Apple DRM'i Hâlâ Seviyor

[Berkin Bozdoğan]

Satın alınan müzik dosyalarını her yerde dinletmeyi sevmeyen Apple, kopya korumayı devreden çıkartan geliştirici grubuna uyarı gönderdi.

Hymn adlı projeyle, iTunes tarafından indirilen dosyaları istenilen biçimde kaydetmeye yarayan araçlar geliştiren gruba, yeni projesiyle ilgili bir ihtarname gönderildi. İhtarnamenin sebebi, Hymn projesinde sorun olmayan, dosya çalınırken sesi kaydetme mantığının çok ötesine geçen Requiem adlı, şifreli dosyaların şifresini kıran aracın Apple'da yarattığı rahatsızlık.

Satılan müzik dosyalarını kullanılabilir hâle getiren bir işlevsellik eklediğini düşünen proje ekibi ise, Apple'ı daha fazla destekleyemeyeceklerini belirtiyor. Sonuçta bir grup kullanıcının iTunes üzerinden şarkı satın almasının sebebi, bunlardaki şifrelemeyi kaldırıp, yasal olarak parasını verip satın aldığı eseri her yerde dinleyebileceklerini bilmek. Görünene göre, bu konuda Apple aynı fikirde değil.

Habere bir ek ve bir yorum olarak şunu belirtmeden geçmeyelim: Bu tür gelişmelerle birlikte, özgür yazılım camiasının, Amerika Birleşik Devletleri'nde Apple mağazalarının önünde gösteri yapmasının gayet haklı nedenleri olduğunu daha iyi anlıyoruz.

Bilgi için: Hymn Project (ihtarnamenin duyurulduğu forum sayfası, İngilizce)
Yazan: Berkin Bozdoğan
SDN - http://shiftdelete.net

 

[hakanarin]

Aslında burada yanlış olan şey Apple'in yapmış olduğudur. Çünkü yaptığının eskilerin bildiği video kaset kiralamadan hiçbir farkı yok.

Bir insanın bir eşyanın sahipliğini edinmesi demek üzerinde istediğini yapması demek. Bununla onu istediği kişiye vermesini kastedmiyorum tabi ki(Aslında oda olabilmeli ya). Ben istediğim kadar kişisel ortama kopyalayamadıktan sonra ve istersem üzerinde kendi deneyimim için ses düzenlemeleri yapamadıktan sonra aldığım bu müzik parçasının ne anlamı var.

Üstelik bence bu para gözlü insanlar öyle ileri gidiyorlarki alışveriş merkezlerinde veya radyolarda müziklerin çalınmasını(ki kendi reklamlarının yapıldığının farkında değiller) telif hakkına bağlıyorlar. O zaman o insanlara sorarlar. Sen üzerine binipte her istediğin yere gittiğin araban için bunu geliştirenlere ne telif hakkı verdin. Sayıları bulanlara ne telif hakkı verdin. Tuvaleti bulana ne telif hakkı verdin.

Bedava yaşıyoruz ama nankörlük ediyoruz gibi geliyor bana. İnsanlar artık paranın üründen değil hizmetten kazanıldığını bilmeli.

Ben bir televizyon alırken neden vergisini ödüyorum, neden markasına dikkat ediyorum, çünkü artık bir ürünü almak demek bir hizmeti almak demek. Ben televizyonu alırken onu belirli bir süre izlemek üzere alıyorum. Süs olsun diye değil. Eğer çok ucuza gelecek diye vergisiz, garantisiz, adi bir malı alırsam yarın arızalandığında ve o televizyonun asli görevi olan herhangi bir kanalı izleyemediğimde kime hesap soracağım.

Sonuç olarak müzisyenlere bile sorsanız sen mp3 indiriyormusun(Bunu bu işi yapmak doğrudur veya yanlıştır diye söylemiyorum) diye sorsanız hep kaçamak cevap verirler. Sadece kendi kasetleri mp3 olarak indirildiğinde rahatsız olurlar. Onlar başkalarının müziklerini indirirken rahatsız olmazlar. Onlar mozart'ın vey beathoven'in notalarını kullanırken rahatsız olmaz. Onlar plak şirketleri onları sömürürken rahatsız olmazlar. Güçleri birtek biz kullanıcılara yeter.

Bedava yaşıyoruz Bedava(Orhan Veli Kanık).

 

[Berkin Bozdoğan]

Ülkemizdeki olay, dünyadaki gibi mafyalaşmaya doğru gidiyor. Ticarethanede radyo dinletmeniz bile Müyap vergisine, Mesam vergisine tabi (ikisine birden olmayabilir).