kazasız belasız güzel bir şekilde bitiririz. Leverkusen maçı bir hazırlık maçıydı. Hazırlık maçlarında skor önemli değil. Önemli olan oynanan futbol, hocanın görmek istedikleri. O yüzden önemsediğimiz bir şey yok açıkçası skor açısından.
Forma şansı bulan arkadaşlarınızı nasıl buldunuz?
AYHAN AKMAN: Tabii uzun zamandır oynamayan ve forma şansı bulamayan arkadaşlarımız vardı. Onlar için tabiî ki önemli diyebiliriz. Bence hepsi gereken mücadeleyi ortaya koydu. Skor olarak iyi geçmese bile futbol olarak ben gereken şeylerin yapıldığına inanıyorum. Hocamızın da bizimle yaptığı bir toplantı var, o da genel olarak oyundan memnun olduğunu söyledi. Tabiî ki bu hazırlık maçları oynayamayan arkadaşlarım için çok önemli. Bu kamp ve maçlar hem kendi form düzeylerini yükseltmek için hem de takıma girmek için çok büyük bir avantaj. İyi kullanmaları gerekiyor.
Arda sen neler diyeceksin bu konuda?
Ayhan ağabeyin de dediği gibi uzun zamandır oynamıyorlar.Onlar için bir fırsattı. İyi değerlendirdiklerini düşünüyorum. Mücadele açısından iyilerdi. İstediklerini yaptılar ama sonuçta skor gelmeyince kötü bir hava yaratıldı. Olabilir normal şeyler ama sonuçta hazırlık maçı. Onlarda eminim Galatasaray formasının ne kadar değerli olduğunu biliyorlardır. Bunun içinde uğraşacaklardır. Ama Ayhan ağabey benden daha tecrübeli benden daha iyi bilir bunu. Galatasaray formasını kazanmak kolay değil. Bunun için her zaman daha fazla çalışmak lazım. Bu bizim gibi sürekli ilk 11’de oynayan oyuncular içinde geçerli, kenarda oturan oyuncular için de geçerli.
Ayhan, ilk yarı performansına baktığımız zaman, Galatasaray’ın genel karnesini ve kişisel performansını nasıl değerlendiriyorsun?
Liderle aramızda şu an 1 puan fark var. Genel olarak baktığımızda memnunum diyebilirim. Hedefimiz tabiî ki lider kapatmak sezonu. Ama puan farkı çok az. 5-6 takımın şansı hala devam ediyor. Lig yeniden başlayacak gibi bir durum var ortada. Avrupa kupalarında da bir üst tura çıktık.Türkiye’yi Avrupa arenasında temsil eden tek takım şu anda biziz. Yani performansımıza baktığımızda bu anlamda da biz memnunuz. Genel anlamda hedeflerimize ilk yarı itibariyle ulaştık diyebiliriz. Tabii hedeflere ulaşmayı sezon sonunda görmek lazım. Şu an için her şey yolunda ama sezon sonunda hedef şampiyonluk. UEFA’da Türkiye’de oynanacak final. Hedefimiz final oynamak orada. O yüzden daha kazanılmış hiçbir şey yok. Daha devam edeceğiz ve çalışacağız. Bu tempomuzu daha da üstüne çıkarmamız gerekiyor ki bu hedeflere ulaşalım.
Kişisel performansıma gelince de, ilk yarı itibariyle ben iyi şeyler yaptığıma inanıyorum. Genel anlamda bir sakatlık da yaşamadım. Bu çok önemliydi benim açımdan. Geçen senenin uzun bir bölümünü sakatlıkla geçirdim. O yüzden şu an kendi adıma her şey yolunda gidiyor diyebilirim. İnşallah bu form düzeyimi daha da yukarı taşımak istiyorum.
Unutulmaz maçlar olarak baktığımız zaman, ilk yarıdaki kritik, ‘iyi ki aldık’ dediğin maç ya da maçlar, gol ya da goller hangileri?
Bizim için her maç kritik. Çünkü biz Galatasaray takımındayız ve burada yarışmacı bir ekipteyiz. Her maçın birbirinden farklı önemi var. Şu maç çok önemli diye düşünmüyorum ben. Her maç çok önemli. Her maçtan 3 puanla ayrılmamız gerekiyor bizim. Çünkü biz hedefleri olan bir takımız. Sezon sonunu düşündüğünüz de şampiyon olan takım belki 1 belki 2 puanla farklı şampiyon olabiliyor. Belki averajla. O yüzden her maçın önemi ortada. Ben her zaman maç maç düşünmemiz gerektiğine inanıyorum. O yüzden ben kendimi her maça konsantre etmeye çalışıyorum. Her maç birbirinden daha önemli.
Arda seninle de aklından çıkmayan maçları konuşacak olursak, sen hangilerini sayarsın?
Galatasaray takımının her oynadığı maç stresli. Biz bazen kendi aramızda esprisini bile yapıyoruz. Yine stresliyiz yine kaybedersek her şey bitecek gibi. Biz Galatasaray futbol takımında oynayan oyuncular olarak alışığız bu yoğun ve stresli maç trafiğine. Her maçı çok fazla önemsiyoruz. Her maç çok önemli bizim için. Yani Altay maçını bile kaybetseydik burada işler sıkıntıya girecekti. Üç kulvarda devam ettiğimiz için her maçın kendine ayrı motivasyonu kendine ayrı havası kendine ayrı özelliği var. O yüzden Galatasaray takımında oynayan futbolcu maç maç bunu düşünemez. Ama tabi UEFA Kupası’ndaki Benfica maçı hem futbol açısından hem de önem açısından önemliydi. Deplasmanda kazanabilmek ardından UEFA Kupası’nda yolumuza devam edeceğimizi belirlemişti. O önemli bir maçtı. Ligde de her maç kırılma noktaları oluyor. Ama Galatasaray takımı 1 puan geride bitiriyorsa sonuçta rakipleriyle bir maçı vardır. Galatasaray takımı Türkiye Ligi’nde oynadığı her maçın favorisidir. O yüzden şampiyonluk için avantajlı olduğumuzu düşünüyorum. Biz kendi işimizi yaparsak konsantre olursak üç dalda da zirveye ulaşabiliriz.
Peki sezon sonuna kadar yarışın böyle çok yakın puanlarla devam edeceğine inanıyor musun?
ARDA TURAN: Baskı stres altında takımlar nasıl oynayacak onu görmek lazım. Açıkçası bizim takımımızın bu tecrübede olduğunu düşünüyorum ama zaman ne gösterir onu şu anda tahmin edebilmek çok zor. Allah korusun bu işin sakatlığı var, dış etkenleri var ama baskı altında kopmalar olacağını düşünüyorum.
Zaten lig başladığında sakatlıklar vardı. Bu sene oldukça fazla sarı kart da gördün. İkinci yarı sakatlarımız da yok. Nasıl öngörüyorsun? Sivas maçıyla başlanacak. Hava koşulları kötü olabilir. Sivas maçı önemli bir maç geçen sene takım şampiyonluğa bir ölçüde orada da ulaştı diyebiliriz.
AYHAN AKMAN: Az önce belirttiğim kırılma maçları örneğine Sivas maçını sayabiliriz. Sivas maçı gerçekten önemli bir maç olacak bizim açımızdan tabiî ki hedefimiz galibiyetle ayrılmak olacak. Orada oynayacağımız maçın büyük ihtimal karlı ve buzlu bir zeminde olacağını düşünüyorum. O açıdan çok zor geçecek her iki takım içinde. Belki futbol olarak iyi bir futbol ortaya koyamayacağız. Büyük ihtimal orada çok zor şartlar altında mücadele edeceğiz.
Sakatlıklara gelince, bu sene dediğiniz gibi sezon başından beri özellikle orta sahada oynayan oyuncuların sakatlıkları oldu. Bu da tabiî ki ideal 11’i, hocamızın kafasındaki kadroyu oluşturamamasında etkili olmuş olabilir. Ama bu dönemi de ben gerçekten iyi geçirdiğimizi düşünüyorum. Az puan kaybına uğradık. Daha sonradan aramıza arkadaşlarımızın katılmasıyla beraber hem form düzeyi olarak hem de puan kayıpları olarak azaldı. İnşallah dediğimiz gibi sakat futbolcumuz ne kadar az olursa takımın performansı da o derece artıyor. Özellikle orta saha oyuncularının sakatlanmasıyla beraber defansif anlamda zaman zaman sorunlar çıktı bu sene.
Sen neler öngörüyorsun Arda?
Sivas’a gidiyoruz. Oradan da Denizli deplasmanımız var. Yani bu iki deplasman bizim için çok kritik gerçekten. Galatasaray takımı biraz önce de söylediğim gibi oynadığı oynayacağı her maçın favorisidir. Saha şartları, ortam gerçekten çok zor bir maç olacak. Bunun için elimizden geldiğince uğraşacağız. Takım halinde mücadele edeceğiz. Böyle maçlar daha önce de yaşadık. Ama her şeyden önce kaybetmemek de önemli. Çünkü puan farkını koruyup, ondan sonraki haftalarda Galatasaray takımı daha ön plana çıkacaktır diye düşünüyorum. Her zaman mantıklı olarak yola devam etmek lazım. Eğer iyi futbol oynayıp, iyi mücadele edersek zaten gerekli skoru da alırız diye düşünüyorum.
Arda 25 Ocak’la 19 Şubat arasındaki periyotta arada Bordeaux deplasmanı da olmak üzere 5 maçın 4’ünü dış saha oynayacaksınız. Sadece Kayserispor’la Ali Sami Yen’de mücadele edeceksiniz. Sivas, Denizli ve Antalyaspor ile deplasmanda karşılaşacaksınız. Bu periyot biraz daha Galatasaray’ın yol haritasını belirleyici olacak mı sence?
Bu periyota bakıldığı zaman çok zor. Ama buralarda alınacak bir yarada dahi asla düşmemek lazım. Hemen ayağa kalkmak gerekir. Sonuçta 4 tane lig maçı 1 tane UEFA Kupası maçı var. Ligdeki her maçı kazanmak için oynayacağız. Avantajlı bir skor sağlamak için. Bunu yapabilecek güçteyiz. Bu periyottan nasıl daha fazla puanla avantajlı çıkarsak, önümüzdeki iç saha avantajını çok daha fazla iyi kullanırız diye düşünüyorum. O yüzden her zaman stratejimizi, mantığımızı bunlara göre belirleyeceğiz. Şampiyonluk için çok kritik bir dönem olacak. Biz böyle dönemleri çok atlattık, bunu da atlatabileceğimizi düşünüyorum açıkçası.
Ayhan sen bu periyodu nasıl değerlendiriyorsun?
Her maç zor. İnşallah Sivas’ta beklediğimiz kadar kötü bir zemin ve hava şartları olmaz. O maçta da hem seyirciler açısından hem de kendimiz açısından iyi bir futbol ortaya koyarız. Geçen sene de çok zevkli bir maç oynamıştık orada. Ondan sonra gelen maçlar da tabiî ki zor ama biz çok oynadık böyle maçları. O yüzden gerekli tecrübemiz ve gerekli konsantremiz olduktan sonra bu maçları da aşarız.
3 yıllık bir mukavele imzaladın Galatasaray’la. Sen nasıl bir 3 yıllık hedef çizdin kendine Galatasaray formasıyla?
Bu dönemde kendi açımdan şampiyonluk yaşamak istiyorum Galatasaray’da tekrar. Ben 3 tane şampiyonluk gördüm. İnşallah 6 tane görürüm. Mukavelem 3 yıl daha sürecek. Bu dönemdeki hedeflerim arasında Avrupa’da başarılı olmak var. İnşallah bu başarıları yakalarız. Kendi özelliklerime gelince de, önceden daha ofansif şimdi daha defansif oynuyorsun deniyor. Bence genel olarak dünya futbolu ve Türk futbolu buna paralel olarak değişti. Defans yapmanın da ne kadar değerli olduğunu artık çok ofansif kadroların hocalar tarafından seçilmediğini görüyoruz. Tek forvet arkasında kalabalık orta saha gibi… Bende o anlamda kendimi tabiî ki geliştirmem gerektiğine inandım. Buna paralel olarak defansif bir oyuncu olduğumu göstermeliydim. Bu işin ofansif yanından ziyade defansif özelliklerini de ortaya koydum. Tabiî ki o zaman da başarınız daha da artıyor. Orta saha oyuncuları olarak günümüz futbolunda hem defansif hem ofansif oynamak zorundasınız. Çağdaş futbolun gereklerini yerine getirmek için. Bende o anlamda kendimi geliştirdim.
Profesyonel futbol hayatını noktaladıktan sonra yine futbolun içinde olacak mısın?
Şu an işin açıkçası onu çok düşünmek istemiyorum. Planlarımın arasında tabiî ki ileriye dönük futbolun içinde olmam gerektiğini düşünüyorum. Futboldan kopmanın zor olduğunu düşünüyorum. Ama şu an konsantrasyonum ve hedeflerim tamamen futbolculuk üzerine. Şu an kafamı başka yerlere vermek istemiyorum. Hedefim futbol ve şu anda yapacaklarım üzerine kurulu. O yüzden hem Galatasaray hem Milli Takımda neler yapabilirim; bunları hedefliyorum.
Şimdi Arda ile devam edelim biraz. O zaman ben şöyle bir şey düşündüm. Türk futbolunun ve Galatasaray’ın gözbebeği bir futbolcususun, herkesin gözü önündesin. Türk futbolunu da üst düzeyde temsil ediyorsun. Fakat bu anlamda bunun sana olumsuz getirdikleri de vardır. Mesela hep göz önündesin. Gece hayatın konuşuluyor. Bodrum’a gidiyorsun olay oluyor. Sahada fenalaşıyorsun kalbin gündeme geliyor. Bütün bunların yükünü nasıl kaldırıyorsun ?
Şu anda bulunduğum ortamdan gerçekten çok mutluyum. Hayatımda hep hayal ettiğim durumları yaşıyorum ama insanların bazen beklediği gibi olmuyor her şey. Yani sonuçta benim yaptıklarımın çoğunu başka futbolcular da yapıyor. Ama bilmiyorum neden daha çok gözüne batıyorum insanların. Ben bundan açıkçası çok fazla rahatsız değilim. Çünkü bu işimizin bir parçası, ben sahada işimi iyi yaptığım sürece dışarıdaki olaylar hiç umurumda değil çünkü ben gerçekten kötü bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Benim vicdanım rahat olduktan sonra gerisi problem değil. Kendimi ve ne yaşadığımı bildiğim için bunları gayet normal karşılıyorum. Bu mevkinin kıymetini elimden geldiğince bilmeye çalışıyorum. Türk insanının bana olan sevgisi çok hoşuma gidiyor. Bunu çok seviyorum, çocukların başka takım taraftarlarının sokakta görüp bana sarılması benimle fotoğraf çekilmesi benim için çok önemli bir şey, umarım uzun yıllar boyu bu böyle devam eder.
Zaten bu sevgi, olayı da tersine anlatmış oluyor. Bütün bu olumsuz gibi yaratılmak istenen fotoğrafın yanında bir de böyle bir fotoğraf var: Arda herkesin sevgilisi…
Sürekli bir şeyi yapmadım, ama o şeyi yapmış gibi gösterip sonunda ufak bir açıklamayla kapatmaya çalışıyorlar ama problem değil tabii, herkes işini yapıyor. Onlara da saygı duyuyorum ama ben kendimi gerçekten biliyorum, zaten bilmediğim zaman hata yaptığım zaman da burada beni uyaracak insanlar da var; ağabeylerim var, bir tanesi yanımda oturuyor. Yukarı da olan insanlar var. Gerekli bana uyarıları yapacaklardır. Çünkü onlarda kardeşlerinin göz göre göre hata yapmasını istemezler, onlar da bana bu uyarıyı yapmadığına göre doğru yolda olduğumu düşünüyorum.
Mesela fenalaşmana gelelim. Belediye maçında; daha önce anlattık belki ama burada da tekrarlayalım. Orada üst üste deparlar yaşadın ve de onun üstüne… Bir açıklık getir herkes merak ediyor. Arda’nın kalbi var mı yok mu ?
Arda’nın kalbi yok, bir sıkıntı yok, bir rahatsızlık yok. Koskoca bir heyet baktı, sadece üst üste depar attım, ondan kaynaklanan bir sıkıntı olmuş. Futbolcular bazı durumlarda dinlenmeli. Bizim pek dinlenmeye vaktimiz olmuyor bazen. Bazı oyuncular özveriyi daha fazla göstermek zorunda, normal bu. Bunu gösterirken de bazen böyle şeyler olabiliyor.
İkinizin de bir ortak paydası 15-16 yaşlardan beri hep milli takımlar da oynadınız. Kaptana soralım sonra Arda’ya da soracağım. 16-17-18-19-20 Ümit Milli Takım seviyesi ve A Milli oldunuz. Şimdi baktığımız zaman genelde genç yaşlarda milli formayı çabuk kapan oyuncular sonraki dönemde aynı başarılı performans içine bürünemiyorlar. Milli formadan uzaklaşıyorlar. Bu sorunlar sence oyuncunun bireysel yeteneklerinden mi kaynaklanıyor. Yoksa futbol dışı bazı gündem maddeleri mi oluşuyor ?
AYHAN AKMAN: Ben şöyle değerlendiriyorum. Bir futbolcu yetenekliyse o yeteneğini Allah’tan başka kimse alıp götüremeyeceğine göre o yeteneğinin üstüne çalışmayla bir şeyler katabilir ve bunu sürekli yapabilir. O yüzden ben futbolcunun kendisine bakıyorum, yani ben hatalıysam zaten o noktaya gelemezdim. Futbolcular da her zaman bir hata varsa kendilerinde aramalılar. Benim elimden tutan olmadı. Futbol tamamen yetenek işi ve çalışma işi, o yüzden aramızda bir çok yetenekli arkadaşlarımız vardı, senin dediğin gibi bu noktaya gelemediler. Devamlılık sağlayamadılar. Bu devamlılık sağlamak için o yeteneğinizin üstüne iyi çalışmalı ve profesyonelce yaşamalısınız. Ne yazık ki bazı oyuncularda bu profesyonelliği göremiyorsunuz. İşte onlarda bu seviyede kalamıyorlar. Burada genç arkadaşlarımız tabi ki var. Onlara da biz sürekli çok iyi çalışmaları gerektiğini hep söylüyoruz, bu seviyede kalmak gerçekten çok zor. Sürekli başarılı olmak zorundasınız. Burada sürekli başarı isteniyor. Kendi performanslarınızı da her gün arttırmanız gerekiyor. Bu Galatasaray gibi büyük takımlarda oynamanız için şart olan bir gerçek. Bu form düzeyini sürekli yakalamak için çok iyi çalışmanız lazım. Bunu futbolunuzun her dönemine ayarlamanız gerekiyor.
ARDA TURAN: Ayhan ağabeyimin söyledikleri çok doğru. Futbolcunun yeteneği varsa onu Allah’tan başka kimse alamaz. Bunu çalıştırarak geliştirecek, forma şansını bekleyecek. Her daim hazır olacak çünkü forma şansı ne zaman gelecek hiç belli olmaz. Futbolcular Genç Milli takımla çok maç oynuyorlar. Orada işte genç futbolcularda futbolcu oldum psikolojisi oluyor, bu iş bitti bundan sonra da böyle devam edecek havası oluyor. Maaşları biraz yükselince bu hep böyle gidecek sanıyorlar ve gençlerde bir duraksama oluyor. Aslında böyle olmamalı, bunu yakaladıkça daha fazla çalışmalı. Sorun her zaman futbolcudadır. Ben de Ayhan ağabey gibi düşünüyorum, ama şöyle bir şey var çok fazla da genç futbolcu kaybediliyor. Genç futbolcuların sorunlarıyla ilgilenilmediğini düşünüyorum. Futbolcu çalışmıyor, ama kimse onlara “şöyle çalış, oyun stilin böyle” gibi yorumlarla çocuklara yardımcı olmuyor, onlara destek olmuyor. Herkesin daha çok skora, sonuca yönelik gittiğini düşünüyorum. Mesela Leverkusen maçında hocamız oynamayan genç futbolcuları sahaya sürdü, bazı takımlarda bu böyle olmuyor. Bu gerçekten çok önemli bir şey, genç futbolcuların şans bulabilmeleri onlarla sorunları paylaşabilmek. Bu yaşta insanlar çok duygusal olur, her şeye üzülebiliyorlar, sıkılabiliyorlar; ben kendimden biliyorum. Sorunları paylaşmak isterler, öğrenmek isterler, yardım almak isterler. Bu konuda çok futbolcu kaybedilip gidiliyor… Biraz da genç futbolcuları anlamaya çalışmak, onlara yardımcı olmak lazım.
Bu arada az önce Skibbe’nin Leverkusen maçı kadrosundan bahsettin. Biz hocayla takımın diyaloğunu biliyoruz ama biraz da seyircilere anlatalım. Skibbe ile sizlerin diyalogu nasıl?
ARDA TURAN: Skibbe gerçekten çok kibar, çok nazik, çok beyefendi bir adam. Her şeyden önce futbolcuları üzmeyen, yani ikili ilişkilerde futbolcularına yardımcı olmaya çalışan müthiş bir karakter. Böyle hocalarla çalışabilmek futbolcular için her zaman şanstır. Çünkü çok iyi çalışıyoruz, çok iyi antrenman yapıyoruz ama bize özgürlükte veriyor. Hem saha içinde hem saha dışında bizimle güler yüzlü, sorunlarımızı konuşup tartışabiliyoruz. Skibbe bizim için bir şans, onunla çalışmaktan onunla beraber olmaktan gerçekten çok mutluyuz
AYHAN AKMAN: Arda gerekli şeyleri söyledi hocamız hakkında, gerçekten bize yaklaşımı çok iyi. Arkadaşça, çok iyi çalışıyoruz. Onunda saha içinde ve saha dışında göstermiş olduğu bize karşı ilgi, alaka gerçekten çok üst düzeyde. O yüzden çok memnunuz
Bu sene Lincoln’de sizle beraber çok çıkış yaptı. Geçen seneye oranla fazla ön planda olması teknik direktör Skibbe’yle ilişkilendirilebilir mi?
AYHAN AKMAN: Onu kendisine sormak gerekiyor, o da belki bu rahatlıktan dolayı bu sene performansının arttığını da söyleyebilir. Onu bilemiyorum, hocamızın genel anlamda her futbolcuya yaklaşımı gayet pozitif, bu da sahaya pozitif yansıyor.
A
yhan seninle devam edelim. İnegöl, Antep, Beşiktaş, Galatasaray… Ve dediğin gibi 8 senedir istikrar abidesisin. Soracağım sana şu, 3 tane yaşadığın şampiyonluk var, sana göre onların en değerlisi hangisiydi ? Bir de Skibbe’den de bahsederken, bunun dışında Lucescu, Terim, Hagi gibi hocalarla da çalıştın. O deneyimlerini de paylaşır mısın? Bir de mukavele durumu futbolcunun performansını nasıl etkiler?
AYHAN AKMAN: Her dönemde tabi ki çok güzel deneyimler yaşadım. 100. yılımızda şampiyon olduk, son saniyede gelen şampiyonluk çok önemliydi. Her şampiyonluğun kendine ait güzellikleri var. Uzun bir maratondan sonra onun verimini almak çok güzel. Uzun zaman çalışıyorsunuz, yaz kış; o mutluluğu gerçekten bütün arkadaşlarımızın yaşamasını isterim. Futbolcu her dönemde yeni bir mukavele imzalamayı düşünmeli. Onun içinde performansını arttırmaya çalışıyor. Mukavele imzaladıktan sonra belki düşüş yaşama olabilir ama dediğim gibi burada o rahatlık söz konusu olamaz. Bizim her maçın ayrı bir önemi olduğu için, bence büyük takımlarda bu rahatlık söz konusu olmaz, futbolcular bu imzayı attıktan sonra bunun bence değerini bilip daha da üstüne koymalılar yani.
Arda sen bir dönem Manisaspor’a kiralık olarak verildin. Ersun Yanal’la beraber orada çok başarılı işler yaptın tekrar Galatasaray’a geldin. O yükseliş trendi seni A Milli Takımda, Galatasaray’daki bu başarılı Arda Turan haline getirdi. Şimdi bazı kiralık verilmesi gündemde olan genç oyuncular var. Bu oyuncuların tekrar kendi kulüplerine dönebilmek için neler yapması gerekiyor.
ARDA TURAN : Ben bu deneyimi daha önce yaşadım, genç futbolcuların giderken şöyle bir yanıldıkları konu var, gittiğim zaman tamam oynayacağım. Öyle bir şey asla yok, yani Anadolu’ya gittiğiniz zaman Galatasaray’dan ayrılıyorsunuz. Galatasaray bir kültürdür, Saray gibidir gerçekten buradan gittiğiniz zaman her şey buradaki gibi olmayabilir. Bunların sıkıntısını yaşarken bazı sorunlar yaşayabilirler. Oraya gittikleri zaman takımla sıkıntı yaşayabilir. En önemli şey hocayla beraber konuşup, oynamak istediğini orayı bir çıkış olarak gördüğünü anlatmak gerek. Ben Ersun Yanal’la konuştuğum zaman bana şunu demişti, çok cüzi bir miktar kazanacaksın. Bende hocam gerçekten bu fiyat bana çok az, ben Galatasaray’da bunun 3-4 kat fazlasını kazanıyorum dedim. O da dedi ki, “ben seni oynatmayı düşünüyorum”. Ben bunu düşünerek gittim oraya, genç futbolcuların oraya gittikleri zaman çok fazla çalışıp, çok daha fazla oynamalılar. Bunun için iyi konsantre olmak lazım. Futbolcular orayı maddi anlamda değil kendilerini geliştirmek anlamda düşünmeliler.
Sen Beşiktaş maçında sonra maç sonunda sahayı terk ederken bir işaret yaptın taraftarlara. Bir de çimleri gösterdin. Bu ne anlama geliyor, bizlerle paylaşabilir misin?
ARDA TURAN: Burada doğdum burada öleceğim. Tugay ağabey yapmıştı. Beni çok etkilemişti o zamanlar. Gerçektende isteğim bu benim. Burada doğdum burada yaşlanmak istiyorum. Galatasaray kulübünde eski futbolcular geliyorlar görev yapıyorlar. Benimde hayalim hep böyle bir şey. Yani bir gün Galatasaray alt yapı sorumlusu olarak belki yaşlanmak istiyorum. Böyle bir hayalim var, benim için Galatasaray çok önemli. Galatasaray hayatım, o yüzden inşallah hayatım boyunca da böyle devam eder. İsteğim bu yani, burada doğdum burada öleceğim anlamındaydı.
Spekülasyonlar da oluyor. Galatasaray’da sence vefa var mı yok mu? Bugünlerde çok dile geldi.
Ben bu konu hakkında yorum yapamam. Kişilerle yönetim arasında neler yaşanıyor bilemiyorum. Herkesin kendine göre haklı tarafları vardır. Ben isterim ki her şey eski futbolcularımız için de çok güzel olsun. Onlar mutlu olsunlar gönüller bir olsun. Çünkü onlar bizim için değerli. Benim hayatımın kahramanları onlar. İnşallah böyle olur onlar için.
Şükrü Saraçoğlu’nda final hedefleniyor ama uzun bir süreç var. Bunun realist anlamda bir hedef olabilmesi için neler yapmak lazım?
AYHAN AKMAN: Realist anlamda bir hedef olabilmesi için her maçı ayrı ayrı düşünüp tur atlamamız gerekiyor. Bir defa Bordeaux çok önemli bir rakip. Şampiyonlar Ligi’nden gelen bir ekiple oynayacağız. Şampiyonlar Ligi gibi bir grup oluşuyor. Çünkü Şampiyonlar Ligi’nden elenen takımlarda orada. O yüzden çok ciddi çok kuvvetli takımlarla oynayacağız. İlk etapta bizim Bordeaux’u geçmemiz lazım. Chelsea maçlarını seyrettim. Çok da iyi mücadele ettiler. Fransa’da 1-1 berabere kaldılar. O anlamda Bordeaux gerçekten çok güçlü bir ekip. Kadrosunun da bizim oynadığımız kadrodan daha iyiye gittiğini düşünüyorum. İlk etapta Bordeaux’u düşünmek lazım, çok zor bir maç olacak bizim için. Tabiî ki bizim de gücümüz ortada ve hedeflerimiz var. O anlamda Bordeaux’u geçmemiz lazım. Ondan sonra da inşallah finale kadar da uzanmak istiyoruz tabiî ki.
Arda Bordeaux senin için de önemli. Şampiyonlar Ligi’nde oynadığın maç senin için de hafızalardan silinmeyecek bir maç olmuştur.
Bu sefer bir farkı var. İkili eşleşmede ilk maç orada, ikinci maç Ali Sami Yen’de olacak. Her şey biraz daha farklı olur diye düşünüyorum. Biz kendi gücümüzü ortaya koyarsak oyun potansiyelimizi çıkartabilirsek turu geçeceğimizi düşünüyorum. Umarım iyi olur bizim için.
Bir de şimdi seni bulmuşken yine soralım bu dopingle ilgili bu da çok speküle edildi. Sen Bursa maçında ağrı kesici bir madde alıyorsun. Bunu doktorlar federasyona da bildiriyor. Sanırım Bellinzona maçında bir sakatlık geçirdiğin için alıyorsun bu ilacı. Bize açıklarmısın bu konuyu biraz.
ARDA TURAN: Bellinzona maçı hafta içiydi, belime darbe aldım, kasımı yırtmışım inanılmaz ağrı hissediyordum. Takımda Bursa deplasmanına gidecek ben de tesise geldim hem tedavi olayım hem arkadaşlarımı yolcu edeyim diye. Mehmet Kurdoğlu hocamızı gördüm. Ardacım dedi baktık yırtık var ama istersen ben bu ağrıyı %70 oranında biraz uyuşturabilirim dedi. Sen oynamak ister misin diye bana sordu. Ağrı hissedersin ama sen bilirsin diye bana söyledi. Bende dedim ki oynama imkanım varsa her zaman yani, takım için seve seve oynarım dedim. Bunun için federasyondan izin almak gerekiyor dedi. Kesinlikle performans arttırıcı bir ilaç değildi bu, tamamen ağrı kesici bir ilaçtı. Bursa maçına çıktık kaybettik zaten, ama federasyondan izin alınmış bir ilaç. İnsanlar bir şey bulmak için sürekli bir şey arıyorlar ama bir şey bilmiyorlar. Her gün genç futbolcu üretmiyoruz. Her gün milli takımımıza oyuncu vermiyoruz. Kıymet bilmiyoruz hiç. Ben 21 yaşındayım doping kullanacak durumda da değilim, gücüm yerinde. Hayatım boyunca da hiçbir zaman ihtiyacım olmayacak.
Türkiye Kupası’nda da çok zorlu bir Altay maçı yaptınız. Gerçekten sizin oradaki oyun kazanma azminiz sayesinde 85 dakikadan sonra 2 gol buldu takımımız ve galip gelmeyi başardık. Şimdi grupta sadece Malatya maçımız kaldı. Bundan sonrası için neler düşünüyorsunuz Türkiye kupası için.
ARDA TURAN : Galatasaray dediğim gibi biraz öncede her dalda hangi kupadaysa her zaman şampiyonluğa adaydır. Türkiye Kupası’nda da en büyük adayıyız. Bunu başaracağımızı düşünüyorum açıkçası. Bu sene kupayı da müzemize götürmek istiyoruz. Şampiyonluk kupasını da uefa kupasını da hedefimiz 3 tane bunun için var gücümüzle çalışacağız. En azından bir şeyleri kaybedersek bile vicdanımız rahat olarak kaybetmiş olacağız. Çünkü emeğimizi terimizi son damlamıza kadar vermiş olacağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
AYHAN AKMAN : Malatya maçında galip gelirsek gruptan birinci olarak çıkacağımız bir maç olacak. Garantileyeceğiz. Hedefimiz dediğimiz gibi Türkiye Kupası’nı almak, inşallah onu da gerçekleştiririz bu sene.
Arda UEFA Kupası finali Türkiye de ,Kadıköy’de oynanacak. Bordeaux ardından olası bir Hamburg eşleşmesi var sonra tabi çıta biraz daha yükselecek ama bu maçlarda önemli maçlar senin de dediğin gibi Bordeaux maçı iki 90 dk. Oynanacak. Önce orada oynanacak o anlamda da bir avantajı olabilir Galatasaray’ın buradaki rotayı nasıl görüyorsun ve orada kupa kaldırmak ve ya final oynamak ister misin?
ARDA TURAN: Ayhan abi çok güzel bir şey söyledi bunu her konuşmamızda tekrarlarız. Her maçı tek tek düşünmek lazım. Tek tek düşünüp konsantre olursak bu işi gerçekten yapabiliriz. Ama hayat zaman ne getirir ne gösterir bunu bilemeyiz uefa kupasının Kadıköy de değil Türkiye’de olması önemli bizim için.Biz Türkiye’de olduğu için bu kupayı kazanmak istiyoruz. Kendi ülkemizin ev sahibi olarak bu kupayı kazanmak istiyoruz. Bunun dışındaki rahatsızlıklar herhalde başkalarının rahatsızlığı bizim böyle bir sıkıntımız yok.
O stada bir şanssızlık bir başarısızlık var mı? İyi gitmeyen bir serüveni var.
ARDA TURAN : Neden öyle olsun, geçen sene kupada berabere kalıp gelip burada eledik. Futbol bu. Böyle düşünmemek lazım. Kaybediyoruz ama şampiyon biz oluyoruz.
AYHAN AKMAN: Önemli olan hedefe ulaşmak tabi ki puan kayıpları olacak. Her takım yaşıyor bunları bizde o anlamda puan kayıpları yaşadıktan sonra havlu atacak halimiz yok her şey bitmiş düşünecek halimiz yok. 34. hafta sonunda neredesiniz o önemli.
Genç oyunculardan, kendi futbol stiline yakın bulduğun, beğendiğin, ilerde gerçekten iyi bir orta saha oyuncusu olacak dediğin kişiler... Kim var ?
AYHAN AKMAN: Hiç düşünmedim. Mehmet Güven, inşallah iyi bir oyuncu olacak. O da biraz daha forma şansı yakaladıktan sonra, gerekli mücadeleyi koyduktan sonra iyi bir örnek olabilir.
Kaynak
Kaptan seninle başlayalım. Antalya kampı nasıl geçiyor?
Kamp gayet güzel geçiyor İstanbul’a göre. Burada hava ve saha şartları daha güzel. İzmir’de oynadığımız Altay maçı da istediğimiz gibi sonuçlandı. Her şey yolunda, kampta arkadaşlık ve ortam üst düzeyde.
Arda’ya göre nasıl geçiyor Antalya Kampı?
İkinci yarıya hazırlanıyoruz. Güzel maçlar oynayarak kampı devam ettiriyoruz. İnşallah sakatlıksız, kazasız belasız güzel bir şekilde bitiririz. Leverkusen maçı bir hazırlık maçıydı. Hazırlık maçlarında skor önemli değil. Önemli olan oynanan futbol, hocanın görmek istedikleri. O yüzden önemsediğimiz bir şey yok açıkçası skor açısından.
Forma şansı bulan arkadaşlarınızı nasıl buldunuz?
AYHAN AKMAN: Tabii uzun zamandır oynamayan ve forma şansı bulamayan arkadaşlarımız vardı. Onlar için tabiî ki önemli diyebiliriz. Bence hepsi gereken mücadeleyi ortaya koydu. Skor olarak iyi geçmese bile futbol olarak ben gereken şeylerin yapıldığına inanıyorum. Hocamızın da bizimle yaptığı bir toplantı var, o da genel olarak oyundan memnun olduğunu söyledi. Tabiî ki bu hazırlık maçları oynayamayan arkadaşlarım için çok önemli. Bu kamp ve maçlar hem kendi form düzeylerini yükseltmek için hem de takıma girmek için çok büyük bir avantaj. İyi kullanmaları gerekiyor.
Arda sen neler diyeceksin bu konuda?
Ayhan ağabeyin de dediği gibi uzun zamandır oynamıyorlar.Onlar için bir fırsattı. İyi değerlendirdiklerini düşünüyorum. Mücadele açısından iyilerdi. İstediklerini yaptılar ama sonuçta skor gelmeyince kötü bir hava yaratıldı. Olabilir normal şeyler ama sonuçta hazırlık maçı. Onlarda eminim Galatasaray formasının ne kadar değerli olduğunu biliyorlardır. Bunun içinde uğraşacaklardır. Ama Ayhan ağabey benden daha tecrübeli benden daha iyi bilir bunu. Galatasaray formasını kazanmak kolay değil. Bunun için her zaman daha fazla çalışmak lazım. Bu bizim gibi sürekli ilk 11’de oynayan oyuncular içinde geçerli, kenarda oturan oyuncular için de geçerli.
Ayhan, ilk yarı performansına baktığımız zaman, Galatasaray’ın genel karnesini ve kişisel performansını nasıl değerlendiriyorsun?
Liderle aramızda şu an 1 puan fark var. Genel olarak baktığımızda memnunum diyebilirim. Hedefimiz tabiî ki lider kapatmak sezonu. Ama puan farkı çok az. 5-6 takımın şansı hala devam ediyor. Lig yeniden başlayacak gibi bir durum var ortada. Avrupa kupalarında da bir üst tura çıktık.Türkiye’yi Avrupa arenasında temsil eden tek takım şu anda biziz. Yani performansımıza baktığımızda bu anlamda da biz memnunuz. Genel anlamda hedeflerimize ilk yarı itibariyle ulaştık diyebiliriz. Tabii hedeflere ulaşmayı sezon sonunda görmek lazım. Şu an için her şey yolunda ama sezon sonunda hedef şampiyonluk. UEFA’da Türkiye’de oynanacak final. Hedefimiz final oynamak orada. O yüzden daha kazanılmış hiçbir şey yok. Daha devam edeceğiz ve çalışacağız. Bu tempomuzu daha da üstüne çıkarmamız gerekiyor ki bu hedeflere ulaşalım.
Kişisel performansıma gelince de, ilk yarı itibariyle ben iyi şeyler yaptığıma inanıyorum. Genel anlamda bir sakatlık da yaşamadım. Bu çok önemliydi benim açımdan. Geçen senenin uzun bir bölümünü sakatlıkla geçirdim. O yüzden şu an kendi adıma her şey yolunda gidiyor diyebilirim. İnşallah bu form düzeyimi daha da yukarı taşımak istiyorum.
Unutulmaz maçlar olarak baktığımız zaman, ilk yarıdaki kritik, ‘iyi ki aldık’ dediğin maç ya da maçlar, gol ya da goller hangileri?
Bizim için her maç kritik. Çünkü biz Galatasaray takımındayız ve burada yarışmacı bir ekipteyiz. Her maçın birbirinden farklı önemi var. Şu maç çok önemli diye düşünmüyorum ben. Her maç çok önemli. Her maçtan 3 puanla ayrılmamız gerekiyor bizim. Çünkü biz hedefleri olan bir takımız. Sezon sonunu düşündüğünüz de şampiyon olan takım belki 1 belki 2 puanla farklı şampiyon olabiliyor. Belki averajla. O yüzden her maçın önemi ortada. Ben her zaman maç maç düşünmemiz gerektiğine inanıyorum. O yüzden ben kendimi her maça konsantre etmeye çalışıyorum. Her maç birbirinden daha önemli.
Arda seninle de aklından çıkmayan maçları konuşacak olursak, sen hangilerini sayarsın?
Galatasaray takımının her oynadığı maç stresli. Biz bazen kendi aramızda esprisini bile yapıyoruz. Yine stresliyiz yine kaybedersek her şey bitecek gibi. Biz Galatasaray futbol takımında oynayan oyuncular olarak alışığız bu yoğun ve stresli maç trafiğine. Her maçı çok fazla önemsiyoruz. Her maç çok önemli bizim için. Yani Altay maçını bile kaybetseydik burada işler sıkıntıya girecekti. Üç kulvarda devam ettiğimiz için her maçın kendine ayrı motivasyonu kendine ayrı havası kendine ayrı özelliği var. O yüzden Galatasaray takımında oynayan futbolcu maç maç bunu düşünemez. Ama tabi UEFA Kupası’ndaki Benfica maçı hem futbol açısından hem de önem açısından önemliydi. Deplasmanda kazanabilmek ardından UEFA Kupası’nda yolumuza devam edeceğimizi belirlemişti. O önemli bir maçtı. Ligde de her maç kırılma noktaları oluyor. Ama Galatasaray takımı 1 puan geride bitiriyorsa sonuçta rakipleriyle bir maçı vardır. Galatasaray takımı Türkiye Ligi’nde oynadığı her maçın favorisidir. O yüzden şampiyonluk için avantajlı olduğumuzu düşünüyorum. Biz kendi işimizi yaparsak konsantre olursak üç dalda da zirveye ulaşabiliriz.
Peki sezon sonuna kadar yarışın böyle çok yakın puanlarla devam edeceğine inanıyor musun?
ARDA TURAN: Baskı stres altında takımlar nasıl oynayacak onu görmek lazım. Açıkçası bizim takımımızın bu tecrübede olduğunu düşünüyorum ama zaman ne gösterir onu şu anda tahmin edebilmek çok zor. Allah korusun bu işin sakatlığı var, dış etkenleri var ama baskı altında kopmalar olacağını düşünüyorum.
Zaten lig başladığında sakatlıklar vardı. Bu sene oldukça fazla sarı kart da gördün. İkinci yarı sakatlarımız da yok. Nasıl öngörüyorsun? Sivas maçıyla başlanacak. Hava koşulları kötü olabilir. Sivas maçı önemli bir maç geçen sene takım şampiyonluğa bir ölçüde orada da ulaştı diyebiliriz.
AYHAN AKMAN: Az önce belirttiğim kırılma maçları örneğine Sivas maçını sayabiliriz. Sivas maçı gerçekten önemli bir maç olacak bizim açımızdan tabiî ki hedefimiz galibiyetle ayrılmak olacak. Orada oynayacağımız maçın büyük ihtimal karlı ve buzlu bir zeminde olacağını düşünüyorum. O açıdan çok zor geçecek her iki takım içinde. Belki futbol olarak iyi bir futbol ortaya koyamayacağız. Büyük ihtimal orada çok zor şartlar altında mücadele edeceğiz.
Sakatlıklara gelince, bu sene dediğiniz gibi sezon başından beri özellikle orta sahada oynayan oyuncuların sakatlıkları oldu. Bu da tabiî ki ideal 11’i, hocamızın kafasındaki kadroyu oluşturamamasında etkili olmuş olabilir. Ama bu dönemi de ben gerçekten iyi geçirdiğimizi düşünüyorum. Az puan kaybına uğradık. Daha sonradan aramıza arkadaşlarımızın katılmasıyla beraber hem form düzeyi olarak hem de puan kayıpları olarak azaldı. İnşallah dediğimiz gibi sakat futbolcumuz ne kadar az olursa takımın performansı da o derece artıyor. Özellikle orta saha oyuncularının sakatlanmasıyla beraber defansif anlamda zaman zaman sorunlar çıktı bu sene.
Sen neler öngörüyorsun Arda?
Sivas’a gidiyoruz. Oradan da Denizli deplasmanımız var. Yani bu iki deplasman bizim için çok kritik gerçekten. Galatasaray takımı biraz önce de söylediğim gibi oynadığı oynayacağı her maçın favorisidir. Saha şartları, ortam gerçekten çok zor bir maç olacak. Bunun için elimizden geldiğince uğraşacağız. Takım halinde mücadele edeceğiz. Böyle maçlar daha önce de yaşadık. Ama her şeyden önce kaybetmemek de önemli. Çünkü puan farkını koruyup, ondan sonraki haftalarda Galatasaray takımı daha ön plana çıkacaktır diye düşünüyorum. Her zaman mantıklı olarak yola devam etmek lazım. Eğer iyi futbol oynayıp, iyi mücadele edersek zaten gerekli skoru da alırız diye düşünüyorum.
Arda 25 Ocak’la 19 Şubat arasındaki periyotta arada Bordeaux deplasmanı da olmak üzere 5 maçın 4’ünü dış saha oynayacaksınız. Sadece Kayserispor’la Ali Sami Yen’de mücadele edeceksiniz. Sivas, Denizli ve Antalyaspor ile deplasmanda karşılaşacaksınız. Bu periyot biraz daha Galatasaray’ın yol haritasını belirleyici olacak mı sence?
Bu periyota bakıldığı zaman çok zor. Ama buralarda alınacak bir yarada dahi asla düşmemek lazım. Hemen ayağa kalkmak gerekir. Sonuçta 4 tane lig maçı 1 tane UEFA Kupası maçı var. Ligdeki her maçı kazanmak için oynayacağız. Avantajlı bir skor sağlamak için. Bunu yapabilecek güçteyiz. Bu periyottan nasıl daha fazla puanla avantajlı çıkarsak, önümüzdeki iç saha avantajını çok daha fazla iyi kullanırız diye düşünüyorum. O yüzden her zaman stratejimizi, mantığımızı bunlara göre belirleyeceğiz. Şampiyonluk için çok kritik bir dönem olacak. Biz böyle dönemleri çok atlattık, bunu da atlatabileceğimizi düşünüyorum açıkçası.
Ayhan sen bu periyodu nasıl değerlendiriyorsun?
Her maç zor. İnşallah Sivas’ta beklediğimiz kadar kötü bir zemin ve hava şartları olmaz. O maçta da hem seyirciler açısından hem de kendimiz açısından iyi bir futbol ortaya koyarız. Geçen sene de çok zevkli bir maç oynamıştık orada. Ondan sonra gelen maçlar da tabiî ki zor ama biz çok oynadık böyle maçları. O yüzden gerekli tecrübemiz ve gerekli konsantremiz olduktan sonra bu maçları da aşarız.
3 yıllık bir mukavele imzaladın Galatasaray’la. Sen nasıl bir 3 yıllık hedef çizdin kendine Galatasaray formasıyla?
Bu dönemde kendi açımdan şampiyonluk yaşamak istiyorum Galatasaray’da tekrar. Ben 3 tane şampiyonluk gördüm. İnşallah 6 tane görürüm. Mukavelem 3 yıl daha sürecek. Bu dönemdeki hedeflerim arasında Avrupa’da başarılı olmak var. İnşallah bu başarıları yakalarız. Kendi özelliklerime gelince de, önceden daha ofansif şimdi daha defansif oynuyorsun deniyor. Bence genel olarak dünya futbolu ve Türk futbolu buna paralel olarak değişti. Defans yapmanın da ne kadar değerli olduğunu artık çok ofansif kadroların hocalar tarafından seçilmediğini görüyoruz. Tek forvet arkasında kalabalık orta saha gibi… Bende o anlamda kendimi tabiî ki geliştirmem gerektiğine inandım. Buna paralel olarak defansif bir oyuncu olduğumu göstermeliydim. Bu işin ofansif yanından ziyade defansif özelliklerini de ortaya koydum. Tabiî ki o zaman da başarınız daha da artıyor. Orta saha oyuncuları olarak günümüz futbolunda hem defansif hem ofansif oynamak zorundasınız. Çağdaş futbolun gereklerini yerine getirmek için. Bende o anlamda kendimi geliştirdim.
Profesyonel futbol hayatını noktaladıktan sonra yine futbolun içinde olacak mısın?
Şu an işin açıkçası onu çok düşünmek istemiyorum. Planlarımın arasında tabiî ki ileriye dönük futbolun içinde olmam gerektiğini düşünüyorum. Futboldan kopmanın zor olduğunu düşünüyorum. Ama şu an konsantrasyonum ve hedeflerim tamamen futbolculuk üzerine. Şu an kafamı başka yerlere vermek istemiyorum. Hedefim futbol ve şu anda yapacaklarım üzerine kurulu. O yüzden hem Galatasaray hem Milli Takımda neler yapabilirim; bunları hedefliyorum.
Şimdi Arda ile devam edelim biraz. O zaman ben şöyle bir şey düşündüm. Türk futbolunun ve Galatasaray’ın gözbebeği bir futbolcususun, herkesin gözü önündesin. Türk futbolunu da üst düzeyde temsil ediyorsun. Fakat bu anlamda bunun sana olumsuz getirdikleri de vardır. Mesela hep göz önündesin. Gece hayatın konuşuluyor. Bodrum’a gidiyorsun olay oluyor. Sahada fenalaşıyorsun kalbin gündeme geliyor. Bütün bunların yükünü nasıl kaldırıyorsun ?
Şu anda bulunduğum ortamdan gerçekten çok mutluyum. Hayatımda hep hayal ettiğim durumları yaşıyorum ama insanların bazen beklediği gibi olmuyor her şey. Yani sonuçta benim yaptıklarımın çoğunu başka futbolcular da yapıyor. Ama bilmiyorum neden daha çok gözüne batıyorum insanların. Ben bundan açıkçası çok fazla rahatsız değilim. Çünkü bu işimizin bir parçası, ben sahada işimi iyi yaptığım sürece dışarıdaki olaylar hiç umurumda değil çünkü ben gerçekten kötü bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Benim vicdanım rahat olduktan sonra gerisi problem değil. Kendimi ve ne yaşadığımı bildiğim için bunları gayet normal karşılıyorum. Bu mevkinin kıymetini elimden geldiğince bilmeye çalışıyorum. Türk insanının bana olan sevgisi çok hoşuma gidiyor. Bunu çok seviyorum, çocukların başka takım taraftarlarının sokakta görüp bana sarılması benimle fotoğraf çekilmesi benim için çok önemli bir şey, umarım uzun yıllar boyu bu böyle devam eder.
Zaten bu sevgi, olayı da tersine anlatmış oluyor. Bütün bu olumsuz gibi yaratılmak istenen fotoğrafın yanında bir de böyle bir fotoğraf var: Arda herkesin sevgilisi…
Sürekli bir şeyi yapmadım, ama o şeyi yapmış gibi gösterip sonunda ufak bir açıklamayla kapatmaya çalışıyorlar ama problem değil tabii, herkes işini yapıyor. Onlara da saygı duyuyorum ama ben kendimi gerçekten biliyorum, zaten bilmediğim zaman hata yaptığım zaman da burada beni uyaracak insanlar da var; ağabeylerim var, bir tanesi yanımda oturuyor. Yukarı da olan insanlar var. Gerekli bana uyarıları yapacaklardır. Çünkü onlarda kardeşlerinin göz göre göre hata yapmasını istemezler, onlar da bana bu uyarıyı yapmadığına göre doğru yolda olduğumu düşünüyorum.
Mesela fenalaşmana gelelim. Belediye maçında; daha önce anlattık belki ama burada da tekrarlayalım. Orada üst üste deparlar yaşadın ve de onun üstüne… Bir açıklık getir herkes merak ediyor. Arda’nın kalbi var mı yok mu ?
Arda’nın kalbi yok, bir sıkıntı yok, bir rahatsızlık yok. Koskoca bir heyet baktı, sadece üst üste depar attım, ondan kaynaklanan bir sıkıntı olmuş. Futbolcular bazı durumlarda dinlenmeli. Bizim pek dinlenmeye vaktimiz olmuyor bazen. Bazı oyuncular özveriyi daha fazla göstermek zorunda, normal bu. Bunu gösterirken de bazen böyle şeyler olabiliyor.
İkinizin de bir ortak paydası 15-16 yaşlardan beri hep milli takımlar da oynadınız. Kaptana soralım sonra Arda’ya da soracağım. 16-17-18-19-20 Ümit Milli Takım seviyesi ve A Milli oldunuz. Şimdi baktığımız zaman genelde genç yaşlarda milli formayı çabuk kapan oyuncular sonraki dönemde aynı başarılı performans içine bürünemiyorlar. Milli formadan uzaklaşıyorlar. Bu sorunlar sence oyuncunun bireysel yeteneklerinden mi kaynaklanıyor. Yoksa futbol dışı bazı gündem maddeleri mi oluşuyor ?
AYHAN AKMAN: Ben şöyle değerlendiriyorum. Bir futbolcu yetenekliyse o yeteneğini Allah’tan başka kimse alıp götüremeyeceğine göre o yeteneğinin üstüne çalışmayla bir şeyler katabilir ve bunu sürekli yapabilir. O yüzden ben futbolcunun kendisine bakıyorum, yani ben hatalıysam zaten o noktaya gelemezdim. Futbolcular da her zaman bir hata varsa kendilerinde aramalılar. Benim elimden tutan olmadı. Futbol tamamen yetenek işi ve çalışma işi, o yüzden aramızda bir çok yetenekli arkadaşlarımız vardı, senin dediğin gibi bu noktaya gelemediler. Devamlılık sağlayamadılar. Bu devamlılık sağlamak için o yeteneğinizin üstüne iyi çalışmalı ve profesyonelce yaşamalısınız. Ne yazık ki bazı oyuncularda bu profesyonelliği göremiyorsunuz. İşte onlarda bu seviyede kalamıyorlar. Burada genç arkadaşlarımız tabi ki var. Onlara da biz sürekli çok iyi çalışmaları gerektiğini hep söylüyoruz, bu seviyede kalmak gerçekten çok zor. Sürekli başarılı olmak zorundasınız. Burada sürekli başarı isteniyor. Kendi performanslarınızı da her gün arttırmanız gerekiyor. Bu Galatasaray gibi büyük takımlarda oynamanız için şart olan bir gerçek. Bu form düzeyini sürekli yakalamak için çok iyi çalışmanız lazım. Bunu futbolunuzun her dönemine ayarlamanız gerekiyor.
ARDA TURAN: Ayhan ağabeyimin söyledikleri çok doğru. Futbolcunun yeteneği varsa onu Allah’tan başka kimse alamaz. Bunu çalıştırarak geliştirecek, forma şansını bekleyecek. Her daim hazır olacak çünkü forma şansı ne zaman gelecek hiç belli olmaz. Futbolcular Genç Milli takımla çok maç oynuyorlar. Orada işte genç futbolcularda futbolcu oldum psikolojisi oluyor, bu iş bitti bundan sonra da böyle devam edecek havası oluyor. Maaşları biraz yükselince bu hep böyle gidecek sanıyorlar ve gençlerde bir duraksama oluyor. Aslında böyle olmamalı, bunu yakaladıkça daha fazla çalışmalı. Sorun her zaman futbolcudadır. Ben de Ayhan ağabey gibi düşünüyorum, ama şöyle bir şey var çok fazla da genç futbolcu kaybediliyor. Genç futbolcuların sorunlarıyla ilgilenilmediğini düşünüyorum. Futbolcu çalışmıyor, ama kimse onlara “şöyle çalış, oyun stilin böyle” gibi yorumlarla çocuklara yardımcı olmuyor, onlara destek olmuyor. Herkesin daha çok skora, sonuca yönelik gittiğini düşünüyorum. Mesela Leverkusen maçında hocamız oynamayan genç futbolcuları sahaya sürdü, bazı takımlarda bu böyle olmuyor. Bu gerçekten çok önemli bir şey, genç futbolcuların şans bulabilmeleri onlarla sorunları paylaşabilmek. Bu yaşta insanlar çok duygusal olur, her şeye üzülebiliyorlar, sıkılabiliyorlar; ben kendimden biliyorum. Sorunları paylaşmak isterler, öğrenmek isterler, yardım almak isterler. Bu konuda çok futbolcu kaybedilip gidiliyor… Biraz da genç futbolcuları anlamaya çalışmak, onlara yardımcı olmak lazım.
Bu arada az önce Skibbe’nin Leverkusen maçı kadrosundan bahsettin. Biz hocayla takımın diyaloğunu biliyoruz ama biraz da seyircilere anlatalım. Skibbe ile sizlerin diyalogu nasıl?
ARDA TURAN: Skibbe gerçekten çok kibar, çok nazik, çok beyefendi bir adam. Her şeyden önce futbolcuları üzmeyen, yani ikili ilişkilerde futbolcularına yardımcı olmaya çalışan müthiş bir karakter. Böyle hocalarla çalışabilmek futbolcular için her zaman şanstır. Çünkü çok iyi çalışıyoruz, çok iyi antrenman yapıyoruz ama bize özgürlükte veriyor. Hem saha içinde hem saha dışında bizimle güler yüzlü, sorunlarımızı konuşup tartışabiliyoruz. Skibbe bizim için bir şans, onunla çalışmaktan onunla beraber olmaktan gerçekten çok mutluyuz
AYHAN AKMAN: Arda gerekli şeyleri söyledi hocamız hakkında, gerçekten bize yaklaşımı çok iyi. Arkadaşça, çok iyi çalışıyoruz. Onunda saha içinde ve saha dışında göstermiş olduğu bize karşı ilgi, alaka gerçekten çok üst düzeyde. O yüzden çok memnunuz
Bu sene Lincoln’de sizle beraber çok çıkış yaptı. Geçen seneye oranla fazla ön planda olması teknik direktör Skibbe’yle ilişkilendirilebilir mi?
AYHAN AKMAN: Onu kendisine sormak gerekiyor, o da belki bu rahatlıktan dolayı bu sene performansının arttığını da söyleyebilir. Onu bilemiyorum, hocamızın genel anlamda her futbolcuya yaklaşımı gayet pozitif, bu da sahaya pozitif yansıyor.
A
yhan seninle devam edelim. İnegöl, Antep, Beşiktaş, Galatasaray… Ve dediğin gibi 8 senedir istikrar abidesisin. Soracağım sana şu, 3 tane yaşadığın şampiyonluk var, sana göre onların en değerlisi hangisiydi ? Bir de Skibbe’den de bahsederken, bunun dışında Lucescu, Terim, Hagi gibi hocalarla da çalıştın. O deneyimlerini de paylaşır mısın? Bir de mukavele durumu futbolcunun performansını nasıl etkiler?
AYHAN AKMAN: Her dönemde tabi ki çok güzel deneyimler yaşadım. 100. yılımızda şampiyon olduk, son saniyede gelen şampiyonluk çok önemliydi. Her şampiyonluğun kendine ait güzellikleri var. Uzun bir maratondan sonra onun verimini almak çok güzel. Uzun zaman çalışıyorsunuz, yaz kış; o mutluluğu gerçekten bütün arkadaşlarımızın yaşamasını isterim. Futbolcu her dönemde yeni bir mukavele imzalamayı düşünmeli. Onun içinde performansını arttırmaya çalışıyor. Mukavele imzaladıktan sonra belki düşüş yaşama olabilir ama dediğim gibi burada o rahatlık söz konusu olamaz. Bizim her maçın ayrı bir önemi olduğu için, bence büyük takımlarda bu rahatlık söz konusu olmaz, futbolcular bu imzayı attıktan sonra bunun bence değerini bilip daha da üstüne koymalılar yani.
Arda sen bir dönem Manisaspor’a kiralık olarak verildin. Ersun Yanal’la beraber orada çok başarılı işler yaptın tekrar Galatasaray’a geldin. O yükseliş trendi seni A Milli Takımda, Galatasaray’daki bu başarılı Arda Turan haline getirdi. Şimdi bazı kiralık verilmesi gündemde olan genç oyuncular var. Bu oyuncuların tekrar kendi kulüplerine dönebilmek için neler yapması gerekiyor.
ARDA TURAN : Ben bu deneyimi daha önce yaşadım, genç futbolcuların giderken şöyle bir yanıldıkları konu var, gittiğim zaman tamam oynayacağım. Öyle bir şey asla yok, yani Anadolu’ya gittiğiniz zaman Galatasaray’dan ayrılıyorsunuz. Galatasaray bir kültürdür, Saray gibidir gerçekten buradan gittiğiniz zaman her şey buradaki gibi olmayabilir. Bunların sıkıntısını yaşarken bazı sorunlar yaşayabilirler. Oraya gittikleri zaman takımla sıkıntı yaşayabilir. En önemli şey hocayla beraber konuşup, oynamak istediğini orayı bir çıkış olarak gördüğünü anlatmak gerek. Ben Ersun Yanal’la konuştuğum zaman bana şunu demişti, çok cüzi bir miktar kazanacaksın. Bende hocam gerçekten bu fiyat bana çok az, ben Galatasaray’da bunun 3-4 kat fazlasını kazanıyorum dedim. O da dedi ki, “ben seni oynatmayı düşünüyorum”. Ben bunu düşünerek gittim oraya, genç futbolcuların oraya gittikleri zaman çok fazla çalışıp, çok daha fazla oynamalılar. Bunun için iyi konsantre olmak lazım. Futbolcular orayı maddi anlamda değil kendilerini geliştirmek anlamda düşünmeliler.
Sen Beşiktaş maçında sonra maç sonunda sahayı terk ederken bir işaret yaptın taraftarlara. Bir de çimleri gösterdin. Bu ne anlama geliyor, bizlerle paylaşabilir misin?
ARDA TURAN: Burada doğdum burada öleceğim. Tugay ağabey yapmıştı. Beni çok etkilemişti o zamanlar. Gerçektende isteğim bu benim. Burada doğdum burada yaşlanmak istiyorum. Galatasaray kulübünde eski futbolcular geliyorlar görev yapıyorlar. Benimde hayalim hep böyle bir şey. Yani bir gün Galatasaray alt yapı sorumlusu olarak belki yaşlanmak istiyorum. Böyle bir hayalim var, benim için Galatasaray çok önemli. Galatasaray hayatım, o yüzden inşallah hayatım boyunca da böyle devam eder. İsteğim bu yani, burada doğdum burada öleceğim anlamındaydı.
Spekülasyonlar da oluyor. Galatasaray’da sence vefa var mı yok mu? Bugünlerde çok dile geldi.
Ben bu konu hakkında yorum yapamam. Kişilerle yönetim arasında neler yaşanıyor bilemiyorum. Herkesin kendine göre haklı tarafları vardır. Ben isterim ki her şey eski futbolcularımız için de çok güzel olsun. Onlar mutlu olsunlar gönüller bir olsun. Çünkü onlar bizim için değerli. Benim hayatımın kahramanları onlar. İnşallah böyle olur onlar için.
Şükrü Saraçoğlu’nda final hedefleniyor ama uzun bir süreç var. Bunun realist anlamda bir hedef olabilmesi için neler yapmak lazım?
AYHAN AKMAN: Realist anlamda bir hedef olabilmesi için her maçı ayrı ayrı düşünüp tur atlamamız gerekiyor. Bir defa Bordeaux çok önemli bir rakip. Şampiyonlar Ligi’nden gelen bir ekiple oynayacağız. Şampiyonlar Ligi gibi bir grup oluşuyor. Çünkü Şampiyonlar Ligi’nden elenen takımlarda orada. O yüzden çok ciddi çok kuvvetli takımlarla oynayacağız. İlk etapta bizim Bordeaux’u geçmemiz lazım. Chelsea maçlarını seyrettim. Çok da iyi mücadele ettiler. Fransa’da 1-1 berabere kaldılar. O anlamda Bordeaux gerçekten çok güçlü bir ekip. Kadrosunun da bizim oynadığımız kadrodan daha iyiye gittiğini düşünüyorum. İlk etapta Bordeaux’u düşünmek lazım, çok zor bir maç olacak bizim için. Tabiî ki bizim de gücümüz ortada ve hedeflerimiz var. O anlamda Bordeaux’u geçmemiz lazım. Ondan sonra da inşallah finale kadar da uzanmak istiyoruz tabiî ki.
Arda Bordeaux senin için de önemli. Şampiyonlar Ligi’nde oynadığın maç senin için de hafızalardan silinmeyecek bir maç olmuştur.
Bu sefer bir farkı var. İkili eşleşmede ilk maç orada, ikinci maç Ali Sami Yen’de olacak. Her şey biraz daha farklı olur diye düşünüyorum. Biz kendi gücümüzü ortaya koyarsak oyun potansiyelimizi çıkartabilirsek turu geçeceğimizi düşünüyorum. Umarım iyi olur bizim için.
Bir de şimdi seni bulmuşken yine soralım bu dopingle ilgili bu da çok speküle edildi. Sen Bursa maçında ağrı kesici bir madde alıyorsun. Bunu doktorlar federasyona da bildiriyor. Sanırım Bellinzona maçında bir sakatlık geçirdiğin için alıyorsun bu ilacı. Bize açıklarmısın bu konuyu biraz.
ARDA TURAN: Bellinzona maçı hafta içiydi, belime darbe aldım, kasımı yırtmışım inanılmaz ağrı hissediyordum. Takımda Bursa deplasmanına gidecek ben de tesise geldim hem tedavi olayım hem arkadaşlarımı yolcu edeyim diye. Mehmet Kurdoğlu hocamızı gördüm. Ardacım dedi baktık yırtık var ama istersen ben bu ağrıyı %70 oranında biraz uyuşturabilirim dedi. Sen oynamak ister misin diye bana sordu. Ağrı hissedersin ama sen bilirsin diye bana söyledi. Bende dedim ki oynama imkanım varsa her zaman yani, takım için seve seve oynarım dedim. Bunun için federasyondan izin almak gerekiyor dedi. Kesinlikle performans arttırıcı bir ilaç değildi bu, tamamen ağrı kesici bir ilaçtı. Bursa maçına çıktık kaybettik zaten, ama federasyondan izin alınmış bir ilaç. İnsanlar bir şey bulmak için sürekli bir şey arıyorlar ama bir şey bilmiyorlar. Her gün genç futbolcu üretmiyoruz. Her gün milli takımımıza oyuncu vermiyoruz. Kıymet bilmiyoruz hiç. Ben 21 yaşındayım doping kullanacak durumda da değilim, gücüm yerinde. Hayatım boyunca da hiçbir zaman ihtiyacım olmayacak.
Türkiye Kupası’nda da çok zorlu bir Altay maçı yaptınız. Gerçekten sizin oradaki oyun kazanma azminiz sayesinde 85 dakikadan sonra 2 gol buldu takımımız ve galip gelmeyi başardık. Şimdi grupta sadece Malatya maçımız kaldı. Bundan sonrası için neler düşünüyorsunuz Türkiye kupası için.
ARDA TURAN : Galatasaray dediğim gibi biraz öncede her dalda hangi kupadaysa her zaman şampiyonluğa adaydır. Türkiye Kupası’nda da en büyük adayıyız. Bunu başaracağımızı düşünüyorum açıkçası. Bu sene kupayı da müzemize götürmek istiyoruz. Şampiyonluk kupasını da uefa kupasını da hedefimiz 3 tane bunun için var gücümüzle çalışacağız. En azından bir şeyleri kaybedersek bile vicdanımız rahat olarak kaybetmiş olacağız. Çünkü emeğimizi terimizi son damlamıza kadar vermiş olacağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
AYHAN AKMAN : Malatya maçında galip gelirsek gruptan birinci olarak çıkacağımız bir maç olacak. Garantileyeceğiz. Hedefimiz dediğimiz gibi Türkiye Kupası’nı almak, inşallah onu da gerçekleştiririz bu sene.
Arda UEFA Kupası finali Türkiye de ,Kadıköy’de oynanacak. Bordeaux ardından olası bir Hamburg eşleşmesi var sonra tabi çıta biraz daha yükselecek ama bu maçlarda önemli maçlar senin de dediğin gibi Bordeaux maçı iki 90 dk. Oynanacak. Önce orada oynanacak o anlamda da bir avantajı olabilir Galatasaray’ın buradaki rotayı nasıl görüyorsun ve orada kupa kaldırmak ve ya final oynamak ister misin?
ARDA TURAN: Ayhan abi çok güzel bir şey söyledi bunu her konuşmamızda tekrarlarız. Her maçı tek tek düşünmek lazım. Tek tek düşünüp konsantre olursak bu işi gerçekten yapabiliriz. Ama hayat zaman ne getirir ne gösterir bunu bilemeyiz uefa kupasının Kadıköy de değil Türkiye’de olması önemli bizim için.Biz Türkiye’de olduğu için bu kupayı kazanmak istiyoruz. Kendi ülkemizin ev sahibi olarak bu kupayı kazanmak istiyoruz. Bunun dışındaki rahatsızlıklar herhalde başkalarının rahatsızlığı bizim böyle bir sıkıntımız yok.
O stada bir şanssızlık bir başarısızlık var mı? İyi gitmeyen bir serüveni var.
ARDA TURAN : Neden öyle olsun, geçen sene kupada berabere kalıp gelip burada eledik. Futbol bu. Böyle düşünmemek lazım. Kaybediyoruz ama şampiyon biz oluyoruz.
AYHAN AKMAN: Önemli olan hedefe ulaşmak tabi ki puan kayıpları olacak. Her takım yaşıyor bunları bizde o anlamda puan kayıpları yaşadıktan sonra havlu atacak halimiz yok her şey bitmiş düşünecek halimiz yok. 34. hafta sonunda neredesiniz o önemli.
Genç oyunculardan, kendi futbol stiline yakın bulduğun, beğendiğin, ilerde gerçekten iyi bir orta saha oyuncusu olacak dediğin kişiler... Kim var ?
AYHAN AKMAN: Hiç düşünmedim. Mehmet Güven, inşallah iyi bir oyuncu olacak. O da biraz daha forma şansı yakaladıktan sonra, gerekli mücadeleyi koyduktan sonra iyi bir örnek olabilir.
Kaynak