Anka Kuşu Efsanesi ve Masalı

Bu konuyu okuyanlar

BHA

Müdavim
Emektar
Katılım
16 Aralık 2015
Mesajlar
1,808
Reaksiyon puanı
2,135
Puanları
113
5e3ed6d355427f196800966e.jpg


Fars efsanelerine göre Zümrüdüanka Kuşu son derece yaşlıdır ve Dünya üzerinde yaşanan 3 tufana da tanıklık etmiştir. Zümrüdüanka Kuşu yaşamı boyunca çok şey öğrenmiş ve bu bilgileri tüm çağlara aktaran bir sembol olmuştur. Zümrüdüanka Kuşu Simurg, Batı mitolojisindeki karşılığı Feniks'e benzer şekilde 1700 yılda bir kendisini yakar ve küllerinden tekrar doğar.

Zümrüdüanka Kuşu'nun toprağı ve suyu arındırdığına ve böylece verimliliği artırdığına inanılır. Kuş yeryüzü ve gökyüzü arasındaki birliği temsil eder ve her iki taraf arasında bir tür elçi vazifesi görür. Zümrüdüanka Kuşu dünya denizinin ortasında yer alan Hayat Ağacı'nın üzerinde tüner. Hayat Ağacı çok kuvvetli bir ilaçtır ve şifalı olduğuna inanılır. Hayat Ağacı'nın tohumları ağacın üzerindedir ve Zümrüdüanka Kuşu ağaca konduğunda ağacın dalları ve yaprakları sallanır böylece tohumlar yere düşer. Bu tohumlar Vayu-Vata rüzgarları ve Tishtrya yağmurları ile dünyaya yayılır.

Mitoloji
Mistik kuş Simurg Fars sanatında kuş şeklinde, kanatlı dev bir yaratık olarak resmedilmiştir. Zaman zaman köpek başına ve aslan pençelerine sahip bir tavus kuşu olarak da resmedilmiştir. Bazen insan yüzü ile de resmedildiği olmuştur. Bir bölümü memeli olduğu için yavrularını emzirirdi. Yılanlara karşı bir düşmanlığı vardı ve yaşadığı yer fazlasıyla sulaktı. Bir antik İran tanımında Simurg'un kendisini alevlerle kaplayana kadar 1700 yıl yaşar, daha sonraki tanım ve kayıtlarda ise onun ölümsüz olduğu ve Bilgi Ağacı'nda bir yuvası olduğundan bahsedilmiştir.

İran efsanesine göre, bu kuş o kadar yaşlıdır ki dünyanın yıkılışına üç kez tanık olmuştur. Tüm bu zaman boyunca, Simurg o kadar çok öğrenmiştir ki tüm zamanların bilgisine sahip olmuştur.

Sasani Persler Simurg'un yere bereket bahşedeceğine ve dünya ile göğün arasındaki birliği sağlayacağına inanırlardı. Yaşam ağacı, Gaokerena'da tünediğine ve her türlü şeytani şeyi tedavi eden, düzelten kutsal Haoma bitkisinin yöresinde yaşadığına inanılırdı. Daha sonraki İran geleneklerinde Simurg ilahiliğin bir sembolü haline gelmiştir. Ayrıca, Sên-Murv/Simurg Pers edebiyatında Homâ olarak tanımlanmış, Arapça'ya ise Rukh olarak girmiştir.

Simurg uçuşa kalktığında, bilgi ağacının yaprakları titrer her bitkinin tohumlarının dökülmesine neden olurdu. Bu tohumlar dünyanın her yanına dağılır gelmiş geçmiş her bitki çeşidinin kök almasını sağlar ve böylece de (bu bitkiler yoluyla) insanoğlunun tüm hastalıklarını tedavi ederler. Simurg'un tüylerinin bakır renginde olduğu söylenmiştir. Her ne kadar başlarda bir köpek-kuş olarak tasvir edilse de, daha sonraları sıklıkla bir insan veya köpeğin başıyla gösterilmiştir. Onun iyilik sever bir doğası olduğu ve kanatlarının bir dokunuşunun her türlü hastalık veya yarayı tedavi edeceğine inanılırdı.​
 

Son mesajlar

Üst