- Katılım
- 31 Ekim 2007
- Mesajlar
- 7,765
- Reaksiyon puanı
- 13
- Puanları
- 218
- Yaş
- 38
İşlemci tasarım firması ARM, belki pek kimse tarafından bilinmez. Ama akıllı telefonların ve PDA cihazlarının çok yaygın olarak kullanıldığı bugünlerde, çoğu kişi bu firmanın tasarımı üzerine üretilmiş işlemcileri bir şekilde kullanmaktadır. Tasarım odaklı çalışan firma, bunu kendi üretmektense, yarıiletken üreticisi dev firmalara lisanslamakta, bu firmalar da mimariyi kullanarak, istedikleri şekilde işlemciyi, kullanacakları chip içine entegre etmektedir.
582 MHz Qualcomm MSM7201A ARM işlemcisi kullanan bir akıllı telefon, HTC HD Touch Diamond
Bugüne kadar, son kullanıcının tüketim alanlarında, daha çok akıllı telefon, PDA çizgisinde kalan firma, yakın zamanda netbook pazarına gireceğini duyurmayı planlıyor. Netbooklar bildiğiniz gibi, boyut ve işlem gücü olarak, notebook altı cihazlardır. İşlem gücü olarak zayıf olmaları dezavantaj olsa da, küçük üretilebilen bu cihazlar, internete girmek, film izlemek, müzik dinlemek, ofis uygulamaları gibi görevleri başarıyla yerine getirebilir. İçinde kullanılan chiplerin ısınma sorunları ve güç tüketimleri az olduğundan, hafif ve kolay taşınabilir yapıda üretilebilirler. Bu da kullanıcıların, yukarıda saydığımız ihtiyaçlarını daha taşınabilir şekilde giderebilmesi anlamına geliyor.
Asus EEE PC
Bu piyasanın öncüsü olan Intel, Asus EEE 'de tercih ettiği 900 MHz'de çalışan mobil Celeron işlemcisi ile bu konsepti başlatmıştı. Ardından ise, Intel'in siparişlerini yetiştirmekte zorlandığı, çok satan, tüketimine göre, oldukça iyi işlem gücü olan Atom işlemcileri geldi ve Celeron pek bir kısa soluklu oldu. Belki de sadece Intel'e zaman kazandırmak içindi ya da eldeki stokları eritmek, bilemiyoruz. Intel'in bundan önce de Core ve Core 2 mimarilerinde ULV, yani son derece düşük gerilimle çalışan, çok düşük güç tüketimli işlemcileri vardı. Ama piyasada pek yayılamıyordu, sebebi ise, bu işlemcilerin üretim külfetinin, maliyete yansımasıydı. Zira ULV işlemciler, üreticilere azımsanmayacak rakamlara satılıyordu.
Intel U1300 ULV Core Solo kullanan Sony Vaio UX Micro PC VGN-UX50
Netbook konsepti ise, burada devreye giriyor, ucuz olmasıyla. (Gerçi bu konseptte fiyatı bir yana bırakıp, küçüklüğe indirgeyip, fiyatta notebook fiyatlarına yaklaşan ve geçen firmalar olmadı değil.) Firmalar, eskiden sadece ULV işlemci alabildikleri paraya, size netbook satabiliyor zarar etmeden.
Kısa zamanda bu ürünün piyasası çok büyüdü, satışları kasıp kavuruyor. Türkiye'de o kadar çok olmasa da. Belki de bir sebebi ülkemizde satışa sunulurken ucuzluk kavramını yitirmesi, tüketicinin de o parayı verene kadar, çift çekirdekli işlemcisi olan notebook alırım diye düşünmesidir. Yani ucuzluk hedefi, pek isabetli olmadı, ama yine taşınabilirliği için tercih edilebilir kaldı.(Donanım alışverişlerini durma noktasına getiren bugünkü döviz kuruna ve mali çalkantıya kadar olan süreç için konuştum varsayalım. )
Netbook pazarında ise şu an Intel, Atom işlemcileriyle rakipsiz durumda. Çünkü diğer işlemci üreticileri AMD ve Via'nın hali hazırda satışta olan bir çözümü yok. AMD geliştirme safhasında, henüz pek birşey belli değil, ama Via'nın Nano işlemcisinin testlerini görmeye başladık, sorun ise ne zaman piyasaya girebileceği, girse de, üretim gücü avantajı olan Intel ile başedip edemeyeceği. Zira Intel kısa sürede Atom'un geliştirmesindeki Ar-Ge başta olmak üzere bir kereye mahsus sabit maliyetleri çıkaracağa benziyor çok satış yaptığı için. Bundan sonraki ürettiklerinde ise tek dert etmesi gereken, üretim maliyetleri. Via'nın durumu bu kadar parlak olmadığı için, fiyatta rekabet konusunda Intel ile işi zor.
Yukarıda bahsi geçen firmaların çalışma şekli şudur, kendisi tasarlar, kendisi üretir (Intel) , kendisi tasarlar, başkasına, kendisi için ürettirir (Üretim tesislerini ayrı firmaya bölerek satan AMD ve Via) , tasarımı yapar, tasarımı satar, (ARM) satın alan firmalar, istedikleri gibi geliştirme, değiştirme yaparak kullanır, üretir. İş modeli olarak, temel anlamda, ARM, diğerlerinden ayrılıyor, zaten ürettikleri ürünlerin kurguları da farklı. ARM'nin hem iş modelinde, hem mimarisindeki farklılıklar, kendisine bazı esneklikler sağlıyor. Bilhassa başka firmalarla işortaklığı konusunda. Yoksa yaşamını devam ettiremez.
Bu esnekliğinin ve mimarisinin avantajlarını kullanan ARM, el tipi cihazlarda piyasanın çok büyük kısmına sahip, tabii ki mimari olarak. Yoksa üretimlerini başka firmalar yapıyor. ARM işlemcilerinin güç tüketimi gayet düşük, hesaplama performansları da, söz konusu cihazlar için şu aşamada yeterli. İşte, bir sonraki nesil mimarisiyle, ARM firması, işlemci tasarımlarının sağlayabileceği hesaplama gücünü bunun ötesine taşımayı istiyor ve hedefi, giderek büyüyen, kâr marjı çok yüksek olmasa da, sürümü çok yüksek olduğundan iştah kabartan netbook ve ultra taşınabilir cihazlar.
Hali hazırda son kullanıcının elindeki cihazlarda bulunan en son model chiplerdeki işlem birimi ARM11 mikromimarisi tabanlı. Temel fonksiyonları yerine getirirken, çok performans vermiyor, zaten tasarımında hedeflenen de bu değildi. ARM'nin umut bağladığı sonraki nesil işlemcileri ise Cortex A8 ve Cortex A9. Cortex A8 seneye, akıllı telefon, PDA gibi el tipi cihazlarda yerini alacağa benziyor. ARM11 ile kıyaslanırsa çok daha güçlü. Cortex A9 ise, A8'in çok çekirdekli versiyonu ve 2010'da gelmesi bekleniyor. (Hep uzak tarihlerden bahsediyoruz, okuyucu sıkılmasın, iki yıl nedir ki göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor
)
Şüphesiz, taşınabilir kişisel bilgisayar piyasası için Cortex A9 çok daha iyi bir seçim gibi görünüyor, çok yüksek performans vermese de, çekirdekler arasında yapılacak işbölümü ile çoklu görev yürütmeden etkin şekilde faydalanabilir, ama ARM, Cortex A8 ile bile bazı netbook tasarımlarında başarı umuyor. (Muhtemelen en küçük, en taşınabilir tiplerde.)
ZDNet UK'a bir röportaj veren, ARM'nin taşınabilir çözümler yöneticisi Rob Coombs “Gelecekte netbooklara giriyoruz. Birkaç ay içinde duyurular yapmamızı bekleyin.” demiş. Coombs'un anlattığına göre, Cortex A8 mimarisi ile, gigahertz seviyesinde çalışmalar yapan firmalar var. ARM'nin diğer ürünleri göz önüne alındığında, açıkcası bu gayet büyük bir gelişme. Performans olarak ne getiriyor, güç olarak ne tüketiyor bilmiyoruz ama ARM'nin bugüne kadar hep, sıradan PC kullanıcılarını şaşırtacak, bu devirde o hız mı dedirtecek frekanslarda çalışan işlemciler tasarlandığı biliniyor. O yüzden gigahertzlerle oynamak terimi, biz dahil herkesi şaşırtıyor, orası muhakkak, tabi biz nasıl birşey gelecek diye beklemenin ve sizinle onu paylaşabilmenin de heyecanını yaşıyoruz, orası ayrı.
ARM işlemcilerinin, netbook pazarına girmesi, Intel'e rakip olacağı anlamına geliyor. Intel de, kendi mimarisini, el tipi cihazlar pazarına sokmayı planlıyor, Intel CEO'su Paul Otellini'nin öngörüsüne göre x86'yı 2009'da bu piyasadaki cihazlarda kullanıma sokacaklar. Yani iki firma da, birbirinin alanına girecek rekabet olarak. Hatırlarsanız Intel, geçenlerde ARM'yi ağır şekilde eleştirmişti işlemcilerinin güçsüz olduğunu ima ederek. İlgili yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
Intel de zamanında, ARM tabanlı işlemci piyasasına girmişti, ama sonunda XScale işini Marvell firmasına satmış ve düşük güç tüketimli x86 üzerine yoğunlaşmıştı.
Hem ARM, hem x86 mikromimarileri, geniş yazılım desteğine sahip, tabi iki mimarinin de cihaz piyasası geçmişte farklı olduğundan biri diğerine üstündür diye kıyaslama yapılması pek sağlıklı olmaz. Bu yüzden iki mimari arasında, iki pazarda sürecek kıran kırana rekabet, performans, güç tüketimi, fiyat, geliştirme ve tasarım ardından kullanıma kolayca sunulabilme ve piyasaya en kısa sürede sürülebilme odaklı yaşanacağa benziyor.
x86'da kendisine rakip olarak sadece AMD ve Via olan Intel (Mimarinin patent sahibi olduğu için başkasını sokmaya niyeti yok. ARM'yi eleştirdiği haberde buna değinmiş, yorumlarda da tartışmasına devam etmiştik, okumayanların yorumlar dahil okumasını tavsiye ederiz.) ise, yarıiletken devlerinin yarısından fazlasıyla bu sefer karşı karşıya gelecek. Son kullanıcı tarafından markası iyi bilinen üretici olarak Samsung, tasarımcı olarak nVidia ve endüstriyi biraz bilenlerin hakkında fikir sahibi olduğu Texas Instruments, STM gibi firmalara kadar. AMD ve Via'nın ciroları toplansa, Intel'in 8'de 1'i ediyor, ama söz konusu firmaların toplamı Intel cirosunu defalarca katlıyor. Uzun lafın kısası, Intel'in çekindiği ve ARM ürünlerini gözden düşürmek istediği kadar var, zira rekabetin çetin olduğu yarıiletken dünyasında, x86 alanında patent meselesinden belki pastadan ısırık alamayan firmalar, bu sefer o şansı bulacak.
Akıllı telefon ve taşınabilir kişisel bilgisayar piyasasının, önümüzdeki senelerde, yıllık 1.5 milyar (Evet yanlış okumadınız.) adet ürün satışına ulaşması bekleniyor. Bu da Intel'in neden kılıcı daha erken çektiği konusunda fikir vermekte…
Kaynak

582 MHz Qualcomm MSM7201A ARM işlemcisi kullanan bir akıllı telefon, HTC HD Touch Diamond
Bugüne kadar, son kullanıcının tüketim alanlarında, daha çok akıllı telefon, PDA çizgisinde kalan firma, yakın zamanda netbook pazarına gireceğini duyurmayı planlıyor. Netbooklar bildiğiniz gibi, boyut ve işlem gücü olarak, notebook altı cihazlardır. İşlem gücü olarak zayıf olmaları dezavantaj olsa da, küçük üretilebilen bu cihazlar, internete girmek, film izlemek, müzik dinlemek, ofis uygulamaları gibi görevleri başarıyla yerine getirebilir. İçinde kullanılan chiplerin ısınma sorunları ve güç tüketimleri az olduğundan, hafif ve kolay taşınabilir yapıda üretilebilirler. Bu da kullanıcıların, yukarıda saydığımız ihtiyaçlarını daha taşınabilir şekilde giderebilmesi anlamına geliyor.

Asus EEE PC
Bu piyasanın öncüsü olan Intel, Asus EEE 'de tercih ettiği 900 MHz'de çalışan mobil Celeron işlemcisi ile bu konsepti başlatmıştı. Ardından ise, Intel'in siparişlerini yetiştirmekte zorlandığı, çok satan, tüketimine göre, oldukça iyi işlem gücü olan Atom işlemcileri geldi ve Celeron pek bir kısa soluklu oldu. Belki de sadece Intel'e zaman kazandırmak içindi ya da eldeki stokları eritmek, bilemiyoruz. Intel'in bundan önce de Core ve Core 2 mimarilerinde ULV, yani son derece düşük gerilimle çalışan, çok düşük güç tüketimli işlemcileri vardı. Ama piyasada pek yayılamıyordu, sebebi ise, bu işlemcilerin üretim külfetinin, maliyete yansımasıydı. Zira ULV işlemciler, üreticilere azımsanmayacak rakamlara satılıyordu.

Intel U1300 ULV Core Solo kullanan Sony Vaio UX Micro PC VGN-UX50
Netbook konsepti ise, burada devreye giriyor, ucuz olmasıyla. (Gerçi bu konseptte fiyatı bir yana bırakıp, küçüklüğe indirgeyip, fiyatta notebook fiyatlarına yaklaşan ve geçen firmalar olmadı değil.) Firmalar, eskiden sadece ULV işlemci alabildikleri paraya, size netbook satabiliyor zarar etmeden.
Kısa zamanda bu ürünün piyasası çok büyüdü, satışları kasıp kavuruyor. Türkiye'de o kadar çok olmasa da. Belki de bir sebebi ülkemizde satışa sunulurken ucuzluk kavramını yitirmesi, tüketicinin de o parayı verene kadar, çift çekirdekli işlemcisi olan notebook alırım diye düşünmesidir. Yani ucuzluk hedefi, pek isabetli olmadı, ama yine taşınabilirliği için tercih edilebilir kaldı.(Donanım alışverişlerini durma noktasına getiren bugünkü döviz kuruna ve mali çalkantıya kadar olan süreç için konuştum varsayalım. )
Netbook pazarında ise şu an Intel, Atom işlemcileriyle rakipsiz durumda. Çünkü diğer işlemci üreticileri AMD ve Via'nın hali hazırda satışta olan bir çözümü yok. AMD geliştirme safhasında, henüz pek birşey belli değil, ama Via'nın Nano işlemcisinin testlerini görmeye başladık, sorun ise ne zaman piyasaya girebileceği, girse de, üretim gücü avantajı olan Intel ile başedip edemeyeceği. Zira Intel kısa sürede Atom'un geliştirmesindeki Ar-Ge başta olmak üzere bir kereye mahsus sabit maliyetleri çıkaracağa benziyor çok satış yaptığı için. Bundan sonraki ürettiklerinde ise tek dert etmesi gereken, üretim maliyetleri. Via'nın durumu bu kadar parlak olmadığı için, fiyatta rekabet konusunda Intel ile işi zor.
Yukarıda bahsi geçen firmaların çalışma şekli şudur, kendisi tasarlar, kendisi üretir (Intel) , kendisi tasarlar, başkasına, kendisi için ürettirir (Üretim tesislerini ayrı firmaya bölerek satan AMD ve Via) , tasarımı yapar, tasarımı satar, (ARM) satın alan firmalar, istedikleri gibi geliştirme, değiştirme yaparak kullanır, üretir. İş modeli olarak, temel anlamda, ARM, diğerlerinden ayrılıyor, zaten ürettikleri ürünlerin kurguları da farklı. ARM'nin hem iş modelinde, hem mimarisindeki farklılıklar, kendisine bazı esneklikler sağlıyor. Bilhassa başka firmalarla işortaklığı konusunda. Yoksa yaşamını devam ettiremez.
Bu esnekliğinin ve mimarisinin avantajlarını kullanan ARM, el tipi cihazlarda piyasanın çok büyük kısmına sahip, tabii ki mimari olarak. Yoksa üretimlerini başka firmalar yapıyor. ARM işlemcilerinin güç tüketimi gayet düşük, hesaplama performansları da, söz konusu cihazlar için şu aşamada yeterli. İşte, bir sonraki nesil mimarisiyle, ARM firması, işlemci tasarımlarının sağlayabileceği hesaplama gücünü bunun ötesine taşımayı istiyor ve hedefi, giderek büyüyen, kâr marjı çok yüksek olmasa da, sürümü çok yüksek olduğundan iştah kabartan netbook ve ultra taşınabilir cihazlar.
Hali hazırda son kullanıcının elindeki cihazlarda bulunan en son model chiplerdeki işlem birimi ARM11 mikromimarisi tabanlı. Temel fonksiyonları yerine getirirken, çok performans vermiyor, zaten tasarımında hedeflenen de bu değildi. ARM'nin umut bağladığı sonraki nesil işlemcileri ise Cortex A8 ve Cortex A9. Cortex A8 seneye, akıllı telefon, PDA gibi el tipi cihazlarda yerini alacağa benziyor. ARM11 ile kıyaslanırsa çok daha güçlü. Cortex A9 ise, A8'in çok çekirdekli versiyonu ve 2010'da gelmesi bekleniyor. (Hep uzak tarihlerden bahsediyoruz, okuyucu sıkılmasın, iki yıl nedir ki göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor

Şüphesiz, taşınabilir kişisel bilgisayar piyasası için Cortex A9 çok daha iyi bir seçim gibi görünüyor, çok yüksek performans vermese de, çekirdekler arasında yapılacak işbölümü ile çoklu görev yürütmeden etkin şekilde faydalanabilir, ama ARM, Cortex A8 ile bile bazı netbook tasarımlarında başarı umuyor. (Muhtemelen en küçük, en taşınabilir tiplerde.)
ZDNet UK'a bir röportaj veren, ARM'nin taşınabilir çözümler yöneticisi Rob Coombs “Gelecekte netbooklara giriyoruz. Birkaç ay içinde duyurular yapmamızı bekleyin.” demiş. Coombs'un anlattığına göre, Cortex A8 mimarisi ile, gigahertz seviyesinde çalışmalar yapan firmalar var. ARM'nin diğer ürünleri göz önüne alındığında, açıkcası bu gayet büyük bir gelişme. Performans olarak ne getiriyor, güç olarak ne tüketiyor bilmiyoruz ama ARM'nin bugüne kadar hep, sıradan PC kullanıcılarını şaşırtacak, bu devirde o hız mı dedirtecek frekanslarda çalışan işlemciler tasarlandığı biliniyor. O yüzden gigahertzlerle oynamak terimi, biz dahil herkesi şaşırtıyor, orası muhakkak, tabi biz nasıl birşey gelecek diye beklemenin ve sizinle onu paylaşabilmenin de heyecanını yaşıyoruz, orası ayrı.
ARM işlemcilerinin, netbook pazarına girmesi, Intel'e rakip olacağı anlamına geliyor. Intel de, kendi mimarisini, el tipi cihazlar pazarına sokmayı planlıyor, Intel CEO'su Paul Otellini'nin öngörüsüne göre x86'yı 2009'da bu piyasadaki cihazlarda kullanıma sokacaklar. Yani iki firma da, birbirinin alanına girecek rekabet olarak. Hatırlarsanız Intel, geçenlerde ARM'yi ağır şekilde eleştirmişti işlemcilerinin güçsüz olduğunu ima ederek. İlgili yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
Intel de zamanında, ARM tabanlı işlemci piyasasına girmişti, ama sonunda XScale işini Marvell firmasına satmış ve düşük güç tüketimli x86 üzerine yoğunlaşmıştı.
Hem ARM, hem x86 mikromimarileri, geniş yazılım desteğine sahip, tabi iki mimarinin de cihaz piyasası geçmişte farklı olduğundan biri diğerine üstündür diye kıyaslama yapılması pek sağlıklı olmaz. Bu yüzden iki mimari arasında, iki pazarda sürecek kıran kırana rekabet, performans, güç tüketimi, fiyat, geliştirme ve tasarım ardından kullanıma kolayca sunulabilme ve piyasaya en kısa sürede sürülebilme odaklı yaşanacağa benziyor.
x86'da kendisine rakip olarak sadece AMD ve Via olan Intel (Mimarinin patent sahibi olduğu için başkasını sokmaya niyeti yok. ARM'yi eleştirdiği haberde buna değinmiş, yorumlarda da tartışmasına devam etmiştik, okumayanların yorumlar dahil okumasını tavsiye ederiz.) ise, yarıiletken devlerinin yarısından fazlasıyla bu sefer karşı karşıya gelecek. Son kullanıcı tarafından markası iyi bilinen üretici olarak Samsung, tasarımcı olarak nVidia ve endüstriyi biraz bilenlerin hakkında fikir sahibi olduğu Texas Instruments, STM gibi firmalara kadar. AMD ve Via'nın ciroları toplansa, Intel'in 8'de 1'i ediyor, ama söz konusu firmaların toplamı Intel cirosunu defalarca katlıyor. Uzun lafın kısası, Intel'in çekindiği ve ARM ürünlerini gözden düşürmek istediği kadar var, zira rekabetin çetin olduğu yarıiletken dünyasında, x86 alanında patent meselesinden belki pastadan ısırık alamayan firmalar, bu sefer o şansı bulacak.
Akıllı telefon ve taşınabilir kişisel bilgisayar piyasasının, önümüzdeki senelerde, yıllık 1.5 milyar (Evet yanlış okumadınız.) adet ürün satışına ulaşması bekleniyor. Bu da Intel'in neden kılıcı daha erken çektiği konusunda fikir vermekte…
Kaynak