llavinya
Dekan
- Katılım
- 9 Ekim 2006
- Mesajlar
- 7,781
- Reaksiyon puanı
- 92
- Puanları
- 0
Astım Bebekken Başlıyor
Bebek nasıl nefes alıp verirse astımdır? Astımlı bulunan bir evde nelere dikkat etmeli? Sanayileşme astımı tetikliyor mu?
Kaynak
Bebek nasıl nefes alıp verirse astımdır? Astımlı bulunan bir evde nelere dikkat etmeli? Sanayileşme astımı tetikliyor mu?

Bu soruları Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Alerji Klinik Şefi Doç. Dr. İlknur Bostancı cevaplandırdı.
Astımın, hava yollarının daralması, tekrarlayan nefes darlığı, öksürük, göğüste sıkışma hissi ve hışıltıyla kendini gösteren bir hastalık olduğunu belirten Doç.Dr. Bostancı, çocuklarda en sık görülen kronik hastalığın da astım olduğunu söyledi.
Bebeklerin nefes alış verişinden astım olup olmadığının anlaşılabildiğini belirten Doç. Dr. İlknur Bostancı, astımlı bebeğin nefes alıp verirken hışıltı diye adlandırılan bir ses çıkarttığını kaydetti.
Doç.Dr. Bostancı astımın hızlı nefes alıp verme, öksürük, nefes darlığı ve büyük çocuklarda ise göğüs ağrısı ile kendini gösterdiğini ifade etti.
Bebekte Hışıltıya Dikkat
Hastalığın genelde bebeklik döneminde ortaya çıktığını vurgulayan Doç.Dr. Bostancı, astımın çoğunlukla 5-6 yaşından önce, bazen de 2 yaşın altında başladığını dile getirdi.
Doç.Dr. İlknur Bostancı şöyle konuştu:
’’Çocukluk çağında geçirilen ve 2 yaş altı bebeklerde görülen, virüslerle ortaya çıkan hışıltı, nefes darlığı, hızlı soluk alıp verme ile kendini gösteren bronşiyolitin 4-5 yaşlarında astıma dönme ihtimali vardır’’
Astım Neden Küçük Yaşlarda Başlar?
Doç.Dr. Bostancı, astımın küçük yaşlarda başlamasının en önemli nedenlerinden birisinin, bu yaşlarda görülen solunum yolu enfeksiyonları olduğunu belirtti.
Genetik yatkınlık, egzama, besin alerjisi gibi alerjik hastalığın varlığının da önemli nedenler arasında yeraldığını kaydeden Doç. Dr. Bostancı, ortamda sigara içilmesi ve prematüre doğumun da astıma yakalanma riskini artırdığına dikkat çekti.
Doç.Dr. Bostancı "Bebeğin göğsünden hışıltı gelmesi, hızlı soluk alıp vermesi, sık solunum yolu enfeksiyonu geçirmesi ve gribal enfeksiyonların ağır seyretmesi durumunda, en kısa zaman içerisinde uzman hekime başvurulmalıdır.’’diye konuştu.
Astımlı Bulunan Evde Nelere Dikkat Edilmeli?
Bostancı, astımın zamanla geçebildiğini, ancak hala hastalığı tamamen ortadan kaldıran bir tedavi yönteminin bulunmadığını belirtti.
Öksürük kesici veya balgam söktürücü şurupların astımlı çocuklar için kullanılmaması gerektiğini bildiren Doç.Dr. İlknur Bostancı astım hastası olan çocuklar için evde alınabilecek basit önlemleri de şöyle sıraladı:
-Sigara, solunum sistemini etkilediği için evde asla içilmemeli.
-Ev tozu alerjisine karşı, çocuğun vakit geçirdiği yerler tozdan arındırılmalı, ev içinde az eşya bulundurulmalı, yünlü yerine pamuklu ya da elyaflı ürünler kullanılmalı.
-Evde tüylü oyuncaklar bulundurulmamalı.
-Çocuğun vazgeçemediği tüylü oyuncak, haftada bir 55 derecede yıkanmalı ya da dondurulup tekrar çözüldükten sonra kullanılmalı.
-Polen alerjisi durumunda ev, sabah erken saatlerde havalandırılmalı.
-Küf alerjisi durumunda nemli ortamlarda bulunulmamalı.
-Banyo temizliğine dikkat edilmeli, çocuğun banyoya girerken son değil de ilk giren olmasına dikkat edilmeli.
-Kedi ve kuş tüyü alerjisinde, bu tür evcil hayvanlar beslenmemeli, evden uzaklaştırılmalı.
-Hamam böceği alerjisine karşı yemek artığı ve bulaşık ortalıkta bırakılmamalı, gerekirse kullanım alanları belli aralıklarla ilaçlanmalı.
Doç.Dr.Bostancı, astımlı hastaların tedavisinde sporun özellikle de yüzmenin çok önemli olduğunu söyledi.
Fazla klorlu suyun bronşları daraltabileceğini dikkat çeken Doç.Dr. Bostancı ’’İlaçlar mutlaka kullanılmalı ve asla spordan vazgeçilmemeli’’ dedi.
Sanayileşmenin Etkileri
Sanayileşmeyle birlikte çevrenin kirlenmesi, doğaldan uzaklaşılması gibi etkenler de astım hastalığını tetikliyor.
Uzmanlar, yapılan çalışmalarda sanayinin yaygın olduğu ülkelerde astım görülme sıklığının, diğer ülkelere oranla daha yüksek olduğunu bildiriyor.
Doç.Dr. İlknur Bostancı da sanayileşmenin yaygınlaştığı gelişmiş ülkelerde astımlı hasta sayısının fazla olduğunu, yurt dışındaki astımlı hasta oranının Türkiye’den çok daha yüksek olduğuna dikkat çekiyor.
Doç.Dr. Bostancı, ’’Sanayileştikçe doğaldan uzaklaşıyoruz, suni yaşam da, astım başta olmak üzere çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasına yol açıyor’’ diye konuştu.
Her geçen gün hızla artan sanayileşme, steril yaşam, aşırı kimyasal kullanımı ve doğal olmayan gıda tüketiminin astım hastalığını tetiklediğini anlatan Doç.Dr. Bostancı, ’’Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre yaklaşık 300 milyon insan astımdan etkilenmektedir. 2005 yılında 255 bin insanın ölüm nedeni astım olarak bildirilmiştir’’ dedi.
4 Mayıs Dünya Astım Günü
Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Alerji Klinik Şefi Doç. Dr. İlknur Bostancı, her yıl Mayıs ayının ilk Salı gününün "Dünya Astım Günü" kabul edildiğini ve bu konuda farkındalığın artırılmaya çalışıldığını da anlattı.
Dr. Sami Ulus Çocuk Alerji kliniğinde de 3 haftanın üzerinde süren öksürüklerde her türlü tetkik yapılarak astım tanısı konulabildiğini belirten Doç.Dr. Bostancı, 4 Mayıs Dünya Astım Günü dolayısıyla, klinikteki hastalara astım tanımı, tedavisi ve çevre kontrolünün anlatılacağını bildirdi.
Doç. Dr. Bostancı, ’’Bölümümüzde 4 Mayıs’ta 10.00-12.00 saatleri arasında hasta ve yakınları eğitim toplantısı düzenlenecek. Öksüren, astım bulgusu olan tüm aileleri bekliyoruz’’ dedi.
Astımın, hava yollarının daralması, tekrarlayan nefes darlığı, öksürük, göğüste sıkışma hissi ve hışıltıyla kendini gösteren bir hastalık olduğunu belirten Doç.Dr. Bostancı, çocuklarda en sık görülen kronik hastalığın da astım olduğunu söyledi.
Bebeklerin nefes alış verişinden astım olup olmadığının anlaşılabildiğini belirten Doç. Dr. İlknur Bostancı, astımlı bebeğin nefes alıp verirken hışıltı diye adlandırılan bir ses çıkarttığını kaydetti.
Doç.Dr. Bostancı astımın hızlı nefes alıp verme, öksürük, nefes darlığı ve büyük çocuklarda ise göğüs ağrısı ile kendini gösterdiğini ifade etti.
Bebekte Hışıltıya Dikkat
Hastalığın genelde bebeklik döneminde ortaya çıktığını vurgulayan Doç.Dr. Bostancı, astımın çoğunlukla 5-6 yaşından önce, bazen de 2 yaşın altında başladığını dile getirdi.
Doç.Dr. İlknur Bostancı şöyle konuştu:
’’Çocukluk çağında geçirilen ve 2 yaş altı bebeklerde görülen, virüslerle ortaya çıkan hışıltı, nefes darlığı, hızlı soluk alıp verme ile kendini gösteren bronşiyolitin 4-5 yaşlarında astıma dönme ihtimali vardır’’
Astım Neden Küçük Yaşlarda Başlar?
Doç.Dr. Bostancı, astımın küçük yaşlarda başlamasının en önemli nedenlerinden birisinin, bu yaşlarda görülen solunum yolu enfeksiyonları olduğunu belirtti.
Genetik yatkınlık, egzama, besin alerjisi gibi alerjik hastalığın varlığının da önemli nedenler arasında yeraldığını kaydeden Doç. Dr. Bostancı, ortamda sigara içilmesi ve prematüre doğumun da astıma yakalanma riskini artırdığına dikkat çekti.
Doç.Dr. Bostancı "Bebeğin göğsünden hışıltı gelmesi, hızlı soluk alıp vermesi, sık solunum yolu enfeksiyonu geçirmesi ve gribal enfeksiyonların ağır seyretmesi durumunda, en kısa zaman içerisinde uzman hekime başvurulmalıdır.’’diye konuştu.
Astımlı Bulunan Evde Nelere Dikkat Edilmeli?
Bostancı, astımın zamanla geçebildiğini, ancak hala hastalığı tamamen ortadan kaldıran bir tedavi yönteminin bulunmadığını belirtti.
Öksürük kesici veya balgam söktürücü şurupların astımlı çocuklar için kullanılmaması gerektiğini bildiren Doç.Dr. İlknur Bostancı astım hastası olan çocuklar için evde alınabilecek basit önlemleri de şöyle sıraladı:
-Sigara, solunum sistemini etkilediği için evde asla içilmemeli.
-Ev tozu alerjisine karşı, çocuğun vakit geçirdiği yerler tozdan arındırılmalı, ev içinde az eşya bulundurulmalı, yünlü yerine pamuklu ya da elyaflı ürünler kullanılmalı.
-Evde tüylü oyuncaklar bulundurulmamalı.
-Çocuğun vazgeçemediği tüylü oyuncak, haftada bir 55 derecede yıkanmalı ya da dondurulup tekrar çözüldükten sonra kullanılmalı.
-Polen alerjisi durumunda ev, sabah erken saatlerde havalandırılmalı.
-Küf alerjisi durumunda nemli ortamlarda bulunulmamalı.
-Banyo temizliğine dikkat edilmeli, çocuğun banyoya girerken son değil de ilk giren olmasına dikkat edilmeli.
-Kedi ve kuş tüyü alerjisinde, bu tür evcil hayvanlar beslenmemeli, evden uzaklaştırılmalı.
-Hamam böceği alerjisine karşı yemek artığı ve bulaşık ortalıkta bırakılmamalı, gerekirse kullanım alanları belli aralıklarla ilaçlanmalı.
Doç.Dr.Bostancı, astımlı hastaların tedavisinde sporun özellikle de yüzmenin çok önemli olduğunu söyledi.
Fazla klorlu suyun bronşları daraltabileceğini dikkat çeken Doç.Dr. Bostancı ’’İlaçlar mutlaka kullanılmalı ve asla spordan vazgeçilmemeli’’ dedi.
Sanayileşmenin Etkileri
Sanayileşmeyle birlikte çevrenin kirlenmesi, doğaldan uzaklaşılması gibi etkenler de astım hastalığını tetikliyor.
Uzmanlar, yapılan çalışmalarda sanayinin yaygın olduğu ülkelerde astım görülme sıklığının, diğer ülkelere oranla daha yüksek olduğunu bildiriyor.
Doç.Dr. İlknur Bostancı da sanayileşmenin yaygınlaştığı gelişmiş ülkelerde astımlı hasta sayısının fazla olduğunu, yurt dışındaki astımlı hasta oranının Türkiye’den çok daha yüksek olduğuna dikkat çekiyor.
Doç.Dr. Bostancı, ’’Sanayileştikçe doğaldan uzaklaşıyoruz, suni yaşam da, astım başta olmak üzere çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasına yol açıyor’’ diye konuştu.
Her geçen gün hızla artan sanayileşme, steril yaşam, aşırı kimyasal kullanımı ve doğal olmayan gıda tüketiminin astım hastalığını tetiklediğini anlatan Doç.Dr. Bostancı, ’’Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre yaklaşık 300 milyon insan astımdan etkilenmektedir. 2005 yılında 255 bin insanın ölüm nedeni astım olarak bildirilmiştir’’ dedi.
4 Mayıs Dünya Astım Günü
Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Alerji Klinik Şefi Doç. Dr. İlknur Bostancı, her yıl Mayıs ayının ilk Salı gününün "Dünya Astım Günü" kabul edildiğini ve bu konuda farkındalığın artırılmaya çalışıldığını da anlattı.
Dr. Sami Ulus Çocuk Alerji kliniğinde de 3 haftanın üzerinde süren öksürüklerde her türlü tetkik yapılarak astım tanısı konulabildiğini belirten Doç.Dr. Bostancı, 4 Mayıs Dünya Astım Günü dolayısıyla, klinikteki hastalara astım tanımı, tedavisi ve çevre kontrolünün anlatılacağını bildirdi.
Doç. Dr. Bostancı, ’’Bölümümüzde 4 Mayıs’ta 10.00-12.00 saatleri arasında hasta ve yakınları eğitim toplantısı düzenlenecek. Öksüren, astım bulgusu olan tüm aileleri bekliyoruz’’ dedi.
Kaynak