Dün gece yayınlanan "Basın Kulübü" adlı programda Dinci-Kürtçü Yazar Altan Tan ile Osman Pamukoğlu arasında bazı diyaloglar yaşandı.
Osman Pamukoğlu iyi niyetli de olsa bu programda da Türklük, Atatürk ve Laik Cumhuriyet düşmanlarının karşısında ne yazık ki yine yetersiz kaldı.
Altan Tan denen, adı ve soyadı Öz Türkçe olmasına rağmen utanmadan Türklük, Atatürk, ve Laik Cumhuriyet düşmanlığı yapan dinci kürtçü zevatın Kurtuluş Savaşı ile ilgili savurduğu hezeyanlar bizi sinirden çıldırtırken, Pamukoğlu, bu zevatın hezeyanlarını çay höpürdeterek karşıladı.
Pamukoğlu'nun, dinlerken höpürdeterek çay içtiği kürtçü Altan'ın hezeyanlarına biz yanıt verelim.
1- Dinci kürtçü Altan: Düşmanı Şanlıurfa'dan, Gaziantep'ten ve Kahramanmaraş'tan kürtler kovdu.
Yanıtımız: Ya sabır bre yalancılar! Antep ve Maraş Türk nüfusunun yoğun olduğu illerdir. Hele o yıllarda bu illerimizdeki kürt sayısı sokak köpeklerinin sayısından daha azdı. Urfa'da da direniş Türkmenler tarafından yapıldı. Antep ve Maraş, unvanları olan "Gazi" ve "Kahraman" unvanlarını hak ederek aldı. Bu illerimize unvanlarını Türk'ün son Başbuğu Atatürk verirken, Urfa'nın "Şanlı" unvanını Özal adlı kürt, siyasal kaygılar nedeniyle ve Urfalılar'a popülizm yapmak için vermiştir.
Yoksa, tarih boyunca düşman güçlere hep domalmış, göğüs göğüse savaşmaktan korkmuş ve teslim olmuş hatta kendi başlarına bir hiç ve aciz olduklarını bildikleri için, Türklere karşı devamlı düşmanlarla işbirliği yapmış olan kürtlerin yurt savunması için Türklere destek verdiklerini düşünmek ve söylemek hain ve cahil değilse ahmakların yapacağı birşeydir.
2- Dinci kürtçü Altan: Kürtlerin Doğu cephesinde savaştıklarını göstermek(!) için "Burası Muş'tur diye türkü bile vardır(?)" dedi.
Yanıtımız: Dinci kürtçü Altan burada Yemen'deki "Huş" tepesini bilmeyecek kadar cahil olduğundan ve Yemen'de şehit olanların Türk soylu askerler olduğunu işine gelmediği için yok saymak istediğinden, Yemen Türküsü'nde geçen ve aslı:
"Burası Huş'tur, yolu yokuştur" olan nakarat bölümünü, "Burası Muş'tur" diye göstermeye çalışan cahil bir dinci kürttür.
3- Dinci kürtçü Altan: Pamukoğlu'nun geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu "Çanakkale'de kürtler savaşmadı" açıklamasına karşı, "Benim dedem orada sakat kaldı, belgeleri var" dedi.
Yanıtımız: Kürtler Çanakkale Savaşları'nda savaşmadı. Bu gerçek, Genelkurmay'ın arşivlerindeki belgelere bakılarak görülebilir. Kürtler zaten 1830 yılına kadar askerlik yapmamışlardı. Bu tarihten sonra da kürtler askerden hep kaçıyordu. Yakalananlar cepheye yaka paça götürülüyordu. Bir fırsatını bulan kürtler ise cepheden de kaçıyordu. Bu kaçış güzergahı çoklukla düşman saflarına doğru oluyordu. Altan Tan adlı dinci kürt yalan söylüyor. Fakat doğru söylediğini varsayalım. O zaman da dedesinin bahsettiğimiz gibi cepheye yaka paça götürülen kürt askerlerden olduğunu ve bacağına rast gelen bir kaza kurşunu ile sakat kaldığını; cephelere zorla götürülen kürtlerin ya cephelerden kaçtıklarının ya da anca kaza kurşunu sonucu eşek cennetini boyladıklarının yani Niyazi olduklarının hikayesini bilenler ve tarihi belgelere hakim olanlar çok kolay tahmin edilebilirler.
Bunu da geçtik. Diyelim ki dinci kürtçü Altan'ın dedesi harbiden Çanakkale'de savaştı ve gazi oldu. Bu durum, kürtlere ayrıcalık gösterilmesi için yeterli bir gerekçe midir? Şayet ayrıcalık gösterilmesi gereken bir gerekçe ise, o zaman, babası Rum, annesi ise Ermeni olan şarkıcı Fedon'un da dedesinin Çanakkale'de şehit olmasından ötürü, Rumlar ile Ermenilere de ayrıcalık gösterilmesi gerekmektedir. Bu bakış açısıyla da, Çanakkale Savaşları'na tek tük ve hasbelkader de olsa katılan Rumlara, Ermenilere hatta Yahudilere ayrı gözle bakmamamız ve onları düşman olarak değil de, kader birliği yapmış olduğumuz sevimli ve kardeş milletler olarak görmemiz gerekir. Bu böyle olmalıysa, verilen şehit sayısının 300 bine yakın olduğu Çanakkale Savaşları'na, gönül isteğiyle katılmayan, bu savaşlarda öldüğü söylenen ve Genekurmay'ın resmi kayıtlarında toplam 100 kişi bile etmeyen kürtlere de ayrıcalık gösterilmesi diğer etnik kimliklere haksızlık olur.
Din kardeşliğini esas alan ve insanlara bakış açılarını dinlerine göre belirleyen dincilerin, bölücülüklerinin ve insan ayrımcılıklarının bir kanıtı da bu konuda uyguladıkları çifte standarttır. Dinciler ve her ideolojik kesimden hainler, kürtler için hayali kahramanlık destanları yazarlar da, kürtlerin, 13'ü Osmanlı döneminde olmak üzere, son isyanlarının adı olan Pkk ile birlikte, Cumhuriyet döneminde çıkarmış oldukları 25 yani toplamda 38 isyanı görmezden gelirler veya sineye çekerler. Bu haksızlığa ve adaletsizliğe de, Türkçülerden başka dur diyecek bir başka kesim bulunmamaktadır.
4- Dinci kürtçü Altan: Kurtuluş Savaşı sırasında Ege’de düşmana hiçbir direniş olmadığını ima etti.
Yanıtımız: Pekaka’ya pekeke demesinden ne olduğunu belli olan Altan Tan denen düşmanlığını yaptığı milletin dilinden adı ve soyadı olan zevatın cahilliğine ve gerçekleri inkar etmesine bilinçli Türkler şimdilik gerileriyle gülüyorlar fakat bu hep böyle gitmeyecek; uzun vadede sizin gibi dinci kürtçülere önleriyle başka bir eylem yapacaklardır!
Altan,
Senin bu zırvalarına uzun uzadıya yanıt vermeye gerek yok; yalnızca Yunanlılar'ın bu konudaki düşüncelerini açıkladıkları sözü yazmak yeterli olacaktır:
"Efeler bizi Ege dağlarında durdurmamış olsalardı, Ankara'ya ulaşmamızın önünde hiçbir engel kalmamıştı."
5- Dinci kürtçü Altan: Irak kürdistanında bir tek Selanikli bile ölmedi.
Yanıtımız: Senin Selanikli'den kastının kürt ve dinci yok edicisi ulu Türk Başbuğu Atatürk olduğu belli. Ee, normal; benim de kuyruk acım olsaydı, bende kuyruk acısı bırakan her kimse ona karşı düşmanlık beslerdim. Oysa, Atatürk olmasaydı bugün din, iman, Allah, kitap diyerek din siyaseti ve bezirganlığı yapan Türklük düşmanlarının nineleri, cami avlularında işgal güçlerinin askerleri tarafından döllenecekti ve söz konusu bu hain ve nankör güruhun bireyleri; bugün Yorgo, David, Francois; Anastasia, Christiana, Jenna vb. Haçlı adlarını taşıyor olacaklardı. Bunun böyle olacağını; Türk'e düşman olmayan, hain olmayan, biraz kafası çalışan ve sağ duyuya sahip olan herkes düşünebilmektedir.
İkincisi; Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması yönünde olumlu bir düşüncesi olmadığını hayali "Irak kürdistanı" vurgusuyla gözler önüne seren Altan Tan gibi Türklük, Atatürk ve Laik Cumhuriyet düşmanı kürtlerin dilini de Akp'nin çözdüğü görülmektedir.
Fakat Türk milleti, günün geleceğini, devranın döneceğini ve bugün bülbül olanların dillerini koparacağını bu gibi zevatlara geç de olsa gösterecektir.
Osman Pamukoğlu iyi niyetli de olsa bu programda da Türklük, Atatürk ve Laik Cumhuriyet düşmanlarının karşısında ne yazık ki yine yetersiz kaldı.
Altan Tan denen, adı ve soyadı Öz Türkçe olmasına rağmen utanmadan Türklük, Atatürk, ve Laik Cumhuriyet düşmanlığı yapan dinci kürtçü zevatın Kurtuluş Savaşı ile ilgili savurduğu hezeyanlar bizi sinirden çıldırtırken, Pamukoğlu, bu zevatın hezeyanlarını çay höpürdeterek karşıladı.
Pamukoğlu'nun, dinlerken höpürdeterek çay içtiği kürtçü Altan'ın hezeyanlarına biz yanıt verelim.
1- Dinci kürtçü Altan: Düşmanı Şanlıurfa'dan, Gaziantep'ten ve Kahramanmaraş'tan kürtler kovdu.
Yanıtımız: Ya sabır bre yalancılar! Antep ve Maraş Türk nüfusunun yoğun olduğu illerdir. Hele o yıllarda bu illerimizdeki kürt sayısı sokak köpeklerinin sayısından daha azdı. Urfa'da da direniş Türkmenler tarafından yapıldı. Antep ve Maraş, unvanları olan "Gazi" ve "Kahraman" unvanlarını hak ederek aldı. Bu illerimize unvanlarını Türk'ün son Başbuğu Atatürk verirken, Urfa'nın "Şanlı" unvanını Özal adlı kürt, siyasal kaygılar nedeniyle ve Urfalılar'a popülizm yapmak için vermiştir.
Yoksa, tarih boyunca düşman güçlere hep domalmış, göğüs göğüse savaşmaktan korkmuş ve teslim olmuş hatta kendi başlarına bir hiç ve aciz olduklarını bildikleri için, Türklere karşı devamlı düşmanlarla işbirliği yapmış olan kürtlerin yurt savunması için Türklere destek verdiklerini düşünmek ve söylemek hain ve cahil değilse ahmakların yapacağı birşeydir.
2- Dinci kürtçü Altan: Kürtlerin Doğu cephesinde savaştıklarını göstermek(!) için "Burası Muş'tur diye türkü bile vardır(?)" dedi.
Yanıtımız: Dinci kürtçü Altan burada Yemen'deki "Huş" tepesini bilmeyecek kadar cahil olduğundan ve Yemen'de şehit olanların Türk soylu askerler olduğunu işine gelmediği için yok saymak istediğinden, Yemen Türküsü'nde geçen ve aslı:
"Burası Huş'tur, yolu yokuştur" olan nakarat bölümünü, "Burası Muş'tur" diye göstermeye çalışan cahil bir dinci kürttür.
3- Dinci kürtçü Altan: Pamukoğlu'nun geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu "Çanakkale'de kürtler savaşmadı" açıklamasına karşı, "Benim dedem orada sakat kaldı, belgeleri var" dedi.
Yanıtımız: Kürtler Çanakkale Savaşları'nda savaşmadı. Bu gerçek, Genelkurmay'ın arşivlerindeki belgelere bakılarak görülebilir. Kürtler zaten 1830 yılına kadar askerlik yapmamışlardı. Bu tarihten sonra da kürtler askerden hep kaçıyordu. Yakalananlar cepheye yaka paça götürülüyordu. Bir fırsatını bulan kürtler ise cepheden de kaçıyordu. Bu kaçış güzergahı çoklukla düşman saflarına doğru oluyordu. Altan Tan adlı dinci kürt yalan söylüyor. Fakat doğru söylediğini varsayalım. O zaman da dedesinin bahsettiğimiz gibi cepheye yaka paça götürülen kürt askerlerden olduğunu ve bacağına rast gelen bir kaza kurşunu ile sakat kaldığını; cephelere zorla götürülen kürtlerin ya cephelerden kaçtıklarının ya da anca kaza kurşunu sonucu eşek cennetini boyladıklarının yani Niyazi olduklarının hikayesini bilenler ve tarihi belgelere hakim olanlar çok kolay tahmin edilebilirler.
Bunu da geçtik. Diyelim ki dinci kürtçü Altan'ın dedesi harbiden Çanakkale'de savaştı ve gazi oldu. Bu durum, kürtlere ayrıcalık gösterilmesi için yeterli bir gerekçe midir? Şayet ayrıcalık gösterilmesi gereken bir gerekçe ise, o zaman, babası Rum, annesi ise Ermeni olan şarkıcı Fedon'un da dedesinin Çanakkale'de şehit olmasından ötürü, Rumlar ile Ermenilere de ayrıcalık gösterilmesi gerekmektedir. Bu bakış açısıyla da, Çanakkale Savaşları'na tek tük ve hasbelkader de olsa katılan Rumlara, Ermenilere hatta Yahudilere ayrı gözle bakmamamız ve onları düşman olarak değil de, kader birliği yapmış olduğumuz sevimli ve kardeş milletler olarak görmemiz gerekir. Bu böyle olmalıysa, verilen şehit sayısının 300 bine yakın olduğu Çanakkale Savaşları'na, gönül isteğiyle katılmayan, bu savaşlarda öldüğü söylenen ve Genekurmay'ın resmi kayıtlarında toplam 100 kişi bile etmeyen kürtlere de ayrıcalık gösterilmesi diğer etnik kimliklere haksızlık olur.
Din kardeşliğini esas alan ve insanlara bakış açılarını dinlerine göre belirleyen dincilerin, bölücülüklerinin ve insan ayrımcılıklarının bir kanıtı da bu konuda uyguladıkları çifte standarttır. Dinciler ve her ideolojik kesimden hainler, kürtler için hayali kahramanlık destanları yazarlar da, kürtlerin, 13'ü Osmanlı döneminde olmak üzere, son isyanlarının adı olan Pkk ile birlikte, Cumhuriyet döneminde çıkarmış oldukları 25 yani toplamda 38 isyanı görmezden gelirler veya sineye çekerler. Bu haksızlığa ve adaletsizliğe de, Türkçülerden başka dur diyecek bir başka kesim bulunmamaktadır.
4- Dinci kürtçü Altan: Kurtuluş Savaşı sırasında Ege’de düşmana hiçbir direniş olmadığını ima etti.
Yanıtımız: Pekaka’ya pekeke demesinden ne olduğunu belli olan Altan Tan denen düşmanlığını yaptığı milletin dilinden adı ve soyadı olan zevatın cahilliğine ve gerçekleri inkar etmesine bilinçli Türkler şimdilik gerileriyle gülüyorlar fakat bu hep böyle gitmeyecek; uzun vadede sizin gibi dinci kürtçülere önleriyle başka bir eylem yapacaklardır!
Altan,
Senin bu zırvalarına uzun uzadıya yanıt vermeye gerek yok; yalnızca Yunanlılar'ın bu konudaki düşüncelerini açıkladıkları sözü yazmak yeterli olacaktır:
"Efeler bizi Ege dağlarında durdurmamış olsalardı, Ankara'ya ulaşmamızın önünde hiçbir engel kalmamıştı."
5- Dinci kürtçü Altan: Irak kürdistanında bir tek Selanikli bile ölmedi.
Yanıtımız: Senin Selanikli'den kastının kürt ve dinci yok edicisi ulu Türk Başbuğu Atatürk olduğu belli. Ee, normal; benim de kuyruk acım olsaydı, bende kuyruk acısı bırakan her kimse ona karşı düşmanlık beslerdim. Oysa, Atatürk olmasaydı bugün din, iman, Allah, kitap diyerek din siyaseti ve bezirganlığı yapan Türklük düşmanlarının nineleri, cami avlularında işgal güçlerinin askerleri tarafından döllenecekti ve söz konusu bu hain ve nankör güruhun bireyleri; bugün Yorgo, David, Francois; Anastasia, Christiana, Jenna vb. Haçlı adlarını taşıyor olacaklardı. Bunun böyle olacağını; Türk'e düşman olmayan, hain olmayan, biraz kafası çalışan ve sağ duyuya sahip olan herkes düşünebilmektedir.
İkincisi; Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması yönünde olumlu bir düşüncesi olmadığını hayali "Irak kürdistanı" vurgusuyla gözler önüne seren Altan Tan gibi Türklük, Atatürk ve Laik Cumhuriyet düşmanı kürtlerin dilini de Akp'nin çözdüğü görülmektedir.
Fakat Türk milleti, günün geleceğini, devranın döneceğini ve bugün bülbül olanların dillerini koparacağını bu gibi zevatlara geç de olsa gösterecektir.
