Atatürk'ün Peygamber Sevgisi

Hakkı Alkan

Rektör
Yönetici
Katılım
2 Haziran 2005
Mesajlar
13,885
Reaksiyon puanı
2,170
Puanları
3,358
Diyanet Dergisi'nin Kasım ayı sayısında, 'Atatürk'te Peygamber Sevgisi' anlatıldı. Yazıda, yaşanan olaylarla Atatürk'ün Hazreti Muhammed'e duyduğu sevgi ve saygı anlatılıyor. İşte Atatürk'ün peygamber sevgisi...


Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Atatürk'ün Hazreti Muhammed'e olan sevgi ve saygısı, yaşanan örnek olaylarla bir kere daha gözler önüne serildi. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından çıkarılan Diyanet Dergisi'nin Kasım ayı sayısında emekli öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. A. Vehbi Ecer'in, ''Atatürk'te Peygamber Sevgisi'' başlıklı yazısında, yaşanan olaylarla Atatürk'ün Hazreti Muhammed'e duyduğu sevgi ve saygı anlatılıyor. ''Beğenilen, değer verilen, önemli görülen şey sevilir. Atatürk'ün beğendiği, saygı duyduğu, değer verdiği, takdir ettiği en büyük insan Peygamberimiz Hazreti Muhammed idi'' ifadesinin yer aldığı yazıda, Atatürk'ün Hazreti Muhammed'in büyüklüğüne dil uzatanları affetmediğine dikkat çekilerek yaşanan şu olaya yer veriliyor:

''Allah ve Peygamber konuları ulu orta Atatürk'ün yanında tartışma konusu yapılamazdı. Bir gece sofrada sohbet sırasında Peygamberi tenkit ederek Atatürk'e yaranacağını zanneden birisinin konuşmasını kızgın bir şekilde elini masaya vurarak, keser ve 'bu konuyu kapatın... Peygamberi küçültmek isterseniz, kendiniz küçülürsünüz!' der.'' Atatürk'ün, 1926 yılında yaptığı bir konuşmada Hazreti Muhammed'in adının unutulmayacağını vurguladığı belirtilerek, konuşmasında, ''O, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. O'nun izinden bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat sonuca kadar O, ölümsüzdür'' ifadelerini kullandığına dikkat çekiliyor.

Atatürk'ün 1 Kasım 1924'te yaptığı konuşmada, Hazreti Muhammed'in kabilesi tarafından sevilen bir kişi ve nasıl peygamber olduğunu anlattığı belirtilerek, konuşmadan şu örnek cümleler veriliyor: ''Son peygamber olan Muhammed Mustafa, 1394 sene evvel Rumi nisan içinde rebiülevvel ayının on ikinci pazartesi gecesi sabaha doğru tan yeri ağarırken doğdu... Hazreti Muhammed eyyam-ı sabavet (çocukluk günleri) ve şebabeti (gençliği) geçirdi. Fakat henüz peygamber olmadı. Yüzü nuranî (ışıklı, saygı uyandıran) sözü ruhanî, reşit, rüiyette bibedel (görünüşte emsalsiz), sözüne sadık ve halim, mürüvvetçe (iyilikseverlikte) saire faik (başkalarına üstün) olan Muhammed Mustafa, evvela bu evsaf-ı mahsusa (özel nitelik) ve mütemayizesiyle (sivrilmesiyle...) kabilesi içinde Muhammed'ül-Emîn (güvenilir Muhammed) oldu.

Muhammed Mustafa, peygamber olmadan evvel kavminin muhabbetine, hürmetine, itimadına mazhar oldu. Ondan sonra ancak 40 yaşında nübüvvet ve 43 yaşında risalet (peygamberlik) geldi. Fahr-i alem Efendimiz namütanahî (sonsuzca) tehlikeler içinde, bipayan (tükenmez) mihnetler ve meşakkatler karşısında 20 sene çalıştı ve din-i İslamı tesise ait vazife-i peygamberisini ifaya muvaffak olduktan sonra vasıl-ı ala-yı illiyyin (cennetin en yüce yerine erişen) oldu.''

1930 YILINDA YAYIMLANAN KİTAP

1930 yılında Hazreti Muhammed'i küçük düşürmeye yönelik ifadeleri içeren bir kitap ve yazar hakkında Atatürk'ün, şu açıklamayı yaptığı kaydediliyor: ''Muhammed'i bana, cezbeye tutulmuş sönük bir derviş gibi tanıttırmak gayretine kapılan bu cahil adamlar, onun yüksek şahsiyetini ve başarılarını asla kavrayamamışlardır. Anlamaktan da çok uzak görünüyorlar. Cezbeye tutulmuş bir derviş, Uhud Muharebesi'nde en büyük komutanın yapabileceği bir planı nasıl düşünür ve tatbik edebilir? Tarih, gerçekleri değiştiren bir sanat değil, belirten bir ilim olmalıdır. Bu küçük harpte bile askeri dehası kadar siyasî görüşüyle de yükselen bir insanı cezbeli bir derviş gibi tasvire yeltenen serseriler, bizim tarih çalışmamıza katılamazlar. Muhammed, bu harp sonunda çevresindekilerin direnmelerini yenerek ve kendisinin yaralı olmasına bakmayarak galip düşmanı takibe kalkışmamış olsaydı, bugün yeryüzünde Müslümanlık diye bir varlık görülemezdi.''

İslam dininin dünya insanlığı için büyük bir inkılap olduğunu ifade eden Atatürk'ün, Hazreti Muhammed'in vefatının yıldönümü dolayısıyla 1930 yılında yaptığı bir konuşmada da İslam dininin insanlık için bir inkılap oluşunu ve korunması gerektiğini şu cümlelerle açıkladığı kaydediliyor: ''Büyük bir inkılap yaratan Muhammed'e karşı beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla tecelli etmek gerekti. Peygamber ölür ölmez düşünülecek şey, bir an evvel onu toprağa tevdi etmek değil yaratmış olduğu inkılâbı emniyet altına almaktı...''

İslam dinini iyi anlayan ve İslam peygamberinin büyüklüğüne, eşsizliğine hayran olan, O'na iftira edilmesine razı olmayan ve izin vermeyen Atatürk'ün dine ve peygamberine karşı olmadığı anlatılan yazıda, Atatürk'ün yanlış ve batıl inanışlar ile dinin istismarına karşı olduğuna işaret ediliyor.

Kaynak: Medyafaresi.com
 

wwhirlwind

Profesör
Katılım
21 Aralık 2006
Mesajlar
2,313
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
her şeyiyle harika bir insan dı, şimdi sadece 10 da 1 i burada olsaydı da ulke bu durumlara dusmeseydi :)
 

hakan.daburda

Profesör
Katılım
26 Haziran 2007
Mesajlar
1,112
Reaksiyon puanı
7
Puanları
218
Vatan'ı bölmeye çalışıyo işte,bi kısım insanlar,Müslüman'lar birbirine düşmüş,Türk halkına rahat batmış,Türk isen arkandan havlarlar,Plan yaparlar,seni çökertmeye çalışırlar
Eski den birileri,birilerini överdi,
Şimdi herkes kendini övüyo,
Kibir kapmış milleti,devrimcilik yapınca zeki sanılacaklarını sanıyolar,öle şeyler yazıyolar,insanları kesinlikle birbirine düşüreceğini bile bile,sırf devrimci diye anılabilmek için.Millet i birbirine düşürmek zekilik midir?,
-Vatan Hainliği değilmidir
-Kibir(kendini beğenmişlik) tutkunluğu değilmidir
-Yoksa onlara göre devrimcilik midir!!!?
Anca bölücülük yaparsın başka bişey yapamazsın,ve Bunuda birçoğu biliyor.
Bu yazı aslında birazda Atatürk'ün şuzamanda saptırılmış olan Laiklik anlayışını anlatıyo,Atatürk'ü cahil kesime düşman gibi göstermeye çalışıyolar,Keşke Atatürk yerinden kalksa ve Başörtüsüne bunca laf atan insanlar karşısında, masaya şöle sertçe bi vursaydı,o zaman bişey anlarlardı!

Len Devrimci,Türk'ü kim Devirebilmiş sen devireceksin!!!(ikisinide kastediyorum)

Burası Türkiye Ezan dinmez,Bayrak inmez!,Bunu bilmiyomusunuz?!!! !!!

Abim bilgin için saol,Teşekkür ettim,Yazıyıda kopyaladım,çok faydalı bi yazı
A.e.o
 

seciL

Dekan
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,118
Reaksiyon puanı
102
Puanları
228
güzel va yararlı bir forum olmuş, teşekkürler Troy
 

TheRed

Asistan
Katılım
31 Ekim 2007
Mesajlar
243
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Gün yüzüne çıkmamış bir konu hakkında daha aydınlatıldık teşekkürler.
 

Wolker

Profesör
Katılım
2 Kasım 2006
Mesajlar
1,542
Reaksiyon puanı
2
Puanları
218
yıllarca Atatürk'ü dinsiz gibi lanse etmediler mi bize?Işte bu yüzden hep diyorum ya millet olarak cahiliz millet olarak koyunuz kim ne derse oraya gideriz,ilim irfan boş şeyler bizim için neden uğraşıp çaba sarf edecegiz ki değil mi?Yazık bizlere yazık ...
 

*SiRiNe*

Dekan
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Çok güzel bir yazı paylaşım için teşekkürler...
 
Üst